Güzel Sanatlar Enstitüsü Tez Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Yedinci Sanat sinema dergisinde Türk sineması (1973-1975)(Düzce Üniversitesi, 2024) Can, Mete; Yıldırım, TunçDergiler, süreli yayınlar kategorisine girmektedir. Dergilerin en önemli özelliği ise, içinde bulunduğu dönemi; yani, yayınlandığı süre zarfında siyasi, sosyoekonomik koşulları tam anlamıyla yansıtmalarıdır. Diğer yandan dergiler, güne hâkim olan; politik, felsefi ve ideolojik fikirlerin ortaya koyulduğu platformlardır. Bu açıdan da dönemine ışık tutan, döneminin en önemli tanıkları olarak karşımıza çıkmaktadır. Dergileri, kitaplardan ayıran en temel fark; kitaplarda genellikle tek bir yazarın görüş ve düşünceleri yer alırken; dergilerde, birden fazla yazarın görüş ve düşüncelerine yer verilmesidir. Bu özelliğiyle dergiler, içinde bulunduğu dönemi; farklı bakış açılarıyla ortaya koyan, zengin içerikler sunan derleyici, toplayıcı, niteliğe sahip kaynaklardır. Ülkemizde yayınlanan sinema dergileri tarihsel olarak incelendiğinde, hemen hemen hepsinin; İstanbul'da yayın hayatlarına başladıkları, kısa süre sonra da yayın hayatlarının sona erdiği görülmektedir. Bu sinema dergilerinin genel özelliklerine baktığımızda ise, sinema eleştirmenliği veya sinema tarih yazımından, Türk sinemasını ele almaktan uzak; genel olarak, sadece vizyona yeni giren Hollywood filmlerinin tanıtımının yapıldığı; diğer kısmının ise, Yeşilçam filmlerini magazinsel boyutta ele alan yayınlar oldukları görülmektedir. Dönemi açısından, uzman bir sinema dergisi olan Yedinci Sanat dergisi; Türk ve Dünya sinemasını kuramsal olarak ele alan yapısıyla, kendinden önce yayınlanmış çoğu sinema dergisinden ayrılmaktadır. Derginin, sinemanın kuramsal yönüne bu denli eğilmesinin nedeni ise; yeni bir sistem ve sinemacı kuşağı yetiştirmeyi hedeflemiş olmasından kaynaklanmaktadır. 1973-1975 yılları arasında ülkemizde aylık, süreli bir şekilde yayınlanan Yedinci Sanat dergisinin yayın felsefesini, işleyişini, çalışmalarını ve sinema kültürünün gelişimine sağladığı katkıları; temelde ise Türk sinemasına bakışını içeren bu çalışma, Yedinci Sanat aylık sinema dergisinde yer alan metinlerin farklı açılardan tahlilini ve tasnifini içermektedir. Bu hedef doğrultusunda, tezin birinci bölümünde Yedinci Sanat dergisinin genel özellikleri analiz edilmiş; ikinci bölümünde ise Yedinci Sanat dergisinin kuruluş süreci kendi içinde tarihsel dönemlere ayrılarak ele alınmıştır. Tezin üçüncü bölümünde, Yedinci Sanat dergisinde öne çıkan bölümlerden olan; karikatürler incelenmiştir.Öğe Sanatta görünürlük sorunu ve kendine mal etme üzerinden benin inşası(Düzce Üniversitesi, 2024) Akyol, Kadir; Günay, BurcuBu tez çalışmasında, sanatta ifade ve görünür olma kavramlarını kendisine mal etme üzerine konumlanmaktadır. Bu kapsamda klasik dönemin belirgin yapıtları üzerinden başlayarak, çağdaş sanata uzanan süreçte, sanatın geçirdiği dönüşüm ele alınmaktadır. Modern ve post-modern dönemde meydana gelen gelişmeler, dijitalleşme ile birlikte sanatta görünürlük sorununa yeni boyut kazanmıştır. Klasik ve modern sanatın başlangıcından itibaren sanatın geldiği konum, dijital alanda sanat eseri üretimi ve paylaşımını mümkün kılan teknolojik yeniliklere borçlu olmuştur. 20. yüzyılın başlarından itibaren sanatçıları etkileyen teknolojik yenilikler, multidisipliner çalışmalara zemin hazırlamıştır. İmgelerin dijitalleşmesiyle birlikte, birçok sanatçı üretimlerini yeni bir çerçevede sunmaya başlamışlardır. Bu tez çalışmasında, teknolojik gelişmelerin ve dijitalleşmenin, resim sanatı içinde ele alınışı kendine mal etme eyleminin dönüşüm süreci kronolojik iz düşümlerle incelenmektedir. Nitel bir araştırma kapsamında, günümüze kadar gelen süreçte dijital sanat sisteminin ve görünürlüğün amacı ve etkisi değerlendirilmektedir. Teknoloji ve sanat arasındaki ilişki ve etkileşim, insanlık tarihiyle birlikte gelişim göstermiştir. Sanat, insanın kendini ifade etme ve tanıma aracı olarak ortaya çıkarken; teknoloji, bilimsel birikimin ilerlemesiyle ortaya çıkan gelişmelerdir. Özellikle 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkan sinema, fotoğraf ve arttırılmış gerçeklik gibi teknolojik gelişmeler, sanatın kavram, içerik ve biçim dilini değiştirmiştir. Sanatçılar, çağın teknolojik imkânlarını kullanarak yeni sanat türleri ve ifade biçimleri geliştirmişlerdir. Sanatçılar başkalarına ait unsurları kendi yapıtlarına dâhil etmesi anlamına gelen kendine mal etme kavramı, modern ve çağdaş sanat tarihi boyunca sıklıkla kullanılmıştır. Kendine mal etme, sanatçılara yaratıcılıklarını ifade etme konusunda daha geniş imkânlar sunarken görünürlük sorununu da beraberinde getirmiştir. Çalışmanın uygulama bölümünde, post modern sanat uygulamaları içerisinde yer alan yeniden üretim, görünürlük ve dijitalin sanatta kullanımı bir yöntem olarak benimsenmiştir. Bu kapsamda, fotoğraf sanatı da dahil olmak üzere geleneksel ve modern çalışmalarda yeniden üretim örnekleri sunulmaktadır. Bu tez çalışması, sanatta görünür olma kavramını ve bireyin kendine mal etme sürecini, teknolojik gelişmeler ve dijitalleşme bağlamında ele alan üretim süreçlerinin yansımasıdır.