Düzce Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Dergisi Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 556
  • Öğe
    Benzetilmiş Tavlama Algoritması ile Fazör Ölçüm Birimlerinin Optimal Yerleşimi
    (2021) Şık, Emre; Tosun, Salih
    Gelişen teknoloji ve artan nüfus ile birlikte elektrik enerjisine olan ihtiyaç ve talep her geçen gün artmaktadır. Enerji talebindeki artış güç sistemlerini kararlılık sınırlarına yakın bölgelerde çalışmaya zorlamaktadır. Bu durum güç sistemlerinde gerilim kararsızlığı ve gerilim çökmesi gibi sonuçlar doğurmaktadır. Güç sistemlerinin kararlılık durumunun gerçek zamanlı olarak takip edilmesi kritik önem taşımaktadır. Bu sebeple güç sistemlerinin izlenebilirliği ve kontrolünü sağlayan sistemlere duyulan ihtiyaç da artmıştır. Fazör Ölçüm Birimi (FÖB) bu sistemlerden birisidir. FÖB’ler Global Positioning System (GPS) yardımıyla gerilim, akım ve faz açısının anlık olarak takip edilmesine imkan sağlamaktadır. Ancak maliyet kısıtı nedeniyle FÖB’ler iletim hatlarında tüm baralara yerleştirilememektedirler. Bu yüzden FÖB’leri şebekeye maksimum gözlenebilirliği sağlayacak optimal bir şekilde yerleştirmek önem arz etmektedir. Optimal yerleşim için literatürde pek çok yöntem kullanılmaktadır. Bu çalışmada Benzetilmiş Tavlama Algoritması kullanılarak Enterkonnekte güç sisteminin bir kısmı olan Trakya Güç Sistemi’ne optimal FÖB yerleşimi yapılmıştır. Benzetilmiş Tavlama Algoritması ile elde edilen sonuçlar, Power System Analysis Toolbox (PSAT) programı ile FÖB yerleşim algoritmalarından çıkan sonuçlarla karşılaştırılmıştır. Bu çalışma ile sistemin tamamını anlık olarak takip edebilmek için kullanılan FÖB’lerin, Trakya Güç Sistemi’nde hangi baralara yerleştirilmesi gerektiği tespit edilmiş ve optimal yerleşim gerçekleştirilmiştir.
  • Öğe
    Operating Room Scheduling by Using Hybrid Genetic Algorithm
    (2022) Biroğul, Serdar; Timuçin, Tunahan
    Hospitals are among the most important institutions of today. For hospitals, efficient use of operating rooms is of great importance. Efficient use of operating rooms is a problem that needs to be solved. The operating room scheduling problem is a very complex problem with large number of constraints. This type of problem called as NP-Hard type problem. NP-Hard type problems do not consist of polynomial values. Therefore, the solution of these problems is very complex and difficult. Solutions consisting of polynomial values can be solved effectively with existing mathematical methods. However, more effective algorithms were needed to solve NP-hard type problems. As a result of the studies, many heuristic, meta-heuristic algorithms such as Genetic Algorithm, Particle Swarm Optimization, Simulated Annealing, Taboo Search Algorithm have been developed to solve the complexity of NP-Hard problems. In this article, the operating room scheduling problem solved with a hybrid genetic algorithm. In this solution, it shows how the algorithm affects the solution area in the changes in the number of surgeons, operating rooms and operating room reservations, which are among the operating room parameters. In the developed software, C# programming language has been preferred in order to provide comfortable use of the end user.
  • Öğe
    Yüksek Fırın Cürufu İkameli Çimentoların Yapısal ve Mekanik Özelliklerinin Araştırılması
    (2022) Koçak, Yılmaz; Şahin, Yusuf İslam
    Gerek doğal gerekse yapay puzolanik malzemeler çimento ve beton teknolojisinde yoğun olarak kullanılmaktadır. Özellikle yapay puzolanların kullanımının atık değerlemesi, çevre kirliliğinin azaltılması, enerji kaynaklarının korunması, dayanım ve dayanıklılığa katkısı nedeniyle giderek yaygınlaştığı görülmektedir. Bu amaçla yapılan çalışmanın ilk aşamasında Portland çimento ve yüksek fırın cürufunun fiziksel, kimyasal, mineralojik, termal özellikleri ve bağ yapıları gibi yapısal özellikleri belirlenmiştir. İkinci aşamada yüksek fırın cürufu ağırlıkça %0, %5, %10, %15 ve %20 oranlarında Portland çimento yerine ikame edilerek 5 tipte çimento elde edilmiştir. Üçüncü aşamada ise bu çimentolarla üretilen çimento hamur ve harç örnekleri üzerinde su ihtiyacı, genleşmesi, priz süresi ve basınç dayanımı değerleri belirlenmiştir. Sonuç olarak yapılan deneyler neticesinde elde edilen veriler, Portland çimento ve yüksek fırın cürufunun fiziksel, kimyasal, mineralojik özellikleri ile bağ yapılarına göre su ihtiyacında, priz sürelerinde ve basınç dayanımlarında farklılıklar olduğunu göstermiştir. Nihayetinde endüstriyel bir atık olan yüksek fırın cürufunun çimento ve beton teknolojisinde kullanılmasıyla ekonomik ve ekolojik yarar sağlanabileceği düşünülmektedir.
