Yazar "Usta, Esra" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 20
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Ameliyathanelerde Cerrahi Dumanın Etkileri ve Korunmaya Yönelik Alınan Önlemler(2019) Usta, Esra; Aygin, Dilek; Bozdemir, Havva; Uçar, NursenAmaç: Bu araştırmanın amacı, Batı Karadeniz Bölgesi ve Doğu Marmara Bölgesi'ndeki araştırmahastanelerinde cerrahi dumanın etkileri ve korunmaya yönelik alınan önlemlerin incelenmesidir. Gereç veYöntem: Tanımlayıcı tipte olan araştırma 1 Nisan-30 Haziran 2015 tarihleri arasında dört eğitim ve araştırmahastanesinin ameliyathanelerinde çalışan hemşirelerle gerçekleştirildi (n105). Araştırma verileri, hemşirelerinsosyo-demografik ve çalışma özellikleri, cerrahi duman riskleri ve bu risklerden korunmaya yönelik aldıklarıönlemleri içeren 15 sorudan oluşan veri toplama formu ile toplandı. Veriler sayı, yüzde, ortalama, standart sapmagibi tanımlayıcı istatistiklerle değerlendirildi. Bulgular: Yaş ortalaması 34,615,83 olan hemşirelerinameliyathane ortamında cerrahi dumana maruz kalmaya bağlı baş ağrısı (%61,9), baş dönmesi (%32,4), gözlerdesulanma (%54,3), boğazda yanma (%43,8), öksürük (%41,0) gibi sorunlar yaşadıkları belirlendi. Hemşirelerin%90,5’i çalıştıkları ameliyathanelerde genel havalandırma sisteminin olduğunu, %89,5’i duman tahliye cihazınınolmadığını, cihaz bulunan ameliyathanelerde çalışan hemşirelerin ise sadece %45,5’i cihazın kullanıldığını ve%72,4’ü cerrahi duman çıkaran aletler üzerinde filtre olmadığını ya da varsa bilmediklerini belirtti. Katılımcıların%96,2’si cerrahi dumandan korunmak için ameliyathanelerinde mevcut bir protokolün olmadığını ya da böyle birprotokol varsa da bilmediklerini belirtti. Cerrahi dumandan korunmak için hemşirelerin %85,7’sinin cerrahi maskekullandıkları belirlendi. Sonuç: Ameliyathanelerde cerrahi dumandan korunmaya yönelik alınan önlemlerinyetersiz olduğu ve hemşirelerin buna bağlı semptomlar yaşadığı görüldü. Ameliyathanelerde cerrahi dumandankorunmaya yönelik önlemlerin alınması ve yazılı protokollerin oluşturulması önerilmektedir.Öğe Application of the IHI Global Trigger Tool in measuring the adverse event rate in a Turkish healthcare setting(IOS Press, 2015) Kurutkan, Mehmet Nurullah; Usta, Esra; Orhan, Fatih; Şimşekler, Mecit Can EmreBACKGROUND: The goal of this study was to measure an adverse event rate and determine the potential usefulness of the Institute for Healthcare Improvement's Global Trigger Tool (GTT). Besides using the GTT to measure the adverse event rate, a comparison was also made with the internal Voluntary Reporting Notification System (VRNS) to identify and compare the strengths and weaknesses of the two approaches. METHOD: Retrospective data were collected from reported patient safety incidents covering a one-year period at Duzce University Hospital, Turkey. Using a range of selection criteria, a total of 219 patient records were selected and then reviewed by a trained GTT team, to investigate the positive triggers in the content of the patient records. RESULTS: It was determined that adverse events per 1000 patient days totalled 80.72. Adverse events per 100 admissions were 29.39, and the rate of admissions with adverse events was 16.67%. The comparison between the GTT and the VRNS showed that the GTT is 19 times more sensitive than the VRNS in the adverse event evaluation process. CONCLUSION: This is the first published study of the rate of adverse events in a Turkish healthcare setting using the GTT. It was found that the GTT was applicable in this setting, yielding more accurate measurement of the adverse event rate. However, the content of the GTT should be adjusted regarding the standards and documentations used in the Turkish healthcare system to be more useful. © 2015 - IOS Press and the authors. All rights reserved.Öğe Bariatrik Cerrahide Uygulanan Kapsamlı Eğitim ve Danışmanlık Hizmeti: Yeme Özellikleri ve Fiziksel Aktivite Düzeyine Etkisi(2020) Aygin, Dilek; Usta, EsraAmaç: Günümüzde obezitenin tedavisinde cerrahi yöntemler giderek yaygınlaşmakta, cerrahi sonrası bireyin yeniyaşam tarzına uyum sağlayabilmesi için desteklenmesi önem kazanmaktadır. Bu çalışmanın amacı, kapsamlı eğitimdanışmanlık hizmeti ve standart bakım alan Sleeve Gastrektomi uygulanan iki hasta grubunun yeme özellikleri, fizikselaktivite düzeyleri yönünden prospektif olarak değerlendirilmesidir.Gereç ve Yöntemler: Randomize kontrollü ön test-son test, tekrarlayan ölçümlü, deneysel model kullanılan çalışma,Mart 2017 - Mayıs 2018 tarihleri arasında yapıldı. Laparoskopik Sleeve Gastrektomi yapılan 26 hasta (kontrol grubu)standart bakım, 25 hasta (girişim grubu) ameliyat öncesinde başlayıp ameliyat sonrası altı ay süren kapsamlı eğitim vedanışmanlık hizmeti aldı. Yeme özellikleri Yeme Bozukluğunu Değerlendirme Ölçeği, fiziksel aktivite düzeyiUluslararası Fiziksel Aktivite Anketi Kısa Formu ile değerlendirildi.Bulgular: Yaş ortancası 37 [17] olan hastaların %78,4’ü kadın ve %68,6’sı