Öğe Çağdaş sanatta erkeklik temsilleri(Düzce Üniversitesi, 2024) Işık, Özkan; Günay, BurcuToplumsal cinsiyet çalışmaları içinde incelenmesi önemli bir alanı oluşturan erkeklik meselesi, bu çalışmanın kavramsal alt yapısını oluşturmaktadır. Cinsiyet çalışmalarının tarihsel sürecine bakıldığında genelde merkezde kadın meseleleri etrafında yürütülen araştırmalara rastlanmaktadır. Bu araştırmaların yeterli olmadığı noktalarda bakış açısı erkeklik meselesi üzerine yönelmiştir. Toplumsal cinsiyet araştırmaları için çok önemli bir yere konumlanan erkeklik meselesi araştırmanın ana konusu olarak incelenmiştir. Sürece tarihsel ve kültürel anlamda yaklaşan çalışma, araştırmacıların izinden giderek literatür tarama yöntemiyle erkeklik kavramına ilişkin tanımlar ortaya koymaktadır. Aynı zamanda da erkeklik meselesi ile ilgili ulusal ve uluslararası boyutlarda genel görüşler aktarmaktadır. Kavramsal çerçevesi çizilen araştırmanın konusu aynı zamanda çağdaş sanatında meselesi olarak ortaya çıkmaktadır. Tekstil malzemesinin yapısı ile erkeklik meselesine getirilen tanımlar üzerinden kurulan bu yakınlık, tezin sanatsal araştırma süreci için önemli bir yere konumlanmaktadır. Bu yüzden tekstil ile üretimlerini sürdüren sanatçı örnekleri üzerinden erkeklik meselesine yaklaşılmıştır. Tekstil malzemesi ile üretimlerini sürdüren sanatçıların tarihsel süreç içinde değişen düşünme alanlarına dair bilgilere yer verilen çalışma aynı zamanda malzemenin dönüşen kimliği ile ilgili bilginin izini de sürmektedir. Araştırma kapsamında üretilen kişisel çalışmalarda erkeklik meselesinin sorgulandığı alanların yeniden düşünülmesi için farklı bir bakış açısı sunmaktadır.Öğe Heykel sanatında malzeme olarak ışık ve anlatım olanakları(Düzce Üniversitesi, 2025) Özdemir, Muharrem; Yardımcı, İlkerGünümüzde ışık teknolojileri, disiplinlerarası bir yaklaşımla heykel sanatında bir malzeme olarak kullanılmaktadır. Bu durum heykel sanatında etkileyici ve çağdaş yeni anlatım olanakları sağlamaktadır. Bu tez çalışmasında heykel sanatında malzeme kullanımının tarihsel gelişimi incelenerek bu süreç içerisinde ışığın nasıl dönüştürücü bir rol aldığı araştırılmıştır. Geleneksel malzemelerden modern malzemelere kadar uzanan bu süreçte gelişen ışık teknolojilerinin heykelin tanımını nasıl genişlettiği ve izleyicileri nasıl dönüştürdüğü irdelenmiştir. Teknolojik gelişim, heykellerde ışığın bilinçli ve dinamik kullanımına olanak tanımıştır. Sanatçılar, eserlerinde ışığı kullanarak duygusal ve estetik derinlikler yaratma becerisiyle heykelin evrimine önemli bir katkıda bulunmuşlardır. Işığı heykellerinin temel bir unsuru haline getiren sanatçılar, bu evrimin bir parçası olarak eserlerindeki ifadeyi zenginleştirmişlerdir. Işık, heykelin formunu değiştirip izleyici ile etkileşime geçen bir güç halini almıştır. Bu evrim, sanatın sınırlarını genişleterek izleyicilere derin düşünce ve duygusal deneyimler sağlamıştır. Bu disiplinlerarası evrim, ışığın doğrudan heykele dönüşmesiyle birlikte, sanatın sınırlarını zorlayarak gelecekte daha heyecan verici ve yenilikçi eserlere kapı aralamaktadır. Bu tez çalışmasında, tarihsel olarak heykel sanatında ışığın malzeme olarak kullanılmasıyla birlikte, anlatım olanaklarına odaklanarak sanatçıların eserlerinde nasıl katmanlar oluşturdukları incelenmiştir. Işığın heykel sanatı içerisindeki tarihsel örnekleri, çağdaş uygulamaları ve teorik temellerini inceleyerek, sanatçıların bu unsurları nasıl kullanarak çalışmalarına anlam katmanları eklediklerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışma, fizik ve optik biliminin teknik detaylarına derinlemesine girmeksizin, ışığın heykel sanatında yardımcı bir unsur olarak kullanımından, doğrudan yapıtın kendisine dönüşümüne uzanan süreci belirli dönemsel odaklarla ele alarak sınırlandırılmıştır. Veriler, ağırlıklı olarak literatür taraması yoluyla elde edilmiştir. Konuyla ilgili kaynak kitaplar, akademik dergiler, makaleler, videolar ve daha önce hazırlanmış tezler incelenmiş; ayrıca internet ortamı ve sosyal medyada alanla ilgili oluşturulmuş sayfa ve içeriklerden de yararlanılmıştır.Öğe Çağdaş sanatta güzellik kavramının temsili olan beden(Düzce Üniversitesi, 2024) Dağ, Sefahat; Gürler, Zeynepİnsanlık tarihi boyunca güzellik kavramı, her inanç ve sisteme göre değişiklik göstermiştir. Güzellik kavramı kadınla ilişkilendirilerek, değişen inanç ve sistemle beraber kadının görünüşünü de değişime uğratmıştır. Başlangıçta yüce, ahlaklı, erdemli, ruhani değerlerle birlikte ele alınan kavram beden ile de ilişkilendirilerek ilerleyen dönemlerde farklı düşünce yapılarıyla dönüşüme uğramıştır. Bedenin, özellikle kadın bedeni tasvirinin dönüşüme uğramasında kavramın taşıdığı anlamların değişim göstermesi etkendir. İlk çağlarda güzellik anlayışı doğurganlık ve bereket ile ilişkilendirilmiş, bu anlayışa göre güzellik sembolleri olarak kadın bedenlerinin iri ve büyük tasvir edilmesi sonraki dönemlerde yerini farklı biçimlere bırakmıştır. Bulunduğu çağla beraber kadın bedeni sürekli değişim içinde olarak o dönemin güzellik standardı neyse o kalıba girerek kendi döneminin güzellik standardını oluşturmuştur. Sanatta ideal kadın imgesi Meryem ana saflığında bazen resmedilmiş bazen Venüs miti ile ilişkilendirilerek çıplaklığı kabul edilebilir konuma getirmiştir. Sanayi Devrimini ortaya çıkmasıyla birçok alanda yenilikleri beraberinde getirmiştir. Fotoğraf makinasının ortaya çıkmasıyla sanatçılar doğaya ve istedikleri resimleri yapmaya başlamışlardır. Modern Sanatın doğuşuyla kadın imgesi gündelik yaşamdaki halleri, kendi hayal gücüyle ressamın