  • Öğe
    Alüminyum 6061-T651 Alaşımının Kaplamalı Kesici Uçlarla Frezelenmesinde Kesici Takım Aşınmasının Optimizasyonu
    (2022) Bektaş, Berat Serhat; Samtaş, Gürcan
    Bu çalışmada 80x80x30 mm ebatlarında alüminyum 6061-T651 alaşımına yüzey frezeleme işlemleri gerçekleştirilerek kesme parametrelerinin kesici takım aşınması üzerine etkileri araştırılmıştır. Yüzey frezeleme işlemi için; üç farklı kaplamaya sahip kesici uç (CVD tekniği ile TiN-TiCN-Al2O3 kaplanmış, PVD tekniği ile TiALN-NANO kaplanmış ve PVD tekniği ile ALTiN kaplanmış) üç farklı kesme hızı (250, 350 ve 450 m/dak) ve üç farklı ilerleme oranı (0.15, 0.30 ve 0.45 mm/diş) kullanılmıştır. Deneyler kuru şartlarda yürütülüp kesme derinliği 0.5 mm olarak tüm deneylerde sabit tutulmuştur. Deneysel tasarım ve optimizasyon için Taguchi metodu kullanılmış, Taguchi L9 (33) ortogonal dizisi seçilerek 9 deney yürütülmüştür. Her bir deney sonrası takım yan yüzey aşınmaları ölçülmüştür. Deneyler sonunda elde edilen değerler optimize edilmiş, varyans analizi (ANOVA), üç boyutlu grafikler ve regresyon metodu kullanılarak değerlendirilmiştir. Deneyler sonrası en düşük takım aşınması için kesme parametreleri, Taguchi metoduyla başarılı bir şekilde optimize edilmiştir. Taguchi analizi sonucu minimum aşınma değeri için elde edilen optimum kesme şartları; TiN-TiCN-Al2O3 kaplamalı kesici uç, 450 m/dak kesme hızı ve 0.30 mm/diş ilerleme oranı olarak bulunmuştur.
  • Öğe
    Structural and Thermal Analyses of F Class Gas Turbine Compressor Blade
    (2022) Gerengi, Mustafa; Polat, Fikret
    Gas turbines are used extensively for aircraft propulsion, land-based power generation, and industrial applications. They are consist of many parts. One of the important parts is the blade and disc. Blade and disc are individual components that make up the compressor section. That is why all effects on these components directly affect the unit itself. For that reason engineering calculations on such critical parts are important. Some power plants and gas turbines failed regarding wrong engineering calculations. One of them happened two years ago on GE (General Electric) 9FB gas turbine in Turkey. Some turbine blades have broken and created high-cost damage on the unit. Some engineering calculations have been failed regarding side running conditions. For that reason, this study has been performed to protect and verify the engineering value of AEN 94.3A F-type gas turbine side running conditions. In this study, the structural and thermal analysis of the final stage compressor rotor blade and disc, which are currently used on-site, was performed by using the ANSYS program. Initially, basic knowledge of blade and disc design drawings were reviewed and design steps of the existing 3D (Three dimensions) blade and disc configuration were described. For that reason, a 3D model of the existing compressor blade and the disc has been done in the SolidWorks design program. Later on, this model was transferred to the ANSYS program and analyzed. In the analysis, the parameters formed in the blade geometry were determined. By creating a design geometry with the selected parameters, the stress of the existing blade under operating conditions was examined. All external parameters in this study were taken from an F-type gas turbine operation under real field conditions. The stresses obtained from different regions on the blade were examined. After the thermal and structural analysis, obtained results have been compared with side engineering measurements. By comparison, it was observed and verified that the unit normal side running condition is safe and engineering calculations are sufficient. In this study before starting the analysis, general information about gas turbines has been presented. Gas turbines have been briefly introduced and then, the basic operation principles of turbines have been explained. As it is known, gas turbines are shaped based on thermodynamic principles. In this study, engineering thermodynamics in gas turbines is briefly explained as well.
