Düzce Üniversitesi İlahiyat Dergisi
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Ortadoğu`da Modernleşme ve İslami Hareketler(Düzce Üniversitesi, 2021) Yiğit Aras, EmineBilimsel paradigmaları ne kadar öncelersek önceleyelim objektiflik meselesi hep bir sorunsal olmaya devam edegelmiştir. Söz gelimi Batı, Orta Doğu’ya dair yaptığı çalışmalarda ulusal çıkarlarını ve kendilerinin mutlak üstünlüğünü daima ön planda tutmuş bundan dolayı da Orta Doğu ile ilgili ortaya koydukları çalışmalar indirgemeci yaklaşımlar ve bir dizi eksiklik ve yanlışlığı da beraberinde getirmiştir. Bu sebeple Orta Doğu’yla ilgili bir çalışma olguya içerden bir yaklaşımı gerekli kılmaktadır. Elimizdeki bu çalışmada Orta Doğu, Orta Doğuluların gözüyle görülmeye, anlamaya ve anlatılmaya çalışılmaktadır. Kitapta 18. yüzyıldan itibaren kendi yöneticilerinin müdahalesi ile modernleşme sürecine giren, Orta Doğu’nun üç önemli ülkesi, Türkiye, Mısır ve İran’ın modernleşme süreçleri üzerinde durularak, radikal İslami hareketlerin bu süreçte nasıl konumlandıkları ele alınmaktadır.Öğe ?????? ????? ?????? ??? ????? ????? ?? ?????? ????? ??????? ?? ????? ?????? İmam Badrüddin El-Ghazi'nin -Teysîrü't-Tibyân fi Tefsîri'l-ku'ran - adlı tefsirine genel metodu(Düzce Üniversitesi, 2022) Korichi, Medhetİmam Bedrüddin el-Ğazzi’nin (984/1577) Teysîrü’t-tibyân fi tefsîri’l-Ku’rân adlı manzum bir Kur’an tefsiri, hicri 10. yüzyılın ortalarında yazılmış en önemli manzum tefsirlerden biridir. Tefsir, Kur’an ilimleri ile ilgili terimlerin tanımlarını içeren bir giriş ile başlar. Daha sonra Kur’an’ı bütünüyle seksen bin beytte tefsir etmeye başlamadan önce istiâze ve besmele hakkındaki görüşünü sunar. Bu tefsir, manzum tefsirlerinin en önemli ve en büyüklerinden biri olmasına rağmen onun hakkında ciddi bir çalışma yapılmamıştır. Bu yüzden İmam Bedreddin el-Ğazzi’nin tefsirindeki metodu hakkındaki bu makaleyi yazmayı düşündük ve aşağıdaki gibi altı genel esas çerçevesinde değerlendirdik: Birinci esas: surenin tefsirine geçmeden önce sureyi tanıtmak. İkinci esas: Her âyetin yorumunun sonunda onun nahiv meseleleriyle ilgilenmek. Üçüncü esas: Müfessirlerin âyet hakkındaki görüşlerini tenkidi ile birlikte zikretmek ve aralarında tercih edilen görüşü vermek. Dördüncü esas: Zayıf hadisle amel etmek. Beşinci esas: Surenin başındaki Hurûf-ı Mukattaa’nın manasını araştırmayıp onları ancak Allah’ın bildiği müteşâbih âyetler kısmından saymak. Altıncı esas: İman ile ilgili ayetlerin Eş’ariyye mezhebine göre yorumlamak. Bunların hepsi, yazarı ve tefsirini kısa bir özet halinde tanıttıktan sonra sunulacaktır.Öğe Tarihte Tebriz, Cihat Aydoğmuşoğlu (Ankara: Berikan Yayınevi, 2011), 181 sayfa, ISBN: 9789752675759(Düzce Üniversitesi, 2023) Küçüktepe, SenanurYüz yıllardır Türklere yurt olmuş tarihî Tebriz şehri; iktisadi, dini ve jeopolitik sebeplerle tarihi boyunca büyük ya da küçük birçok devletin yönetimi altına girmiştir. Hz. Ömer’le İslam hâkimiyetine giren bu şehir; Selçuklu, İldenizli ve Harzemşah Devletlerinin ardından İlhanlı dönemiyle –bilhassa G?zân Han’ın hükümdarlığında- tarihinin zirvesini yaşamıştır. Sonraki dönemlerde sık sık Celâyirliler, Timurlular ve diğer Türkmen devletlerinin arasında el değiştiren Tebriz, maalesef pek çok savaş, tahribat ve depremle yüz yüze gelmiş; tarihî izlerini bir miktar kaybederek bugüne ulaşmıştır. Günümüzde de büyük çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu 4.5 milyonluk nüfusuyla İran’ın dördüncü büyük şehri olma özelliğini sürdürmektedir.