gözünden izleyiciye seyirlik bir nesne olarak gösterilmiştir. Makinaların yaygınlaşması ve işgücünün bölünmesiyle üretimde ve tüketimde büyük artış meydana gelmiş ve tüketim toplumu ortaya çıkmıştır. Sanatçı toplumdan uzaklaşarak farklı tarz arayışına girmiş ve eserler üretmeye başlamıştır. Sanayi Devriminde kitle iletişim araçları ortaya çıkmış ve bununla beraber Popüler Kültür yaygınlaşmıştır. Tüketim kültürüyle birlikte güzellik endüstrisinin de oluşması, kadın bedeninin değiştirilip dönüştürülebilir hale sokulmasına neden olmuştur. Kadının meta ve tüketim nesnesi olarak kullanılmasına ve toplumda sadece görsel olarak var olmasına, özne olarak gösterilmemesine feminist sanatçılar karşı çıkmış ve bu düşüncelerini dünyaya duyurmak için sanat eserleri ve performanslar yapmışlardır. Bu tez çalışmasında güzellik kavramını; sanatta kadın bedeniyle ilişkilendirilerek ve kadının konumu değişen çağla beraber sanatta tasvir edilen kadın imgesinin sanat eserlerinde değişimini ve tüketim çağının toplumsal sorunu olan estetik cerrahi işlemlerle oluşan ideal kadın bedeni ile değişen güzellik algısına feminist sanatçıların tepkilerini ürettikleri işler üzerinden irdelenecektir.Öğe 1960'sonrası sanatta bozulan doğa(Düzce Üniversitesi, 2023) Kılıç, Güzin Dilara; Özden, Lütfi"1960 Sonrası Sanatta Bozulan Doğa" başlıklı tezimde doğanın içinde bulunduğu tehlikeler incelenecek, iklim değişikliğinin sebep olduğu krizler doğayı ve doğadaki canlı yaşamını nasıl etkilediği eleştirel yönden ele alınacaktır. Doğada oluşan bozulmaların doğanın kendi akışı ve döngüsü içerisinde olmadığı, bozulma kavramının insandan kaynaklı bir odaklanma olduğu anlatılmak istenmiştir. İnsanın sebep olmuş olduğu bozulmalar aynı zamanda doğada dengesizliğe sebep olmaktadır. Doğa ve insanın birlikteliğiyle değişen doğaya yer verilecektir. Plastik atıkların canlılara etkisi çevresel haberler doğrultusunda incelenecektir. Doğa bugün çağdaş sanatta önemli kavramlar arasındadır. Geçmiş yıllarda ve günümüzdeki doğa çokça bahsedilen bir konu olarak bu çalışmanın temelini oluşturacaktır. Bu çalışmada sürekli değişen doğanın ikinci yönü ele alınacaktır.Öğe Simülasyon ve fantazmagori kavramlarının postmodern mimari bağlamında çağdaş sanattaki yerinin incelenmesi(Düzce Üniversitesi, 2023) Özaras, Nazan; Özgür, Ferhat1960' lı yıllarda başlayan teknolojik gelişmeler toplumsal ve kültürel olmak üzere birçok değişime neden olmuştur. Bu değişimlerin etkileri kent manzaralarına yansımaktadır. Değişen mimari yapılar, sadece fiziksel olarak kent yapısını etkilememekte, aynı zamanda sanatta da birtakım değişimlere neden olmaktadır. Postmodern mimari ile birbirinin birer kopyası haline gelen yapılar tekinsiz birer nesneye/mekâna dönüşmektedir. Birbirine benzeyen ve giderek kaotik hale gelen kentler kültürel kimliklerini kaybederek, bireyde hep aynı yerde olduğu hissini uyandırmaktadır. Dolayısıyla bireysel ve toplumsal hafızayı da etkilediği görülmektedir. Aynı zamanda metal ve beton yığınları içerisinde doğaya hüküm süren insanlığın giderek bireyselleştiği gözlenmiştir. Bu bağlamda çalışma, Jean Baudrillard'nın Simülasyon ve Walter Benjamin'in Fantazmagori kavramları çerçevesiyle ele alınacaktır. Çalışmanın birinci bölümünde, Simülasyon, Fantazmagori, Flaneur ve Soylulaştırma gibi konuya ilişkin kavramlar, ele alınan örnekler üzerinden tartışılmıştır. İkinci bölümde, Modernizm ve Postmodernizm kavramları açıklanmış, adı geçen dönemlerin mimari ve görsel sanatlar üzerinden tarihçelerine değinilmiştir. Üçüncü bölümde ise, yazar tarafından üretilen sanatsal çalışmalar ve konu bağlamında üretilen çağdaş sanat eserleri, bir ve ikinci bölümde ele alınan konular ile kent ve hafıza mefhumları bağlamında yapıt analizine tabi tutulmuş ve tartışılmıştır.Öğe Sanat nesnesinin dönüşümü ve hazır nesne(Düzce Üniversitesi, 2024) Hacıoğlu, Özge; Selçuk, EvrenGündelik kullanım nesnelerinin var oluşu büyük ölçüde; barınma, savunma, korunma, inanç, ibadet, hayatta kalma, yaşamı kolaylaştırma ve hatta statü yaratma amaçlıdır. Bu nesneler büyük ölçüde; fiziki koşullar, ekonomi, siyaset, teknik gelişmeler, inanış biçimleri, kültürel normlar ve önceden öngörülmesi mümkün olamayan başka birçok faktörün bir araya gelmesi sonucu oluşur ve de sürekli olarak değişir. Olumsuz hava koşullarından korunmaya yarayan kıyafetler, ulaşım ihtiyacını kolaylaştıran araçlar, savunma amaçlı üretilen teknolojik aygıtlar ya da en asgari düzeyde beslenebilmek için tabak ve bardak gibi yeme-içme eylemlerini kolaylaştıran aletler bu kapsamda ilk akla gelenlerdendir. Her yerde/her evde bulunabilen tabak veya bardak gibi porselen, cam ya da seramik malzemelerle belli bir geleneksel beğeni ve biçimsel-estetik anlayışına göre üretilen ve işlevsel araçlar olarak kullanılabilen bu gibi nesneler; aynı zamanda toplumsal, kültürel ve duygusal bağlamlarda önemli bir sembol haline gelir. Nesnelerin anlamı, sadece fiziksel özellikleriyle değil, aynı zamanda insanların bu nesneleri nasıl algıladığı ve kullanmayı tercih ettiği toplumsal ve kültürel faktörlerle de şekillenir. Bu nesneler sanatın sürekli değişime uğrayan tarihsel sürecinin içerisinde devamlı olarak yer almış ve kaçınılmaz olarak dönüşüme uğramıştır. Sanatçılar, gündelik nesnelerin içinde bulundukları anlam ve kullanımlarını aşarak, bu nesnelere sanat alanında yeni anlamlar yükleyerek değişime