Makale Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Türk Halkının Suriyeli Algısı: Sorunlar ve Çözüm Önerileri(2024) Düzenli, FurkanAbdullah Selim Doğan’ın “Türk Halkının Suriyeli Algısı: Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlıklı kitabı günümüzün popüler konusu geçici koruma kapsamındaki Suriyelileri merkezine alıyor. Kitap, algı ve manipülasyonların öznesi konumunda bulunan Suriyelilere yönelik Türk Halkının algısını etkileyen faktörleri ve Türk Halkının gerçek algısının ne olduğunu saha araştırması ile inceliyor.Öğe Religion and Digitalisation: A Journey from Tradition to the Future(2024) Düzenli, FurkanThis study, which looks at the relationship between religion and the digital world, a term used to describe today's rapidly developing communication and information technologies, offers a glimpse of the future from the present of digital religion. The rituals and practices in which digitalized religion differs from traditional religion are significant in terms of mindsets and habits in the daily lives of individuals. However, the fact that individuals change their religious identity and affiliation for periods that can be considered frequent and even choose to leave religion makes them religious nomads. Religious nomadism expresses the reflection of the individual's identity construction on digital platforms. Studies show that similar cases will become more frequent in the coming years. With the concern that this and similar situations will become more frequent in the future and against possible similar phenomena, individuals, groups, or organizations should participate in digital platforms and produce content. The study examines this shortcoming through various examples.Öğe Göç, Kültür, Kimlik(Uluslararası Mülteci Hakları Derneği, 2022) Düzenli, FurkanIain Chambers, Göç, Kültür, Kimlik isimli eserinde bahsi geçen üç kavrama farklı bir bakışla yaklaşıyor. İnsanların kimliklerinin; göç, kültür, tarih, zaman, dil, algı ve anlayış ile zihin dünyalarının nasıl önemli bir parçası olduğunu ortaya koyan Chambers, türü, nedeni veya sonucundan bağımsız olarak göç eden bireyin yerinden edilmiş olma duygusunu, yaşanılan hayat içerisinde her bireyin nasıl göçmen olabileceğini anlatıyor. Takip ettiği tartışma sürecini modern dünyanın kültür büyüteci ile konuya yaklaşarak ortaya koyuyor.Öğe Diasporalar ve Değişen Kalkınma Politikaları: Türk Diasporası Örneği(Uluslararası Mülteci Hakları Derneği, 2022) Düzenli, FurkanSuriye İç Savaşı ile dünyanın kadim sorunu yeniden gündeme geldi: Göçmenler. Kavramsal kargaşanın da etkisiyle göçmen, sığınmacı, mülteci birbiri yerine kullanıladursun, sorun ve soruna yönelik çözüm önerileri farklı perspektifler üzerinden tartışmaya açıldı. Göçmenler konusu ile Avrupa eski defterlerini tekrar açtı ve konu diasporalar ekseninde tartışılmaya başladı. Makalenin ana eksenini oluşturan diasporalar bahsi bu noktada önem kazanmaktadır. Türk Diasporası örneği üzerinden ele alınacak makalede konu; değişen bir paradigma ile tartışılacak: Kalkınma Politikaları.Türk Diasporası denildiğinde akla ilk olarak şüphesiz Almanya’ya göç eden Türk İşçiler geliyorlar. Almanya’nın İkinci Dünya Savaşı sonrasında kalkınma hamlesi olarak kullandığı göçmenler, kısa zamanda istenmeyen misafirlere dönüşmüş ve Almanya göç trenini tek taraflı durdurmuştu. Özellikle küreselleşme ile birlikte değişen beklenti ve algılar ekonomi alanında da kendisini hissettirmiş, kalkınma politikaları