Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Öntürk, Yavuz" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    AKADEMİSYENLERE YÖNELİK MOBBİNG DAVRANIŞLARI İLE İŞ YAŞAM KALİTESİ İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ
    (2019) Öntürk, Yavuz
    Bu araştırmanın amacı üniversitelerin spor bilimleri fakülteleri,beden eğitimi ve spor yüksekokullarında ve beden eğitimi ve sporbölümlerinde görev yapan akademik personele yönelik mobbingdavranışları ile iş yaşam kalitesi arasındaki ilişkinin incelenmesidir.Araştırmada akademik personele yönelik mobbing davranışlarını tespitetmek amacıyla Leymann (1990)’ın çalışma hayatında mobbingdavranışlarını belirlemeğe yönelik geliştirdiği Mobbing Ölçeğinidüzenleyen ve geçerlilik güvenirlilik çalışmasını yapan Çöğen veAsunakutlu (2014) Akademisyenlere yönelik mobbing ölçeği (AYMÖ)kullanılmıştır. Ölçeğinin güvenirliği Cronbach Alpha katsayısını ilebelirlemişlerdir. Ölçeğin tamamına ilişkin güvenilirliği (Cronbach’sAlpha) ?=0,970 olarak ifade etmişlerdir. Katılımcıların iş yaşamkalitelerini belirlemek amacıyla Chen ve Farh. (2000)’ün geliştirdiğiYıldız, (2013) tarafından Türkçeye uyarlanan ve geçerlilik güvenirlilikçalışması aşamasında 2 alan uzmanı tarafından incelenen ve CronbachAlpha katsayısının ?=0,839 olarak tespit edildiği İş Yaşamı Kalitesiölçeği (İYKÖ) kullanılmıştır. Her iki ölçekteki ifadeler (“1=Hiçkatılmıyorum”, “2=Katılmıyorum”, “3=Kararsızım”, “4=Katılıyorum”,“5=Tamamen katılıyorum”dan oluşan) Likert tipi 5’li derece ilebelirlenmiştir. Araştırmanın evrenini spor eğitimi veren yükseköğretimkurumlarında görev yapan akademik personel oluştururken,örneklemini ise evren içinden araştırmaya gönüllü olarak katılanakademik personeller oluşturmaktadır. Araştırmada verilerintoplanması aşamasında daha önceden belirlenen evren içinden basitseçkisiz örnekleme (simple random sampling) yöntemi ile seçilenörneklem grubu esas alınarak veriler toplanması gerçekleşmiştir.Verilerin analizleri bilgisayar ortamında istatistik paket pragramıspss22 aracılığı ile yapılmıştır. Verileri öncelikle skewness ve kurtisos çarpıklık ve basıklık değerleri alınmış buna göre normal dağılımgösteren verilere parametrik testler uygulanmıştır. İki bağımsızdeğişken için independent-t testi ikiden fazla bağımsız değişken için isetek yönlü varyans analizi anova uygulanmıştır. İş yaşam kalitesi vemobbing arasındaki ilişkinin analizinde korelasyon testi uygulanmıştır.Sonuç olarak, mobbing davranışlarına maruz kalan akademisyenlerin işyaşam kaliteleri negatif yönde etkilenmekte olup aynı zamandakendilerini gösterme, iş yaşamı dengeleri, sosyal ilişkileri, yönetimselödül ve yararlanmaları ve mesleki psikolojik sağlıkları olumsuz yöndeetkilenmektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Akademisyenlere yönelik mobbing davranışları ile iş yaşam kalitesi ilişkisinin incelenmesi
    (Düzce Üniversitesi, 2019) Öntürk, Yavuz; Karacabey, Kürşat
    Bu araştırma üniversitelerin spor bilimleri fakülteleri, beden eğitimi ve spor yüksekokullarında ve beden eğitimi ve spor bölümlerinde görev yapan akademik personele yönelik mobbing davranışları ile iş yaşam kalitesi arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Araştırmada akademik personele yönelik mobbing davranışlarını tespit etmek amacıyla Leymann (1990)'ın çalışma hayatında mobbing davranışlarını belirlemeğe yönelik geliştirdiği Mobbing Ölçeğini düzenleyen ve geçerlilik güvenirlilik çalışmasını yapan Çöğen ve Asunakutlu (2014) Akademisyenlere yönelik mobbing ölçeği (AYMÖ) kullanılmıştır. Ölçeğinin güvenirliği Cronbach Alpha katsayısını ile belirlemişlerdir. Ölçeğin tamamına ilişkin güvenilirliği (Cronbach's Alpha) ?