Yazar "Korkut, Semih" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Acil servise kronik obstruktif akciğer hastalığı (KOAH) atağı ile gelen hastalarda depresyon değerlendirilmesi(Düzce Üniversitesi, 2012) Korkut, Semih; Kandiş, HayatiKronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH), tüm dünya ülkelerinde önemli bir morbidite ve mortalite nedenidir. Kronik solunum sistemi hastalıklarında kaygı ve depresyon en yaygın görülen ruhsal bozukluklardır. Çalışmamızın amacı acil servise KOAH atağıyla gelen hastalarda depresyonun şiddetinin değerlendirilmesidir. KOAH atağıyla gelen hastaların atak sayısı, solunum fonsiyonları ve kan gazının depresyon üzerine olan etkisi araştırılmıştır.Temmuz 2011-Mart 2012 tarihleri arasında Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Kliniği'ne ambulansla ve ayaktan KOAH alevlenmesiyle başvuran daha önce KOAH tanısı almış ardışık 67 KOAH'lı hasta çalışmaya alındı. Vakaların atak sayısı değerlendirildi. Portabl solunum fonksiyon cihazı ile FEV1, PEF değerlerine bakıldı. Her vakanın radial arterden alınan kan örneğinden kan gazı çalıştırıldı. KOAH alevlenme tedavisi takibi ikinci saat sonunda ise Beck Depresyon Ölçeği uygulandı.Çalışmamızda ki hastaların atak sayıları 1-2, 3-4 ve ?5 olmak üzere 3 gruba ayrıldı. Atak sayısı 3-4 olanlarda orta ve şiddetli depresyon oranı 25 (%37) hasta ile en yüksek seviyede idi. Orta depresyon şiddetine ait 35 hastada FEV1 değeri ortalaması 0,92, şiddetli depresyon değerine ait 15 hastada PEF değeri 1,28 ile en iyi değer olarak bulundu. pH, SO2, PCO2, PO2 değerleri baz alınarak depresyon şiddeti ile kıyaslandı ancak anlamlı bir ilişki saptanmadı.Literatürde yer alan poliklinik ve servis şartlarında gerçekleştirilmiş olan benzer çalışmaların aksine çalışmamızda ki sonuçlar istatiksel olarak anlamlı değerlendirilmemiştir. Alevlenme tedavisinden hemen sonra acil serviste gerçekleştirdiğimiz solunum fonksiyon testlerini ve yine hasta bağımlı olan depresyon ölçek yanıtlamasının hastalar tarafından etkili bir şekilde gerçekleştirilememiş olabileceğini düşünmekteyiz. Beck depresyon ölçeğinin acil şartlarda hemen tedavi sonrası uygulanması sonuçları olumsuz etkilemektedir; bu nedenledir ki acil serviste KOAH atak tedavisi takiben 2 saat sonra gerçekleştirilen beck depresyon ölçeğinin daha ileri saatlerde yapılmasının sonuçları daha anlamlı olarak yansıtacağı kanaatindeyiz.Öğe Ailesel Hipokalemik periyodik paralizi: olgu sunumu(2010) Korkut, Semih; Kandiş, Hayati; Güneş, Harun; Korkut, EsinAilesel hipokalemik periyodik paralizi, yılda birkaç kez veya her gün ortaya çıkabilen ve birkaç saat veya birkaç gün sürebilen geçici kas güçsüzlüğü atakları ile karakterize otozomal dominant geçişli konjenital bir hastalıktır. Ataklar sırasında potasyumun kas hücrelerine geçmesine bağlı olarak serum potasyum düzeyi düşer ve ataklar arasında normal sınırlardadır. Bu makalede belirgin bir tetikleyici faktör olmaksızın geçirdiği hipokalemik paralizi atağı sırasında acil servise başvuran 21 yaşında bir erkek hasta sunulmaktadır.Öğe Akut Üst Gastrointestinal Kanamalı Olgularımızın Endoskopik Sonuçları(2010) Korkut, Esin; Kandiş, Hayati; Korkut, SemihGiriş ve Amaç: Akut üst gastrointestinal kanamalar (AÜGİK), hastaneye yatan hastalar arasında mortalite ve morbiditenin önemli nedenlerinden biridir. Çalışmamızda üst gastrointestinal kanama ile kliniğimize başvuran hastaların endoskopi sonuçlarını retrospektif inceleyerek sunmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: AÜGİK nedeniyle kliniğimize başvuran 110 vaka retrospektif olarak kanamanın yeri ve laboratuvar özellikleri incelendi. Bulgular: Üst gastrointestinal kanamalı 110 olgunun; %42,7si kadın, %57,2si erkek, yaş ortalaması 60,4 17,3 (yaş aralığı 18-85) idi. Hastaların %96sında ilk 24 saat içinde endoskopi yapıldı. En sık saptanan lezyonlar; eroziv gastrit (%33,5) ve duodenal ülser (%29,0) idi. Olguların 9unda (3 vakada argon plazma koagulasyon, 5 vakada 1/10 000 adrenalin ile skleroterapi, 1 vakada varis band ligasyonu) endoskopik tedavi uygulandı. Bir olgu endoskopi işlemi yapılamadan abondan kanama ile kaybedildi. Sonuç: Eroziv gastrit en sık AÜGİK nedeni olarak tespit edildi. Mortalite oranı %0,9 ile oldukça düşük olarak saptandı. Hızlı etkin tedavi, erken dönemde yapılan gastroskopik girişimler mortalite oranının azalmasında etkindir.