köklü değişikliklere uğramıştır. Makalenin değişim paradigmasını oluşturan “kalkınma politikaları” bu nedenle seçildi ve Türk Diasporasının geçmişte dünya ekonomisine sunmuş olduğu katkı günümüzde hangi yönde gelişim gösterdi bu noktayı irdelemeyi amaç edindi. Literatürdeki değişen kalkınma politikaları kapsamında eksikliği gidermeyi amaçlayan makalede özellikle Türkçe yayınlarda yeterli akademik tanıtım imkanı bulamayan iki kurum incelenecek ve makalede, özellikle Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı (TİKA) ile Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB)’nin Türk Diasporası adına yaptıkları çalışmalar tartışılacaktır.Öğe Çalışan Yoksulluğu Bağlamında Tüketim Alışkanlıkları ve Borçlanmanın Çalışma Hayatına Etkisi(İstanbul Üniveristesi, 2024) Düzenli, FurkanKüresel bir sorun olarak çalışan yoksulluğu literatürde tartışılmaya değer konuların başında gelmektedir. Özellikle çalışma hayatının içinde bulunduğu çıkmazlar düşünüldüğünde, bireyin elindeki tek imkan olan ücretlerin sosyal hayattan beklenilen yaşamı sunamıyor olması, üretimin son hızda ilerlerken tüketimin buna yetişemeyecek olması ile problem farklı bir boyut kazanmaktadır. Günümüz dünyasının olmazsa olmazı olarak ifade edilen tüketim çılgınlığının ise bireyi sonu borca çıkan yola sokacağında şüphe yoktur. Dolayısıyla birey tüketim çılgınlığı içerisinde ister istemez borçlanarak hayatına devam etmekte, yoksunluk yaşadığı noktada ise geri dönülemez yola girdiğini ancak fark etmektedir. Bu noktadan sonra bireyin çalışma hayatı içerisinde beklentileri değişmekte, özne olmaktan öte edilgen bir yapı içerisine sıkmaya başlamış olarak kendisini bulmaktadır. Böylece hem sistemi değiştiren hem de değişen sistem içerisinde sıkıntıların büyüğünü yaşayan çalışanlar kapitalizmin çarklılarına hizmet eder bir durumda kalmakta, sosyal alanda kendileri olamadığı gibi, çalışmaya olan bakışları da değişmektedir. Çalışmanın kendisine temel aldığı “çalışan yoksulluğu” olgusu çalışma hayatının son yıllarda üzerinde sıklıkla atıflar yaptığı birtakım sosyal ve ekonomik problemlerin başlangıç noktası olarak görülebilmektedir. Dolayısıyla bu sorunun çözümü de başta çalışma hayatının dönüşümüne olumlu katkılar yapacak ve bireyin daha insani şartlarda daha müreffeh bir hayat yaşamasına katkı sağlayacaktır. Çalışma bu anlamda çalışan yoksulluğunu, tüketim alışkanlıklarını ve borçlanmayı tartışarak bu olguların çalışma hayatına etkisini incelemektedir. Çalışma, nitel araştırma yöntemlerinden literatür taraması ile gerçekleştirilmiş ve çalışma hayatı ile ilgili verilerin kullanıldığı belge analizi yapılmış, verilerin incelenmesi noktasında ise içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Sonuç itibariyle ise tüketim alışkanlıklarının ve borçlanma biçimlerinin çalışanların yoksulluğu bağlamında etkisi ifade edilmiştir.Öğe 6 Şubat Depremleri Sonrasında Gerçekleşen İç Göç Hareketlerinin Analizi(2024) Düzenli, Furkan6 Şubat Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem sadece 11 ili değil Türkiye’nin tamamını ilgilendiren önemli sosyal bir hadise olarak tarihteki yerini aldı. Önemli iç göç hareketlerine neden olan depremin ardından yaşananlar, afet sosyolojisinin Türkçe literatürde neden daha fazla çalışılması gerektiğini hatırlattı. Ülkemizde uluslararası düzensiz göç çalışmalarının gölgesinde kalan iç göç hareketlerinin ülke içerisinde oluşturduğu hareketliliğin tetkik edilmeye muhtaç durumu, özellikle afet sosyolojisinin göç