Düzce İli’nde Bütünleşik Ekolojik Risklere Karşı Katılımcı Planlama ile Dirençliliğin Sağlanması

dc.contributor.authorAydın, Bilge
dc.contributor.authorTezer, Azime
dc.contributor.authorTürkay, Zeynep
dc.contributor.authorKaraçor, Elif Kutay
dc.contributor.authorGüler, İpek
dc.contributor.authorUzun, Osman
dc.contributor.authorOkay, Nilgün
dc.date.accessioned2025-03-24T19:48:20Z
dc.date.available2025-03-24T19:48:20Z
dc.date.issued2018
dc.departmentDüzce Üniversitesi
dc.description.abstractBu çalışmanın amacı, kompleks ekolojik risk faktörlerine karşı dayanıklı yerleşimler oluşturmak için, katılımcı bir planlama yaklaşımı ile bütünleşik ekolojik planlama metodolojisi geliştirmektir. Düzce ili, geçmişte birçok kez karşı karşıya kaldığı ekolojik risk özelliklerinden dolayı örnek çalışma alanı olarak seçilmiştir. Metodoloji dört aşamadan oluşmaktadır. Metodolojinin ilk aşamasında (1) kavramsal olarak ekolojik planlama amaçları birleştirilmiştir. İkinci aşamada (2) doğal tehlikeler ve peyzaj hassasiyetlerinden doğan riskler ile değerli ekosistem servislerinin (ES) bozulma riskleri birleştirerek, ES ile bütünleşik yerleşime uygunluk haritaları oluşturulmuştur. Üçüncü aşama (3) olan katılımcı risk yönetişimi yaklaşımı ise; (a) risk iletişimi, (b) risk değerlendirmesi ve (c) risk yönetimi olmak üzere üç bileşenden oluşmaktadır. Dördüncü aşamada ise (4), ekolojik risk analizi ve katılımcı planlama bulgularının çoklu mekânsal ve zamansal ölçek yaklaşımına göre bütünleştirilerek, dayanıklılığın sağlanması için kapsamlı çıktılar elde edilmiştir. Risk değerlendirme sonuçlarına göre, katılımcılar doğal tehlikeler arasından sırasıyla deprem, heyelan ve sel riskini ilk üç sırada değerlendirirken, peyzaj hassasiyetleri arasında erozyon, habitat kırılganlığı ve su geçirgenliği risklerini önceliklendirmiştir. Risk yönetimi analiz sonuçları ise, makro-ölçekte, merkezi yönetim kurumlarının ağırlıklı olarak proaktif rollerde en yüksek sorumluluğa sahip olduğunu göstermektedir. Orta-ölçekte ise merkezi yönetim taşra teşkilatları temel olarak reaktif sorumluluklara sahiptir. Sonuç olarak, geliştirilen bu bütünleşik ekolojik risk azaltma metodolojisi çoklu mekansal ve zamansal ölçek yaklaşımı ile ekolojik risk azaltma planlarının karar verme sürecine daha kapsamlı bir şekilde katkıda bulunabilecektir. Ayrıca bu metot, başka illerde uygulanabilir ve yaygınlaştırılabilir. Ancak, katılımcı risk yönetişimi sonuçlarının il düzeyinde yaygınlaştırılabilmesi için gelecek çalışmalarda katılım düzeyi ve çeşitliliği artırılmalıdır.
dc.description.abstractThis study aims to develop an integrated spatial planning methodology with a participatory planning approach for building resilient settlements against complex ecological risk factors. Düzce Province is selected as a case study because of its complex ecological characteristics as witnessed many times in past. The methodology consists of four phases. (1) The first phase of the methodology joins the ecological planning aims. In the (2) second phase, ecosystem services (ES) integrated land suitability maps was produced by combining natural hazard risks and landscape vulnerabilities with the risk of degradation of valuable ES. The (3) third phase, is participatory risk governance approach, which consists of three components namely, (a) risk communication, (b) risk assessment, (c) risk management that conducted between the local and regional stakeholders within the multi-scale approach. In the (4) fourth phase, comprehensive outputs for spatial risk mitigation was provided by the integration of ecological risk synthesis and participatory planning findings. Results show that participants prioritized earthquake, landslide, and flood as the highest natural hazard risks and erosion, habitat vulnerability, and water infiltration as the highest ecological vulnerability risks respectively. Results of risk governance analysis show that, at macro-scale, central government institutions have the highest responsibility predominantly for proactive roles. At meso-scale local institutions of central governance have mainly reactive responsibilities. Thus, this integrated ecological risk assessment methodology can contribute to the decision-making process of ecological risk mitigation plans in a more comprehensive way through a multi-spatial and temporal scale approach. Moreover, this method can be applied in other provinces. However, in order to disseminate the results of participatory risk governance at provincial level, participation level and diversity should be increased in future studies.
dc.identifier.doi10.32569/resilience.484946
dc.identifier.endpage121
dc.identifier.issn2602-4667
dc.identifier.issue2
dc.identifier.startpage105
dc.identifier.urihttps://doi.org/10.32569/resilience.484946
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12684/18899
dc.identifier.volume2
dc.language.isoen
dc.publisherEskisehir Technical University
dc.relation.ispartofResilience
dc.relation.publicationcategoryMakale - Ulusal Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanı
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.snmzKA_DergiPark_20250324
dc.subjectbütünleşik ekolojik risk|ekosistem servisleri (ES)|katılımcı planlama|Düzce İli|ekolojik dirençlilik|ecosystem services (ES)|ecological resilience|participatory planning|integrated ecological risk|Düzce province
dc.titleDüzce İli’nde Bütünleşik Ekolojik Risklere Karşı Katılımcı Planlama ile Dirençliliğin Sağlanması
dc.title.alternativeResilience Through Participatory Planning for the Integrated Ecological Risks in Düzce
dc.typeArticle

Dosyalar