Öğe Clinical Presentation, Electrocardiographic Findings, and Factors Related to the Hospitalization In Mad-Honey Intoxication(Kare Publ, 2022) Sümerkan, Mutlu Çağan; Kalender, Erol; Korkut, Semih; Şimşek, Engin Ersin; Keskin, Kudret; Gürdal, Ahmet; Sığırcı, SerhatObjectives: Mad-honey intoxication (MHI) often presents with all kinds of bradyarrhythmias. Despite numerous publications focused on clinical findings, we aim to evaluate poor prognostic implications, ischemia likely electrocardiography (ECG) changes, and detailed ECG findings of MHI in the largest series. Methods: This is a retrospective single-center study of 117 MHI patients admitted to emergency service. Results: The study had 26 (22.2%) females (median 52.5 years) and 91 (77.8%) males (median 51.0 years). Fifty-six (47.9%) patients had ischemia likely changes on ECG. Multivariate model demonstrated that beta-blocker usage (odds ratio (OR): 52.871; 95% confidence interval (CI): 3.618-772.554 (p=0.004)), atrioventricular junctional rhythm (AVJR) (OR: 5.319; 95%CI: 1.090-25.949 (p=0.039)), and quantity of mad-honey consumption (OR: 1.035; 95% CI: 1.008-1.063 (p=0.011)) are predictors of hospitalization. ROC curve analysis showed cutoff value of mad-honey consumption quantity 24.79 g had 57% sensitivity and 68% specificity for predicting hospitalization (AUC: 0.7, 95% CI: 0.55-0.816, p=0.027). In addition, all hospitalized cases were male. Conclusion: Our study has shown that male gender, AVJR, the quantity of mad-honey consumption, and beta-blocker usage are high-risk criteria for hospitalization in MHI patients. Furthermore, ischemia likely ECG changes is often observed with MHI even independently from hypotension or bradycardia.Öğe Endoscopic results of our patients with upper gastrointestinal bleeding(2010) Korkut, Esin; Kandiş, Hayati; Korkut, SemihBackground and Aims: Acute upper gastrointestinal bleeding (UGB) is one of the most important causes of mortality and morbidity in hospitalized patients. In this study we aimed to retrospectively analyze the gastrointestinal endoscopy results in patients that refer to our clinic with UGB. Materials and Methods: Patients with UGB admitted to our clinic were retrospectively evaluated for location of bleeding and the laboratory findings. Results: One hundred-ten patients with UGB; of the patients, 42.7% were female, 57.2% were male with average age 60.4± 17.3 (ranged between 18 and 85). Upper endoscopy performed in 96% of patients with in the first 24 hours of bleeding. The most frequently observed endoscopic lesions were erosive gastritis (33.5%) and duodenal ulcus (29.0%). Endoscopic treatment performed in 9 of the patients (in 3 patients argon plasma coagulation, in 5 patient scleroteraphy with 1/10000 adrenalin solution and in 1 patient varices band ligation). One patient death with abondan bleeding. Conclusions: Erosive gastritis has been found to be the most frequent cause of UGB. The mortality rate of 0.9% was very low. The fast, effective treatment and gastroscopic evaluation in the early period was important to reduce mortality rate. © 2010 Düzce Medical Journal.