hareketleri ile birlikte incelenmesi gerekliliği ile birleşince bu çalışmanın üzerinden uzun yıllar geçse de kendisinden sonra gelen çalışmalara rehberlik edeceği gerçeğini ortaya koymaktadır. Çalışma, 6 Şubat Depremlerinin ardından Türkiye içerisinde yaşanan iç göç hareketlerini, afet sosyolojisi bağlamında ve sosyal politikalar ekseninde analiz etmeyi ve durum tespiti yapmayı, gelecekte yaşanması muhtemel benzer afet durumlarında da yapılması gerekenleri aktarmayı amaç edinmektedir. Sonuç itibariyle düşünüldüğünde ise; Türkiye’de deprem sonrası yaşanan iç göç hareketlerinin kısa sürede geri dönüşlere sebep olduğu fakat bu süreç içerisinde toplumun belleğinde önemli kırılmalara da neden olduğu görülmüştür.Öğe Curbing sex trafficking in Turkey: The policy-practice divide(Sage Publications Ltd, 2015) Coşkun, EmelBased on field research, this study examines to what extent Turkey's current policy on sex trafficking adheres to the UN Protocol in practice and discusses how prostitution and migration regimes inform and affect the policies and practices against sex trafficking in Turkey. For this study, data were collected using semi-structured interviews with 23 key informants, each representing different perspectives on sex trafficking in Turkey. The study found that the prostitution and migration regimes of Turkey render migrant women susceptible to gender violence, and weaken the identification and protection systems that may result in the re-victimization' of victims' of sex trafficking.Öğe Criminalisation and prostitution of migrant women in Turkey: A case study of Ugandan women(Pergamon-Elsevier Science Ltd, 2018) Coşkun, EmelBased on an empirical research, this paper explores Ugandan migrant women's experiences as cheap undocumented migrant workers in gendered segments of the labour market and in prostitution in Turkey. They often face labour exploitation, discrimination as well as sexual harassment. When these difficulties are combined with the pressure from home and paying off debt, some Ugandan women are even pushed to sell sex. This paper argues that migrant women's involvement mechanisms in prostitution involves varying degrees of lack of choice as a result of gendered migration processes, criminalisation, coercion, exploitation and agency.Öğe The "Consent" Issue in Sex Trafficking and Evidence from Turkey(Oxford Univ Press, 2016) Coşkun, EmelIn the light of feminist critiques, this paper examines how the United Nation's anti-trafficking protocol is materialized in Turkey with a focus on the issue of "consent" in determining victims of sex trafficking. Contrary to the Protocol, non-payment and forcible transportation become important criteria and create barriers in identifying a "victim" of sex trafficking. It is argued that Turkey's interpretation of the UN Protocol is rather narrow and this is mostly a result of Turkey's existing migration and prostitution regimes. Based on qualitative fieldwork, this paper intends to advance the knowledge in the field of sex trafficking using Turkey as a case study.