uğratabilirler. Böylelikle sanatçı tarafından doğrudan kullanımı ya da dönüştürülerek kullanımıyla birlikte nesne yeni anlamlar kazanarak sanat alanında da sanat nesnesi ve sanatçının nesnesi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Nesnenin sanat alanında yaşadığı bu dönüşüm ve sanatın görüneni olduğu gibi aktarma amacı güden taklitçi bir sanat anlayışından izlenimciliğe, dışavurumculuktan kübizme, sürrealizmden Dadaizm'e ya da kavramsal sanata evrilme süreçleri gözlemlenmeye çalışılmıştır. Sanat eserinin oluşturulma süreci, nesnenin geleneksel yapısından ve temsiliyetinden ayrılarak, sıradan günlük mekânından çıkarak sanat alanında varlık bulma sürecine odaklanır. Bu bağlamda, nesne artık sadece bir nesne olarak değil, aynı zamanda sanatçının kendine özgü bakış açısı ve yaratıcı sürecinin bir yansıması olarak ele alınır. Bu dönüşüm, nesnenin yeni anlamlar ve ifadeler yaratma potansiyelini ortaya çıkarır. Bunun yanı sıra sanatın malzeme bakımından geleneksel medyumlarının ve bir süs eşyası ya da yalnızca işlevsel bir araç olma stabilitesinden öteye geçen günlük kullanım nesnelerinin dönüşüm süreçlerine odaklanılmıştır. Tezde sanat üretimlerinde bir ifade aracı olabilme potansiyeli kazanan gündelik kullanım nesneleri ve nesnenin dönüşüm süreçleri; çeşitli sanatçılar, eserleri, bazı akımlar, tarihsel kırılma noktaları ve bireysel üretimler üzerinden gözlemlenmeye ve çözümlenmeye çalışılmıştır.Öğe Çağdaş sanatta bir üretim biçimi: Bedenin sanat nesnesi olarak kullanılması(Düzce Üniversitesi, 2024) Açıkgöz, Can; Selçuk, EvrenTez üç ana başlıktan oluşmaktadır. Tezin birinci bölümünde, beden tanımına zemin oluşturmak adına beden; fizyolojik, biyolojik ve kavramsal olarak tanımlanmaya çalışılır. Bunun yanı sıra ilkel çağlardan günümüze kimlik ve aidiyet kavramları ve bu kavramların kökenleri üzerinde durulması amaçlanır. Yine bu bölümde iktidarın beden üzerindeki etkileri gözlemlenmeye çalışılırken Fransız düşünür olan Michel Foucault'un değerlendirmelerine yer verilir. Tezin ikinci bölümü olan '' 20 ve 21. Yüzyılda Sanat ve Beden İlişkisi'' adlı bölümde, ağırlıklı olarak 20 ve 21. Yüzyılda sanat alanında bedenin konu alınış şekli incelenmektedir. Aynı zamanda sanatçıların üretimleri üzerinden iktidar-sanat/iktidar-toplum/iktidar-birey ilişkileri de gözlemlenmeye çalışılır. Bununla ilişkili olarak bedenin biyolojik bir yaşam formu olmaktan ziyade, bir nesne olarak -cinsel/dinsel ya da siyasal bir nesne olarak- şekillenmesi ve dönüşümü yine bu bölümde incelenmektedir. Yine bu bölümde sanatın bu olguların etkisine maruz kalması ile üretimlerin çoğunlukla güncel ve popüler meseleler tarafından şekillendiği vurgulanmaktadır. Tez kapsamında iktidarın çektiği sınırlar içerisinde dolaştığı düşünülen sanat üretimlerinin sistemdeki yararı sorusunu düşündürmek amaçlanırken diğer taraftan bu sınırlar içerisinde özgün/özgür olma durumu incelenir. Tezin "Ben'in Bedeni" adlı üçünde bölümünde de, bedene öznel bir bakış açısı ile yaklaşılıp, kişisel süreç, deneyim ve üretimlere yer verilmiştir.Öğe Çağdaş sanat nesnesi olarak ağaç(Düzce Üniversitesi, 2022) Ünlü, Mustafa Oral; Günay, Burcuİnsanlık tarihi boyunca doğa, sanatçılara üretim süreçlerinde ilham kaynağı olmuştur. Sanatçılar doğa üzerine düşünmüş ve onu eserlerinde kimi zaman gerçekçi, kimi zaman da soyutlama ağırlıklı ele almışlardır. Doğa ve doğada yer alan nesneleri sanatta konu edinirken sanatçılar, yaşadıkları dönemin, toplumsal, ekonomik, politik, çevresel tüm dinamikleri ile ilgilenmişlerdir. Bu dinamiklerin ışığında doğadan bir kesit olarak ele alınan ağaç kavramı da, sanat tarihinde geçmişten günümüze işlenmekte olan bir konudur. Sanatçılar içinde yaşadıkları dönemin üslup özellikleri, dünya görüşü, doğaya bakışı üzerinden ağaç kavramını ele almışlardır. Bu araştırma geçmişten günümüze resim sanatında ve günümüz sanat pratiklerinde ağacı ele alan öncü sanatçılar üzerine kurulmuştur. Araştırma ağaç temasını, mitolojiden çağdaş sanata kronolojik bir sıra ile ele alarak, resim sanatında ağaç konusunu eserler üzerinden ele alma amacını taşımaktadır. Çağdaş sanat nesnesi olarak ağacın kültürel açıdan yeri ve önemi incelenecektir. Bu bağlamda tezde modernizmden önce ağaç kavramına değinerek günümüz sanatında ağacın temsil ettiği anlamlar açıklanarak, kavramsal olarak ağacın sanattaki yeri ve işlevi açıklanacaktır. Günümüz sanatında bir anlatım dili olarak ağaç olgusu, kavramsal ve kültürel açıdan açıklanarak genel bir değerlendirme ile bir sonuca bağlanacaktır. Oldukça geniş bir tema olmakla birlikte ağaç kavramı, Batı Sanat Tarihi'nde iz bırakmış sanatçıların eserlerinden örnekler ile sınırlandırılmıştır. Bu kapsamda tezin giriş bölümünde somut bir varlık olarak ağaç kavramı, geçmişten bugüne sanatın ve kültürlerin en önemli simgesel unsuru olarak açıklanmıştır. Ağaç kavramı kültürel olarak değişik anlamları bünyesinde barındırmaktadır. Ağaca yüklenen kültürel anlamlar kategorize edildiğinde, "dilek ağacı", "kozmik ağaç", "yaşam ağacı", "kutsal ağaç" gibi sınıflandırmalar ortaya çıkmaktadır. Toplumların kültürel unsurlarına bağlı olarak ağaç kavramına yükledikleri anlamlar farklılaşmaktadır. Giriş bölümünde ağacın mitolojiden modernizme kadar sanat tarihinde kavram olarak ele alınışı hakkında bilgi verilmiştir. Tezin ikinci bölümünde doğadan bir kesit olarak ağaç kavramı ele alınmaktadır. Günümüz sanat