Öğe Nisâ Sûresinin Kırk Üçüncü Âyetinde Geçen Çok Anlamlı Kelime ve Müphem İfadelerin Âyetin Anlamına ve Hükme Etkisi(Düzce Üniversitesi, 2022) Karagöz, İsmailKur’ân-ı Kerîm’in rehberliğinden yararlanabilmek için Kur’ân’ı anlamak, Kur’ân’ı anlayabilmek için Kur’ân dilini ve anlama yöntemlerini iyi bilmek gerekir. İnsanların bilgi birikimleri ve anlama yeteneklerine bağlı olarak mücmel ve müphem olan ayetlerle çok anlamlı kelimeleri anlamlandırmada farklılıklar ortaya çıkarmış, Kur’ân dilinin başka dillere aktarılmasında bu farklılık kendisini göstermiştir. Kur’ân’ın farklı anlaşılıp farklı sonuçlar çıkartılan ayetlerinden biri de Nisâ sûresinin kırk üçüncü ayetidir. Ayetin farklı anlaşılmasının sebebi ayetteki “salât” kelimesinin çok anlamlı olması, ???????? ??????? terkibine ve ???? ?????????? ??????????? cümlesine verilen anlamdır. ?????????? Kelimesi ayette “namaz” anlamında mı veya “namaz kılınan yer yani mescid” anlamında mıdır? ???????? ??????? “Yolcular” anlamında mı yoksa “yolu den geçenler” anlamında mı????? ?????????? ??????????? “Veya kadınlara dokunduğunuz zaman” cümlesindeki “kadınlara dokunmak” hakikî anlamda fiziksel dokunma mı? Yoksa mecazî anlamda cinsel ilişki mi? Ayetteki bu müphem kelime, terkip ve cümleler, hem müçtehitlerin ayetten farklı hükümler çıkarmalarına, hem günümüzde hazırlanan meallere farklı şekillerde yansımalarına sebep olmuştur. Ayetteki ?????????? kelimesine “namaz” ve “mescid”, ???????? ??????? terkibi “yolu den geçenler” anlamındadır. ?????????? Kelimesine sadece “namaz”, ???????? ??????? terkibine “yolcular” anlamı verildiği zaman ayetin ikinci cümlesi, “Yolcular hariç cünüp iken namaz yaklaşmayın” şeklinde anlaşılmaktadır. Bu anlama göre “yolcular cünüp iken namaza yaklaşabilir” yaklaşabilecektir. Mâide sûresinin 6. ayetine göre abdestsiz cünüp iken namaz kılınmaz. ?????????? Kelimesine sadece “namaz” ve “mescid”, ???????? ??????? terkibine “yolu den geçenler” anlamı verildiği zaman, ayetin ikinci cümlesinin anlamı “boy abdesti alıncaya kadar cünüp iken namaza ve mescide yaklaşmayın ancak yolu den geçmek durumunda olanlar, geçebilirler” olmaktadır. Kur’ân ve Sünnet bütünlüğü içerisinde baktığımız zaman???? ?????????? ??????????? “Veya kadınlara dokunduğunuz zaman” cümlesindeki “kadınlara dokunmak” ile maksat, cinsel ilişki olduğu ortaya çıkmaktadır.Öğe Nisyan-ı Nisvan İndirgemeciliğine Mahkûm Edilmiş Bir Konu: Kadının Şahitliği(Düzce Üniversitesi, 2024) Yanık, Özlemİslâm muhakeme hukukunda kadınların şahitlik nisabındaki konumları, çeşitlilik arz etmektedir. Davanın niteliğinin önemli olduğu nisap taksiminde kadınların ceza davalarındaki şahitlikleri reddedilirken, hak davalarında ise belirli şartlar çerçevesinde şahitlikleri geçerli kabul edilmiştir. Nasta iktisadi işlemlere şahitlik etmeleri gerektiğinde bir erkeğe karşılık iki kadınının beyanının talep edilmesi ve iki kadından birinin misyonunun ‘hatırlatma görevinin ifası’ olarak açıklanması, literatürde kadınların akli yetenekleri bakımından erkeklere nispeten zayıf addedildikleri için şahitlik nisabında bu şekilde konumlandırıldıkları düşüncesinin yerleşmesine yol açmıştır. Psikoloji biliminin verilerine göre ezber, hafıza, detaylara