Yazar "Şener, Dilek Konuk" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 14 / 14
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Assessment of postural conditions of children at early adolescence period(2017) Top, Fadime Üstüner; Şener, Dilek KonukThis study was performed in order to measure the level of knowledge of primary school students about postural disorders, to determine its effects on their lives and to provide proper posture techniques. The study was planned and performed in the order of pre test-post test in one group from pre-experimental designs. A questionnaire was used as the data collection tool. Students and their families were trained after pre-test phase. It was determined that students used correct position while sleeping (p0.00) and writing (p0.03), and they paid attention to body mechanics while carrying objects (on the arms p0.00, on the back p0.00) and lifting objects from the ground (p0.00) after the training. As a result of this study, it was decided that training that was prepared for the adolescents and their parents to prevent postural disorders, is effective and applicableÖğe Bilişsel Davranışçı Oyun Terapinin Çocukların Kaygı Düzeyine Etkisi: Sistematik İnceleme(2024) Alemdar, Hacer; Karaca, Aysel; Şener, Dilek Konuk; Halmatov, SultanberkAmaç: Bu çalışma oyun terapi çeşitlerinden biri olan Bilişsel Davranışçı Oyun Terapi’nin (BDOT) çocukların kaygı düzeyine etkisinin sistematik olarak incelenmesini amaçlamaktadır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma sistematik derleme niteliğinde olup, araştırmanın yapılması ve raporun hazırlanmasında “Preferred Reporting Items for Systematic Review and Meta-Analysis (PRISMA)” protokolü takip edilmiştir. Araştırmalara Haziran-Ağustos 2023 tarih aralığında; Web of Science, Cochrane, PubMed, Scopus, Google Scholar ve ULAKBİM veri tabanlarında İngilizce “cognitive behavioral play therapy”, “child” ve “anxiety”; Türkçe “bilişsel davranışçı oyun terapi”, “çocuk”, “anksiyete” ve “kaygı” anahtar kelimelerle tarama yapılarak ulaşılmıştır. Tarama sonucunda tam metnine ulaşılabilen ve dahil edilme kriterlerine uyan 8 çalışma inceleme kapsamına alınmıştır. Bulgular: Çalışma kapsamına alınan araştırmalar; randomize kontrollü (n=4), deneysel çalışma tasarımı (n=1), yarı deneysel çalışma tasarımı (n=2) ve olgu sunumu (n=1) şeklindedir. Randomize kontrollü, deneysel ve yarı deneysel çalışmalarda deney gruplarına haftada birer kez olmak üzere 8 ila 12 oturumluk, Bilişsel Davranışçı Oyun Terapi seansı uygulanmıştır. Sonuç: Bu sistematik incelemede değerlendirilen araştırmaların sonucunda Bilişsel Davranışçı Oyun Terapi’nin çocukların kaygı düzeyini azaltmada etkili bir role sahip olduğu görülmüştür. Bu çalışmanın çocuk ruh sağlığı ile ilgili ileride yapılacak olan araştırmalara ışık tutması açısından literatüre önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir.Öğe Bir Grup Lisans Hemşirelik Öğrencisinin Mesleki Araştırma ve Gelişmelere Yönelik Farkındalık ve Tutumları(2016) Aydın, Meryem; Şener, Dilek KonukÖZET Amaç: Bu çalışma, bir hemşirelik yüksekokulunda öğrenim gören öğrencilerin lisans eğitimi sürecinde mesleki araştırma ve gelişmelere yönelik tutum ve farkındalık düzeyleri ile bununla ilişkili olabilecek faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntemler: Araştırma kesitsel ve korelasyonel araştırma olarak planlanmıştır. Bir hemşirelik yüksekokulunda öğrenim gören, araştırmanın yapıldığı dönem olan 12 Ocak-20 Şubat 2015 tarihleri arasında okula devam eden ve araştırmaya katılmayı kabul eden 434 öğrenci araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak, öğrencilerin sosyodemografik özellikleri ve araştırma kullanımında etkili olabileceği düşünülen faktörleri belirlemek amacıyla hazırlanan 11 sorudan oluşan "Tanıtıcı Bilgi Formu" ile "Hemşirelik Öğrencilerinin Hemşirelikte Araştırma ve Gelişmelere Yönelik Farkındalık ve Tutumu" ölçeği kullanılmıştır. Çalışmadaki tüm verilerin tanımlayıcı istatistikleri