Deprem sonucu gelişen travma sonrası stres bozukluğu ile kişilik bozuklukları arasında ilişki

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2008

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Giriş ve Amaç: Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) maruz kalınan travma ile ilişkilidir, ancak tek belirleyici travma değildir. Kişilik bozuklukları ile TSSB arasındaki ilişki tartışılmaktadır. Biz kişilik bozukluğu olanlarda TSSB’nin daha kolay geliştiğini ileri sürerek bu çalışmayı planladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızı 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999’da iki şiddetli deprem yaşayan Düzce’de yaptık. Travma birimine yönlendirilen 18 yaş üstü 109 hastadan klinisyen tarafından travma sonrası stres bozukluğu ölçeği (CAPS) ile TSSB tanısı konan 62 hasta çalışmaya alındı. Bunlara SCID-II, yaşam olaylarının etkisi ölçeği (IES) ve sosyodemografik bilgi formu uygulandı. Bulgular: Hastaların 35’inde (%56,5) kişiliği bozukluğu bulundu., kalan 27 hastada (%43,5) kişilik bozukluğu yoktu. 62 hastanın 54‘ü kadındı. Diğer sosyodemoğrafik değişkenler açısından iki grup arasında istatistiksel fark yoktu, sadece sosyal güvence oranı kişilik bozukluğu olmayanlarda daha yüksekti(MWU:312500, z:-2.303, p:0.021 ). Kişilik bozukluğu olan 35 hastada toplam 52 adet kişilik bozukluğu tanısı kondu. Bunların %84,7’sini kaçıngan, obsesif-kompulsif, bağımlı ve paranoid kişilik bozuklukları oluşturuyordu. Kişilik bozukluğu olan ve olmayan iki grup arasında CAPS alt ölçekleri ve IES alt ölçekleri puanları açısından istatistiksel anlamlı fark yoktu. Sonuç: Bulgularımız bize kişilik bozukluğunun TSSB şiddeti üzerinde belirleyici olmadığını, ancak TSSB’nin ortaya çıkışını belirleyen önemli bir faktör olduğunu düşündürmektedir.
Introduction and Aim: Posttraumatic stress disorder (PTSD) is related to the trauma exposed, yet not the single predictive one. The relationship between personality disorders and PTSD has not been fully determined. We planned the present study claiming that personality disorders can facilitate the development of PTSD. Material and Method: We conducted the current study in Duzce where two severe earthquakes occurred on 17th August and 12th November 1999. One- hundred and nine patients above 18 years of age were referred to psychiatry trauma unit from the general psychiatry out-patient clinic. CAPS scale was administered to these patients and 62 patients diagnosed with PTSD were included in this study. We administered SCID-II, IES, and sociodemographic data form to these patients. Results: We found personality disorder in 35 patients (56.5%). No personality disorder was found in the remaining 27 patients (43.5%). There was no statistical difference between two groups with regar do other sociodemographic characteristics. Only social security rate was higher in patients who had not personality disorder (MWU: 312500, z:-2.303, p: 0.021). Fifty-two elements of personality disorders were diagnosed in 35 patients with personality disorders. 84.7% of these included avoidant, obsessive compulsive, dependant, and paranoid personality disorders. No statistically significant difference was found between the groups with or without personality disorder with regard to CAPS subscales and IES subscales scores. Conclusion: Our findings suggest that personality disorder has not a predictive role on PTSD but it is an important factor in the development of this disorder.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Genel ve Dahili Tıp

Kaynak

Düzce Tıp Fakültesi Dergisi

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

0

Sayı

2

Künye