TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 4483
  • Öğe
    Pankreatik Nöroendokrin Karsinomda Paraneoplastik Ciddi Sensorimotor Aksonal Polinöropati: Vaka Sunumu ve Literatür Taraması
    (2022) Akbaş, Türkay; Kantarcıoğlu Coşkun, Sinem; Torun, Serkan; Öztürk, Ayhan; Eşbah, Onur; Onbas, Omer
    Amaç: Paraneoplastik nörolojik sendromlar (PNSs), kanser öncesi veya kanser sırasında gelişen, sinir sisteminin herhangi bir kısmını etkileyen çeşitli nörolojik hastalıkları içermektedir. Vaka: Yetmiş sekiz yaşında erkek hastanın üç yıl önce üst ekstremitelerde ağrı ve yanma hissi şikayetleri başlamış ve kısa süre sonra kas güçsüzlüğü eklenmiş. Bir yıl önce de alt ekstremitelerde benzer şikayetler ortaya çıkmış. Yoğun bakım ünitesine pnömoni tansıyla yatırılan hastanın yatış esnasında bilinci açık, fakat kuadriplejik ve modifiye Rankin skoru 5 idi. Abdomen bilgisayarlı tomografi karaciğer ve pankreasta kitle lezyonlarının olduğunu gösterdi. Lezyonyonlardan alınan biyopsiler pankreas orjinli küçük hücreli nöroendokrin karsinom olarak raporlandı. Elektrofizyolojik testler ciddi sensorimotor aksonal polinöropati ile uyumluluk gösteriyordu Diğer polinöropati nedenleri dışlandıktan sonra, hastaya paraneoplastik sensorimotor aksonal polinöropati tanısı konuldu. Hastanın fonksiyonel kapasitesi düşük olduğundan palyatif tedavi planlandı. Sonuç: PNS’li hastalarda uygun tedavinin başlanması için erken kanser tanısının konulması önem arz etmektedir.
  • Öğe
    Gastrointestinal Stromal Tümörlerin Klinikopatolojik Özellikleri ve Literatürün Gözden Geçirilmesi: Tek Merkez Deneyimi
    (2022) Kantarcıoğlu Coşkun, Sinem
    Amaç: Gastrointestinal stromal tümörler (GİST) gastrointestinal sistemin en sık görülen mezenşimal neoplazileridir. GİST’lerin malignite potansiyeli indolen tümörlerden progresif malign tümörlere kadar değişken olabilir. Bu çalışmada merkezimizde tanı almış GİST’lerin klinikopatolojik ve immünohistokimyasal özelliklerini literatür eşliğinde gözden geçirmek amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Toplam 28 GİST olgusu çalışmaya dahil edilmiştir. Cerrahi rezeksiyon materyalleri ile hücre bloklarından hazırlanan Hematoksilen&Eozin boyalı preparatlar ile immünohistokimya uygulanmış preparatlar patoloji uzmanı tarafından değerlendirilmiştir. CD117, DOG-1, CD34, SMA ve S100 immünohistokimyasal ekspresyonları boyanma yoğunluğuna göre 0-3 puan arasında skorlanmıştır. Çalışmada deskriptif istatistikler kullanılmıştır. Demografik bulgular, prognostik histopatolojik ve immünohistokimyasal sonuçlar literatür eşliğinde değerlendirilmiştir. Bulgular: Olguların 11’i erkek, 7’si kadındı. Yaş aralığı 18-88 arasındaydı. GİST’ler için en sık görülen lokasyon mide olup bunu ince barsak, kolorektal bölge ve özofagus takip etmekteydi. Tümörlerin 20’si cerrahi olarak çıkarılmış olup, 4’ü endoskopik biyopsi, kalan 4’ü ince iğne aspirasyon biyopsi materyaliydi. Tümör çapı ölçülebilen materyallerde tümör çapı 0,2 ile 22 cm arasındaydı. 50 büyük büyütme alanında mitoz sayısı 0 ile 10 arasındaydı. GİST’lerin 7’si yüksek dereceli, 21’i düşük dereceliydi. Olguların çoğunluğu iğsi hücrelerden oluşmakta olup, 3’ü epiteloid, 3’ü mikst tipteydi. Sonuç: GİST’lerin malignite potansiyelini tahmin etmek için çeşitli kriterler öne sürülmüş olsa da kesin prognostik kriterler belirlenmemiştir. Çeşitli biyopsi materyallerinden oluşan daha büyük vaka serilerinde yapılacak çalışmalar prognozu daha kesin öngörebilecek kriterlerin belirlenmesine yardımcı olacaktır.