hesaplanmıştır. Ölçek puanını etkileyen etmenlerin araştırılmasında "Genelleştirilmiş Lineer Modelleme" yaklaşımından yararlanılmıştır. Bulgular: Öğrencilerin %82,5'inin kız, %94,9'unun çalışmadığı belirlenmiş- tir. Öğrencilerin %34,5'i daha önce araştırma ile ilgili ders aldığını, %17,4'ü daha önce herhangi bir araştırmanın yürütülme sürecinde bulunduğunu, %32,6'sı bilimsel bir toplantıya katıldığını, %13,6'sı bilimsel bir dergiye abone olduğunu ve %31'i herhangi bir mesleki yayını takip etmediğini belirtmiştir. Ölçekten elde edilen toplam puanın 86,240,57 (29-145) ve madde puan ortalama değerinin ise 3,010,02 (1-5) olduğu belirlenmiştir. Mezuniyet sonrası akademisyen ve yönetici hemşire olarak çalışmak istediklerini ifade eden öğ- rencilerin ölçek puanlarının, klinik hemşiresi olarak çalışmak isteyen öğrencilerden daha yüksek olduğu saptanmıştır. Bilimsel araştırma sürecinde yer almış öğrencilerin ortalama ölçek puanlarının, araştırma deneyimi olmayan öğrencilerin puanlarından daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Sonuç: Çalışmada öğrencilerin hemşirelik alanındaki araştırma ve gelişmelere yönelik orta düzeyde olumlu tutum gösterdikleri saptanmıştır. Bu doğrultuda lisans eğitimi boyunca hemşirelik öğrencilerine araştırmanın önemi ve bilimsel yaklaşım süreci öğretilerek, öğrencilerin araştırma projelerinde yer alması desteklenmelidir.Öğe The Effect of Oral Care with Chlorhexidine, Vitamin E and Honey on Mucositis in Pediatric Intensive Care Patients: A Randomized Controlled Trial(Elsevier Science Inc, 2019) Şener, Dilek Konuk; Aydın, Meryem; Cangür, Şengül; Güven, EvrenPurpose: This study was performed to determine the effect of oral care using chlorhexidine, vitamin E and honey on oral mucositis (OM) management in children treated in a pediatric intensive care unit (PICU). Design and methods: The study was a randomized controlled trial with a parallel design. The study sample was composed of 150 children who were treated in the PICU of a university hospital in Turkey. Children enrolled in the study were randomly divided into six groups based on the oral care solutions used (n = 25 in each group). The Demographic Information Form and the World Health Organization Oral Mucositis Index were used for data collection. Results: The mucositis indices of the children presenting with and without OM upon admission to the PICU were compared on days 1, 3, 6, 9, 12, 15, 18 and 21 and the study found that the mucositis index values of the children treated with vitamin E were significantly lower than in the other groups (p < 0.05 for each), while those of the children given chlorhexidine were significantly higher than in the other groups (p < 0.05 for each). Conclusions: At the end of the study, vitamin E was determined to be the most effective agent in OM management, followed by honey as the second most effective agent. Chlorhexidine was found to be less effective in OM management compared to the other two agents. Based on this, vitamin E is recommended for use in oral mucositis-preventive and therapeutic oral care practices. Practice implications: The results of the present study conducted with PICU patients will be useful in the administration of oral care. These findings are also important for nurses who have the responsibility of oral mucositis management. (C) 2019 Elsevier Inc. All rights reserved.Öğe Evaluating the Effects of a Personal Hygiene Program on the Knowledge, Skills, and Attitudes of Intellectual Disabilities Teenagers and their Parents(Wiley, 2019) Şener, Dilek Konuk; Aydın, Meryem; Cangür, ŞengülTo determine the effects of personal hygiene training on the knowledge, skills, attitudes and behavior of teenagers with mild intellectual disabilities (ID), this study employed a randomized controlled type, social cognitive theory design. A 10-week, 10-session program was given to the teenagers (17.38 +/- 1.61 years) and their parent. Included in the program were activities covering the washing of