=0,970 olarak ifade etmişlerdir. Katılımcıların iş yaşam kalitelerini belirlemek amacıyla Chen ve Farh. (2000)'ün geliştirdiği Yıldız, (2013) tarafından Türkçeye uyarlanan ve geçerlilik güvenirlilik çalışması aşamasında 2 alan uzmanı tarafından incelenen ve Cronbach Alpha katsayısının ?=0,839 olarak tespit edildiği İş Yaşamı Kalitesi ölçeği (İYKÖ) kullanılmıştır. Her iki ölçekteki ifadeler ("1=Hiç katılmıyorum", "2=Katılmıyorum", "3=Kararsızım", "4=Katılıyorum", "5=Tamamen katılıyorum" dan oluşan) Likert tipi 5'li derece ile belirlenmiştir. Araştırmanın evrenini spor eğitimi veren yükseköğretim kurumlarında görev yapan akademik personel oluştururken, örneklemini ise evren içinden araştırmaya gönüllü olarak katılan akademik personeller oluşturmaktadır. Araştırmada verilerin toplanması aşamasında daha önceden belirlenen evren içinden basit seçkisiz örnekleme (simple random sampling) yöntemi ile seçilen örneklem grubu esas alınarak veriler toplanması gerçekleşmiştir. Verilerin analizleri bilgisayar ortamında istatistik paket pragramı spss22 aracılığı ile yapılmıştır. Verileri öncelikle skewness ve kurtisos çarpıklık ve basıklık değerleri alınmış buna göre normal dağılım gösteren verilere parametrik testler uygulanmıştır. İki bağımsız değişken için independent-t testi ikiden fazla bağımsız değişken için ise tek yönlü varyans analizi anova uygulanmıştır. İş yaşam kalitesi ve mobbing arasındaki ilişkinin analizinde korelasyon testi uygulanmıştır. Sonuç olarak, mobbing davranışlarına maruz kalan akademisyenlerin iş yaşam kaliteleri negatif yönde etkilenmekte olup aynı zamanda kendilerini gösterme, iş yaşamı dengeleri, sosyal ilişkileri, yönetimsel ödül ve yararlanmaları ve mesleki psikolojik sağlıkları olumsuz yönde etkilenmektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Elit Tekvandocularda Durumluk ve Sürekli Kaygının Araştırılması
    (2019) Öntürk, Yavuz; İmamoğlu, Osman; Karacabey, Kürşat
    Bu araştırmada, Tekvandocuların müsabaka öncesi durumluk ve sürekli kaygı düzeylerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini 748 tekvandocu oluşturmaktadır. Araştırmada kişisel bilgi formu ile Spielberger’in Sürekli-Durumluk Kaygı Envanteri kullanılmıştır. İstatistiksel işlemlerde t-testi, tek yönlü varyans analizi ve LSD testleri kullanılmıştır. Araştırmada Tekvandocuların durumluk kaygı düzey erkeklerde 62,83 ve kadınlarda 63,61 iken süreklilik kaygı düzeyi ise erkeklerde 35,50 ve kadınlarda 35,38 puan ortalamasında oldukları tespit edilmiştir. Cinsiyete göre durumluk kaygı puanları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlıdır (p<0,05). Eğitim durumuna göre süreklilik puanlarında bir farklılık bulunmazken durumluk puanlarında fark olması anlamlıdır (p<0,05). Spor yaşına göre süreklik kaygı puanlarında anlamlı farklılık varken (p<0,05), durumluk kaygı puanlarında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>0,05). Tekvandocularda müsabakalar öncesi durumluk kaygı düzeylerinin yüksek ve süreklilik kaygı düzeylerinin ise düşük düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Tekvandoculara durumluk kaygıyı azaltıcı çalışmalar yapılmalıdır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Ergen Sporcuların Kaygı ve Kendine Güven Düzeylerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi: Sporcu Eğitim Merkezleri Örneği
    (Batman Üniversitesi, 2017) Karacabey, Kürşat; Apur, Ufuk; Öntürk, Yavuz; Akyel, Yakup