  • Öğe
    İstanbul'da Sivrisinek Türleri ile İnvaziv Aedes Türlerinin Tespiti ve Bulunma Oranları
    (2021) Ede, Ali Rıza; Öztemiz, Sevcan
    Çalışmada İstanbul’un 27 ilçesinde (Avrupa yakasında Arnavutköy, Avcılar, Başakşehir, Beşiktaş, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Çatalca, Esenler, Esenyurt, Eyüpsultan, Gaziosmanpaşa, Kağıthane, Küçükçekmece, Sarıyer, Silivri, Sultangazi, Anadolu yakasında Ataşehir, Beykoz, Kartal, Maltepe, Pendik, Sancaktepe, Sultanbeyli, Şile, Tuzla, Ümraniye, Üsküdar) sivrisinek türleri ile invaziv Aedes türleri (Diptera: Culicidae)’nin bulunma oranlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma, sivrisinek üreme kaynaklarından dipper aracılığıyla toplanan larva ve pupalardan elde edilen dişiler ile ışık tuzaklarından elde edilen dişilerin tespiti ile yapılmış olup 2019 ve 2020 yıllarında yürütülmüştür. Çalışmada 4 cinse ait 13 sivrisinek türü belirlenmiştir. Toplam 247 üreme kaynağında bulunan sivrisinek türleri ve bulunma oranları, Culex pipiens L. %45.4,Aedes albopictus (Skuse) %20, Aedes cretinus (Edwards) %9, Anopheles maculipennis kompleks (Anopheles sacharovi hariç) %5.2 Culex territians %4, Anopheles claviger (Meigen) %2.8 Aedes vexans (Meigen) %2.4, Culex theileri Theobald %2.4, Culiseta annulata (Schrank)%2, Culex hortensis Ficalbi%1.6, Culex modestus Ficalbi%1.6, Culex torrentium Martini%2.4, Culiseta longiareolata (Macquart)%1.2, Culex sp. (Diptera: Culicidae) olarak tespit edilmiştir. İstilacı tür olarak, Aedes albopictus(Skuse) ve Aedes cretinus(Edwards) saptanmıştır. Vektörlük potansiyelleri dikkate alındığında Ülkemizde yaygın hale gelen Aedes türleri ile mücadele programı oluşturulmalıdır.
  • Öğe
    SSLChain: Blokzincir Yöntemiyle Sunucu-İstemci Arası Güvenli Web Haberleşmesi
    (2021) Kara, Resul; Onar, Durdu Özden
    Blokzincir teknolojisi adını bitcoin ile duyurmuş olsa da yapabilecekleri sadece kripto para ile sınırlı kalmayıp birçok teknolojide kullanılabilir. Blokzinciri, sürekli büyüyen bir veri yapısı olup dağıtık bir mimariye sahiptir. İşlemler değiştirilemez, yapılan işlemleri ve bir önceki bloğun adresi bloklara yazılır. Blokzinciri merkezi bir sistem olmayıp ağa katılan tüm katılımcıların zincirde bir halka olarak yer almasını sağlar. Bu çalışmada; günümüzde web sayfalarında istemci ve sunucu arasında iletişim kurmada kullanılan SSL/TLS işlevini yerine getirecek yeni bir yöntem olan blokzincir kullanılarak güvenli bağlantı önerilmiştir. Sunucu-istemci arasındaki anahtar paylaşımının yönetilmesinde blokzincirinin görev alacağı şekilde tasarım yapılmıştır. Bu durumda zincire yeni bir halka dahil edilerek güvenliğin artırılması kolaylaşmaktadır.
  • Öğe
    Batman/Beşiri Çemialo Sırtı'nda Arkeobotanik Çalışmalar
    (2021) Çakır, Ernaz Altundağ; Kutlu, Leman
    Bu çalışmada Batman ili Beşiri ilçesi Çemialo Sırtı mevkisinde 2013-2015 yılları arasında yapılan arkeolojik kazılar sonucunda MÖ 1. bin ile 2. binlere tarihlendirilen tabakalardan elde edilen arkeobotanik bulgular değerlendirilmiştir. MÖ 1. bin yıla tarihlendirilen örneklerin büyük çoğunluğu iki ayrı küp mezardan elde edilmiştir. Bu küp mezarlarda büyük çoğunluğu Fabaceae familyasına ait çok sayıda karbonlaşmış tohum bulunmuştur. MÖ 2. bin yıl örneklerinden elde edilen arkeobotanik kalıntılar ise büyük oranda mekan içi olarak tanımlanmış alanlardandır. Mekanlarda çanak çömleklerin çok sayıda bulunduğu alanlardan alınan toprak örneklerinden farklı bitkilere ait karbonlaşmış tohum elde edilmiştir. Bu mekanların yoğun tohum içermesi sebebiyle gıda depolama alanları oldukları düşünülmektedir. Arkeobotanik malzeme dönem açısından değerlendirildiğinde MÖ 1. bin ve MÖ 2. bin yıl bulguları arasında büyük bir değişiklik görülmemekle birlikte MÖ 2. bin yıl örneklerinde Hordeum vulgare L. tohumunun sayısı MÖ 1. bin yıl örneklerindekilere oranla daha yüksektir. Her iki dönemde de en fazla Lens culinaris Medik. tohumu ele geçmiştir. Fabaceae familyasına ait diğer tohumlar: Lathyrus sativus L., Pisum sativum L., Cicer arietinum L. ve Vicia ervilia (L.) Willd.’dır. Poaceae familyasından ise Triticum aestivum L. ve Triticum dicoccon (Schrank) Schübl. tohumları teşhis edilmiştir.