hands/face/hair/body, oral hygiene/brushing teeth, clothing hygiene, and menstrual and genital hygiene. At the end of the program and again 3 months later, the personal hygiene habits of the teenagers were significantly improved compared to before the training program. Significantly positive changes were observed in hygiene habits compared to pretraining (p < .001). Compared to pretraining, a significant increase occurred in the skill behavior demonstrated by the teenagers (p < .001). Consequently, it is recommended that the program be implemented by healthcare professionals for all teenagers with mild ID and their parents.Öğe Factors Affecting Substance Non-Use Behaviors of High School Students(Turkish Green Crescent Soc, 2018) Şener, Dilek Konuk; Akkuş, Dilek; Karaca, Aysel; Cangür, ŞengülThis study was performed to determine the factors affecting the substance non-use behaviors of adolescents. This cross-sectional and correlational study was conducted with 983 students studying at three high schools during the 2015-2016 academic year and who were not using substances. The study was designed by cluster sampling method, and all volunteer students were included in the study. Data were collected using the Personal Information Form, Substance Abuse Information Questionnaire, and Self-Efficacy Scale in Preventing Abuse. Appropriate statistical analyses were used to assess the data. It was determined that 43% of the individuals not using substances were females and 57% were males. When the reasons for their non-use were examined in terms of sex, type of school, class, age group, addiction information score, and self-efficacy, statistically significant differences were seen between groups (p<.05). It was determined that students abstained from using substances because they were afraid of becoming addicted and of suffering psychological and physical problems, because addiction contradicted their beliefs, their families did not approve of such use, they did not want to associate with individuals who used addictive substances, and their friends did not use such substances, because substance use was expensive, contradicted their principles, and led to a loss of energy, ambition, and control, and because they were afraid of being caught by the police.Öğe Lise Öğrencileri Arasında Sigara ve Alkol Kullanma Sıklığı ve Etkileyen Faktörler(2017) Akkuş, Dilek; Karaca, Aysel; Şener, Dilek Konuk; Ankaralı, HandanAmaç: Ergenlerde sigara ve alkol kullanımı son yıllarda sıklıkla ele alınan önemli bir konudur. Bu çalışmanın amacı, lise öğrencileri arasında sigara ve alkol kullanma sıklığını ve bu maddeleri kullanmalarını etkileyen faktörleri belirlemektir.Gereç ve Yöntemler: Kesitsel tipteki bu çalışma 2015-2016 öğretim yılında üç lisede öğrenim gören 1997 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Küme örnekleme yöntemi ile tasarlanan çalışmada gönüllü olan öğrencilerin tamamı çalışma kapsamına alındı. Verilere ortalama, standart sapma, sayı ve frekanslar, ki-kare, çoklu lojistik regresyon analizleri uygulandı. Bulgular: Yaşam boyu en az bir kez sigara kullanan öğrencilerin oranı %35, hemen her gün sigara kullananların oranı %20,1 olarak bulunmuştur. Alkol kullanımı için ise bu oranlar sırasıyla %18,7 ve %1,8'dir. Endüstri meslek lisesinde okuyan öğrencilerde, erkek öğrencilerde, 12. sınıftaki öğrencilerde, akademik başarısını düşük algılayanlarda, disiplin cezası alan, devamsızlık yapan, polisle başı derde giren, arkadaşı sigara, alkol ya da başka bir madde kullanan, ya da psikolojik tedavi almış olan öğrencilerde sigara ve alkol kullanma oranlarının istatistiksel olarak anlamı düzeyde daha yüksek olduğu belirlenmiştir (p0,001).Tartışma ve Sonuç: Öğrencilerde sigara ve alkol kullanma sıklığı Türkiye ve diğer ülkelerde yapılan çalışma sonuçları ile benzerlik göstermiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda lise öncesi öğrencilerin bireysel, ailesel ve okul özellikleri dikkate alınarak okullarda koruyucu/önleyici müdahaleler planlanmasını önermekteyiz.