  • Öğe
    Effect of Dry Needling in Chronic Musculoskeletal Pain
    (2022) Uludağ, Veysel; Büker, Nihal
    Pain is a sensation felt in one or more parts of the body, and it is a bad feeling that bothers people. Every person who feels pain learns about pain early in life through experiences with injury. In recent years, chronic pain has begun to be accepted as a disease rather than a symptom. Therefore, pain does not always mean tissue damage. Although scientific studies have made rapid progress in our perspective on chronic pain, the mechanisms of pain have not yet been fully explained. Though many things have been tried, the continuation of pain and the inability to fully explain the pain mechanisms have increased the interest in complementary medicine applications. It has been shown that trigger points accompany many musculoskeletal pathologies within the concept of central sensitization, which has an important role in the pathogenesis of chronic pain. Dry needling therapy in trigger point therapy is often used as a minimally invasive complementary medicine option to manage pain. In this study, information about pain was examined in the light of current literature. We aimed to review the effects of dry needling therapy on the musculoskeletal system in chronic pain disease groups from a different and up-to-date perspective. After examining the literature and the concept of chronic pain and dry needling, the following conclusion was reached; When the effectiveness of dry needling is examined in chronic painful disease groups in the musculoskeletal system, dry needling, which is a minimally invasive method, is effective, but more studies are needed.
  • Öğe
    Tarımsal destek, iktisadi kalkınma ve enflasyon arasındaki ilişkilerin Bootstrap panel nedensellik testi ile analizi
    (2022) Canbay, Şerif; İnal, Veysel; Kırca, Mustafa
    Tarım sektörü gelişmiş ülke ve gelişmekte olan ülke ekonomileri açısından büyük önem taşımaktadır. Tarım iktisadi kalkınma ve yoksulluğu azaltmak için önem arz eden bir sektördür. Özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en temel sorunlarından birinin sermaye birikiminin yetersizliği olduğu göz önüne alındığında, tarım sektörü bu grup ülkelerin kalkınmalarını destekleyebilecek sermaye birikimini sağlamaya imkân sunabilecek sektörlerden biridir. Fakat tarım sektörünün kendine has kırılgan yapısı birçok problemi de beraberinde getirebilmektedir. Bu sorunların başında tarımsal çıktılara özgü fiyat istikrarsızlığı yer almaktadır. Dolayısıyla tarım sektörünün ülke ekonomileri açısından önemi hükümetlerin bu sektörü koruyucu ve destekleyici politikalar üretmesine neden olmaktadır. Bu çalışmada BRICS+T ülkelerin 2000-2020 dönemlerini kapsayan verileri doğrultusunda, Kónya (2006) tarafından geliştirilen Bootstrap Panel Nedensellik testi kullanılarak tarımsal destekler, iktisadi kalkınma ve enflasyon arasındaki nedensellik ilişkisini incelemek amaçlanmıştır. Çalışmanın bulguları ülkeler arasında farklılık arz etmektedir. Çin ve Hindistan haricinde diğer ülkelerde tarımsal destekler, iktisadi kalkınma ve enflasyon değişkenleri arasında nedensellik ilişkileri tespit edilmiştir.
  • Öğe
    The relationship of academicians with technostress levels and job satisfaction in the covid-19 process
    (2022) Toraman, Çetin; Aktan, Osman
    The aim of this research is to determine the technostress levels experienced by academicians who carry out distance education activities during the COVID- 19 process and to examine the relationship between this stress level and job satisfaction. The research is a relational comparison type of research. The participants of the research consisted of 1450 academicians working in different disciplines, determined according to the purposeful sampling method. Technostress scale, job satisfaction scale and open-ended question form were used as data collection tools in the research. Descriptive statistics, multiple linear regression, MANOVA and inductive content analysis were used in the analysis of the data. According to the research findings, it was determined that academicians were exposed to intense technology use in distance education during the COVID-19 process, their workload increased, and this situation negatively affected the private lives, work performance and job satisfaction of academicians. It has been determined that the job satisfaction of academics with higher seniority and title, working at public universities that provide distance education during the COVID-19 process, was higher. In the study, it was determined that gender, type of institution in which academicians work, title and seniority from the main effects, and their interaction made a significant difference on the level of technostres of academicians. According to the results of the research, it has been determined that distance education negatively affects private life in the COVID-19 period, however, it has some useful aspects with difficulties in practice. Based on the results of the research, it is recommended to improve the online learning and technology literacy skills of academicians, to run some of the courses in universities with distance education to be ready for online and emergency distance education, and to improve the employment conditions of academicians working in private universities.