Öğe Çokluk Ve Gerçeklik: Wıllıam James’in Monizm Eleştirisi Üzerine Deleuzecü Bir Okuma(2019) Öztürk, EmreGilles Deleuze ve William James, canlılığın, farkın, hayatın ve çokluğun düşünürleridir. Deleuze’ün eserleri, farklı odak noktaları üzerinde, Deleuze ve pragmatizm arasında çeşitli birliktelikler kurulabileceğini gösteren işaretlerle doludur. Özellikle de donuk, durağan, sıradanlaştırıcı, ebedi ve değişmez bir hakikat arayışı karşısında, “gerçekliğin farklılığı”nı deneyimleyen bir “çokluk” fikrinde, her iki felsefenin önemli ölçüde uzlaştığı görülür. Bu yazıda, Deleuze’un “çokluk” merkezli düşünce dünyası ile, James’in “anti-monist” imgelemi arasında bir mukayese sunulmaktadır. Öncelikle James’in “plastik” dünyası üzerinden gerçekliği kavrayış tarzı ele alınmakta, ardından çokluğu esas alan radikal empirizmi deneyimin farklılaştıran niteliğine dokunan yönleriyle tartışılmaktadır. Son olarak monizm eleştirisi üzerinden James’in çoklu ve akış halindeki dünya görüşünün monist (ve özellikle de Hegelci) dünya görüşü karşısındaki savunusu ele alınmaktadır. Her üç başlık, James’in Deleuze’e uzanan yönlerini öne çıkaran unsurlarıyla sergilenmektedir.Öğe Çocukların Din Ve Ahlak Eğitiminde Serbest Zaman Aktivitelerinin Rolü(2018) Kılıç, MetinDin hayatın bütününü kapsayan bir yaşam tarzı, hayat biçimidir. İnsanı yaratılış anından itibaren ele alan, çocukluğunu ve gençliğinden hayatının sonuna kadar, hatta ölümünden sonraki sonsuz hayatı da içerecek boyutta onunla bir ve beraber olan ayrılmaz bir parçadır. Türkiye’de din ve ahlak eğitimi genellikle anne-baba tarafından ya da ilgili kurumsal yapılar (camiler, kuran kursları, dini cemaatler vb.) tarafından verilmektedir. Bu tür geleneksel değer yargılarına göre şekillenen din eğitimini pekiştirmek için peyderpey ilgili kurumlardan faydalanılması söz konusudur.Bu çalışma farklı bir bakış açısıyla çeşitli dinsel, ahlaksal eğitimlerin yanında serbest zaman aktiviteleri (spor, yüzme, trekking, drama, sanatsal faaliyetler vb.) ile bilimsel faaliyetleri kapsayan bütünleşik bir yaz kursunun çocuklar üzerinde din ve ahlak eğitimine etkisini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde serbest zaman aktivitelerinin geleneksel yöntemlerden ziyade güzel ahlak, Kur’an ve din eğitimi üzerinde kalıcı etkiler bıraktığı söylenebilir.Öğe Türkiye’de Kağıtsız Göçmen Kadınlar ve Sosyal Hizmetler(2017) Coşkun, EmelBu yazı toplumsal cinsiyet perspektifinden kağıtsız göçmen kadınların ve sığınmacıların Türkiye'deki göç rejimi içindeki konumlarına odaklanmaktadır. Toplumsal cinsiyet kadın göçmenlerin sadece cinsiyete dayalı işgücü piyasasına katılım biçimlerini değil aynı zamanda gündelik yaşamlarında da belirleyici bir rol oynamaktadır, özellikle de kağıtsızlıkla birleştiğinde. Kağıtsız göçmen kadınlar ve sığınmacılar en güvencesiz işlerde çalışırken toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık, cinsel taciz gibi risklere maruz kalmaktadır. Mevcut literatüre dayanan bu yazı ile kağıtsız göçmen kadınların sosyal hizmetlere erişmelerinin önündeki yasal ve pratik engelleri ortaya koymak ve bu grup için sosyal hizmetlerin önemini vurgulanması amaçlanmaktadırÖğe Türkiye'nin göç rejiminde toplumsal cinsiyet faktörü: Ugandalı göçmen kadınlar örneği(2016) Coşkun, EmelYapılan çalışmalar toplumsal cinsiyetin göç süreçlerinde merkezi bir öneme sahip olduğunu ortayakoymaktadır. Türkiye’de de 1990'lardan itibaren toplumsal cinsiyetin etkili olduğu göç akımları önce eskiDoğu Bloku ülkelerinden gelen göçte daha sonra ise farklı ülkelerin katıldığı yeni göç akımlarındagörünürlük kazanmaktadır. Son dönemde özellikle Sahra-Altı Afrika ülkelerinden gelen göçmen kadınlartoplumsal cinsiyete özgü bu göç tipine örnek teşkil etmektedir. Bu çalışma da Sahra-Altı Afrikaülkelerinden gelen kadın grupları arasında en görünür gruplardan olan Ugandalı göçmen kadınlarıngöç