Öğe Lise Öğrencilerinin Madde Kullanmama Davranışlarını Etkileyen Faktörler(2018) Şener, Dilek Konuk; Akkuş, Dilek; Karaca, Aysel; Cangür, ŞengülBu araştırma, ergenlerin madde kullanmama davranışlarını etkileyen faktörleri belirlemek amacı ile yapılmıştır. Kesitsel ve ilişkisel tipteki bu çalışma, 2015–2016 öğretim yılında üç lisede öğrenim gören vemadde kullanmayan 983 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Küme örnekleme yöntemi ile tasarlanan çalışmaiçin gönüllü olan öğrencilerin tamamı çalışma kapsamına alınmıştır. Veriler, Kişisel Bilgi Formu, MaddeBağımlılığı Bilgi Anketi ve Bağımlılıktan Korunmada Öz-Yeterlik Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Verilerindeğerlendirilmesinde uygun istatistiksel testlerden yararlanılmıştır. Çalışma kapsamındaki madde kullan-mayan bireylerin %43’ünü kız ve %57’sini erkek öğrenciler oluşturmaktadır. Madde kullanmayan bireylerinmadde kullanmama nedenleri ile öz-etkililik ve bağımlılık bilgi düzeyleri cinsiyet, okul türü, sınıf ve yaşgrubu açısından incelendiğinde gruplar arasında anlamlı düzeyde farklılıklar olduğu görülmüştür (p .05).Çalışma sonucunda, öğrencilerin ruhsal ve bedensel sorunlardan ve bağımlı olmaktan korktuğu, dinselinançlarına ters düştüğü, ailesi onaylamadığı, madde kullanan insanlarla birlikte olmak istemediği, arkadaşları kullanmadığı, pahalı olduğu, ilkelerine aykırı olduğu, enerji, hırs ve kontrol kaybına yol açtığı ve polistarafından yakalanacağı için madde kullanmadıkları belirlenmiştir.Öğe Mutual Expectations of Mothers of Hospitalized Children and Pediatric Nurses Who Provided Care: Qualitative Study(Elsevier Science Inc, 2017) Şener, Dilek Konuk; Karaca, AyselPurpose: This study attempted to identify the mutual expectations of mothers whose children were hospitalized in the pediatric department of a university hospital and nurses who provided care. Design and Methods: A descriptive phenomenological design has been used in this study. Data were obtained through tape-recorded semi-structured interviews. This study was conducted at a pediatric clinic, at a university hospital in a small city in Turkey. Participants comprised five nurses working in the children's clinic and 24 mothers who accompanied their children to the hospital. Results: The six major themes that emerged were mothers' feelings and thoughts about the hospital experience, mothers' expectations for attention and support during hospitalization, mothers' expectations for invasive procedures, issues regarding physical comfort and hospital infrastructure, nurses' feelings and thoughts about working in the pediatric clinic, and nurses' expectations of the mothers. Conclusions: Mothers expected nurses to provide physical support including medication administration, and installing/applying IV and nebulizer treatments; and emotional support in terms of having a friendly, rather than critical attitude, and being approachable and receptive of mothers' questions and anxieties. Nurses stated that they were aware of these expectations but needed mothers to be understanding and tolerant, considering their difficult working conditions. Practice Implications: Children's hospitalization is a stressful experience for parents. Open and therapeutic communication and relationships between parents and nurses contribute to improving the quality of care provided to children and their families. (C) 2017 Elsevier Inc. All rights reserved.