  • Öğe
    Konuralp pirincinin fiziko-kimyasal bileşeni, fito-kimyasal özellikleri, pişme karakteristikleri ve biyoaktif bileşenleri
    (2022) Aydın, Emine
    Bu çalışma, Türkiye'nin Batı Karadeniz bölgesi Düzce ili Konuralp beldesinde geleneksel olarak yetiştirilen pirinç çeşidi (Oryza sativa L.) üzerinde yapılan ilk araştırmadır. Çalışma kapsamında Konuralp Pirincinin fiziko-kimyasal bileşimi, fito-kimyasal özellikleri, pişirme özellikleri ve biyoaktif bileşenleri (toplam fenolik içerik, ABTS•+, CUPRAC, DPPH• ve FRAP yöntemleriyle belirlenen antioksidan aktivite) ile in-vitro koşullarda biyoalınabilirliği incelenmiştir. Analizler sonucunda Konuralp Pirincinin nem içeriği %13.89, protein içeriği %6.48, toplam diyet lifi %0.82, enerji değeri 323.44 kcal ve nişasta miktarı %59.64 olarak tespit edilmiştir. Öte yandan örneklerin fitik asit içeriği ise 258.69 mg/100g olarak bulunmuştur. Çalışmada Konuralp Pirincinin toplam fenolik madde içeriği 2100 mg GAE/100g olarak tespit edilirken, ekstrakte edilebilir (12.73 ?mol trolox/g) ve hidrolize edilebilir fenolikler (62.50 ?mol trolox/g) için en yüksek antioksidan kapasite DPPH• yönteminde bulunmuştur. Antioksidatif biyoalınabilirlik değerleri ise %80.19 (ABTS•+), %27.96 (CUPRAC), %20.63 (DPPH•) ve %0.92 (FRAP) olarak bulunmuştur. Fiziko-kimyasal ve fito-kimyasal özelliklerinin yanı sıra yüksek biyoaktif bileşen içeriğe sahip olan ve geleneksel olarak üretilmeye devam edilen Konuralp Pirincine daha fazla önem verilmelidir
  • Öğe
    Eğitimde Karşılaşılan Çeşitli Eşitsizliklerin Ürettiği Bazı Pedagojik Sonuçlar ve Sınıf Ortamına Etkileri
    (2022) Kaymaz, Abdulgazi; Atmaca, Taner
    Bu araştırmanın temel amacı eğitimde karşılaşılan çeşitli eşitsizliklerin sınıf içindeki uygulamalara nasıl yansıdığını öğretmenlerin görüşleri doğrultusunda incelemektir. Çalışmada nitel araştırma geleneği içerisinde yer alan fenomenoloji deseninden yararlanılmıştır. Araştırmanın örneklemini Düzce’de görev yapan ve maksimum çeşitlilik örnekleme tekniği ile belirlenen toplam on dokuz öğretmen meydana getirmektedir. Çalışmanın veri toplama aracında yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Veriler toplanırken araştırmacılar tek tek randevu alarak her bir görüşmeci ile yüz yüze ve ses kaydı alarak görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Verilerin analizinde içerik analizinden ve yorumlayıcı fenomenolojiden yararlanılmıştır. Analizler sonucunda toplam üç tema oluşturulmuştur. Eşitsizliklerin sınıf içi pratiklere etkileri, eşitsizliklerin öğrencilerin gelişimlerine etkileri ve eşitsizliklerin eğitime etkisini azaltmada öğretmenlerin uygulamaları temalarının altında kategoriler ve kodlar meydana getirilmiştir. Araştırma bulguları eşitsizliklerin sınıfta öğrencilerin hem davranışlarına hem de eğitimöğretim süreçlerine olumsuz yansıdığını göstermektedir. Zayıf arkadaşlık ilişkileri, kuralları ihlal etme, zorbalık, çekingenlik gibi durumlar eşitsizliklerle birlikte belirgin hale gelebilmektedir. Eğitimöğretime ilgisizlik, zayıf okul bağlılığı, derslerle yeteri kadar ilgilenmeme, başarısızlık korkusu, dil gelişiminde gerilik, düşük yaşantı zenginliği gibi etkiler eşitsizlikler neticesinde ortaya çıkmaktadır.