anlayışında toplumların farklı kültürel yapılarına bağlı olarak sanata yükledikleri anlamlar değişmektedir. Bu değişimi de belirleyenler arasında mitoloji ve sanat tarihi önemli bir noktadadır. Mısır ve Uzak Doğu toplumlarında sanatsal yaratının nesnesi olan doğa ve doğanın bir parçası olan ağaç; ölümsüzlüğün, varoluşun simgesel yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır. Konfüçyüs, Tao, Zen Budacılığı doğada yaşanan olayları gözlemleyerek doğanın düzenini merak etmişlerdir. Bütün bu kültürel çeşitliliklere ve farklılıklar ışığında bu bölümde mitoloji ve ağaç teması işlenmiştir. Tezin üçüncü bölümünde kültürel bir gösterge olarak ağaç kavramı ele alınmıştır. Ağaç kavramı da sanatta kendisine yüklenen anlamlar dahilinde, kimi zaman doğanın bir kesiti kimi zaman metaforik anlamlar yüklenerek sanatta yer almıştır. Doğadaki tüm elemanlar bir bütünlük ve entropi yasasına göre var olurlar. Sanatçının doğayı ele alışı da gerek malzeme gerek ise kavram boyutunda sonsuz bir çeşitliliğe sahip olabilir. Doğayı gözlemleyen bazı sanatçılar doğal dengenin, süreklilik ve bütünlük içinde var olan yapısını, ağaca indirgeyerek ifade etmeye çalışmışlardır. Tezin dördüncü bölümünde Batı Sanat Tarihi'nden bir kesit olarak ağaç konusu ele alınmıştır. Erken Rönesans Dönemi'nden modernizme kadar olan süreçte, dönem sanat özellikleri bağlamında ağacı ele alan örnek sanatçı eserlerine yer verilmiştir. Tezin beşinci bölümünü çağdaş sanatta bir anlatım dili olarak ağaç kavramı oluşturur. İlk olarak1960 sonrası sanatta yaşanılan değişimler açıklanmıştır. Müze ve galeri gibi sanat eserlerinin izleyici ile buluştuğu alanlara "alternatif bir mekan olarak doğa" konusu açıklanmıştır. Ağacın temsil problemi ve salt kendisinin sanat eserine dönüşme süreci, örnek eserler üzerinden açıklanmaya çalışılmıştır. Bu eserler ile biçimsel ve kavramsal yönden ilişkili bulunan kişisel üretim sürecindeki eserler, yine bu bölümde yer almaktadır. Sonuç bölümünde her bölümün özeti yapılmıştır. Özellikle çağdaş sanatta ağaç kavramı, kişisel eserler üzerinden açıklanmıştır. Anahtar Kelimeler: Ağaç, Kültür, Çağdaş SanatÖğe Kara mizah üzerine görsel yorumlar(Düzce Üniversitesi, 2022) Yün, Pınar; Selçuk, Seniha ÜnayBu tezde kara mizahın görsel sanatlar alanında varlığı ve belirleyici faktörleri araştırılmıştır. Araştırmanın görsel sanatlarda kara mizah anlayışının ifade dilleri örnekler üzerinden analizlerle açıklanmaya çalışılmış ve çıkan sonuçların kişisel çalışmalara yön vermesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda gülme kuramları ile bu kuramların, mizah ve kara mizahla bağlantısı irdelenerek; kara mizahın mizahtan görsel sanatlar içinde nasıl farklılaştığı belirlenmeye çalışılmıştır. Kara mizahın gülme ile ilişkisi bağlamında tarihsel süreç içinde toplumsal olayların, değişen kültürel kodların ve iktidarın gülme olgusuna etkileri sebebiyle görsel kara mizahın tüm bunlardan nasıl etkilendiği ve kültür tarihine etkileri araştırılmıştır. Kara mizahi anlatımın felsefi köklerine de yer verilerek sadece sanatsal bir ifade yöntemi olmaktan çok bir felsefi bakış açısı olarak varoluşçuluk, romantizm felsefeleriyle resim sanatı içinde nasıl buluştuğu açıklanmıştır. Özellikle Mihail Bahtin'in karnavalesk dünya görüşü bağlamında ifade özgürlüğü ile ilişkisi incelenmiştir. Çeşitli tarihsel örneklerin kara mizah ile ilişkisi kurularak, görsel kara mizahi ifade dilinin edebiyat, tiyatro ve karikatür gibi farklı disiplinlerle etkileşimi ortaya çıkarılmıştır. Parodi, pastiş, ironi, grotesk, alegori, satir vb. kavramların görsel ifadeye nasıl hizmet ettiği çözümlenerek tez süreci boyunca yürütülen kişisel çalışmalara hem biçim hem içerik bağlamında ışık tutmuştur. Kişisel yapıtlarda anlatı anlayışı ile figüratif kara mizahi kompozisyonlar oluşturulmuştur. Kara Mizahın köklerinin komedya ve pagan kültürlerindeki gülme ritüelleri ile bağlantısı sonucunda eleştirel ve protest tavrının, herkes için eşit ifade özgürlüğünü destekleyerek toplumsal değişim gücünü elinde tuttuğu ve tam da bu sebeple ortaya çıktığı ilk zamanlardan itibaren her daim baskılanmaya çalışıldığı gözlemlenmiştir. Özellikle günümüz politik doğruculuk ikliminde, gülmenin ve alayın gücü gitgide kontrol altına alınmaya çalışılırken retoriğe kıyasla görsel kara mizahın kendisine nasıl alan açabildiği belirlenmiştir. Araştırma sürecinde basılı ve elektronik kaynaklardan yararlanılmıştır. Sanatçı web siteleri, müze ve galeri web siteleri incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Kara mizah, Görsel kara mizah, Resim sanatı, Karnavalesk, İfade özgürlüğüÖğe İnsanmerkezcilik ekseninde çağdaş sanatta hayvan bedeni(Düzce Üniversitesi, 2022) Çelik, Meltem; Selçuk, Seniha ÜnayBu tez, hayvan bedeninin sanatsal üretim biçimlerinde "nesne" haline gelmesini ve insanmerkezcilik üzerinden değerlendirilmesini amaçlamaktadır. Hazır nesnenin sanata girmesiyle birlikte, yeni imge üretmeden var olanın kullanımı ve hayvan bedenlerinin canlı olarak sanatta yer almasının neden olduğu fiziksel ve duygusal şiddeti ele almaktadır. Bu kapsamda birinci bölüm insanmerkezcilik üzerine odaklanmıştır. İkinci bölüm insanın kendisini merkezi konuma koyduğu Rönesans ideolojisi ile başlamış ve sanatsal üretimler üzerinden hayvan bedeninin metafor, gösteri nesnesi, deneysel yöntemler ve imge olarak kullanılmasıyla devam etmiştir. Çağdaş