deneyimlerine odaklanmaktadır. Ampirik bir araştırmanın verilerine dayanan bu makalede Ugandalıgöçmen kadınların hem göç kararında hem de göç sonrasındaki deneyimlerinin yüksek derecedetoplumsal cinsiyet rollerine duyarlı olduğu iddia edilmektedir. Ugandalı göçmen kadınlar özelliklekağıtsız konumları ve aileye para gönderme baskısı altında Türkiye’nin göç rejiminde kırılgan birkonumdadırlar. Nitekim işgücü piyasasında toplumsal cinsiyete dayalı işlerde istihdam edilen Ugandalıgöçmen kadınlar işyerlerinde sıklıkla emek sömürüsü, ayrımcılık, ırkçılık ve cinsel tacizlekarşılaşmaktadır. Bu zorluklar eve para gönderme ve borç ödeme baskısı birleştiğinde bazı Ugandalıgöçmen kadınları seks satmaya zorlanmaktadır.Öğe The Experıence Of Probatıon In Turkey: Crımınogenıc Needs And Expectatıons Of Probatıoners(2018) Ertan, Cihan; Timurturkan, Meral; Demez, Gönül; Kart, ElifeThis study presents the findings of the research conducted with 2560probationers in Turkey, Antalya between the date of September 2014 and April 2017.From the larger data of the research, this study aims to focus on the criminogenic needs,expectations from probation service of probationers as well as on the areas probationerswould like to improve themselves which is related to criminogenic needs. In addition,the study seeks to illuminate the relationship of these with some demographicalvariables. In the light of relevant analysis, the study both presents the general portrait ofprobation service and probationers in Turkey, Antalya; and suggests some politicalpriorities that may be helpful to improve the quality of probation in Turkey.Öğe Parçalanmış Aileye Mensup Lise Öğrencilerinin Sosyalleşmesinde Sporun Etkisi1(2018) Arslan, Ahmet; Kılıç, MetinSpor, hem bireysel hem de takım olarak yapıldığında bireylerin kişisel becerilerini ortaya çıkardığı gibi grup içi birlik, beraberlik ve dayanışmayı sağladığından, bireylerin sosyalleşmesinde önemli bir faktör olarak gösterilmektedir. Bu çalışma, dezavantajlı gruplar içerisinde yer alan parçalanmış aileye mensup lise çağı gençliğinin sosyalleşmesine sporun nasıl bir etkisinin olduğunu, spor yapmayan parçalanmış aileye mensup lise çağı gençliği ile karşılaştırarak ortaya koymayı amaçlamıştır. Nitel araştırma yöntemiyle Sakarya'nın Adapazarı ilçesinde eğitim-öğretim gören parçalanmış aileye mensup spor yapan ve yapmayan 28 (14 spor yapan, 14 spor yapmayan) lise öğrencisiyle görüşmeler yapılmıştır. Parçalanmış aileye mensup spor yapan ve spor yapmayan gençlerin serbest zaman pratiklerine etki eden unsurlar tespit edilmiş ve araştırma sonucunda: gençlerin sorumluluk alma, yalnızlıktan kurtulma, özgüven, etkin iletişim, statü ve prestij kazanmalarında sporun nasıl bir etkisi olduğu tespit edilmiştirÖğe Sovyet Toplumunda Sporun Rolü(2016) Kılıç, Metin; Aslan, MahirSporun son yüzyıllık serüveninde devlet hayatında ve ülke imajının oluşturulmasında önemli bir kurumsallık sergilediği göz ardı edilemez. Bireysel bir fenomen olarak sporun değerlendirilmesinden ziyade, toplumsal bir olgu olarak spor, sosyo-kültürel yapının şekillenmesinde etkilidir. Bu anlamda birçok modern toplumda, bu dönemde, spor kurumundan devlet politikası olarak istifade edebilmek hedeflenmiştir. Kuşkusuz bu süreçte Sovyet toplumlarında spora yüklenen sosyolojik anlam toplumsal değişim adına göz ardı edilmeyecek bir öneme sahiptir. Çalışmada Sovyet toplumunda spor kültürünün kitlesel olarak geliştirilmesinde ve uluslararası arenada var olmada, spora yüklenen anlam üç aşamada incelenmiş, Spartakiada ve Moskova Olimpiyatları sosyo-politik olarak çözümlenmeye çalışılmıştırÖğe Liminal alanlar olarak sınırlar: Türkiye-Gürcistan sınırında ekonomik yaşam ve etnik kimliklerin sınır deneyimleri(2014) Akyüz, LatifeSınır bölgeleri hem birbirinden dikenli teller, güvenlik noktaları, gözetleme kuleleriyle ayrılmış iki ayrı mekan, hem de çoğu zaman her iki yakada benzer yaşamları sürdüren insanların olduğu tek bir mekan gibidir. En az iki devletin kıyısında ortaya çıkan bu yapı, hem kendi kurallarına sahip, kendine özgü kurumları ve ilişki biçimlerini üreten hem de her iki devletin ekonomik ve politik karar ve kurallarından etkilenen arada kalmış bir durumdadır. Hem çok keskin çizgilerle, kurallarla belirlenmiş güçlü bir yapıdır hem de her an değişmeye, yeniden şekillenmeye açık belirsiz, netameli, değişken bir yapıdır. Bu yapı içerisinde kurulan ilişkiler, sınırları çizilmiş bir alanda sınır mekanında sınırsızlıkları zorlayan, belirsizlik ve değişkenliklerle baş etme yollarını bulan ve kendi kurallarını koyan dinamik bir yapı ortaya koymaktadır. Bu yazı da, Victor Turnerın liminalite kavramı ışığında sınırın liminalitesini, bu dinamik ve değişken yapısını Sarp sınır bölgesi örneğinde ve farklı etnik grupların sınır deneyimleri üzerinden tartışmaktadır.Öğe Dramaturjik Teori Ekseninde Spor(2015) Kılıç, MetinSomut bir toplumsal kuruma uyarlanabilmek amacıyla tasarlanan dramaturjik teori, belli bir alan içinde toplumsal yaşamın incelenebileceği bir sosyolojik bakış açısı ortaya koymuştur. Goffman'ın, mikro sosyolojinin ve ahlak felsefesinin sınırlarında şekillenen teorisi, yüz yüze etkileşim ile sosyal benliğin incelenmesi fırsatını verir. Bu bağlamda çalışmanın amacı dramaturjik teorinin sosyolojik bir kurum olan spora uyarlanmasıdır. Goffman'ın teorisinde kullandığı kavramların spor kurumuyla örtüşmesi (takım, sporcu, seyirci, performans) teoriyi spora uyarlamayı kolaylaştırırken, teorinin özünde var olan nezaket ve saygı kuralları spor ahlakının teori ekseninde ortaya konulmasında etkilidir. Teori, sporun doğasına aykırı olan sporda şiddet olgusunun temellerini bize göstermesi açısından da önemli bir boşluğu doldurmaktadır.Öğe Üniversite öğrencilerinin rekreasyon etkinliklerine katılımlarındaki sosyolojik etkenler ve yapısal kısıtlamalar(2013) Kılıç, Metin; Şener, GüldenRekreasyon etkinliklerine katılımın temelinde sosyo-kültürel etkenlerden söz edilmektedir. Bireylerin günümüz karmaşık toplum yapısı içerisinde kurumsal anlamda serbest zamanlarını değerlendirmeleri bir sorun haline gelmiştir. Bu nedenle gençlerin mevcut toplumsal yapıyla bütünleşmeleri için serbest zaman etkinliklerine katılmalarını sağlayacak alanlar yaratılması ve bu etkinliklere katılımların arttırılması için çalışmalar yapılmasının önemli olduğu düşünülmektedir. Bu araştırma 2012-2013 yılında Adıyaman Üniversitesi’nin farklı fakültelerinde eğitim ve öğretim gören öğrencilerine yapılmıştır. Örneklem, tesadüfi örneklem tekniğine göre, evreni temsil etme düzeyi kıstaslarına uygun olarak belirlenmiştir. 391 anket uygulaması yapılan araştırma açıklayıcı alan araştırmasıdır. Araştırma sonucunda üniversite öğrencilerinin kişilik yapısını etkileyen, sosyalleşme sürecinde etken olan serbest zamanlarını olumlu değerlendirme fırsatlarının yeteri kadar olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca üniversiteden beklentileri ile ilgili çarpıcı sonuçlar elde edilmiştir.