  • Öğe
    Dolarizasyonun Belirleyicileri ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Türkiye Örneği
    (2022) Kaya, Zekayi; Kara, Oğuz
    Ekonomik istikrarsızlıklar ulusal paranın değer kaybetmesine, iktisadi karar birimlerinin ulusal para yerine ya da ulusal parayla birlikte yabancı para kullanmasına sebep olmaktadır. Dolarizasyon olarak tanımladığımız yabancı para kullanımı birçok makroekonomik parametreden etkilenme ve aynı zamanda etkilemektedir. Bu çalışmanın amacı dolarizasyona neden olan makroekonomik göstergeleri belirlemek ve dolarizasyon ile ekonomik büyüme (Sanayi üretim endeksi) arasındaki uzun dönem ilişkiyi Türkiye özelinde incelemektir. Veri seti 2014 Ocak ile 2022 Mart dönemini kapsamaktadır. Dolarizasyona sebep olan makroekonomik değişkenler zaman serisi metodolojine bağlı olarak ARDL yöntemi ile dolarizasyon - ekonomik büyüme arasındaki ilişki ise Johansen eşbütünleşme yöntemi ile analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre cari açığın artması, CDS risk priminin yükselmesi, döviz kurundaki artışlar, mevduat faiz oranının yükselmesi ve ithalat artışı dolarizasyona yol açarken genel kabul edilen teorinin aksine TÜFE’de meydana gelen artışların dolarizasyonu azalttığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca dolarizasyon ile ekonomik büyüme arasında ilgili dönemde pozitif bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Hashimoto tiroiditi hastalarında primer baş ağrısının sıklığı ve ilişkili faktörler
    (2022) Gözübatık Çelik, R. Gökçen; Uludüz, Derya; Hatipoğlu, Esra; Hacıoğlu, Yalçın; Türk, Bengi Gül; Sungur, Mehmet Ali; Göksan, Baki
    Amaç: Bu çalışmanın amacı, Hashimoto tiroiditi tanısı alan hastalarda primer baş ağrısı insidansını ve potansiyel biyobelirteçleri değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Endokrinoloji polikliniğine başvuran Hashimoto tiroiditi olan hastalar çalışmaya dahil edildi. Demografik veriler, tiroid fonksiyon test sonuçları ve otoantikor titreleri kaydedildi. Baş ağrısının klinik özellikleri de belirlendi. Aynı araştırmacı, tüm hastalarda baş ağrısı şiddeti derecelendirmesi için görsel analog ölçeği (VAS) kullandı. Bulgular: Primer baş ağrısı olan 95 (%61,3) hastadan 20’si (%21,1) migren, 17’si (%17,9) gerilim tipi baş ağrısı (TTH) ve 20’si (%21,1) yeni günlük kalıcı baş ağrısı (NDPH) tanısı aldı. Yüz elli beş kişiden 38’inde (%24,5) hipotiroidizme bağlı baş ağrısı (HRH) tespit edildi. Baş ağrısı tipi ile yüksek kan antikor düzeyi (anti-TPO) arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmazken (p=0,135), tiroid uyarıcı hormon (TSH) ile pozitif korelasyon saptandı (p<0,001). Migrenli Hashimoto hastalarında (n=14, %70,0) daha yüksek kan antikor düzeyleri bulunurken, bu oranlar HRH’de %86,8 (n=33), TTH hastalarında %76,5 (n=13), NDPH hastalarında %60,0 (n=12) olarak saptandı. Elli yedi hasta Hashimoto tanısı aldıktan sonra yeni bir baş ağrısı tanımlarken, hormon tedavisi sonrası baş ağrısı devam eden hasta sayısı 48 idi. Bu da primer baş ağrısı ve Hashimoto hastalığı komorbiditeyi göstermekteydi. Sonuç: Baş ağrısı ile ilişkili tek faktörün TSH düzeyi olması patofizyolojide farklı mekanizmaların rol oynadığını düşündürdü. Primer baş ağrısı tanısında tedavi edilebilen sekonder nedenlerin detaylı araştırılması önem taşımaktadır.
  • Öğe
    Tıpta Uzmanlık Tezlerinde Yapılan İstatistiksel Hatalar
    (2022) Yabacı, Ayşegül; Can, Fatma Ezgi; Kesin, Fisun Kaskır; Ahmadıan, Robab; Ercan, İlker
    Amaç: Bu çalışmanın amacı tıpta uzmanlık tezlerini yapılan istatistiksel hatalar bakımından değerlendirmek ve tıpta uzmanlık öğrencilerinin istatistik yeterliliklerini değerlendirmektir. Böylece tıp alanında bilimsel yayın yapan araştırmacıların istatistik konusunda duyarlı ve dikkatli olmasını sağlayarak kaliteli bilimsel yayınların üretilmesine katkıda bulunmaktır. Yöntemler: Çalışmamızda Yüksek Öğretim Kurulu veri tabanı taranarak en az 40 yıllık geçmişe sahip 6 farklı tıp fakültesinin farklı anabilim dallarına ait 321 uzmanlık tezi rastgele seçilmiştir. Seçilen uzmanlık tezleri, Biyoistatistik uzmanı olan beş araştırmacı tarafından “p-değerleriyle ilgili hatalar”, “uygulanan testlerle ilgili hatalar”, “Matematiksel gösterim hataları”, “İstatistiksel sembol hataları”, “Uygun olmayan yorumlama”, “Verilerin özetlenmesindeki hatalar” , “Anlaşılmayan istatistiksel ifadeler” ve “İstatistik terminolojisindeki hatalar” bakımından değerlendirildi. Bulgular: İnceleme 321 tezin tamamında en az 1 tane istatistiksel hata mevcuttu. En sık karşılaşılan hata, %70,1 (n=225) oran ile “verilerin özetlenmesindeki hatalar”, en az karşılaşılan hata ise %14,3 (n=46) oran ile “anlaşılmayan istatistiksel ifadeler” olduğu görüldü. Sonuç: Sonuç olarak, istatistiksel hataları önleme konusunda tıpta uzmanlık öğrencilerinin istatistik okuryazarlığı konusunda gerekli eğitimi almaları, temel istatistik bilgisine sahip olmaları ve istatistiksel değerlendirme konusunda da bir biyoistatistik uzmanından danışmanlık almaları gerekmektedir. Danışmanların ise tez değerlendirme sürecinde istatistik konusunda daha hassas olmaları ve tıpta uzmanlık öğrencilerinin tezlerinin yürütülmesi sırasında bir biyoistatistik uzmanından danışmanlık almalarını sağlamalıdırlar.