  • Öğe
    Farklı Sınıflandırma Algoritmaları ve Metin Temsil Yöntemlerinin Duygu Analizinde Performans Karşılaştırılması
    (2021) Öğe, Batuhan Cem; Kayaalp, Fatih
    Son yıllarda internete erişim imkanlarının artması ve kullanıcılardaki akıllı telefon kullanımının yaygınlaşması sebebiyle sosyal medya olarak adlandırılan ve insanların çeşitli konulardaki fikirlerini paylaştığı servisler çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Sosyal medya verilerinin analiz edilmesiyle insanların farklı konulardaki duygularına dair anlamlı çıkarımlarda bulunulması anlamına gelen ve temelde bir sınıflandırma işlemi olan Duygu Analizi çalışmaları son yıllarda öne çıkan çalışma alanlarından biridir. Bu çalışmada, Python programlama dili içindeki kütüphaneler kullanılarak Naive Bayes (NB), Logistic Regression (LR), Support Vector Machine (SVM), Decision Tree (DT), Random Forest (RF) ve Artificial Neural Network (ANN) gibi 6 adet sınıflandırma algoritmasının Duygu Analizi kapsamında, performans karşılaştırması yapılmıştır. Veri seti olarak, açık kaynaklı, IMDB sitesinde yer alan etiketli kullanıcı yorumları kullanılmıştır. Doğal Dil İşleme yöntemleri kullanılarak temizlenen veri setinin sayısal olarak temsil edilebilmesi için Bag of Words (BoW), TF-IDF, FastText ve Word2Vec metin temsil yöntemleri kullanılmıştır. Veri setinin eğitimi ve test edilmesi aşamasında k=5 olacak şekilde k-fold cross validation yöntemi kullanılmıştır. 6 farklı sınıflandırma yöntemi için elde edilen sonuçlar accuracy, precision, recall ve f1 score hesaplanarak ayrıntılı bir karşılaştırma yapılmış ve sonuçlar kaydedilmiştir. En yüksek accuracy değerleri olarak LR ve SVM sırasıyla BOW’da %86, TF-IDF’te %87, word2Vec’de %87 ve FastText’te %83 seviyelerinde benzer sonuçlar vermiştir.
  • Öğe
    Yürünebilirliğin Nitel ve Nicel Veriler Üzerinden Ölçülmesi; Düzce Örneği
    (2021) Mıhçı, Zeynep; Kaya, Ayşegül Tanrıverdi
    Yürümek bireylerin günlük hayatlarında sıklıkla yaptıkları kolay ve kullanışlı bir ulaşım çeşididir. Aynı zamanda sağlıklı bir aktivite olan yürüme, bireyler arasındaki etkileşimi arttırmakla kalmayıp, kent kullanıcılarının ekonomik olarak kalkınmasını, sosyalleşmesini sağlarken, kent ile kentli arasında bağ oluşmasına da yardımcı olmaktadır. Dolayısıyla yürünebilirlik mekânda yaşam kalitesi ve yaşanabilirlik ile bağdaştırılan fiziki bir ölçüt olarak kabul edilmektedir. Yürünebilirlik kavramı, fiziki mekânlarda ölçülebilir bir kavramdır. Toplumsal mekânı yürünebilirlik açısından değerlendirmek için niteliksel ve niceliksel olmak üzere kentsel tasarım ölçütleri bulunmaktadır. Bu araştırma yürünebilirlik olgusunu nitel ve nicel veriler üzerinden ölçmeyi hedeflemektedir. Düzce ili Spor Sokak ve Gaziantep Caddesi çalışma alanı olarak seçilmiştir. Çalışmada nitel verileri elde etmek ve mekânsal algının ölçülmesi için anket yöntemi, nicel verileri elde etmek için ise, kaynak tarama, gözlem, fotoğraflama, GIS gibi yöntemler kullanılmıştır. Ankette katılımcıların sosyo-demografik yapı analizi yapıldıktan sonra mekâna yönelik algılarını ölçmek adına canlılık, çeşitlilik, kimlik, anlaşılabilirlik, güvenlik, konfor ve bağlantılılık ile ilgili sorular sorulmuştur. Mekansal analizler için ArcGIS (10.7) programı kullanılmıştır. Toplanan veriler sokak ölçeğinde yürünebilirlik ile ilişkilendirilmiştir. Kentsel mekân olan sokakların her yaş, cinsiyet ve sosyo-kültürel gruptan insanlara hitap edecek şekilde tasarlanmasının yürünebilirliği artıran önemli bir etmen olduğu, çeşitlilik ve ulaşılabilir olma özellikleri ile de desteklenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Tasarım kararları alınmadan önce bu gibi sosyal analizlerin yapılmasının önemli olduğu görülmektedir. Bu çalışmanın bölgede yapılması planlanan kentsel tasarım projelerine bir altlık olabileceği düşünülmektedir.