    Bu çalışmada, ergen sporcuların kaygı ve kendine güven düzeylerinin bazı değişkenler açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada sporcu eğitim merkezlerindeki ergen sporcuların sahip oldukları kaygı ve kendine güven düzeylerinin cinsiyet, yaş, sporcu eğitim merkezi ve branş değişkenleri açısından farklılaşıp farklılaşmadığı belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmanın örneklemini, Bolu, Mersin ve Adana illerinde faaliyet gösteren sporcu eğitim merkezlerindeki atletizm, güreş ve jimnastik branşlarında spor yapan 119 ergen sporcu oluşturmaktadır. Verilerin toplanması aşamasında, sporcu bilgi formu ve Durumluk Kaygı Envanteri (Competitive State Anxiety Inventory; C.S.A.I.-2) kullanılmıştır. Araştırmadaki değişkenlerin parametrik testlere uygunluğu, basıklık ve çarpıklık değerleri ile Shapiro-Wilk testine göre değerlendirilmiş, sürekli değişkenler ise hücrelerdeki sporcu sayılarının 50’den düşük olması sebebi ile Shapiro-Wilk testine göre değerlendirilmiştir. Demografik değişkenlerle kaygı düzeyleri ve özgüven arasındaki ilişki incelenirken Kruskal-Wallis, kaygı düzeyleri ile kendine güven puanları arasındaki ilişki incelenirken ise tek yönlü varyans analizi (ANOVA) istatistiksel analiz yöntemleri kullanılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre, yaş değişkeni göz önüne alındığında bilişsel kaygı düzeyleri açısından fark bulunmuştur. Bilişsel kaygı, bedensel kaygı ve kendine güven değişkenleri arasında yapılan analizlerde ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Sporcuların bilişsel kaygı, bedensel kaygı ve kendine güven değişkenleri arasında yüksek düzeyde bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda bazı öneriler geliştirilmiştir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Futbol Hakemlerinin Benlik Saygıları ve Algılanan Stres Düzeyleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi (Düzce İli Örneği)
    (Hasan ŞAHAN, 2020) Görün, Levent; Öntürk, Yavuz; Efek, Engin; Bingöl, Erkan; Bayrakdaroğlu, Yeşim
    Araştırmanın amacı, futbol hakemlerinin benlik saygıları ve algılanan stres düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Amaca istinaden, araştırmanın modeli için nicel araştırma türlerinden olan tarama ve korelasyon modeli (Demir, 2015) seçilmiştir. Çalışma grubu; Düzce ilinde faal futbol hakemleri arasından gönüllü katılım sağlayan 42 hakemden oluşmaktadır. Hakemlerin bazı demografik özelliklerini belirlemek için araştırmacılar tarafından oluşturulan 6 soruluk “Kişisel Bilgi Formu,” benlik saygısı düzeyleri için, Rosenberg (1965) tarafından geliştirilen ve Tukuş (2010) tarafından Türkçe ’ye uyarlanan “Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği” ve algılanan stres düzeylerini belirlemek için ise Cohen, Kamarck ve Mermelsten (1983) tarafından geliştirilmiş, Yerlikaya ve İnanç (2006) tarafından Türkçe ‘ye uyarlanmış “Algılanan Stres Ölçeği” kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizi için Statistical Packadge for Social Sciences (SPSS) 17,0 paket programı kullanılmıştır. Verilerin analizinde frekans, yüzde, ortalama ve standart sapma değerlerine yer verilmiştir. Veri dağılımları Skewness-Kurtosis değerleri ile incelenmiş, veriler normal dağılım gösterdiğinden parametrik testlerden olan T- testi ve ANOVA testi yapılmıştır. Ayrıca değişkenler arasında ilişkinin tespiti için Pearson korelasyon testi uygulanmıştır. Anlamlılık düzeyi ise p<0,05 olarak belirlenmiştir. Araştırmanın bulguları, futbol branşında faal olarak görev yapan hakemlerin benlik saygıları ve algılanan stres düzeyleri arasında negatif yönlü bir ilişki olduğunu ve yaş, medeni durum, klasman, eğitim durumu, hakemlik