  • Öğe
    Ankara ve Konya (Türkiye) illeri havuç (Daucus carota L.) (Apiaceae) ekim alanlarında aster yellows fitoplazmasının altgruplarının ve potansiyel böcek vektörlerinin belirlenmesi
    (2022) Zelyüt, Filiz Randa; İnak, Emre; Özden, Emine Demir; Şenal, Derya; Ertunç, Filiz
    Aster yellows fitoplazma (AYp), ekonomik açıdan önemli farklı tarım ürünlerini etkileyen yaygın bir bitki patojenidir. AYp, böcek vektörleri aracılığıyla geniş alanlara yayılabilir ve havuç yapraklarında şiddetli kızarıklık ve sararma ile ilişkilendirilir. Türkiye'nin en büyük havuç üretim alanları olan Ankara ve Konya illerinde aster yellows fitoplazmasının potansiyel böcek vektörlerinin varlığı araştırılmıştır. Mart-Eylül 2020 tarihleri arasında arazi çalışmalarında 45 böcek örneği toplanmıştır. Morfolojik ve moleküler çalışmalar Neophilaenus campestris (Fallén, 1805) (Hemiptera: Aphrophoridae), Empoasca decipiens Paoli, 1930 (Hemiptera: Cicadellidae) ve Psammotettix striatus (L., 1758) (Hemiptera: Cicadellidae) türlerinin 16SrI-F altgrubu ile bulaşık olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte, farklı lokasyonlardan toplanan P. striatus türü ise 16SrI-R altgrubu ile bulaşıktı. Cicadula divaricata Ribaut, 1952 (Hemiptera: Cicadellidae) ve bir psyllid (Psylloidea: Psyllidae) türünde 16SrI-B altgrubu saptanmıştır. Empoasca sp., Anaceratagallia sp. (Hemiptera: Cicadellidae) ve Psammotettix confinis (Dahlbom, 1850) (Hemiptera: Cicadellidae) ise potansiyel fitoplazma vektörleri olarak belirlenmiştir. Elde edilen fitoplazma 16S rRNA ve böcek sitokrom oksidaz genlerinin nükleotit dizileri filogenetik çalışmalarda kullanılmıştır. Bu sonuçlar, havuç ekim alanlarında aster yellows fitoplazmalarının vektör kontrolüne katkıda bulunacaktır.
  • Öğe
    Buharlı gemi çağında Osmanlı gemi isimleri üzerinden gelenekten moderniteye geçişi okumak
    (2022) Çapar, Onur; Düzcü, Levent
    19. yüzyıl tüm dünyada büyük değişim ve dönüşümlerin yaşandığı bir yüzyıldı. Osmanlı Devleti artık Avrupa’nın üstünlüğünü her alanda kabul etmiş, Batı’daki değişimleri kendi bünyesine adapte etmeye çalışıyordu. Modernleşmenin başladığı ilk alan orduydu. Osmanlılar ordularını modernize ettikleri taktirde kaybettikleri eski savaş güçlerini tekrar kazanacak ve topraklarını koruyabileceklerdi. Bunun yanında denizcilik alanında buharlı gemi teknolojisinin ortaya çıkmasıyla birlikte donanmanın modernizasyonu ile ilgilendiler. İlk etapta yelkenli gemilerden buharlıya geçiş kolay olmadı fakat ilerleyen dönemde buharlı gemilerin insan ve lojistik taşımadaki hızları diğer gemilerin yerini almalarını kolaylaştırdı. Osmanlı Devleti’nin Tanzimat ile başlayan ve Islahat Fermanı ile devam eden modernleşme serüveni ise inişli çıkışlı bir dönem olsa da buharlı gemilerin ortaya çıktığı zamana denk gelmekteydi. Bu dönemde buharlı gemilere verilen isimlerin devletin kendi siyasi politik dilini yansıtması şaşırtıcı değildi. Devlet yaşamış olduğu siyasi ve kurumsallaşmış değişimi bu alanda gemilere verdiği isimlerle adeta halka aşılamaya çalışıyordu. Bu dönemde devlet eliyle teşvik edilen şirketleşme girişimleri de gemilere verdikleri isimlerle modernleşen devleti desteklemekteydiler. Dönemsel olarak devlet politikasında yaşanan değişimlerin de gemi isimlerine yansıdığı oluyordu. Bu makalenin amacı uzun bir değişim ve sancılı bir süreci içine alan Osmanlı modernleşmesini gemilere verilen isimler üzerinden incelemektir. Böylece devletin resmi politikasının ve siyasi dilinin yaşamış olduğu değişim donanmadaki modernleşme üzerinden anlamaya çalışılacaktır.