hâkimiyet gibi konularda erkeklerden daha üstün oldukları kabul edilen kadınların, İslâm hukukunun şahitlik nisabındaki konumları itibariyle ‘unutkanlık’la özdeşleştirilmeleri, nassın illetinin doktrindeki kapsamı hususunda bir problem olduğu varsayımını doğurmaktadır. Bu çalışmanın amacı, hükmün yegâne illetinin kadınların unutkanlığına hasredilerek daraltılması yerine lafzın ifade ettiği anlam genişliği içinde meselenin ele alınarak, kadın duygu ve biyolojisinden kaynaklanan etkilerin bütünlüğünü göz ardı etmeden bir yaklaşım ortaya koymanın daha isabetli olacağına ilişkin bir katkı sunmaktır.Öğe Tahir Üzgör’ün Kaleminden Ali Nihat Tarlan ve Âmil Çelebioğlu’nun Ders Notları, Erdoğan Taştan (İstanbul: Ötüken Neşriyat, 2023), 180 sayfa, ISBN: 9786254084744(Düzce Üniversitesi, 2023) Avcı, SaitTürkler 8. yüzyılın ortalarından itibaren İslâm medeniyetine dâhil olmakla bu kültürün bir parçası olan dînî, ilmî ve edebî müktesebatı tanıma imkânı bulmuş; kısa zamanda bu eserleri hazmedip kendi birikimleri ile harmanlayarak bu ortak kültüre önemli katkılar sunmuşlardır. Metin şerhinde, 13. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar çok sayıda eser ortaya koyan Türk âlimleri, Arap ve Fars dilleri ile birlikte Türkçe dînî, ilmî ve edebî pek çok önemli eserin şerhini yapmışlardır. Anadolu sahası klasik Türk edebiyatında, şerh geleneğinin yaygınlaşması 16. yüzyılın ikinci yarısında olmuştur. Günümüzde de devam eden metin şerhi çalışmaları klasik ve modern yaklaşımlarla gerçekleştirilmektedir. Yakın dönem edebiyat araştırmacılarından bazıları metin şerhine dair yaptıkları çalışmalarla tanınmış ve eserleri referans kaynağı olarak kabul görmüştür. Bu çalışma kapsamında incelenen eser, Klasik Türk edebiyatı ve metin şerhi alanının önde gelen hocalarından Prof. Dr. Ali Nihat Tarlan ve Prof. Dr. Âmil Çelebioğlu’nun derslerinde Prof. Dr. Tahir Üzgör tarafından tutulan notların bir araya getirilmesi ile oluşturulmuştur. Tahir Üzgör lisans ve doktora derslerinde yukarıda zikredilen araştırmacıların ilmî birikimini ilk ağızdan dinleme imkânı bulmuş, tuttuğu notlarla da günümüz araştırmacı ve okurlarına ulaşmasını sağlamıştır. “Tahir Üzgör’ün Kaleminden Ali Nihat Tarlan ve Âmil Çelebioğlu’nun Ders Notları” adlı eser Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Erdoğan Taştan tarafından hazırlanmıştır.Öğe Peygamber’in (s.a.v.) Dil Unsurları: Mantık, Belâgat ve Dil Felsefesi Açısından Bir Değerlendirme(Düzce Üniversitesi, 2023) Oğuz, KübraPeygamber (s.a.v.) kendisine indirilen vahyi insanlara bildirmiş ve bu vahyi muhataplarına açıklamak suretiyle tebyin vazifesini icra etmiştir. Kur’ân-ı Kerîm, Peygamber’in (s.a.v.) hevâsından konuşmadığını ve onun sözlerinin vahiy kaynaklı olduğunu bildirmektedir. Onun sözleri, içerisinde şüphe barındırmayan hakikatlerin birer taşıyıcısıdır. Bu hakikatlerin muhataba aktarımında sözün maddesi kadar sûreti de önem arz etmektedir. Peygamber (s.a.v.) tebyin vazifesini “dil” vasıtasıyla icra etmiş ve muhatapları için sözü daha anlaşılır kılma ve ikna edici hale getirme noktasında dilin inceliklerini kullanmıştır. Peygamber'in (s.a.v.) müminlere yeni bir anlayış istikameti sunmasında ve onların düşünce dünyalarında değişim meydana getirmesinde “dil” önemli bir oynamaktadır. Bu çalışmada, Peygamber'in (s.a.v.) dilindeki lingüistik unsurlar ele alınarak onun sözlerine dair dil, anlam ve doğruluk değeri açısından bir inceleme ortaya konulacaktır. Bu inceleme temelde mantık ve dil felsefesi eksenli bir inceleme olmakla birlikte, belâgat ilmine dair konu ve kavramlardan da faydalanılmıştır. Çalışmanın ana hedefi, Peygamber’in (s.a.v.) dilindeki sabit ve değişken unsurların takibini yapmak ve dil-doğruluk ilişkisi bağlamında onun sözlerinin doğruluk değerine dair bir tahlil sunmaktır.