sanatta hayvan bedeninin insanmerkezci bakış ile sergilenmesi ile hayvan bedenine olan tahakkümün izlerini aramıştır. Sanat yapıtları üzerinden hayvan haklarını düşünmeyi denemiştir. Tüm bu teorik ve uygulama süreci kişisel uygulamalar için zemin oluşturmuş ve kişisel çalışmalar bu çerçevede oluşmuştur. Hayvan bedeninin varlığı ve yokluğu ile oluşan uygulamalar insan ve hayvan arasındaki mesafeyi görünür kılmaya çalışmıştır. Araştırma süreci hayvan bedeni ve mahremiyeti hakkında 20. yüzyıldan günümüze hayvan bedeninin kullanımı üzerinden kişisel çalışmaları anlamlandırma ve şekillendirmede yol gösterici olmuştur. Tez süresince basılı ve elektronik kaynaklardan yararlanılmış, felsefe, sosyoloji gibi farklı alanlarda incelemeler yapılmış, sanatçı siteleri, söyleşileri ve sanat yazıları incelenmiştir.Öğe Mekân -nesne bağlamında deneyimlediğim ev(Düzce Üniversitesi, 2022) Uğurlu, Burcu; Selçuk, Seniha ÜnayBu çalışmanın amacı, gündelik yaşamımızda kullandığımız, eskittiğimiz, anlam yüklediğimiz biriktirdiğimiz nesnelerin yerleştiği mekanlar arasındaki ilişkiyi sorgulamaktır. Mekan- nesne ilişkisinin sanatın tarihsel süreç içerisindeki etkileri araştırılarak çağdaş sanatçının mekan ve nesneyle olan ilişkisi oluşturulacaktır. Konuyla ilgili geçmiş ve günümüz eser araştırmaları yapılarak aynı zamanda uygulama çalışmalarıyla da desteklenip, görsel ve kurumsal yeni bakış açıları oluşturulması hedeflenmektedir.Öğe 20 yüzyıldan günümüze sanatta otorite, propaganda ve manipülasyon biçimleri(Düzce Üniversitesi, 2022) Aşar, Rıdvan; Selçuk, Seniha ÜnayBu tezde iktidar olgusunun toplumların yaşam alanlarındaki müdahaleleri sonucu geliştirdiği anıtsallık kavramının yeri sorgulanmış, bu anıtsallıkla sanat alanında nasıl bir yer bulduğu araştırılmıştır. Özellikle 20. Yüzyılda iktidar karşıtı tutumlar otorite, propaganda ve manipülasyon ile ele alınmıştır. Sanatta iktidar, temsiliyet, sembol, simge, anıtsallık ile başlayan varlığı, kavram olarak çeşitlenerek günümüze kadar gelmiştir. Bu tezde iktidarın temsili olarak beden kavramı, ilgili üretimlerin konu bazında değerlendirilmeleri ile ilerlemiştir. 20. Yüzyıl içerisinde dikkat çeken sanatçıların üretimleri kişisel araştırmalar ışığında sınıflandırılmış; "tahakküm mekanizmaları", "itaatkâr bedenler" ve "otorite serisi" başlıkları üzerinden irdelenmiştir. Bütün araştırmalar, kişisel uygulama üretimlerinin de zeminini oluşturmuştur.Öğe Suç/olay mahalli üzerine görsel çözümlemeler(Düzce Üniversitesi, 2021) Korkut, Sevgi Bayram; Günay, BurcuSanatın, insanoğlunun var oluşundan bu yana gelişim, değişim göstererek ilerleyen bir olgu olması gibi, diğer bazı olgular da insanlığın var olduğu ilk zamandan itibaren hayatın içinde olmuştur. Bunlardan biri de suç olgusudur. Suç, olay ve olay mahali olguları; kavram ve biçim ilişkisi açısından yüzyıllardır bazı sanatçıların, sanatta ifade aracı olarak yer almaktadır. Aynı zamanda bu olguların, görsel kompozisyonu, doğallığı ve içeriksel çarpıcılığı pek çok sanatçı için önemli kaynak olmuş, sanatçılar bu verilerden özgün yorumlamalar çıkarmışlardır. Bu bağlamda bu araştırmada "Olay ve Suç Mahali" özelinde adli konuları içeren sanatsal çalışmalar incelenmiş ve elde edilen verilerle, kavram ve biçim ilişkisi açısından yakın görülen, araştırmacının üretim sürecindeki çalışmaları ilişkilendirilerek açıklanmaya çalışılmıştır. Olay ve Suç Mahali ile ilgili sanatsal çalışmalar incelendiğinde; sanatçıların suç ve olay olgularını Adli Sanat bakış açısı ve ondan farklı olarak sabit kurallar çerçevesi dışında, daha esnek ve özgürce yaklaşabildiği çağdaş sanat anlayışı ile ele aldıkları görülmüştür. Sanatçılar genellikle mekâna özgü bir ifade biçimi olan yerleştirme sanatı, arazi sanatı (Land art), performans sanatı (Performance art) ve video sanatı (Video art) gibi yeni açılımların kullanılması ile çağdaş sanatın ifade biçimlerini öne çıkartmışlardır. Sanatçılardan bazıları suç ve olay olgusu ile ilgili çalışmalarını gerçek olay mahali ve kurbanlarla yapmayı denerken, bazıları da belli kurgularla ve modellerle çalışmışlardır. Nitekim kurgu ve gerçek olay arasında organik bir bağ olduğu bu bakımdan, olayın etki gücünün izleyiciye aktarımı açısından ikisinin de oldukça yakın olabileceği görülmüştür. Genel olarak çalışmalarda, suç, ölüm, cinayet vb. kavramların; toplumsal olarak herkesin sakınmaya çalıştığı, konuşulmasından çekindiği buna rağmen hayatın içerisinde yer alan kavramlar olduğuna vurgu yapılmış ve izleyiciler için bir yüzleşme sağlanmıştır. Bu araştırmada, araştırmacı tarafından, suç ve olay mahali olgusunu işleyen 17 kişisel eser üretilmiş, Adli Sanat ve çağdaş sanat bağlamında diğer çalışmalarla karşılaştırılarak sunulmuştur. Kişisel çalışmalardaki üretim sürecine bakıldığında; kimi zaman katil, kimi zaman kurban, kimi zaman adli uzman rollerine girilmiş ve bu yaklaşım ile psikolojik olarak öz değerlendirme yapma ve eserlerini yaratırken farklı açılardan bakabilme konusunda deneyim sağlanmıştır. Bu araştırmada, gündelik yaşamımızda giderek yaygınlaşan suç olgusuna sanatın gözünden bakarak, insanları bilinçlendirme, sanatın enstrümanları ile izleyiciye yeni bir sorgulama alanı yaratma çabası yatmaktadır.