  • Öğe
    A Critically Ill Patient with Aspergillus Fumigatus Sepsis-Related Ischemic Colitis
    (2022) Coşkun, Gökhan; Torun, Serkan; Akbaş, Türkay; Akin, Gul; Önbaş, Ömer
    Background: Invasive aspergillosis (IA) is an opportunistic infection generally encountered in patients with hematological malignancies. However, IA is increasingly recognized in non-neutropenic and critically ill patients in the absence of classic risk factors. Case Report: An 81-year-old man with diabetes mellitus (DM), chronic renal failure (CRF), and heart failure, who had had 1-week complaints of diarrhea, nausea, and vomiting, was admitted to the intensive care unit with septic shock, acute respi- ratory failure, and acute kidney injury. Chest computed tomography showed cavitary lung lesions and colonoscopy revealed ischemic ulcers in the descending colon. Other causes of cavitary lung lesions were excluded and all cultures were negative, except for bronchoalveolar lavage yielding Aspergillus fumigatus. Thus, Aspergillus fumigatus sepsis with multiorgan failures was diagnosed. Conclusion: Inhaled Aspergillus conidia are kept under control by alveolar macrophage. DM, CRF, and aging are the con- ditions that disrupt phagocytic activity of macrophages and predispose to IA.
  • Öğe
    Üniversite Öğrencilerinde Algılanan Stres ve Anksiyete Arasındaki İlişkinin Araştırılması: Yaşamda Anlamın ve Bütünlük Duygusunun Seri Aracılık Rolü
    (2022) Güngör, Abdi
    Toplumda yaygın olarak görülen ve bireyin yaşamını zorlaştıran anksiyete duygusu, üniversite öğrencilerinde de yaygın karşılaşılan bir problemdir. Bu araştırmada üniversite öğrencilerinin algılanan stres, yaşamda anlam ve bütünlük duygusu düzeylerinin anksiyete düzeyleri üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Ayrıca yaşamda anlam ve bütünlük duygusunun seri aracı etkisi de incelenmiştir. Araştırma grubunu 651 üniversite öğrencisi oluşturmuştur. Araştırmada veriler Algılanan Stres Ölçeği, Yaşamda Anlam Ölçeği, Bütünlük Duygusu Ölçeği ve Beck Anksiyete Ölçeği ile toplanmıştır. Veriler Pearson momentler çarpım korelasyon katsayısı ve yeniden örnekleme yöntemi (bootstrapping) kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma bulgularına göre algılanan stres pozitif yönde, yaşamda anlam ve bütünlük duygusu da negatif yönde anksiyeteyi doğrudan yordamıştır. Yaşamda anlam, algılanan stresin anksiyete üzerindeki etkisinde kısmi aracı rol oynamıştır. Ayrıca seri aracı etki hipotezi de doğrulanmıştır. Algılanan stres yaşamda anlam sonra da bütünlük duygusu üzerinde anksiyeteyi yordamıştır. Bütünlük duygusunun algılanan stres ve anksiyete arasındaki aracı rolü ise anlamlı bulunmamıştır. Araştırmanın bulguları alanyazındaki önceki bulgular ışığında tartışılmış ve gelecek çalışmalar için öneriler sunulmuştur.
  • Öğe
    Havalı Güneş Kolektörlerinin Hacim Isıtma\rUygulamalarında Kullanımı
    (2022) Gürel, Ali Etem; Yıldız, Gökhan; Ceylan, İlhan
    Güneş enerjisi, doğrudan güneşten elde edilen temiz ve yenilenebilir bir enerji kaynağıdır.\rGüneş enerjisi sistemleri üzerine yapılan çalışmalar, enerji fiyatlarındaki\rartışlar, küresel ısınma ve sera etkisi gibi çevresel etkiler nedeniyle özellikle son yıllarda\rciddi bir artış göstermiştir. Türkiye güneş enerjili sıcak su ısıtma sistemlerinden\rönemli ölçüde yararlanmaktadır. Bunun yanında fotovoltaik teknoloji üzerinde,\rözellikle getirilen yeni yasal düzenlemeler ve coğrafi konumun da avantajları ile\rTürkiye özelinde önemli yatırımlar yapılmaktadır. Ancak havalı güneş kolektörleri\rile hacim ısıtma uygulamalarından Türkiye’de yeterli ölçüde yararlanılmamaktadır.\rOysa bu tip kolektörler, %100 taze havalı klima sistemlerinde ön ısıtma/ısıtma,\rhayvan barınaklarının ısıtılması, sera ısıtılması, kargo depolarının ısıtılması,\rkurutma vb. pek çok uygulama için oldukça elverişlidirler. Bu çalışmada, havalı\rgüneş kolektörlerinin hacim ısıtılmasında kullanımına yönelik dünyadaki farklı uygulamalar\rincelenecektir. Bunun yanında havalı güneş kolektörleri ile hacim ısıtılmasına\rdair önerilen farklı tasarımlar da verilecektir. Bu inceleme ve tasarımlar\rneticesinde çeşitli öneriler getirilecektir.