Öğe Niemann Pick Tip C Hastalığı Olan Bir Çocuğun Hemşirelik Bakımı: Olgu Sunumu(2016) Şener, Dilek Konuk; Arslan, Sevda Özdinçer; Efe, ReyhanNiemann-Pick hastalığı, vücudun çeşitli organlarında, özellikle retiküloendotelyal sistem ve santral sinir sisteminde, sŞ ngomyelin ve kolesterol birikimi ile karakterize, otozomal resesif geçişli, nadir görülen bir lizozomal lipid depo hastalığıdır. Hastalığın Tip A, B, C, D, E ve F olmak üzere altı değişik formu bulunmaktadır. Klinik belirtiler hastalığın tipine göre değişiklik göstermekle birlikte hepatosplenomegali, tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonları, mental retardasyon, büyüme-gelişme bozuklukları, spastisite, göz bulguları, miyoklonik nöbetler ve ataksi gibi hepatik, nörolojik ve psikiyatrik bulgular görülebilmektedir. Bu çalışmada Niemann-Pick Tip C tanısı alan yedi aylık A olgu olarak sunulmuştur. A'nın sağlık öyküsü Marjory Gordon'un "Fonksiyonel Sağlık Örüntüleri"ne göre değerlendirilmiştir. Hemşirelik tanısı olarak solunum fonksiyonunda bozulma (ventilatörden ayrılmaya disfonksiyonel tepki), büyüme ve gelişmede gecikme, korunmada etkisizlik (deri bütünlüğünde bozulma), uyku örüntüsünde bozulma, etkisiz termoregülasyon, bebek davranışının disorganizasyonu, oral müköz membranlarda bozulma riski, aspirasyon riski ve anneye yönelik olarak anksiyete, ümitsizlik, bakım verici rolünde zorlanma koyularak standart hemşirelik girişimleri uygulanmıştırÖğe Parental attitudes toward pediatric use of complementary/alternativemedicine in Turkey(Wiley, 2017) Top, Fadime Üstüner; Şener, Dilek Konuk; Cangür, ŞengülPurpose: This study was conducted to determine the pediatric usage of complementary/alternative medicine (CAM) by parents in Turkey, the incidence of using these methods, and the factors affecting their use. Design and Methods: The sectional and relational design of the study included a sample of 497 parents who took children for treatment at the Maternity and Children's Hospital in Giresun, Turkey. Data for the study were collected via the Personal Information Form and the Evaluation Form for Complementary/Alternative Treatment Use. The data collection tools were filled out by the researchers during the face-to-face interviews. Data obtained from the study were analyzed by Pearson chi-square, Fisher-Freeman-Halton and Fisher's exact (posthoc Bonferroni) tests and Z-test. Results: It was determined that 97.7% of the parents had used at least one CAM method. Moreover, the parents had used CAM methods mostly for respiratory complaints. The CAM methods were most commonly used for the symptoms of fever, diarrhea, and cough. It was observed that the most commonly used alternative methods in the past were vitamin/mineral remedies, cold treatments, and hodja (Islamic teacher) consultations, while the most common alternative methods currently used are massage, music, and cold treatment. In addition, the differences found between CAM users in terms of sociodemographic characteristics were not statistically significant. Practice Implications: : It is crucial for nurses to learn the characteristics of the health/disease treatments used by those with whom they work in order to increase the efficiency of the service they provide. Thus, it was recommended that nurses should be knowledgeable and aware of the benefits/side effects, treatment methods, and contraindications of CAM.Öğe Peer Education from the Perspective of Peer Educators(Routledge Journals, Taylor & Francis Ltd, 2018) Karaca, Aysel; Akkuş, Dilek; Şener, Dilek KonukPeer educators (PEs) have a significant role in providing education on various health issues like smoking, alcohol, and other substance use. This study aimed to determine the experiences and opinions of PEs regarding a peer education program. Using the qualitative research method, data were collected from the study sample, which consisted of 23 student PEs, via semi-structured focus group discussions. Three main themes were developed: the Perceived Efficacy of Peer Education, Suggestions Regarding a Peer Education Program, and Contribution of the Peer Education Program to PEs. This study showed that peer educators thought peer education to be a highly effective method for the prevention of substance abuse. To improve the effectiveness of the program, it was recommended that it be started during middle school instead of high school, that families and local institutions be involved in the program, and that the students be directed to participate in arts, sports, and social activities.