Öğe Familial Hypokalemic Periodic Paralysis: A Case Report(Düzce Üniversitesi, 2010) Korkut, Semih; Güneş, Harun; Korkut, Esin; Kandiş, HayatiFamilial hypokalemic periodic paralysis is an autosomal dominantly inherited congenital diseasecharacterized by intermittent attacks of muscle weakness lasting for a few hours to a few daysand occurring a few times a year or once a day. Due to the shift of potassium into muscle cells,serum potassium level is decreased during attacks and it is in the normal range between twoattacks. A 21 year old male patient seen in the emergency department due to a hypokalemicparalysis attack occurring without any obvious triggering factor was presented in this articleÖğe Kliniğimize başvuran aort diseksiyonlu hastaların geriye dönük analizi(2011) Sarıtaş, Ayhan; Güneş, Harun; Kandiş, Hayati; Çıkman, Mehmet; Çandar, Melik; Korkut, Semih; Kul, CemilAmaç: Geriye dönük bu çalışmada, acil servise başvuran ve aort diseksiyonu tanısı konulan hastaların bazı klinik, radyolojik ve demografik özelliklerinin ortaya konulması amaçlandı. Gereç ve Yöntemler: Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisine Mart 2009-Mart 2011 tarihleri arasında başvuran ve aort diseksiyonu tanısı konulan hastaların kayıtları geriye dönük olarak tarandı. Hastaların dosyalarından cinsiyeti, yaşı, başvuru şikayetleri (göğüs ağrısı, sırt ağrısı, karın ağrısı, senkop, baş dönmesi ve diğer), tele kardiyografide mediasten genişliği varlığı, ekokardiyografide fleb varlığı kaydedildi. Bulgular: Çalışmaya toplam 12 hasta (8’i erkek, 4’ü kadın) alındı. Yaş ortalaması ise 63.519.0 (minimum 28, maksimum 85) idi. Başvuru şikayetleri sıklık sırasına göre göğüs ağrısı (%50), sırt ağrısı (%25), karın ağrısı (%25), senkop (%25) ve baş dönmesi (%16.7) idi. Hastaların %25’inde her iki kol arasında nabız farkı varken, mediasten genişliği %50 hastada vardı. Ekokardiyografide hastaların %67’sinde fleb görünümü mevcuttu. Olguların 8’inde Standford Tip A, 5 olguda De Bakey Tip 1 diseksiyon mevcuttu. Diseksiyon tipleri ile cinsiyetler karşılaştırıldığında aralarında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamadı (p0.5). Hastalarımızın 11’i sevk edilirken 1 hasta acil servisimizde kaybedilmiştir. Sonuç: Aort diseksiyonu tanısında en önemli noktalardan biri tanının akla getirilmesidir. Aort diseksiyonu tanısında gecikmelerde dahi hastalar için geri dönüşümü olmayan sonuçlar doğurabileceği, hekimler için ayrıca adli problemlere yol açabileceği de unutulmamalıdır. (JAEM 2011; 10: 152-5)Öğe TWO CASES OF BARIUM SULFATE ASPIRATION(Nobel Ilac, 2011) Kandiş, Hayati; Korkut, Esin; Bilir, Özlem; Korkut, SemihRadiographic imaging with barium sulfate swallow is a radiological procedure to investigate dysphagia and the sense of food sticking in throat. infrequently, application of the procedure causes barium aspiration. Due to the non-irritant structure of the barium sulfate it does not expected to cause severe lung injury. However there have been reported cases progressed to mortality of the patients. Here, we present two patients following inadvertent aspiration of large amounts of barium dining an upper gastrointestinal radiographic contrast study and presented with different clinical outcomes.Öğe Two cases of barium sulfate aspiration [Baryum sülfat aspi?rasyonu: İki? olgu](2011) Kandiş, Hayati; Korkut, Esin; Bilir, Özlem; Korkut, SemihRadiographic imaging with barium sulfate swallow is a radiological procedure to investigate dysphagia and the sense of food sticking in throat. Infrequently, application of the procedure causes barium aspiration. Due to the non-irritant structure of the barium sulfate it does not expected to cause severe lung injury. However, there have been reported cases progressed to mortality of the patients. Here, we present two patients following inadvertent aspiration of large amounts of barium during an upper gastrointestinal radiographic contrast study and presented with different clinical outcomes.