  • Öğe
    Üniversite öğrencilerinin psikolojik iyi oluş düzeylerinin yordanmasında öz-düzenleme ve psikolojik kırılganlığın rolü
    (2022) Bayrı, Hakan; Sapancı, Ahmet
    Bu araştırmanın amacı, üniversite öğrencilerinin psikolojik iyi oluş düzeylerinin yordanmasında, algılanan öz düzenleme ve psikolojik kırılganlık değişkenlerinin etkisinin incelenmesidir. Belirlenen amaç doğrultusunda bu üç değişkenin; öğrenim görülen fakültelere, öğrencilerin memnuniyetine ve cinsiyete göre farklılık gösterip göstermediği de incelenmiştir. İlişkisel tarama tipi yöntemi ile yapılan araştırmanın çalışma grubunu Düzce Üniversitesinin çeşitli fakültelerinde (Tıp Fakültesi, Eğitim Fakültesi, Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi, İlahiyat Fakültesi, Spor Bilimleri Fakültesi, işletme Fakültesi, Teknoloji Fakültesi, Ziraat Fakültesi, Sağlık Bilimleri Sosyal Bilimler, Fen ve Edebiyat Fakültesi ve Orman Fakültesi) öğrenim gören toplam 1112 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak kişisel bilgi formu, “Psikolojik iyi Oluş Ölçeği”, “Algılanan Öz-düzenleme Ölçeği” ve “Psikolojik Kırılganlık Ölçeği” kullanılmı?tır. Araştırmanın çoklu doğrusal regresyon kullanılarak yapılan nicel analizi sonucunda, üniversite öğrencilerinin öz-düzenleme ve psikolojik kırılganlıklarının, psikolojik iyi oluş düzeylerini anlamlı düzeyde yordadığı gözlemlenmiştir. Öğrencilerin psikolojik iyi oluşlarını, algıladıkları öz-düzenleme düzeyleri olumlu yönde etkilerken; psikolojik kırılganlıklarının olumsuz yönde etkilediği görülmütür.
  • Öğe
    Endüstri 4.0 Bağlamında Girişimcilik 4.0 ve Başarı Faktörleri: Bir Model Önerisi
    (2022) Bozkurt, Öznur
    Bu çalışmada Girişimcilik 4.0 sürecinin başarılı bir şekilde yürütülmesinde etkili olan faktörler ve yeni dönem girişimcilerinin değişen iş süreçleri incelenmiştir. Nitel veriye dayalı olarak yürütülen çalışmada birincil veriler yarı yapılandırılmış mülakatlar ile toplanmıştır. Türkiye’nin en büyük şirketleri arasında yer alan ve farklı sektörde faaliyet gösteren sekiz girişimci ve üst düzey yönetici ile gerçekleşen mülakatlardan elde edilen veriler betimsel analiz yöntemi ile analiz edilmiştir. Girişimcilik 4.0 sürecinde başarıya etki eden dört temel kategori ortaya çıkmıştır. Bunlar; organizasyon yapısı, insan kaynağı, üretim ve müşteridir. Hız, müşteriyi odağa alarak özelleştirilmiş üretim yapmak, çalışanların zindeliğini ve performansını hep canlı tutmak, açık kaynak paylaşımlı çevre dostu üretimler yapmak gibi konuların Girişimcilik 4.0 bağlamında öne çıktığı görülmüştür. Girişimcilerin, organizasyonlarını yeni çalışma düzenine hazır hale getirmesi ve bunu sağlamak içinde, yapay zeka, çevik örgütlenme, Ar-Ge, paydaşlar ile bütünleşme konularına odaklanmaları önerilmiştir. Endüstri 4.0 ve onun ortaya çıkardığı Girişimcilik 4.0 sürecinde başarılı sonuçlar elde etmede etkili olan faktörlerin belirlenmesi bu çalışmanın özgün değerini oluşturmaktadır.