Öğe Savaş ve göç olgusunun sanatta yansımaları(Düzce Üniversitesi, 2021) Kayıkçı, Ersin; Yılmaz, Burhanİkinci Dünya Savaşından sonra Ortadoğu'da yaşanan savaşlar büyük toplumsal göçlere neden oldu. Bu savaşların beraberinde yaşanan göçlerin sanat alanına yansımaları bu tezin konusu olarak belirlenmiş ve incelenmiştir. Ancak bu konuya açıklık getirebilmek için öncelikle "savaş-sanat-göç" bağlamında savaşın insanlık tarihindeki yerine bakılmıştır. İncelenen dönemde savaş sebebiyle oluşan göçü sanat eserlerinde işleyen sanatçıların kullandıkları kavramlar ve imgeler, önem arz etmektedir. Bu kavramlar ve imgeler: göç eden insanlar, yuva, yaşam yerini terk etme, yeni yaşam alanı, taşınma, yürüme, göç yolu, sınırlar, sınır kapıları, mülteci olma hali, hatırlama, ayrılma, terk edilmiş insanlar, yıkılan evler olarak belirlendi. Belirlenen bu çerçevede göçün, sanatta kendine bulduğu yer ile sanatçıların yapıtlarında göç olgusunu nasıl işledikleri incelenmiştir. İncelenen sanatçı ve sanat eserleri tez konusuna göre seçilmiştir. Sanat tarihine yaklaşım da yine bu bağlamda gerçekleşmiştir. Bu temelde tezde araştırma yöntemi olarak literatür taraması ve niteliksel araştırma metotları benimsenmiştir. Literatür taraması konusunda sosyal bilimler ve siyasal bilimlerle ilişkili okumalar yapılmıştır. Sonuç olarak, bu tezde ele alınan konu küreselleşen dünyada sanatçılar için önemli bir konu olarak sunulmuştur. Göçü yaşayan sanatçıların bu konudaki sanatsal aktarımlarının kendi öznel yaşamlarından hareketle eserlerinde evrensel bir dil oluşturdukları ortaya çıkmaktadır. Farklı yerlerde ve farklı tarihlerde göçlerle ilgili ortaya çıkan sanat eserleri, göçün olgusal benzerlikleri nedeniyle günümüz sanatçıları tarafından yeniden yorumlanarak üretildikleri saptanmıştır. Bu konuda üretilen eserlerde renkli boya tekniklerinin yanında her türlü "güncel sanat teknikleri" kullanılmıştır. Alanla ilgili yaptığım araştırmalar neticesinde eserler üreterek sanat alanına katkıda bulundum. Yaptığım çalışmalarda incelediğim sanatçıların etkileri de görülmüştür. Bilinen insanlık tarihine bakıldığında tekrar eden göç olgusunun güncel sanat çalışmalarıyla sanat alanında günden güne daha fazla yer aldığı ve evrensel anlamda bir farkındalık yarattığı sonucuna varılmıştır.Öğe Çağdaş heykel sanatında ekoloji ve kent ekseninde yapay deneyimler(Düzce Üniversitesi, 2020) Türüdü, Ekrem Yiğit; Satıcı, Ferhat Kamilİlk bölümde; tezin kapsamında ekoloji ve alt başlığı olan simbiyotik yaşam biçimleri, tanımları ve terimleri açıklanacaktır. Bu bağlamda, canlıların birbirleriyle ve çevreleriyle uyumları temelinden hareket edilerek insanın çevresi ile olan uyumu kent hayatı temelinde ele alınacak, yine kent kuramları ve ekoloji referansları ile tartışılacaktır. Ekonomik fayda merkezli üretim biçimlerinin, tüketimi kültürleştirerek dönüştürdüğü insan modelinin ve insanın doğadan öğrendiklerini yoz bir anlayışla yapaylaştırması üzerinde durulacaktır. Bu bağlamda; teknolojik gelişmelerin sosyal, siyasal hayata ve kent yaşamına etkileri, yeni medya araçlarının kitle oluşturma stratejileri temelinde incelenerek, güncel kent yaşamında yapay bir kamusal alan ve sosyal çevre yaratma önerileri gözden geçirilecektir. İkinci bölümde Romantik dönemden başlayan özgürleşme hareketleri; teknolojik, sosyolojik, siyasal, ekonomik gelişmelere bağlı değişkenlerle yapaylık, doğallık bağlamlarında, sanat tarihi içerikli bir kronoloji incelemesiyle tartışılacaktır. Bu bağlamda, çağdaş sanatta disiplinler arası çalışmalar, görsel örneklerle incelenecek ve göstergeleri açıklanacaktır. Üçüncü bölümde çağdaş sanatın kurumsal tarihi, müzecilik, koleksiyonculuk, alternatif üretim biçimleri, kolektif ve sürdürülebilir sanat ekosistemi üzerine tartışmalar yapılacak; konu, sanat yapıtı, sanatçı ve sanat piyasası bağlamlarında incelenecektir. Sonuç bölümünde kent, ekoloji ve teknoloji temelli araştırmalar sonucu ortaya çıkan bireysel ve kolektif üretimlerim, yüksek lisans eğitim sürecinde dahil olduğum etkinlikler, ortaya koyduğum yapıtlar örnek görseller üzerinden açıklanacaktır.Öğe Çağdaş sanatta imge olarak dehşet(Düzce Üniversitesi, 2021) Aktaş, Erencan; Yılmaz, BurhanSanat eserlerinde korkutucu öğelerin varlığı üzerine başlayan bu araştırmada, korkutucu öğelerin tarihin belli dönemlerindeki sanata etkileri ve sanatçılara yansımaları üzerine incelemelere yer verilmiştir. Sonrasında popüler kültürde karşımıza çıkan varlıklar üzerine bir araştırma serüveni başlamıştır. Birinci başlıkta savaş korkusu ve kendi bilinçaltını ele aldığımız Francisco Goya ile Cehennem ve Demon gibi bir diğer korkutucu öğeler alt başlıklarda ele alınmıştır. İkinci başlık ile birlikte güncel sanat, 1968 sonrası olarak ele alınmıştır. Güncel sanat ile çokça karşımıza çıkan palyaço, zombi ve öteki bedenlerin dehşet ile ilişkileri tanımlanmıştır. Bu öğeler, Çağdaş Sanatta ve içerik olarak çalışmada, 19. yüzyıl düşünürleri Sigmund Freud ve Ernest Jentsch'in Tekinsiz kavramları ve kendinden önceki Tekinsiz kavramlarından etkilenerek Masahiro Mori'nin 1970 yılında ortaya attığı "Tekinsiz Vadi" kuramı üzerinden geliştirilmiştir. Mori'nin Tekinsiz Vadi kuramını açıkladığı grafikte bulunan denklem içerisinde popüler kültüre ait korkunç denilecek nesnelerle karşılaşılmıştır. Çalışmanın ikinci başlığında dehşete düşürücü varlıkların günümüz sanat eserleri ile arasında ilişkiler kurularak çözümlenmiştir. Araştırmamın içeriği kendi atölye çalışmalarımı da etkilediği için popüler kültürün korkutucu nesneleri, popüler kültüre ait teknoloji ile bütünleştirilerek çalışmalarımın ağırlığı dijital boyamalara ya da kinetik heykellere verilmiştir. Bu çalışmada Mori'nin Tekinsiz Vadisi esas alınmıştır ve Mori'nin kavramı ile sanatın içerisindeki korkutucu nesnelerin nasıl ele alındığının cevapları bulunmuştur.