Öğe The crime of racism in Islamic jurisprudence(Düzce Üniversitesi, 2023) Hamden, Muhammer NurThe disease of racism is one of the oldest and most dangerous diseases in societies. Racism has existed since God created Adam, peace be upon him, when Satan was arrogant over him, and he refrained from prostrating on the pretext that he was better than him on the grounds that he was created from fire, and Adam was created from clay, then images of racism were repeated throughout history from Through the enslavement of humans, the discrimination of white over black, and the division of society into classes. Today, racism has become a means of dividing peoples and winning political votes at the expense of refugees. Scholars have dealt with the discussion of racism from a moral point of view in detail, but they did not deal with it from a jurisprudential point of view as a criminal offense independently.Islamic law is considered a forerunner in combating racism, as Islam came and its first slogan was that people are equal in the origin of creation, as it equated between the master and the slave, and between the rich and the poor, and between the man and the woman, and declared that there is no preference for one over another except for what the individual offers of good and useful deeds. And this equality was practically applied in the councils of Medina, where Bilal al-Habashi, Salman al-Farsi, Zaid bin Haritha, and other slaves and loyalists became masters of Medina to be referred to, and their opinion was taken, and there was no difference between them and Umar ibn al-Khattab, and Abu Bakr al-Siddiq. And Othman bin Affan, and equality was applied between the immigrants who migrated to Medina and the Ansar, where the Ansar shared their money, their country, and their land with them, so they presented the most wonderful example of equality and fighting racism. Therefore, in this research, I will deal with racism as a criminal offense in Islamic jurisprudence, and I will talk about the elements of the crime, as this crime may include two crimes, the first is incitement to racism as we see it today through incitement against refugees, and the second is the commission of a racist crime, and I will talk about its punishment in Islamic jurisprudence, and according to the laws of nations United.Öğe Seyyah Şair Ebu Dülef el-Hazrecî ve Makâmât Geleneğindeki Rolü(Düzce Üniversitesi, 2021) Soysal, Zeynel AbidinEbu Dülef Mis‘ar b. Mühelhil el-Hazrecî (ö. 390/1000), Mütenebbî (ö. 354/965) ve Ebu Firâs el-Hamdânî (ö. 357/968) gibi şair, Ebu Hayyân et-Tevhîdî (ö. 414/1023) ve Bedîüzzamân el-Hemedânî (ö. 398/1008) gibi edebiyatçı, Mes‘ûdî (ö. 345/956) ve Makdîsî (ö. 390/1000) gibi coğrafyacı ve İbnü’l-‘Amîd (ö. 360/970) ile Sâhib b. ‘Abbâd (ö. 385/995) gibi idareci ve şair şahsiyetlerin yaşadığı hicri dördüncü asırda yetişmiş önemli bir şair ve seyyahtır. Dönemin yönetici sınıfıyla kurduğu irtibat sayesinde çıktığı Çin, Doğu-Batı Türkistan ve Hindistan seyahatleri sonucunda ‘‘er-Risâletü’l-Ûlâ/İlk Risale’’; Azerbaycan, İran ve Ermenistan gezilerinin ardından ise ‘‘er-Risâletü’s-Sâniye/İkinci Risale’’ eserlerini kaleme almıştır. Bu risalelerde, müşahede ettiği yerlerin siyasi, sosyal, dînî, ekonomik ve sanatsal yapılarına dair önemli birçok bilgiyi kayıt altına almıştır. Sâhib b. ‘Abbâd’a ithaf ettiği ve ‘‘Benu Sâsân’’ denilen grubun edebiyat üzerinden insanlardan para koparma yöntemlerini açıkladığı ‘‘el-Kâsîdetü’s-Sâsâniyye’’ kasidesiyle de gerçek şair kimliğini ortaya koymuştur. Bu zengin kültürel karakteri ile Ebu Dülef, Arap edebiyatı tarihine, yeni bir edebî nesir türü olan, ‘‘makâmât’’ sanatını kazandıran Bedîüzzamân üzerinde en fazla etkili olan şahsiyetlerdendir.Öğe Position of the Qawl al-Sahâbî in the Hierarchy of Evidence of the Hanaf? Madhhab Compared to Qiyas(Düzce Üniversitesi, 2024) Erden, SalihThis study aims to determine the position of the qawl al-sahâbî in the hierarchy of evidence of the Hanaf? madhhab compared to qiyas. İn the study firstly, the concepts of sah?b? and qawl al-sahâbî are discussed, then the views of the founding imams of the Hanaf? madhhab and the Hanaf? methodologists on this issue are presented. Finally, three issues in which the founding imams are alleged to have taken a contradictory stance on the qawl al-sahâbî and the possible reasons for Ab? al-?asan al-Karh?'s different view from the Hanaf? madhhab on the evidential value of the qawl al-sahâbî are analysed. According to the findings of the study, the founding imams of the Hanafi madhhab took the qawl al-sahâbî as a reference and preferred the qawl al-sahâbî to qiyas in matters that could not be understood by reason and those that could be understood. In the sources, there are many narrations from the founding imams that in both cases, they preferred the qawl al-sahâbî to qiyas. In addition, many Hanaf? jurists have stated that this was the approach of the imams towards the qawl al-sahâbî. On the other hand, Hanaf? lawyers, like the founding imams, a preferred the qawl al-sahâbî to qiyas in both cases. However, al-Karh? put forward a different view on this issue and argued that although the qawl al-sahâbî has evidential value in matters that cannot be understood through reason, it does not have any superiority over qiyas in matters that understood through reason. There is some evidence that Mutazilite thought had an influence on his adoption of this view. In addition, the three issues on which the founding imams are alleged to have exhibited contradictory attitudes can be interpreted in accordance with the narrations showing that they prioritised the qawl al-sahâbî over qiyas.Öğe Varlık ve Dil(Düzce Üniversitesi, 2019) Torun, TuğbaÖZVarlığı oluşturan, onu tanımlayan pek çok özellik vardır. Bunlardan bazıları ise, bilhassa varlığı var kılan yani onun mahiyetini oluşturan bir özelliğe sahiptir. Dil, bu niteliği taşıyan olgulardan birisidir. Bu bağlamda varlık ile dil ilişkisi, varlığın mahiyetini anlamamızı sağlayan en önemli hususlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla varlığı anlamak için öncelikle onu varlık yapan bu niteliğin bilinmesi ve aralarındaki ilişkinin ortaya konulması gerekmektedir.Öğe The Concepts of Prophecy in the Quran(Düzce Üniversitesi, 2017) Akdemir, FuratIn theQur’an there are many concepts regarding prophets which are related to theprophetic adjectives and tasks. The Almighty God who chooses and appoints theprophets and the concept of Prophecy is the pillar of Islamic belief. Theirmissions are determined in the light of prophetic adjectives and tasks.Prophets are at the heart of God-man relationship. nbsp;They are responsible for the communicationbetween God and human beings and for the execution of the revelations on theirdaily life. The abstractions affiliated to the Prophets in the Qur'an areessential for an appropriate and precise conception of the prophet hood.Öğe Rivayet İlmi Açısından İlk İnen Vahiy Hakkındaki Rivayetlerin Değerlendirilmesi - Merfû‘ Rivayetler Özelinde -(Düzce Üniversitesi, 2023) Başeğmez, Muhammed MahmutSiyer, tarih, tefsir ve hadis kaynaklarında ‘Evvelü mâ nezel’ ya da diğer bir ifadeyle ‘ilk inen vahiy’ konusunda hadis kitaplarında tespit edebildiğimiz kadarıyla muhtevaları farklı üç merfû‘ rivayet bulunmaktadır. Bunların yanında birçok mevkuf ve maktû‘ rivayetler de bulunmaktadır. Ancak makale boyutunu aşacağı düşüncesiyle mevkuf ve maktû' rivayetlere yer verilmemiştir. İlgili merfû‘ rivayetlerden birincisi ‘Alak sûresinin 1-5. ayetlerinin ilk inen vahiy olduğunu ifade eden Hz. Âişe (ö. 58/678) rivayeti, ikincisi Müddessir sûresinin 1-5. ayetlerinin ilk inen vahiy olduğunu ifade eden Hz. Câbir (ö. 78/697) rivayeti, üçüncüsü ise Fâtiha sûresinin tamamının ilk inen vahiy olduğunu ifade eden tabiîn Ebû Meysere ‘Amr b. Şurahbîl’in (ö. 63/683) mürsel rivayetidir. Makalemizde zikri geçen rivayetlerin, hadis ilmi açısından değeri ve ilk inen ayetlerin bu rivayetler özelinde tespiti yapılmıştır. Elde edilen bulgularla birlikte, Hz. Âişe'nin, Hz. Câbir'in ve Ebû Meysere 'Amr b. Şurahbîl'in merfû‘ rivayetleri dikkate alındığında, ‘Alak sûresinin 1-5. ayetlerinin ilk inen vahiy oldukları sonucuna varılmıştır.Öğe The Analysis of the Concept of Z?nat(Düzce Üniversitesi, 2024) Şimşek, İbrahimThe Qur'an is an unparalleled treasure as a linguistic and literary source. One of its literary aspects is the concepts within the Qur'an. Understanding the Qur'an necessitates accurately comprehending the words and expressions used in the verses. This requires identifying the root meaning of these words and the meanings they have acquired over time. This study examines and evaluates the important concept of “z?nat” (ornament/adornment), which adds richness to the Qur'an. The aim of this research is to identify the lexical meanings of the term "z?nat," the meanings it conveys, and its usage in the verses. To access the sources for this study, a review of printed materials was conducted. As the study focuses on the examination of the concept of z?nat in the Qur'an, the lexical meanings of this term were identified first. The primary focus of the study is the analysis of the term “z?nat” and other words used in similar meanings. After identifying the concept, its usage forms in the Qur'an were included. Considering the scope of the study, words related to z?nat in the Qur'an were included. However, not every concept with a semantic relationship to z?nat was included. Therefore, some words with similar meanings that do not appear in the Qur'an were not included in this research.Öğe Sigara İçmenin ve İçenin Namazda İmamlık Yapmasının Hükmü(Düzce Üniversitesi, 2019)Bu makale, Fetvâfî hükm-i şürbi’d-duhân adlı vakıf eserde yer alan Abdülaziz b. Bâz’ın sigaraile ilgili görüş ve fetvâlarının tercümesidir. Eserde (nşr. İlmî Araştırmalarve İftâ Başkanlığı, Riyad, (5. Baskı), 2012) Muhammed b. İbrahim Âl Şeyh,Abdurrahman b. Nâsır es-Sa‘dî, Abdülaziz b. Abdillah b. Bâz ve diğer bazıisimlerin sigara ile ilgili fetvâ ve görüşlerine, bunun yanı sıra heyetfetvalarına yer verilmiştir. Abdülaziz b. Bâz’ın görüşlerini derlediğimiz bu kısım, eserin 45-63.sayfalarının tercümesidir.Öğe What is Monehedonism? Evaluation of the Concept of 'Monehedonism' from the Perspective of Economic Sociology(Düzce Üniversitesi, 2023) Sağır, SemihMonehedonism is a conceptualization obtained by Muhammet Caner Ilgaroğlu, a specialist in moral philosophy, by combining the concepts of Monetarism, which is a monetary economic theory, and Hedonism, which is a hedonistic moral theory. Monehedonism, which is expressed in Turkish as “Parasalhazcılık”, is an economic theory that starts out with the claim that the amount of money and its supply to the market will correct the economic balances, making money more valuable than ever before in history, and that it is the basic value that determines the market, gradually increasing economic, social and economic aspects in social life. The concept in question reflects many problems that arise on the axis of economy-society-moral relations. We consider that Monehedonism is a conceptualization that allows the unbalanced income situations, consumption habits and social relations that occur in economic and social structures where money is positioned as an object of pleasure to be addressed from the perspective of economic sociology. In this article, by evaluating it from the perspective of economic sociology, it will be discussed whether the concept in question is functional in defining and solving socio-economic and socio-psychological problems.Öğe TAFS?R METHODOLOGY: Y?SUF B. HIL?L AL-SAFAD? (D. 696/1296) AND HIS WORK ‘‘KASHF AL-ASR?R WA HATK AL-AST?R’’(Düzce Üniversitesi, 2020) Adam, Ahmad MukhtarThe Tafs?r treatise of Jam?l al-D?n, Ab?’l-Fa??’’l Y?suf b. Hil?l al-?afad? entitled: “Kashf al-Asr?r wa Hatk al-Ast?r” is one of the significant tafs?r works written during the Mamluks period particularly in the 7th century AH (that is 13th century CE). Thus, ?afed? in his above-mentioned tafs?r work used an approach that is different from the one used by other famous mufessir?n that lived in the same century and the same sultanate such as, Izzudd?n b. Abdissal?m (d. 660/1262), Mu?ammad b. A?mad al-Qur?ub? (d. 671/1273), Ibnu’l-Munayyir al-Iskandar? (d. 683/1284), Taqiyyudd?n b. Taymiyyah (d. 728/1328) and Ab? Hayy?n al-Andal?s? (d. 745/1344) among others. That shows that ?afad? is a qualified scholar of tafs?r and also indicates the crucial importance of his work in the history of the Qur’?nic exegesis. Therefore, this article critically studies the ?afad?’s unique approach to tafs?r, his place among the Mamluks’ exegetes and his method in Interpreting the Qur’?nic verses.Öğe R. G. Collingwood’un Din Felsefesi(Düzce Üniversitesi, 2018) Kara, ÖzlemRobinGeorge Collingwood, 1889-1943 yılları arasında yaşamış, tarih felsefesialanında yaptığı çalışmalarla ünlü İngiliz filozofudur. Talip Kabadayı’nınderlediği bu eser; Collingwood’un, din ve din felsefesine dair bilinmeyengörüşlerini ortaya koyan makaleleri bir araya getirmesi açısından önem arzetmektedir. Eser, giriş bölümü ve Collingwood’un belirtilen konulara ilişkin 11adet makalesinin çevirilerinden oluşmaktadır.Öğe Tablolarla Fıkıh Usûlü, Enver Osman Kaan (İstanbul: Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, 2. Basım, 2021), 144 sayfa, ISBN: 9789755485201(Düzce Üniversitesi, 2023) Menekşe, ÖmerTemel İslam bilimlerinden biri olan Fıkıh usulü daha ilk dönemlerinden itibaren yoğun ilgi görmüş, bu konuda metin, şerh, haşiye ve muhtasar niteliğinde çeşitlilik arz eden oldukça geniş bir literatür oluşmuştur. Usul ilminin belli başlı meselelerini içeren bu eserler, modern dönem dediğimiz son iki yüzyılda klasik tarzdan farklı olarak daha sistemli ve metodik bir şekilde ele alınmıştır. Bu kapsamda pratik, bilgilerin öğretilmesini, öğrenilmesini ve uygulanmasını kolay kılacak, kolay hatırlanmasını sağlayacak kavram haritaları, şemalar ve tablolar gibi görsel materyallerden oluşan yeni öğretim metod ve teknikleri ile eserler telif edilmeye başlanmıştır.Nitekim tanıtımını yapacağımız Tablolarla Fıkıh Usûlü adlı eser de bu tarz çalışmalardan biridir. Bu eser tablolarla zenginleştirilmiş, hem öğretici hem de öğrencinin fıkıh usulü ilmine dair konuları daha kolay kavramasını sağlayacak bir yardımcı ders kitabı niteliğindedir.Öğe Yoksulluk Nafakasında Süresizlik Sorunu: Hukuk Sistemleri Arasında Bir Mukayese(Düzce Üniversitesi, 2022) Işık, HanifeNafakanın tarihi aile kurumunun geçmişine kadar uzanır. Evlilik süresince eşler arasında var olan dayanışma ilkesi, evlilik sonrasında tek başına geçimini sağlayamayan eşin yeni hayat kurmasında diğer eşe nafaka yükümlülüğü yükler. Nafakanın keyfiyeti zamana, mekâna, milletlere ve hatta şahıslara göre farklılık gösterir. İslam hukukunda nafakanın kapsamı oldukça geniştir. Konumuz gereği sadece evlilik sebebiyle vuku bulan nafakayı ele alacağız. İslam hukukunda evlilik sebebiyle doğan nafakanın miktarı duruma göre farklılaşırken hiçbir zaman süresiz olmamıştır. Evlilik sebebiyle ortaya çıkan nafakanın İslâm hukukunda azamî süresi hamile ve ölüm idetinden hangisi daha uzun ise dört ay on gün veya kadının çocuğunu dünyaya getirinceye kadarki zaman aralığıdır. TMK’da yer alan boşanma sebebiyle yoksulluğa düşme ihtimali olan eşi korumak için diğer eşin şartları uygun olduğu müddetçe süresiz olarak nafaka verme uygulaması, uluslararası hukukta istisnalar dışında yer almamıştır. Süresiz nafaka rejimi özellikle erkekler açısından birtakım mağduriyetlere sebep olmakta ve birliktelikleri sonlanmış olmasına rağmen iki tarafı birbirine bağlamaktadır. Yardım ve dayanışma gibi ahlakî değerler çerçevesinde mağdur eşi korumak için vazedilen nafaka süresiz olması hasebiyle bir süre sonra başka mağduriyetlere sebep olmaktadır. Yaşanan sorunun çözümü için kanunda yazılan süresizlik ibaresinin kaldırılması, süre için alt ve üst sınır belirlenerek, yaş, eğitim, iş ve sağlık durumu gibi belli kriterler çerçevesinde hâkimin takdirine bırakılması daha uygundur. Süresiz nafaka uygulamasının sebebiyet verdiği sorunlar dikkate alındığında belirli zaman aralıklarında her iki tarafın hem sağlık hem iktisadi durumunun yeniden tespit edildiği aşamalı bir nafaka modeli benimsenmesi mümkündür.