Öğe A program based on Social Cognitive Theory and Smith's model of health and illness and its effect on maternal self-efficacy and child behavior(Pergamon-Elsevier Science Ltd, 2016) Şener, Dilek Konuk; Cimete, GülerPurpose: This study was conducted in order to determine the effect of a program based on Social Cognitive Theory and Smith's Model of Health and Illness on the self-efficacy, self-esteem and attitudes of mothers and on the emotional and behavioral problems and competence levels of their children. Method: This quasi-experimental study used a control group and a pretest-posttest design. The sample was composed of 77 mothers (experimental group, n = 39; control group, n = 38) who had low self-efficacy and self-esteem and whose children had problematic behavior. The mothers in the experimental group underwent a 10-session program over a period of 10 weeks. This program included activities to help them build trust in themselves and their surroundings, induce positive thinking, increase their childcare knowledge and skills, establish an effective interaction with their children, set realistic and positive goals, cope with stress, experience the feeling of success and become motivated. Data were collected by using the Demographic Information Form, the self-efficacy for Parenting Task Index-Toddler Scale, the Rosenberg Self-Esteem Scale, the Parent Attitude Scale and the Brief Infant-Toddler Social & Emotional Assessment. Data were collected before the start of the program, immediately after its completion and three months afterwards. Results: It was found that, at the end of the program and after the following three months, the self-efficacy, self-esteem and democratic attitude scores of the experimental group mothers and the competency scores of their children had significantly increased compared to their pre-program scores. The problem domain scores of their children had decreased and a statistically significant difference was detected in favor of the experimental group. In both the experimental and the control group, a weak negative correlation was found between the self-efficacy and democratic attitude scores of the mothers and the problem domain scores of their children. Conclusion: The total 12-hour program created a positive change, even among the mothers with low self-efficacy, low self-esteem and low education and income levels who had problematic children. Therefore, healthcare professionals may find it beneficial to offer this program to all mothers having 2- and 3-year-old children. (C) 2016 Elsevier Ltd. All rights reserved.Öğe Spirituality as a coping method for mothers of children with developmental disabilities(Taylor & Francis Ltd, 2019) Karaca, Aysel; Şener, Dilek KonukMothers of children with developmental disabilities suffer from tremendous stress and anxiety. These mothers may use religion and spirituality as coping mechanisms to help them adjust to changes emerging in their lives as well as to resolve problems. This study evaluated the spiritual needs of mothers of children with developmental disabilities and analyzed the effect of spirituality on their lives. This is a descriptive and qualitative study carried out at the School for Children with Mental and Physical Disabilities in Turkey. The study group consisted of the mothers of 28 children with developmental disabilities. The results of the study revealed four main themes: 'The journey to acceptance;' 'The meaning/purpose of life;' 'Concerns about the future;' and 'Coping strategies.' The results of the study showed that mothers of children with developmental disabilities in Turkey often use spirituality as a coping method. Using spirituality, they were able to handle the stress of their new lives. They began to see their children as giving meaning/purpose to their lives and experienced enhanced feelings of love/commitment. The mothers were most concerned about the fate of their children after the parents had passed away.