yapma süresi ve gelir değişkenleri açısından herhangi bir anlamlı farklılık oluşturmadığını göstermiştir. Sonuç olarak, hakemlerin benlik saygıları orta düzeydedir ve benlik saygıları arttıkça algılanan stres düzeyleri azalmaktadır. Ayrıca yaş, medeni durum, klasman, eğitim durumu, hakemlik yapma süresi ve gelir değişkenleri benlik saygısı ve algılanan stres düzeyleri açısından herhangi bir anlamlı farklılık ifade etmemektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Futbol Hakemlerinin Sürekli Kaygı Düzeylerinin İncelenmesi
    (2020) Görün, Levent; Efek, Engin; Öntürk, Yavuz; Bingöl, Erkan
    Futbol günümüzde en popüler spor dallarından biri olarak bilinmektedir. Geniş çaplı bir endüstriye sahip futbolun saha içinde en önemli karar merci olan hakemlerin, tüm futbol paydaşları ile etkileşim halinde olduğu da bir gerçektir. Dolayısıyla futbol hakemleri yoğun duygu ve düşünceler içinde olabilmektedir. Bu araştırmada da, futbol hakemlerinin yaşadığı duygulardan biriolan sürekli kaygı düzeylerininçeşitli demografik değişkenler açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmadanicel araştırma yöntemlerinden tarama modeli kullanılmıştır.Araştırmanın evrenini Batı Karadeniz Bölgesi 2019 yılındagörev yapan 327 futbol hakemi oluştururken, örneklemini ise, basit seçkisiz (Random sampling) örnekleme yöntemi ile evren içerisinden gönüllü katılım sağlayan 32 kadın %12,7-219 erkek %87,3 toplamda 251 hakemden oluşturmuştur. Katılımcıların bazı demografik özelliklerini belirlemek için araştırmacılar tarafındanoluşturulmuş 4 soruluk “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır. Katılımcıların sürekli kaygı düzeylerini belirlemek amacı ile Spielberger, Gorsuch ve Luschene (1970) tarafından geliştirilen, Öner ve Le Compte (1983) tarafından Türkçe ’ye uyarlanan “Sürekli Kaygı Envanteri” kullanılmıştır. Verilerin analizinde frekans, yüzde, minimum, maksimum, ortalama ve standart sapma değerleri kullanılmıştır. Veri dağılımları Skewness-Kurtosis değerleri ile incelenmiş, veriler normal dağılım gösterdiğinden parametrik testlerden olan t-testi ve ANOVA testi kullanılmış, anlamlılık düzeyi ise p<0,05 olarak belirlenmiştir. Araştırmanın bulgularına göre, hakemlerin sürekli kaygı düzeyleri genel olarak yüksek bulunmuştur.Kadın ve bekâr hakemlerin sürekli kaygı düzeyleri erkek ve evli hakemlere göre ise daha yüksektir. Ayrıca, hakemlerin sürekli kaygı düzeyleri cinsiyet ve medeni durum değişkenleri açısından anlamlı bir farklılık ifade etmezken, hakemlik yapma süresi ve klasman değişkenleri açısından anlamlı bir farklılığa neden olmuştur. Araştırmanın sonucu, hakemlerin sürekli kaygı düzeylerinin genel olarak yüksek olmakla birlikte, kadın hakemlerin sürekli kaygı düzeylerinin erkek hakemlerin sürekli kaygı düzeylerine göre daha yüksek olduğunu ortaya çıkarmıştır. Ayrıca, hakemlerin sürekli kaygı düzeyleri cinsiyet ve medeni durum değişkenlerinden etkilenmezken, hakemlik yapma süresi ve klasmanı yüksek olan hakemlerin sürekli kaygı düzeyleri hakemlik yapma süresi az ve daha alt klasmanda olan hakemlere göre anlamlı oranda daha yüksektir.Bu çalışma, hakemlerin yaşadıkları sürekli kaygı durumunu azaltmak için bu konuda yapılacak olan eğitimlere ihtiyaç olduğunu ortaya koymuştur.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Günümüzde Spor Denilince İlk Akla Neden Futbol Gelir? Sorusu Üzerine Bir Araştırma
    (2019) Öntürk, Yavuz; Karacabey, Kürşat; Özbar, Nurper