  • Öğe
    Eğitimde Drama Araştırmaları:1975-2022
    (2022) Çelik, Meryem
    Bu araştırma ile Web of Science veri tabanında, eğitim alanında drama ile ilgili yayımlanmış makalelerin bibliyometrik analizini gerçekleştirmek amaçlanmıştır. Araştırmada, betimsel yöntemlerden tarama modeli kullanılmış ve bibiliyometrik analiz tekniği uygulanmıştır. Araştırmada 1975-2022 yılları arasında yayımlanan 1.649 makale analiz edilmiştir. Yapılan analizler sonucuna göre; eğitim alanında drama ile ilgili yayımlanan makaleler 2007 yılı sonrasında, yıllarla birlikte artışlar olmuştur. Makalelerde en sık yayın yapılan dil İngilizce, İspanyolca ve Rusçadır. Londra Üniversitesi, Toronto Üniversitesi ve Warwick Üniversitesi en fazla makale yayımlayan araştırmacıların bulunduğu kurumlardır. “Ride The Journal of Applied Theatre and Performance”, “Philological Class” ve “International Journal of Education and The Arts” en fazla eğitim alanında drama ile ilgili makalelerin olduğu dergilerdir. İngiltere, ABD ve Avustralya ise en çok makale üreten ülkelerdir. 2004 yılı sonrasında yayımlanan makalelerin atıf sayılarında, yıllara paralel şekilde artış görülmektedir. Yapılan makalelerde en çok kullanılan anahtar kelimeler ise “drama, yaratıcı drama ve süreçsel drama” kavramlarıdır. Bu araştırmanın eğitim alanında drama ile ilgili bilimsel çalışma yapmayı planlayanlar için bir perspektif sağlayacağı düşünülmektedir.
  • Öğe
    Ortaöğretim Matematik Öğretmenlerinin Öğretim Materyalleri Hakkindaki Anlayişlari Ve Ürettikleri Materyaller
    (2022) Ünveren Bilgiç, Emine Nur; Argün, Ziya
    Araştırmanın amacı; matematik öğretmenlerinin öğretim tasarımı sürecinde materyal kullanımlarının incelenmesidir. Eylem araştırmasının nitel paradigmasıyla gerçekleştirilen araştırma, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde görev yapmakta olan sekiz öğretmenin katıldığı bir eğitim sürecinde gerçekleştirilmiştir. Katılımcılar ile birlikte toplam onbir oturum gerçekleştirilmiş olup veriler yarı-yapılandırılmış görüşmeler, yazılı dokümanlar, video kayıtları ve odak grup görüşmeleri ile toplanmıştır. Veriler içerik analizi ve sürekli karşılaştırmalı analiz yoluyla analiz edilmiştir. Araştırmanın sonucunda; katılımcıların eğitim öncesi öğretim tasarımlarında yer verdikleri materyallerin öğretmen kullanımına açık, öğrencinin yalnızca izleyebildiği yapıda olduğu görülürken; eğitim sonrasında öğrencinin yaparak-yaşayarak deneyimleyebileceği, öğretmenin sadece rehber olduğu materyallere yer verdikleri görülmektedir.
  • Öğe
    Sıkıştırma oranının dizel motorun emisyon ve performans karakteristiklerine etkisinin Diesel RK yazılımı kullanılarak incelenmesi
    (2022) Polat, Fıkret
    Bu çalışmanın temel amacı, dizel yakıta metanol ve Al2O3 nanopartikül ilavesiyle elde edilen yakıtlarla çalışan tek silindirli bir dizel motorun performans ve emisyon özellikleri üzerinde sıkıştırma oranının (SO) etkilerini gözlemlemektir. Bu amaçla Diesel RK yazılımı kullanılmış ve simülasyon modeli oluşturulmuştur. Oluşturulan simülasyon modeli daha önce yapılan deneysel çalışma ile doğrulanmış ve maksimum %6.5’lik hata elde edilmiştir. Model doğrulandıktan sonra 16.5, 17.5 ve 18.5 olmak üzere farklı sıkıştırma oranlarında analizler yapılmıştır. Analizler 1500 rpm sabit motor devrinde ve tam yükte gerçekleştirilmiştir. Sonuçlarda, tüm test yakıtları için sıkıştırma oranı arttıkça özgül yakıt tüketimi (ÖYT) ve NOx değerinin de arttığı gözlemlenmiştir. Minimum ÖYT değeri 16.5 sıkıştırma oranında 219 g/kWh olarak dizel yakıtta elde edilmiştir. Minimum NOx değeri 16.5 sıkıştırma oranında 651 ppm olarak M15A100 (hacimce %15 metanol, %85 dizel yakıttan oluşan ve M15 olarak adlandırılan test yakıtına 100 ppm Alüminyum oksit nanoparçacık katılarak elde edilen test yakıtı) yakıtında elde edilmiştir.