Öğe Sanatta gündelik hayatın temsili ve günümüz bireyi üzerine görsel çözümlemeler(Düzce Üniversitesi, 2020) Kurt, Bünyamin; Selçuk, Seniha ÜnayBu tezde gündelik hayatın sanatta nasıl karşılık bulduğunu araştırmak ve araştırmanın kişisel çalışmalara yön vermesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda gündelik hayatın genel tanımları yapılmış; gündelik hayatın belirleyicisi olarak düşünülen toplumsal olaylar, ekonomik faktörler, iktidarın birey üzerindeki etkisi, sosyoloji ve psikoloji açısından ele alınmıştır. Özellikle kişisel uygulamalarda görünen pasif, edilgen ve yorgun insan figürlerini bir temele oturtmak için iktidarın bireyler ve sistemler üzerindeki etkisine yer verilmiştir. Bunun yanı sıra gündelik hayatı gösteren resimlerin kökenleri, sanatçılar ve sanat yapıtları üzerinde durulmuştur. Örnekler, gündelik kelimesinin; insanın varlığını geliştirmek için gerçekleştirdiği rutin etkinlikler anlamından hareketle seçilmiştir. Dolayısıyla yeme, içme, ev hali, çalışma hali vb gibi insanın rutin hayatından sahneleri gösteren genellikle resim örneklerine yer verilmiştir. Özellikle 20. yüzyıldan günümüze incelenen sanatçılar ve çalışmalarındaki zenginlik kişisel çalışmalar için de bir zemin oluşturmuştur. Böylelikle bu araştırma, tez sürecinde yapılan çalışmalar hakkında, biçimsel incelemenin yanı sıra içeriksel düşünmeye de fırsat vermiştir. Kişisel uygulamalarda iktidarın ve gündelik olayların getirisi sonucu pasif, yorgun, hareketsiz figürler resmedilmiştir. Gündelik hayatın sanatta sıklıkla ele alınan bir konu olduğu; her dönemin yaşam koşulları, toplumsal olayları, ekonomik faktörlerinin gündelik hayatın algısını değiştirdiği ve bu durumun da sanatçıların çalışmalarında görünür olduğu sonucuna varılmıştır. Antik çağ örneklerinde genellikle gündelik hayatın çalışma ortamı olarak yansıtıldığı; 18. Yüzyıla kadar ev içi mekanlarla gündelik hayatın temsil edildiği; 19. yüzyılda daha kalabalık ve dış mekanlarda gündelik hayatın aktarıldığı; 20. yüzyılda ise genellikle gündelik hayatta kullanılan nesneler ile gündelik hayatın gösterildiği görülmüştür. 2000'ler sonrası çalışmalarda; teknoloji, mimari, popüler kültür gibi genel konuların yanı sıra bireyin yalnızlığı, bireyin yorgunluğu, bireyin ilgisizliği gibi duygu durumlarına da yer verildiği anlaşılmıştır. Araştırmada literatür tarama yöntemi kullanılmıştır. İlkçağlardan günümüze gündelik hayatın temsil biçimleri sanat yapıtı örnekleriyle ele alınmıştır. Basılı ve elektronik kaynaklardan yararlanılmıştır. Sanatçı web siteleri, müze ve galeri web siteleri incelenmiştir.Öğe Söylen kavramı üzerinden plastik çözümlemeler(Düzce Üniversitesi, 2020) Aydemir, Sümeyye; Özden, LütfiSöylen Kavramı Üzerinden Plastik Çözümlemeler başlıklı raporda, söylenlerin toplumlarda nasıl var olduğu ve ilerleyen süreçlerde değişim geçirerek, toplumların kendi söylenlerini nasıl var ettiklerine yönelik örneklere yer verilmiştir. Bir başlık olarak "Güncel Söylenler" birinci bölümde güncel mit yaratmanın bilinci üzerinde durulmuş ve LeviStrauss'un mit analizine göre mitleri birbirine birçok şekilde bağlayarak, yeniden kodlayarak yeni mitler oluşturulabilir. Devamında, çağdaş sanatta söylen kavramının yansımaları üzerinde durulmuştur. Bu incelemeyi yaparken de Dionisien felsefesiden yararlanılmış ve söylen kavramına göndermede bulunan doğrudan mitolojik imgeleri betimleyen ve kendi mitini oluşturan sanatçılara örnek verilmiştir. İlerleyen bölümlerde bir diğer başlık, çağdaş sanatta kişisel mitolojik anlatımlar bölümünde, genel tarihsel bir bakışla Harald Szemann'ın sanat tarihine kazandırdığı "kişisel mitoloji" kavramı anlatılmış ve örnek oluşturabilecek sanatçı çalışmalarına yer verilmiştir. Bu bağlamda kişisel mitolojiler perspektifinden yola çıkarak kendi üretmiş olduğum çalışmalar eklenerek, sanat üretimimin arka planındaki düşünsel bağlantılar aktarılmaya çalışılmıştır. Tezin ikinci bölümünde, eski çağ söylenleriyle günümüz söylenleri arasında bir köprü kurarak mitolojik kaynaklardan hareketle, kadın imgesinin mitsel kökeni incelenmiş ve Anatanrıça'dan, ataerkil erkek tanrıya geçişte ki kadının statüsündeki düşüşüyle fahişe tanrıçalardan Bakire Meryem'e gelişi, özelde kadının adım adım mutlak bir bedene ve cinsel metaya nasıl dönüştüğü üzerine durulmuştur. Bugün kadın ekseninde dönen bu dönüşüm mitolojiden miras kalarak günümüz söylencelerine yansıyarak ortak söylenceleri oluşturmaktadır. Çalışmanın son başlığı olan "Çağdaş Sanatta Tekinsizlik Bağlamında Kadın Söylenceleri" bölümünde toplumsal cinsiyet bağlamında ele alabileceğim tekinsizlik kavramıyla da ilişkilendirilebilecek sanatçı çalışmaları üzerinden bir söylen okuması yapılması amaçlanmıştır. Güncel söylen meselesi bağlamında ilişkilendirilebilir sanat üretimleri araştırılarak bu konuya yaklaşımlar örneklerle desteklenmeye çalışılmıştır. Son olarak güzellik söyleni bağlamında uygulama çalışmaları bölümünde günümüz güzellik söyleni çizgisinde ürettiğim çalışmalara yer vererek bir yol izlenmiştir. Anahtar Sözcükler: Söylen, Güncel söylenler, Tekinsizlik, Kişisel mitolojiler, Güzellik söyleni