  • Öğe
    Some of Wood Properties of Narrow Leaved Ash (Fraxinus angustifolia Vahl.) From Natural and Plantation Stands in Turkey
    (2020) Erdin, Nurgün; Hızal, Kamile Tırak
    Ash wood is very important for forest products industry. Because of its fast growing property it was planting forsevereal years. Wood quality may change with several factors which one of the important factor is site conditions.The aim of this study was to investigate the anatomical, physical properties and compression strength paralell tograin of natural and planted narrow leaved ash (Fraxinus angustifolia Vahl.) wood at different sites in Turkey. Itwas shown that there was a significant difference between natural and planted trees and between regions for allwood properties. Planted trees had higher density which had thicker double fiber cell wall, lower earlywood vesselfrequency, higher and/or similar ray width, shorter earlywood vessels, lower multiseriate ray high number andlength. The maximum oven-dry densities were 0.773 gr.cm-3in Sinop and 0.719 gr.cm-3in Adapazarı for plantedtrees. Higher shrinkage values were observed in denser planted trees. Planted trees exhibited higher compressionstrength parallel to grain (53.32 N.mm-2in Adapazarı and 55.32 N.mm-2in Sinop) than natural trees (51.02 N.mm2in Adapazarı and 50.05 N.mm- 2in Sinop). As a result; planted NLA wood showed better wood properties exceptshrinkage values.
  • Öğe
    Yapıştırıcı Birleştirmelerde Bağlantı Mukavemetini Etkileyen Faktörler: Yüzey Morfolojisi ve Yüzey Enerjisi
    (2021) Yıldız, Salih; Gürsel, Ali
    İmalat sektöründe birleştirme teknolojilerinin önemi artarak devam etmektedir. Birleştirme teknolojileri yarı mamül ürün birleştirmelerinden kompleks yapılar ve kompozit malzeme üretimleri, eklemeli imalat teknolojilerine kadar her alanda kullanılmaktadır. Bu kapsamda, yapıştırıcılar vasıtasıyla yapılan birleştirme teknolojileri farklı cins malzemelerin birleştirmelerine olanak sağladığı gibi, birleştirilecek malzemelerde deformasyona sebep olmadığından büyük avantajlar sağlamaktadır. Yüksek mukavemekli yapıştırıcı uygulamalarında en önemli işlem yüzey hazırlama süreçleridir. Yapışma mekanizmalarında da en yaygın kabul gören ve ispatlanmış teori mekanik kilitlenmedir. Yüzey hazırlama süreçlerinde, malzemelerin optimum yüzey pürüzlülüğüne sahip olmaları durumunda, bağlantılardan istenen mukavemet değerleri elde edilebilir. Yapıştırıcı bağlantılarda birleştirilecek malzemelerin yüzey enerjisi, hem yapıştırıcı reçineyi absorbe etme, hem de yapıştırıcıyla bağ oluşturma bakımından büyük önem taşır. Yüzey hazırlamada uygun yüzey morflojisi ile birlikte yüzey enerjisini arttırıcı işlemler göz gönünde bulundurulmalı ve uygulanmalıdır.
  • Öğe
    Dağınık Planlı Kent Dışı Genç Üniversite Yerleşkelerinde Büyüme ve Gelişme: Düzce Üniversitesi Konuralp Yerleşkesi Örneği
    (2022) Gökce, Duygu; Güneş, Zelihan
    Üniversiteler, mekânsal ve fonksiyonel açıdan farklı düzenlemeler göstererek kent içi ve kent dışı yerleşkeler olarak kurulabilirler. Son yıllarda yapılan bütçe planlamaları, çeşitli sosyal, kültürel, politik ve ekonomik nedenlerden dolayı ülkemizde talep edilen bir düzenleme de, kent dışı dağınık tip üniversite yerleşke modelleridir. Bu tip yerleşkeler, ayrık yapılaşma nedeniyle, uzun yaya ve araç yollarına bağımlı bir şekilde gelişimlerine devam ederler. Dahası, üniversiteler özerk planlama süreci ve yapılaşmaları gereği, çevrede hâkim olan tipolojik ve morfolojik yapılaşmaya uyum arayışında değillerdir. Bu durum bir yandan tasarım esnekliği açısından bir avantaj yaratırken, diğer yandan da, yerleşke planlaması tasarım sürecinin yönetimini önemli hale getirir. Fakat bu yönde yapılan uygulamalarda tasarımı yönlendirici metodolojik çalışmalar kısıtlı kalmaktadır. Bu çalışmanın amacı da morfolojik bir yaklaşım üzerinden, kampüs gelişim süreçlerini incelemek ve ilgili tasarımı yönlendirici öneriler geliştirmektir. Çalışmanın örneklem alanı olarak, daha önce benzer bir çalışmanın yapılmadığı ve mekânsal açıdan kurulduğu 2006 yılından bu yana birçok değişiklik yaşamış kent dışı dağınık tip Düzce Üniversitesi Konuralp Yerleşkesi seçilmiştir. Analizlerde, mekânsal dönüşümlerin kampüs yaşamına etkileri vurgulanmış, ağırlıklı olarak planlamanın insan hareketlerine, mekânsal ilişkilere, yaya ve araç yollarına etkisi üzerinde durulmuştur. En belirgin etkinin, yerleşke girişlerinin yeniden planlanması neticesinde değişen konfigürasyon kurgusu sonucu ciddi değişimler gösteren sosyal kullanım örüntüleri üzerine olduğu tespit edilmiştir. Değişen ulaşım ağı ile birlikte yapı ve açık alan kullanımları da değişiklik göstermiştir. Çalışma, özellikle genç üniversite yerleşkelerinin planlama ve gelişim süreçlerinde literatürde sıklıkla bahsedilen avantaj ve dezavantajlarını da doğrular niteliktedir. Kampüs değişim sürecinin incelenmesi neticesinde verilen önerilerin de gelecek yıllarda yapılacak kampüs gelişimi süreçlerinde, başta Düzce Üniversitesi olmak üzere, dağınık planlı gelişmekte olan üniversite kampüsleri için yönlendirici olacağı düşünülmektedir.
  • Öğe
    Orman Mühendisliği Meslek Alanında Yayımlanan Orman Mühendisliği ve Yeşil Dünya Dergilerinin İncelenmesi
    (2021) Bulut, Ayşe Tuğçe; Gültekin, Yaşar Selman
    Bu çalışmanın amacı, Orman Mühendisleri Odası (OMO) tarafından yayımlanan ve orman mühendisliği mesleği ile ilgili olan Orman Mühendisliği ve Yeşil Dünya dergilerinin 1962-2020 yılları arasındaki sayılarının içerik olarak hangi konularda odaklandığını ortaya koymaktır. 2005-2020 yıllarının içerik analizinde ise ayrıca MAXQDA 2020 programından yararlanılmıştır. Çalışma kapsamında ele alınan 467 adet sayıda yayımlanan başlıca konular sistematik bir şekilde incelenerek içeriklerinde hangi konulara değinildiğinin ve konular arasındaki ilişkilerin değerlendirmesinde içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Çalışma bulguları toplamda 5245 adet konudan bahsedildiğini ve bu konuların orman mühendisliğinin alt bilim dallarıyla ilişkili olanlarının sayısının 2008, Odadan haberler-Kongreler ve Genel konularının sayısının ise 3237 olduğunu göstermektedir. Yapılan içerik analizine göre, 2005-2020 yılları arasında en çok kullanılan kelimelerin orman, mühendis, ağaç, ormancılık, toprak, tür, doğa, kanun, yangın ve mühendislik olduğu belirlenmiştir. Çalışma sonucunda Orman Mühendisliği ve Yeşil Dünya dergilerinin içerikleri ve ele alınan konular hakkında değerlendirmeler yapılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, dergilerde en çok OMO’nun faaliyetlerine yer verildiği görülmüştür. Yapılan içerik analizinde ise, orman mühendisi, orman yangını, orman alanı, orman ekosistemi, tohum bahçeleri vb. dikkat çekici kelime kombinasyonlarının olduğu anlaşılmıştır. OMO’nun dergilerde oda faaliyetlerini daha sade ele alarak ormancılık alanında daha fazla bilgi ve sorunlara yer vermesi önerilmektedir.
  • Öğe
    Bibliometric Analysis of The Last 40 Years of Chest Journal
    (2021) Kurutkan, Mehmet Nurullah; Gülhan, Pınar Yıldız
    Chest Journal, which began to be scanned in the Web of Science in 1980, is one of the leading journals in the field of Critical Care Medicine and Respiratory System (quartile 1). In this study, the research trends of the publications in the Chest Journal were examined using three different bibliometric analysis programs (Bibliometrix, VOSviewer, and CiteSpace) in the period between 1980-2019. Along with the main statistics, keyword co-occurrence network map, density document co-citation, time map, and burst (references) analysis were performed. According to the results of the analysis, the research trends of Chest Journal were subject to discussion. The countries with the most publications are America, Canada, the United Kingdom, France, and Japan. According to the Co-Occurrence network map analysis, Chest journal's publications consist of clusters of cellular structures, thoracic oncology, chest infection, pulmonary and cardiovascular, sleep and pulmonary function test, and obstructive lung diseases. The studies in the "COPD / Formoterol Metered Dose inhaler" and "Patients / VTE disease chest guideline" clusters were found to be the most recent studies. This article has the potential to provide a valuable reference for scientists to understand Chest Journal's research trends and to grasp current issues in the field.
  • Öğe
    Özel Sektör Çalışanlarında İş Kazası ve Meslek Hastalıklarında Maliyet Analizi: Düzce İli Örneği
    (2021) Gedik, Tarık; Görgün, Harun
    İşyerinde gerek çalışan gerekse de işveren tarafından iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınamaması nedeniyle iş kazaları meydana gelmektedir. Mesleki risklere maruziyet sonucu ortaya çıkan hastalıkların sonucu olarak da meslek hastalığı tanımı yapılmaktadır. Bu çalışma ile iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle Düzce ili Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) hastanelerinden yararlanan özel sektör çalışanlarının çalışanlara, işverenlere, kamu hastanelerine ve topluma maliyetleri hesaplanmıştır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda Düzce kamu hastaneler birliği hastanelerine iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle müracaat edenlerin sayısının yıllar itibarıyla artış gösterdiği belirlenmiştir. İş kazası nedeniyle ağırlıklı olarak 21-25 yaş grubundan, meslek hastalığı nedeniyle de ağırlıklı olarak 36 yaş ve üzeri çalışanların olduğu belirlenmiştir. İş kazası nedeniyle hastanelere müracaat eden hastaların ortalama 8 dakika 14 saniyede muayene oldukları hesaplanmıştır. Yapılan hesaplamalar sonucunda hastaların ortalama 29 dakika 50 saniye poliklinikte tedavi gördükleri ve ortalama 38 dakika 2 saniye de hastanede kaldıkları belirlenmiştir. 2010-2014 yılları arasında Düzce kamu hastaneler birliğine iş kazası ile müracaat eden hastaların büyük çoğunluğunun el ya da kol yaralanmalarından ve ayak ya da bacak yaralanmalarından kaynaklı şikâyetle müracaat ettikleri belirlenmiştir. Yapılan değerlendirmeler sonucunda iş kazası nedeniyle hastalara ortalama 4 gün rapor düzenlendiği belirlenmiştir. 2010-2014 yılları arasında iş kazasından kaynaklı olarak yıllara bağlı ortalama toplam maliyetler minimum 339,10 TL, maksimum da 447,72 TL olarak hesaplanmıştır.
  • Öğe
    Antifungal Activity of Soil Streptomyces Isolates Against Cryptococcus neoformans
    (2021) Dülger, Başaran; Dülger, Görkem
    In this study, 26.5% of 128 different isolates of Streptomyces recovered from soils in Duzce province, Turkey showed antifungal activity against Cryptococcus neoformans ATCC 90112. Considering the diameter of the inhibition zone formed on the agar plate, isolates were divided into four sections: section 1 (5-10 mm, slightlyactive); section 2 (11-15 mm, moderately-active), section 3 (16-25 mm, highly-active) and section 4 (26-35 mm, ultra-active). It is determined that 3 isolates in section 4 may be a source of novel antibiotic against Cryptococcosis.
  • Öğe
    Teucrium chamaedrys subsp. chamaedrys Bitkisinin in vitro Antimikrobiyal Aktivitesi ve Etanol Ekstrakt Kompozisyonunun Gaz Kromatografisi/Kütle Spektrometresi ile Belirlenmesi
    (2022) Çetin, Kaan; Dülger, Başaran
    Bu çalışmada, Düzce ilinden toplanan Lamiaceae familyasına ait Teucrium chamaedrys L. subsp. chamaedrys L. bitkisinden elde edilen etanol, etil asetat ve kloroform ekstraktları Escherichia coli, Streptococcus pyogenes, Proteus vulgaris, Klebsiella pneumoniae, Staphylococcus aureus, Pseudomonas aeruginosa, Enterococcus faecalis, Salmonella typhimurium, Bacillus cereus ve Bacillus subtilis gibi bakteri kültürlerine ve Candida albicans, Candida tropicalis, Kluyveromyces marxianus, Cryptococcus neoformans ve Debaryomyces hansenii gibi maya kültürleri kullanılarak antimikrobiyal aktivitelerini incelemek amacıyla disk difüzyon metoduyla araştırılmıştır. Teucrium chamaedrys L. subsp. chamaedrys L. bitkisinin en yüksek antibakteriyal aktivitesi etanol ekstratında S.aureus (14mm) bakterisine karşı belirlenmiştir. En etkili antifungal etki ise yine etanol ekstraktında K. marxianus (17mm) maya türüne karşı gözlemlenmiştir. Etanolün, bitki bileşiklerinin ekstraksiyon işlemlerinde diğer çözücülere göre daha etkili olduğu belirlenmiştir. Buna ilaveten bitkinin kimyasal karakterizasyonu Gaz Kromatografisi Kütle Spektroskopisi (GC/MS) tekniği ile araştırılmıştır. Elde ettiğimiz bulgular bitkinin mikrobiyal enfeksiyonlara karşı halk arasında ilaç olarak kullanımının uygunluğunu destekler niteliktedir.
  • Öğe
    Pasif Milimetre Dalga Görüntüleme Sistemi için Radyometrik Alıcının Parabolik Yansıtıcı Antendeki Doğru Konumunun Belirlenmesi
    (2020) Salman, Alp Oral; Duman, Mehmet
    Savunma ve navigasyon gibi alanlarda, optik ve kızılötesi görüntüleme sistemlerinin sağlıklı çalışamadığı sis,yağmur ve toz gibi görüşü engelleyen çeşitli hava olaylarında, ortamı görüntülemek için, tamamlayıcı sensörolarak Pasif MiliMetre Dalga Görüntüleme Sistemi (PMMDGS) kullanılabilir. Sistem; radyometrik a lıcınınparabolik yansıtıcı anteninin odak noktasında bulunduğu ve bu antenin iki eksende (azimut ve kalkış) çalışan birkonumlandırıcı tarafından taranmasıyla görüntülemenin yapıldığı bir teknolojiye sahiptir. Bir PMMDGS’degörüntülenen ortamdan gelen sinyalin oldukça zayıf olmasından dolayı hem iyi bir kuvvetlendirmenin yapılmasıhem de alıcıdan optimal sinyalin elde edilebilmesi için radyometrik alıcının parabolik yansıtıcı antenin odaknoktasına doğru konumunda yerleştirilmesi büyük bir önem arz etmektedir. Bu çalışmada; PMMDGS’nin anteni,gökyüzü gibi sabit bir görüntüleme noktasına yönlendirilmiş iken radyometrik alıcı, parabolik yansıtıcı antendenbelli mesafelerde kaydırılmış ve optimal sinyalin elde edildiği konum bulunmuştur. Sonuçlar, algılamanınradyometrik alıcıya bağlı olan horn antenin açıklık ucundan değil, bağlantı kısmına yakın bir noktadan olduğunugöstermiştir.
  • Öğe
    Encryption and Decryption of the Data by Using the Terms of the Lucas Series
    (2021) Duman, Mehmet; Duman, Merve Güney
    The sequence, whose initial condition is 2 and 1, obtained by summing the two terms preceding it, is called the Lucas sequence. The terms of this series continue as 2, 1, 3, 4, 7, 11, 18, 29, ... respectively. The features of the Lucas sequence have been studied in many projects in the literature and many studies have been done on Lucas series in applied sciences. Cryptology is the science that deals with encrypting data, transferring it securely from one point to another, and converting the encrypted data to the previous one. It includes cryptography and cryptoanalysis. Different encryption-decryption methods have been developed to ensure the security of the data from the past to the present. Some of these are Caesar, Affine, Vigenere and RSA. There are two types of encryption systems in cryptology. The first one is symmetric (secret key) encryption and the another one is asymmetric (public key) encryption. In this study; using the features of the Lucas sequence, studies on cryptology, which deals with the correct encryption, transfer and decryption of data, have been carried out and an example of cryptology algorithm has been given. With Lucas cipher, the letters in the alphabet and the space character are each mapped to the terms of the Lucas sequence. Later, starting from the first term of the Lucas sequence, the encryption was strengthened by adding Lucas terms. As a result, the text to be encrypted has been turned into a symbolic representation of the numbers. Then, the necessary information for deciphering the text which is encrypted with numbers is given.