    Futbol tüm dünyada en popüler spor dalı olarak bilinmektedir. Ülkelerde sosyo-ekonomik durumu ayırt etmeksizin tüm kitlelerin takip ettiği bir olgu olan futbol, endüstri halini almış ciddi bir istihdam alanına sahiptir. Sporun siyasi bir yapılanma içinde olduğu kuşkusuzdur. Futbol birçok ülkede siyasi bir araç olmanın dışında, en büyük reklam, propaganda haline gelmiş bir unsurdur. Hatta bazı ülkelerin yerel bölgelerinde neredeyse gündemi sadece futbol oluşturmaktadır. Neden spor denilince ilk akla gelen futbol oluyor? Bunun arkasında yatan sebep nedir? İnsanların ilgisini bu kadar çekmesinin altında ne yatıyor? Futbola yapılan yatırımlar diğer branşlara yapılırsa aynı ilgi ve endüstri oluşumu gerçekleşir mi? Bu araştırmada bu soruları cevaplandırmak amacıyla nitel araştırma yöntemi uygulanmıştır. Çeşitli spor programları, gazete ve dergiler incelenmiş, bazı futbol yazarlarının yazıları takip edilmiştir. Elde edilen görüşler, takip edilen yazılar ve ülkelerdeki branşlaşmaların analizi bulgular kısmında tablolar halinde verilmiştir. Sonuç olarak araştırmadan elde edilen bulgulara dayanarak futbola olan ilginin tüm dünyada ilerleyen teknolojiyle birlikte sürekli arttığı ve bir rant olarak meslekler grubunda yerini aldığı ifade edilebilir. Buna bağlı olarak medyanın futbol haber ve programlarını diğer haberlere göre daha fazla yapmasının altında insanların ilgisinin olduğu ifade edilebilir. Futbolun bir başka çarpıcı özelliği ise ekonomik ve milliyetçilik boyutudur. İnsanlar farkında bile olmadan spor pazarında tüketici halindedirler. Gönül verdikleri takımın herhangi bir ürününü satın alması ya da en az bir kere bilet alıp maça gitmesi ya da maç yayını yapan ücretli kuruluşlara para ödeyip maçları izlemesi bile dolaylı yönden insanı futbol pazarının içine alır. Taraftarı oldukları takımı adeta milliyetçilik sembolü olarak algılarlar, bunun sonucunda da özellikle bazı ülkelerde holiganizm kavramı oluşur. Dolayısıyla futbolun kitlelere hitap eden ailelerin toplumsal yapısını içinde barındıran sosyolojik, psikolojik boyutlarıyla da her daim popülerliğini giderek arttıran sosyal bir olgu olarak varlığını sürdüreceği ifade edilebilir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Satranç Oyununa Yönelik Tutum Ölçeği Geliştirilmesi
    (İrfan YILDIRIM, 2018) Sadık, Reşat; Öntürk, Yavuz; Dinç, Fatih; Özen, Ali
    Bu çalışmada, satranç oyununa yönelik, likert tipi geçerli ve güvenilir bir tutum ölçeği geliştirilmesi amaçlanmıştır. Süreçte, yaklaşık 100 öğretmen ve 100 satranç sporcusuna, satranç oyununun kendilerine ne ifade ettiğine ilişkin soru yönlendirilmiştir. Alınan dönütler, tutum ölçeklerine ilişkin yapılan çalışmaların incelenmesiyle de desteklenerek 55 maddeden oluşan ölçek taslağı ortaya konmuştur. 55 maddeden oluşan ölçek taslağı 300 öğretmenden oluşan gruba uygulanarak geçerlik ve güvenirlik çalışmaları yapılmıştır. Geçerlik ve güvenirlik için yapılan çalışmalar sonucunda ölçeğin KMO değeri 0,942, Barlett testi 10400,885 ve p<0,01 olarak bulunmuştur. Faktör ve güvenirlik analizi sonuçlarına göre faktör değeri düşük olan ve binişiklik yaratan maddeler ölçekten çıkarılmıştır.  Böylece, faktör yükleri. 76 ile. 94 arasında değişen, tek boyutlu ve 16 maddeden oluşan ölçek ortaya çıkmıştır. Toplam açıklanan varyansın ise %86 olduğu görülmüştür. Ölçeğin Cronbach’s Alpha güvenirlik katsayısı. 98 olarak bulunmuştur. Sonuç olarak, geliştirilen  “Satranç Oyunu Tutum Ölçeği” nin amaca uygun, geçerli, güvenilir ve kullanışlı bir ölçek olduğu kararına ulaşılmıştır.

| Düzce Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Düzce Üniversitesi, Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Düzce, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim