Düzce Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Dergisi Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Zekâ Geriliği Olan Çocuk ve Ergenlerde Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun Özellikleri(Düzce Üniversitesi, 2015) İçmeli, Celalettin; Özçetin, Adnan; Ataoğlu, Büşra; Ankaralı, HandanIt is aimed to research the sociodemographic characteristics of children and adolescents having mental retardation andpresence and frequency of attention deficit and hyperactivity disorder (ADHD) in them. 205 children and teenagers whoapplied to Düzce Medical Faculty Psychiatry polyclinic with mental retardation between November 2011 and August2013 and got diagnose of mental retardation were taken into research group. In the study there were questions involvingsociodemographic characteristics that were directed to the parents of participant children as well as Porteus Maze Taskin children and adolescents and diagnostic criteria scale for diagnosis of ADHD were used. 42% of 205 children weregirls and 58% of them were boys. 1/3 of children got 1-2 years of education. 75.2% of them were living in rural areasand financial incomes of their families were low. 50.2% of mothers did not get any education. Approximately half ofthe children were born with vaginal delivery whereas the other half were born premature, hard and cesarean section.There obtained a significant relation between intelligence groups with ADHD. The children whose ADHD level ismedium were frequently seen in limit intelligence group. The children having severe ADHD were seen more in childrenhaving medium and light level of mental retardation. 38.0% (n=78) of total group and 76.5% (n=26) of 34 children whowere born with cesarean section got ADHD diagnosis. There obtained a statistically significant relation between birthwith cesarean section and ADHD (pÖğe Yoğun Bakım Ünitesinde Hemşirelik Tanılarının Belirlenmesi ve Nanda Tanılarına Göre Değerlendirilmesi(Düzce Üniversitesi, 2015) Akın Korhan, Esra; Hakverdioğlu Yönt, Gülendam; Demiray, Ayşe; Akça, Aliye; Eker, AynurThis study was conducted for the purpose of determining the nursing diagnoses in the nursing care plans of patientswho had been treated in the past year in an adult general intensive care unit, and of evaluating the diagnoses accordingto their conformity to the diagnoses of the North American Nursing Diagnosis Association (NANDA). This descriptiveand retrospective study was carried out in the general intensive care unit of a university hospital. The sample consistedof the nursing care plans of 277 patients who were in the intensive care unit between 1 November 2011 and 1 November2012. Data collection was performed using a form created by the researchers, the first part of which contained questionson the patients’ personal and medical diagnoses, while the second part contained 2009-2011 NANDA nursing diagnosislists grouped according to Gordon’s Functional Health Patterns. Data was evaluated as numerical and percentagedistributions. In the care plans examined, it was established that total of 26 different nursing diagnoses were recordedby nurses, of which two described collaborative problems, and that certain diagnoses contained errors in standardterminology in their diagnostic statements. When these diagnoses were examined, it was determined that the mostcommon diagnoses were of inadequate information (89.5%), risk of infection (85.9%), and inadequate personal care(34.7%). It was found that there were no nursing diagnosesin the patient care plans relating to sexuality andreproduction or to beliefs and values. According to theresults of this study, it may be said that nursing care planswere used in the intensive care unit, but that the diagnosesdetermined in the nursing care plans were insufficient whenthe nursing care needs of a patient receiving treatment inthe intensive care unit are considered; neglecting the stressexperienced by the patient and psychosocial domains,which focuses on the physiological area and said not aholistic assessment of patient careÖğe Yoğun Bakım Ünitesinde Ağrı Deneyimi ve Ağrının Değerlendirilmesi: Literatür İncelemesi(Düzce Üniversitesi, 2013) Demir, YurdanurKanıtlar yoğun bakım uuml;nitesinde iletişim kuramayan hastaların yoğun bakım uuml;nitesinde kaldığı s uuml;re boyunca stres, hoş olmayan duygular ve k ouml;t uuml; deneyimler yaşadıklarını belirtmektedir. Bunlar; ağrı, korku, uyku bozukluğu, kabuslar, iletişim yetersizliği, izolasyon ve yalnızlık duygularıdır. Bu olumsuz deneyimler arasında, ağrı yoğun bakım hastaları i ccedil;in ouml;nde gelen stres ouml;r olarak ortaya ccedil;ıkmaktadır. Buna karşın yoğun bakım uuml;nitesinde ağrı y ouml;netimi ve ağrı kontrol uuml;ne ilişkin hasta sonu ccedil;ları b uuml;y uuml;k oranda bilinmemektedir. Yoğun Bakım uuml;nitesinde uygulanan hemşirelik girişimleri (aspirasyon, ccedil;evirme, pansuman değişimi, vb.) ağrının nedeni olabilir. Ouml;zellikle ent uuml;be ve sedasyonda olan, bilinci bozulan yoğun bakım hastaları s ouml;zel iletişim kuramadıklarından ağrılarını ifade edemeyebilir. Ağrının değerlendirilmesinde en g uuml;venilir kaynak hastanın kendisidir. Bu nedenle yoğun bakım hastalarında ağrının değerlendirilmesinde s ouml;zl uuml; ve s ouml;zs uuml;z parametrelerin, ağrıya verilen davranışsal belirtilerin bulunduğu ouml;l ccedil;eklerin kullanılması ouml;nemlidir.Öğe Toplu Taşıma ve Tır-Kamyon Sürücülerinde Öfke ve Öfke İfade Tarzı(Düzce Üniversitesi, 2012) İçmeli, Celalettin; Özçetin, Adnan; Bahçebaşı, Talat; Ataoğlu, AhmetAma ccedil;: En ouml;nemli duygulardan biri olan ouml;fke genellikle aile i ccedil;i ilişkiler, iş ve ccedil;alışma koşulları, sağlıkla ilgili ve yasal sorunlar nedeniyle ortaya ccedil;ıkar. Bu ccedil;alışmada tır-kamyon taşımacılığı ve toplu taşıma ara ccedil;larında ccedil;alışan s uuml;r uuml;c uuml;gruplarının ouml;fke ve anksiyete d uuml;zeyleri ile ouml;fkeyi ifade ediş bi ccedil;imlerinin farkını ouml;l ccedil;meyi ama ccedil;ladık.Y ouml;ntem: G ouml;n uuml;ll uuml; olan toplu taşıma ara ccedil; s uuml;r uuml;c uuml;lerinden 108 kişi, tır-kamyon s uuml;r uuml;c uuml;lerinden 101 kişi ccedil;alışmayaalındı ve sosyodemografik veriler i ccedil;in hazırlanan anket ile S uuml;rekli Ouml;fke- Ouml;fke Tarz Ouml;l ccedil;eği (SO Ouml;T Ouml;) ile Beck anksiyete ouml;l ccedil;eğini doldurdu. Toplu taşıma s uuml;r uuml;c uuml;lerinden sadece 2 tanesi kadın olduğundan bunlar değerlendirmeye alınmadıBulgular: S uuml;r uuml;c uuml;lerin ouml;fke a ccedil;ısından karşılaştırılmasında tır-kamyon s uuml;r uuml;c uuml; grubunun toplu taşıma grubunag ouml;re s uuml;rekli ouml;fke ve dışa ouml;fkelerinin daha y uuml;ksek ve istatistiksel anlamlı farkı olduğunu bulduk (sırayla p=0.003 ve p=0.026). Her iki s uuml;r uuml;c uuml; grubunda da yaş arttık ccedil;a anksiyete puanlarının azaldığı g ouml;r uuml;lmektedir. S uuml;rekli ouml;fke, dışa ouml;fke ve i ccedil;e ouml;fke puan ortalamaları toplu taşıma grubunda yaş b uuml;y uuml;d uuml;k ccedil;e istatistiksel olarak anlamlı şekilde azalmaktadır. Toplu taşıma grubunda şof ouml;rl uuml;k s uuml;resi uzadık ccedil;a dışa ouml;fke puan ortalamaları d uuml;şmektedir (p=0.005).Tartışma ve Sonu ccedil;: Anksiyete d uuml;zeyleri her iki s uuml;r uuml;c uuml; grubunda yaşla azalmaktadır. Toplu taşıma grubunda ccedil;alışma s uuml;resi arttık ccedil;a kontroll uuml; ouml;fke, dışa ve i ccedil;e ouml;fke d uuml;zeylerinde ouml;nemli oranda azalma olduğu g ouml;r uuml;lmektedir. Ouml;fke d uuml;zeyleri ve tarzlarında değişimi zorlayan olasılıkla iş ve ccedil;alışma ortamında diğer bireylerle s uuml;rekli kurulan ilişkilerdir. Toplu taşıma s uuml;r uuml;c uuml;leri bu değişimin gerekliliğini anladıkları i ccedil;in ouml;fke d uuml;zeylerinde zamanla azalma ortaya ccedil;ıkmıştır. Buradan hareketle s uuml;r uuml;c uuml;lere verilecek ouml;fke y ouml;netimi eğitimi kendiliğinden oluşan olumlu değişimi hızlandıracak, kolaylaştıracak ve kalıcı hale gelmesini sağlayacaktır.Öğe Utilization of Health Services by the Elderly in Turkey between 2008 and 2012: Analysis of Turkstat Health Surveys(Düzce Üniversitesi, 2016) Gümüş, Rojan; Şahin, ArifAs the population of elderly people increases gradually, enhancing their physical and mental health has become one of the most crucial goals today. Enhancing health of elderly comes from adequate utilization of health services and elders’ satisfaction from them. This study is aimed to determine utilization of health services by the elderly and their satisfaction about it in Turkey between 2010-2012. Data was obtained from TurkStat (Turkish Statistical Institute) by formal permission. It included results of two health research surveys in Turkey biennially performed and published as reports at the end of 2010 and 2012. In this study, results of two periods were compared. Sample included 1798 participants for year 2010, and 3396 for 2012. All participants were 65+ age. There were very important indicators such as measurement of blood pressure, cholesterol test, blood sugar test, gaita tests and other medical laboratory tests (bilirubin, allergy, albumin, urine, hormone, vitamin, etc.). Also mammography and prostate controls were included. Conducting these tests in the last 12 months and visiting private and public institutions, family doctors, specialists, emergency services and delivering home care were taken into account in order to find utilization of health services by the elderly. There was a meaningful increase in visiting family doctors in the two periods (Chi-square=1152.591, p lt;0.001). Also, there was a significant difference in home care services rendered by nurses and other health workers in the two review years (Chi-square=12.476, p lt;0.01). Although increasing ratios were seen with regards to all kinds of healthcare services, statistical significance has been found in delivering some tests like blood pressure (Chi-square=5.576, p lt;0.05), cholesterol (Chi-square=13.133, p lt;0.001), sugar (Chi-square= 21.724, p lt;0.001) and other laboratory tests (Chi-square=20.081, p lt;0.001). Additionally increase in delivering radiology tests (Chi-square= 12.288, p lt;0.001) was significant. Any significance were found according to utilization of other health services during two periods. When results of two periods were compared, a meaningful increase was seen in satisfaction of elderly by health services on behalf of family doctors, private health institutes and home care services. As it has been seen from our finding right policies executed by governments lead to improvements in patient’s attitude to access healthcare.Öğe Total Calcium Levels in Patients with Hypocalcemia Compared to Ionized Calcium and Adjusted Calcium(Düzce Üniversitesi, 2019) Doğan, ÖzlemAim:Hypocalcemia is one of the most frequently encountered electrolyte disorders inhospitalized patients. Although laboratories generally measure serum totalcalcium, the active form of calcium is ionized calcium (iCa). It is necessaryto make adjustments considering total calcium values and changes in plasmaalbumin concentration, based on accurate ionized calcium values. Weinvestigated the relation between hypocalcemia as routinely determined by totalcalcium measurement, and the gold standard method, ionized calcium measurement,adjusted calcium, and ionized calcium formulas.Material and Methods: 422 patients (Female 43%, Male 57%) with totalcalcium values lower than 8 mg/dL, and simultaneous ionized calcium, totalprotein, and albumin results recorded in the automation system of CebeciHospital, Faculty of Medicine, Ankara University were evaluated. AdjustedCalcium = Total Calcium + [0.8 × (4.0 – Albumin)] and Ionized Calcium (Zeisler Method) = [(6 ×Total Calcium) – (Total Protein × 3)] / (Total Protein + 6) formulas were used. Results: There was nocorrelation between total calcium, ionized calcium, and calculated ionizedcalcium results. Correlation coefficient r=0.71 and 95% confidence intervalbetween total calcium and adjusted calcium levels was calculated as 0.6619-0.7545(p lt;0.001). Ionized calcium levels in 341 patients (81%) were below 1 mmol/L.Total calcium, ionized calcium, adjusted calcium, and calculated ionizedcalcium results of only 120 (28.4%) patients suggested hypocalcemia.Öğe The Use of EEG-Based Neurofeedback Method in the Treatment of Posttraumatic Stress Disorder(Düzce Üniversitesi, 2020) Bahadır, AnzelPost-traumaticstress disorder is a mental disorder that can develop followinglife-threatening traumatic events. Electroencephalography-based neurofeedbackis a non-invasive method that aims to modify electroencephalography waveactivity patterns specific to different states of consciousness and emotion bybiofeedback within the framework of operant conditioning to achieve the desiredskills. This method is used as an alternative treatment for manyneuropsychiatric diseases involving post-traumatic stress disorder. In thisreview, Pubmed, EMBASE, EBSCOhost, ULAKBIM databases were searched and 14studies were evaluated using different neurofeedback treatment protocols toevaluate the effectiveness of electroencephalography-based neurofeedback methodin the treatment of post-traumatic stress disorder. Findings showed thatelectroencephalography-based neurofeedback method has significantly differentpositive effects on the treatment of post-traumatic stress disorder and theimprovement of symptoms depending on specific treatment protocols. Morecomprehensive controlled studies should be aimed at intended for sustainedpositive effect of electroencephalography-based neurofeedback treatment to putforward the exact mechanisms of electroencephalography-based neurofeedbackmethod on post-traumatic stress disorder treatment and to determinestandardized treatment protocols specific to the individual and /or symptoms ofthe disorder, also taking into using medication therapist-patientcharacteristics, and other therapeutic processes, including other factors thatmay affect post- traumatic stress disorder treatment.Öğe To Evaluate the Role of Systemic Inflammation on Conjunctival Pteryigum Etiopathogenesis(Düzce Üniversitesi, 2019) Akçam, Hanife TubaAim: To assess thecomplete blood count parameters and blood-based systemic inflammatory markersin patients with conjunctival pterygium.Materials and Methods: Thirty patients with conjunctival pterygium and 31 age and sex-matchedcontrol subjects included in the study. All patients underwent detailedophthalmologic examination. Pterygium was also graded in pterygium group. Serumsamples were obtained from all subjects, and neutrophil\lymphocyte ratio,platelet\lymphocyte ratio and systemic immune-inflammation index werecalculated. It is examined whether or not there exits an association betweengroups in terms of neutrophil count\percentage, lymphocyte count\percentage,hemoglobin, red blood cell count, white blood cell count, mean platelet volume,red cell distribution width, platelet count, neutrophil\lymphocyte ratio,platelet\lymphocyte ratio and systemic immune-inflammation index. Thestatistical assessment was performed with the assistance of Pearson’sChi-square test, Independent samples t-test, Mann-Whitney U test, Pearson andSpearman correlation analysis. P lt;0.05 was considered statisticallysignificant.Results: Thegroups were similar in terms of cell counts. Although neutrophil\lymphocyteratio and platelet\lymphocyte ratio are slightly higher in pterygium group, this difference is notstatistically significant (respectively P=0.141, P=0.480). Systemicimmune-inflammation index was similar between groups (P=0.897). Moreover, nostatistically significant correlation found among complete blood countparameters, neutrophil\lymphocyte ratio, platelet\lymphocyte ratio, systemicimmune-inflammation index and grade of pterygium in the pterygium group.Conclusion: According to our study results, no evidence supporting potentialsystemic inflammatory origin of pterygium was found. Further randomized studieswith larger sample size are needed to discover if there is a relationshipbetween these two entities.Öğe Türkçe Anlamsız Sözcük Tekrarı Listesinin Kısaltılma Süreci(Düzce Üniversitesi, 2018) Akçakaya, Hatice; Doğan, Murat; Gürkan, Selhan; Yücel, EsraAmaç: Sözel çalışma belleği, anlamsız sözcük tekrarı gibi görevlerle değerlendirilmektedir. Bu çalışmanın amacı Türkçe için oluşturulmuş 36 anlamsız sözcükten oluşan Anlamsız Sözcük Tekrarı Listesinin 1-4 heceli 20 anlamsız sözcükten oluşacak şekilde kısaltılmasıdır. Böylece bireyler arası değişkenliğin en az olduğu anlamsız sözcüklerin seçilmesi planlanmıştır.Gereç ve Yöntemler: Türkçe Anlamsız Sözcük Tekrarı Listesi profesyonel bir stüdyoda, profesyonel bir spiker tarafından kayıt edilmiştir. İki ayrı ses kaydı alınmıştır. Heceler arası ses düzeylerinin dengelenmesi amacıyla normalizasyon yapılmıştır. Normal işiten ve yaşları 7;0-10;5 (yedi yaş sıfır ay - on yaş beş ay) arasında değişen 35 çocuğa ses kayıtları sunulmuştur. Ses kayıtları sunulurken çocukların tekrarları bir forma işaretlenmiş, aynı zamanda ses kayıt cihazı ile kayıt edilmiştir. Ses kayıtlarının birinci araştırmacı tarafından doğru anlaşılıp anlaşılmadığını belirlemek için rastgele seçilen kayıtların %43’ü üçüncü araştırmacı tarafından ayrı bir form kullanılarak gözlemciler arası güvenirlik bakılmıştır.Bulgular: Ses-kaydı-1’in değişim katsayısı %10,96, ses-kaydı-2’nin ise %12,2 bulunmuştur. Ses kayıtları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Bu nedenle en az değişim katsayısına sahip olan anlamsız sözcükler tespit edilmiştir. Her iki ses kaydında eşit değişim katsayısına sahip anlamsız sözcük olduğunda genel olarak ses-kaydı-1’in değişim katsayısı düşük olduğu için ses-kaydı-1’deki anlamsız sözcükler seçilmiştir. Sonuç olarak bir, iki, üç ve dört heceli 20 anlamsız sözcük belirlenmiştir. Ayrıca gözlemciler arası güvenirliğin %87 olduğu bulunmuştur.Sonuç: Daha kısa sürede değerlendirme yapması ve görev sırasında çocukların sıkılmasını önlemesi açısından bu listenin daha kullanışlı olduğu düşünülmektedir. Ayrıca Kısaltılmış Anlamsız Sözcük Tekrarı Listesi, araştırmalar arası kıyaslama yapmayı mümkün kılmaktadır.Öğe Tip 1 Diyabetli Adolesanlarda Web Tabanlı Egzersiz Eğitiminin Etkinliği(Düzce Üniversitesi, 2020) Gülcü, Seltap; Arslan, Sevda; Arslanoğlu, İlknurAmaç: Bu çalışma web tabanlı hazırlanmış diyabetli adölesanlarda egzersiz eğitim modülünün bireylerin mevcut alt yapısına göre uygulanabilirliği ile bilgi düzeyi, adölesanların diyabet yönetimi ve egzersize bakışı üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yarı deneysel, prospektif bir çalışma olarak yapıldı. Gereç ve Yöntemler: Çalışma bir üniversite hastanesinde Kasım 2018- Aralık 2018 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Çalışma protokolüne uygun 10-18 yaş aralığındaki hasta popülasyonundan çalışmayı kabul eden 65 adölesan çalışmaya alındı. Çalışma grubuna her hafta bir eğitim olmak üzere beş hafta süren web tabanlı egzersiz eğitimi verildi. Veri toplamada diyabetli adölesanları tanılamak, web sitesinin etkinliğini, eğitim öncesi ve sonrası bilgi düzeylerini ve egzersiz yapmak ile ilgili kararlarını belirlemek amacı ile test ve formlar kullanıldı. Bulgular: Yapılan çalışma sonucunda eğitim sonrası diyabetli adölesanların egzersiz yapma kararı sorgulandığında 49 kişiden sadece %2’sinin (n=1) egzersiz yapmayacağım şeklinde karar aldığı diğerlerinin ise olumlu dönüşümler yaptığı ve %57,1’inin ise (n=28) kararlı bir şekilde egzersiz yapmak istediği saptandı. Bilgi test sonuçları değerlendirildiğinde ise eğitim öncesi yanlış sayısında eğitim sonrası anlamlı bir azalma meydana geldiği (p=0,038) belirlendi. Çalışmaya katılan diyabetli adölesanlar düzensiz de olsa %94,8’nin bedensel harekette bulunduğu ve %53,4’nün de düzenli spor yaptığı belirlendi. Sonuç: Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre tip 1 diyabetli adölesanların eğitim ve izleminde, web tabanlı eğitim siteleri tamamlayıcı bir araç olarak kullanılabilir.Öğe Why Nursing and Midwifery Students Do Research and Participate in Scientific Activities?(Düzce Üniversitesi, 2014) Akdolun Balkaya, Nevin; Demirtaş Çevik, Naciye; Atik Nalbant, Meral; Murat Öztürk, Duygu; Ağartan, Emel; Önder, AyşeThis study aimed to investigate reasons of undergraduate nursing/midwifery students’ engagements in scientific activities.This cross-sectional descriptive study was conducted during V. National Nursing Students Congress in Urfa. The sampleincluded 133 of 550 registered students who were available and accepted to participate. Data were collected by meansof a questionnaire including 36 questions about demographics, scientific activities and reasons of students during sessionsby self-report. The average age of students was 22 and 95% of them were female. 72.9% of the students were attendedat a congress the first-time and 86.5% were attendent at least one study. They said that they carried out research becausethey want to improve themselves (73.7%), learn how to do a research (57.9%) and contribute to improvements of theirprofessions (44.4%). 79.7% of participants have decided to do the research and 43.6% have determined the study issuesthemselves. They were supported by their advisors (98.4%) and friends (53.5%) for their scientific activities, and 91.3%of participants found their advisors’ supports sufficient. 67.7% of attendants have also got economical supports and70% of them were supported by their families. Students said that their problem solving skills are improved by doingresearch (66.9%), they learned teamwork (66.2%), writing and communication (57.9%), but lack of sufficient time wastheir major problem (84.2%). A significant number of students wanted to maintain their scientific activities to makeacademic career (92.5%) and practice their profession (89.5%) in the future. Findings suggest that almost all of theparticipants desired to do the research to resume their scientific activities and to have an academic career. Further, it isclear that academic activities let the students gain some skills like problem solving and team-work. Therefore, it wassuggested that nursing and midwifery students should be allowed time for and supported in their academic activities.Öğe Yaşlılarda Depresyon, Ağrı ve Sosyodemografik Özellikler Arasındaki İlişkinin İncelenmesi(Düzce Üniversitesi, 2017) Saltan, AsumanÇalışmanın amacı yaşlılarda depresif belirti düzeylerinin belirlemesi, depresyonun sosyodemografik özellikler ve ağrı ile ilişkisinin incelenmesidir. Çalışmaya 65 yaş ve üstü 101 kadın 84 erkek toplam 185 yaşlı birey dahil edildi. Çalışmaya katılan bireyler şehrin merkezinde, yaşlıların yoğun olduğu halka açık mekanlarda, Ocak- Mart 2016 tarihleri arasında genel tarama modellerinden tekil tarama modeli olan anlık durum saptama yöntemi ile belirlendi. Ulaşılabilen (yansız) örneklem yöntemi ile bireylere ulaşıldı. Çalışmanın örneklemi, aynı zamanda çalışmanın evrenini oluşturdu. Bireylerin sosyodemografik bilgileri kayıt edildikten sonra ağrının değerlendirilmesi için Görsel Ağrı Ölçeği, depresyonun değerlendirilmesi için ise Geriatri Depresyon Ölçeği kullanıldı. Elde ettiğimiz sonuçlara göre yaşlı bireylerde depresyon oranı arttıkça vücut kütle indeksi ve ağrı da artmaktadır (sırasıyla r=0.202, p=0.046; r=0.324, p lt;0.001). Bununla birlikte Geriatri Depresyon Ölçeği ile cinsiyet ve eğitim durumu arasında ilişki bulunurken (sırasıyla r=-0.231, p=0.002; r=-0.234, p=0.001), yaş, medeni durum, kronik hastalık, alkol-sigara kullanımı arasında anlamlı ilişki bulunmadı (sırasıyla r=-0.116, p=0.119; r=-0.004, p=0.959, r=-0.112, p=0.130, r=-0.051, p=0.494, r=0.111, p=0.133). Sonuç olarak toplumda yaşayan yaşlı bireylerde depresyon ile ilgili rehabilitasyon yaklaşımlarında ya da klinikte uygulamalarda bulunulurken bireyin kadın olması, vücut kütle indeksi oranın yüksek, eğitim düzeyinin düşük olması ve bireyin ağrısının varlığı özellikle dikkat edilmesi gereken noktalar olmalıdır.Öğe Yoğun Bakım Hastalarında Ağız Bakımı Yönetimi: Kanıta Dayalı Uygulamalar Çerçevesinde Literatür İncelemesi(Düzce Üniversitesi, 2017) Dikmen, YurdanurYoğun bakım hastalarında tedavi için kullanılan ilaçlar, endotrakeal tüp nedeniyle ağzın sürekli olarak açık kalması, ağız yoluyla sıvı ve besin alınamaması, endotrakeal tüpün varlığı ve tespit için kullanılan flasterler, ağız ile çevresindeki doku bütünlüğünün bozulmasına neden olur. Bu durum da periodontal hastalıklar, ağız kokusu, ağız kuruluğu, dudak çatlakları ve stomatitis gibi birçok ağız sorunlarının gelişmesine neden olur. Bu nedenle yoğun bakım ünitelerinde hastaların ağız mukozasında meydana gelen değişiklikler ve ağız bakımı yetersizliği nedeniyle gelişebilecek ağız sorunları ve ventilatörle ilişkili pnömoniyi (VIP) önlemede yeterli ağız bakımının sağlanması ve sürdürülmesi son derece önemlidir. Bu derlemede, yoğun bakım hastalarında ağız bakımının önemi, ağız mukoza sağlığının korunması ile sürdürülmesinde dikkat edilmesi gereken noktalar veağız bakımı uygulamalarında kanıt temelli yaklaşımlar gözden geçirilmiştir.Öğe Vajinal Doğum Yapan Kadınlarda Gestasyonel Sigara Maruziyetinin Yenidoğanın İlk 3 Saat İçinde Emzirilmesiyle İlişkisi(Düzce Üniversitesi, 2015) Baltacı, Nazlı; Örsal, ÖzlemTo investigate the association of gestational cigarette exposure with breastfeeding the newborn in the first three hoursin women having vaginal delivery. The study was conducted with 462 mothers who delivered in Zeynep Kamil Hospital,İstanbul in 2010-2011 and their newborns. The data was collected by face-to- face interview through LATCHbreasfeeeding Charting System, Fagerstrom test of nicotine dependence, mother and newborn information form. Resultsshowed that 46.1% of women smoked during pregnancy and 7.1% of newborns didn’t suck in the first three hours. Therate of not sucking was significantly higher when mothers were exposed actively, passively or both than when theyweren't exposed. It was found that the average LATCH breastfeeding score of mothers who smoked during pregnancywas 7.0 and the risk of not sucking in the first three hours increased three-fold in the newborns. Rate of not sucking inthe first three hours for babies whose mothers smoke during pregnancy is highÖğe Understanding the Gifted Children: The Social and Emotional Problems of Children(Düzce Üniversitesi, 2017) Akarsu, Özlem; Mutlu, BirsenThe mental development of gifted children is more advanced than their social and emotional development and they have different social or emotional needs because their developments are not simultaneous, which causes a lot of problems. Noticing the social and emotional needs of gifted children and knowing the problems that may occur if these needs are not met is an important step toward finding solutions. Pediatric, school health and family health nurses can play a role in identifying gifted children, informing families and teachers about this issue, recognizing the children's problems and directing gifted children with problems toward appropriate resources. This review of the literature addresses the social and emotional problems of gifted children and recommends solutions for them.Öğe Yaşlılıkta Görülen Fizyolojik Değişiklikler ve Hemşirelik Bakımı(Düzce Üniversitesi, 2013) Yıldırım, Belgin; Özkahraman, Şükran; Ersoy, SıddıkaTarih boyunca yaşlılık, toplumların sosyal ve ekonomik durumlarına g ouml;re ele alınmamıştır. G uuml;c uuml; azalan ve ekonomik bir uğraşların dışına ccedil;ıkarılan kişi, toplumun i ccedil;inde kimi zaman bir değer olarak kabul edilmiştir. Yaşlılıkta g ouml;r uuml;lennormal fizyolojik değişikliklerinin varlığı da unutulmamalıdır. Bu ama ccedil;la yaşlı bireyi değerlendirme yaklaşımları; sağlık ouml;yk uuml;s uuml;, tıbbi tedavi ouml;yk uuml;s uuml;, sistemlere ilişkin fonksiyonel durumu ve kayıpları, g uuml;nl uuml;k yaşam aktivitelerini yerine getirme d uuml;zeyi/ yeterliliği, fiziksel kapasitesi, hareket kapasitesi, bilişsel ve mental durumu, sosyal durumu, psikolojik durum başlıklarını i ccedil;ermelidir.Öğe Tüm -Yumuşak Sütür Ankor ve Konvansiyonel Metal Ankor ile Artroskopik Bankart Onarımı Sonrası Klinik ve Fonksiyonel Sonuçlarının Karşılaştırılması(Düzce Üniversitesi, 2019) Arıcan, Mehmet; Turhan, YalçınAim: To compare theclinical results after arthroscopic bankart repair with all-soft suture anchorand conventional metal anchor in physically active patients with traumaticanterior shoulder instability.Material and Methods: A total of 32 patients who met eligibility criteria were includedbetween 2016 and 2017 years, for arthroscopic bankart repair in a singleorthopedic department. The patients were examined into 2 groups as 17 underwentrepair with 1.8 mm all-suture anchor with 2 (5 metric) Hi-Fi® sutures (Y-knot®flex, Conmed, USA) (group 1), and 15 underwent repair with conventionaltitanium 3.5 mm Suture Anchors with two preloaded ultrabraid sutures (TWINFIX,Smith amp; Nephew) (group 2). Clinical and functional outcomes were assessedpretreatment, and final follow-up using the American shoulder and Elbowsurgeons (ASES) score and the ROWE score.Results: The meanASES score increased significantly in group 1 from 35.62±8.46 to 88.86±6.23(p=0.0001) and had increased significantly in group 2 from 41.15±14.51 to91.15±7.54 (p=0.0001). The mean ROWE score had increased significantly in group1 from 48.82±11.25 to 85.00±10.00 (p=0.0001) and had significantly increased ingroup 2 from 45.67±9.61 to 87.67±10.15 (p=0.0001). There was no significantdifference between the mean ASES scores of group 1 and group 2 (p=0.192,p=0.353), and also no significant difference between the mean ROWE scores ofgroup 1 and group 2 (p=0.404, p=0.461) at pretreatment and final follow-uprespectively.Conclusion: Arthroscopic bankart repair with an all-soft suture anchor demonstratedcomparable clinical and functional results as the conventional metal sutureanchor at short term follow-up.Öğe Why Sexual Health Education?(Düzce Üniversitesi, 2018) Zeren, Fatma; Gürsoy, ElifSexuality is a concept begins before birth and continuing throughout life, it's not only the reproductive organs of the individual, as a human being that has a concept that reflects all the features. Today, sexuality and sexual well-being are considered to be important for the general health, well-being and quality of life of the individual. There is a need for adequate and accurate sexual health education about sexuality and sexual health in order to protect, develop and maintain sexual health. It is aimed to provide safe sex behaviors along with knowledge skills and to increase the respect of the individual himself / herself in order to make informed, conscious, healthy, respectful choices about education with the youth. The first information on sexual health education should be given to the family and should continue with structured education. Family and formal education in comprehensive, age-appropriate structured training individuals who can't afford the information obtained in an informal way, and as a result may be faced with unwanted health problems. It is possible with comprehensive and effective sexual health education to prevent unwanted sexual health problems, to develop conscious and healthy behaviors about sexual health, and to make individuals to make respectful and conscious choices. In this review, the importance and necessity of sexual health education has been emphasized.Öğe Turkish Version of Urinary Symptom Profile: A Study of Reliability and Validity(Düzce Üniversitesi, 2017) Bilge, Çiğdem; Beji, NeziheAim of this study is investigation Turkish version of “Urinary Symptom Profile” is a reliable and valid instrument. The data of the study designed as a methodological one were obtained from 320 women and over in Istanbul University Istanbul Faculty of Medicine between December 2008- December 2009. Studies for validity of the inventory as to translation and content were performed and internal consistency and total item score correlations were investigated as to reliability. Ethical approval was obtained. Reliability coefficients of item-total score correlation of items in inventory were between r= 0.59-0.92, and a high level of statistically significant, positive and powerful correlation was found (p lt;0.001). In international consistency analysis, cronbach alpha reliability coefficient was found as ?= 0.96. Test- retest analysis was performed, and no difference was found to between each application. Turkish version of “Urinary Symptom Profile” is a reliable and valid instrument to be used in studies for pregnant women.Öğe Yaşlı İstismarı ve İhmali(Düzce Üniversitesi, 2016) Yeşil, Pınar; Taşcı, Sultan; Öztunç, GürselYaşlı istismarı, yaşlının sağlık ve iyilik halini tehdit eden veya zarar veren herhangi bir davranışa maruz kalmasıdır. Yaşlı ihmali ise yaşlının sosyal, fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarının karşılanmasında bilinçli veya bilinçsiz yetersizlik oluşması olarak adlandırılır. Yaşlılık dönemindeki fiziksel ve sosyo-kültürel değişimler ile ekonomik koşullardaki kötüleşme, yaşlının evde veya kurumdaki bakımının yeterince desteklenememesine, istismar ve ihmale neden olan durumlardır. Yaşlı istismarı ve ihmalinin önlenmesinde istismar ve ihmal belirtilerini ve risk gruplarını bilmek önemlidir. Sağlık profesyonelleri yaşlı istismar ve ihmalini ortaya çıkarma, yönetme ve önlem almada önemli konumdadırlar. Bu doğrultuda, bir profesyonel olarak hemşirelere önemli sorumluluklar düşmektedir. Hemşireler, istismar ve ihmali önlemeye odaklı hemşirelik bakım planı geliştirmeli, uygulamalı ve değerlendirmelidir.