evlidir. Girişim grubunun YemeBozukluğu Değerlendirme Ölçeği toplam, yeme endişeleri, beden endişeleri ve kilo endişeleri alt boyut puanortancalarındaki değişim yüzdesinin kontrol grubuna göre anlamlı düzeyde yüksek olduğu belirlendi (p<0,05). Ameliyatsonrası 6. ay izleminde girişim grubunun kontrol grubuna göre daha aktif bir yaşam sürdüğü, orta şiddetli ve yürümealanlarında görülen değişimin kontrol grubuna göre anlamlı olduğu görüldü (p<0,05). Girişim grubunun ameliyat öncesi42,34 [6,1] olan beden kitle indeksi ameliyattan altı ay sonra 30,59 [5,66]’a, kontrol grubunun ise 44,75 [9,66]’ten33,66 [8,08]’ya düştü (p<0,05).Sonuç: Çalışma sonuçları bariatrik cerrahi hastalarına uygulanan kapsamlı eğitim ve danışmanlık programının yemeözellikleri ve fiziksel aktivite düzeyini olumlu yönde desteklediğini gösterdi.Öğe Cerrahi hemşirelerinin fazla kilolu/ obez hasta bakımına ilişkin bilgi ve uygulamalarının değerlendirilmesi(2014) Usta, Esra; Akyolcu, NerimanAmaç: Bu araştırma, cerrahi girişim geçiren fazla kilolu ve obez hastalara bakım veren hemşirelerin bilgi, uygulamaları ve bakım vermede istekli olma durumlarını değerlendirmek amacıyla tanımlayıcı olarak gerçekleştirildi. Yöntem: Araştırma bir üniversite hastanesi cerrahi kliniklerinde çalışan hemşireler ve hemşire olmayan ancak personel yetersizliği nedeniyle hemşire statüsünde çalıştırılan (sağlık memurluğu, ebe, acil tıp teknisyeni-ATT, toplum sağlığı teknisyen i) sağlık çalışanlarına araştırmacı tarafından ilgili literatür doğrultusunda hazırlanan soru formunun uygulanması ile gerçekleştirildi. Verilerin değerlendirilmesinde yüzdeleme, frekans, ki-kare, Fisher ki-kare istatistik testleri kullanıldı. Bulgular: Araştırmaya katılanların %55’inin lisans, %73’ünün hemşirelik bölümü mezunu ve %57’sinin normal kiloda olduğu, %69’unun çalıştıkları servislerde fazla kilolu/obez hasta bakımı için gerekli özel araç-gerecin bulunmadığını bildirdiği, %52’sinin fazla kilolu/obez hastaya bakım vermede isteksiz oldukları belirlendi. Sonuç: Fazla kilolu/obez hastaya özel bakım girişimlerinin bilinmesi ve uygulanmasının, eğitim durumu ve mezun olunan bölümle ilişkili olarak değişkenlik gösterdiği, erkeklerin kadınlara göre, zayıf olan sağlık çalışanlarının normal kilolu ve fazla kilolu/obez sağlık çalışanlarına göre, fazla kilolu/obez hastaya bakım vermede daha fazla oranda isteksiz oldukları belirlendi.Öğe Determination of Factors Affecting Self-Transcendence and Meaning in Life Among the Elderly Receiving Institutional Care(Springer, 2021) Usta, Esra; Bayram, SerapThis study was conducted in order to determine factors that influence self-transcendence and meaning in life in the elderly receiving institutional care. This descriptive and analytic study was conducted on 72 elderly individuals living in a nursing home in Turkey. Data were collected with the Barthel Index of Activities of Daily Living (ADL), the Lawton&Brody Instrumental Activities of Daily Living (IADL), the Meaning in Life Questionnaire (MLQ) and the Self-Transcendence Scale (STS). The mean score of STS is 48.17 +/- 6.67 at the intermediate level, and the mean scores of presence and search subscales of the MLQ are 28.07 +/- 6.55 and 24.06 +/- 7.73 above the intermediate level. The STS mean score is poorly correlated with the ADL (r = 0.277) and the IADL scale (r = 0.343). Increased perception of general health status of the elderly improved self-transcendence (ST) level (p = 0.04) and search for meaning in life (ML) level (p = 0.02). These findings show that the health perceptions of the elderly must be improved in the first place.Öğe Development of the Postbariatric Surgery Quality of Life Scale(Mary Ann Liebert, Inc, 2020) Cengiz Acil, Hande; Dogu Kokcu, Ozlem; Usta, Esra; Celik Yilmaz, Ayse; Karaman, Kerem; Aygin, DilekBackground: This study adapted a methodological approach to develop the Postbariatric Surgery Quality of Life Scale (PBSQLS) to determine the postoperative quality of life in patients undergoing bariatric surgery. Materials and Methods: The study population (N = 395) was composed of patients who had undergone bariatric surgery between January 2016 and July 2019 in Sakarya Training and Research Hospital in Sakarya, Turkey; and the sample consisted of those who wanted to participate in the study, were aged 18 and older, literate, and had no cognitive and mental health issues. Results: In this study, the varimax rotation process revealed that the PBSQLS had 18 items, three subfactors with similar characteristics, and a total variance loading of 61.358. In addition, the Postbariatric Surgery of Complications Scale (PBSCS) had one single-factor structure, seven items, and a variance loading of 36.213. The Cronbach's alpha coefficient was found as 0.884 and 0.702 for the PBSQLS and PBSCS, respectively. Conclusion: The PBSQLS and PBSCS developed as a result of this study can be applied in international studies by ensuring its language and society adaptation and will contribute positively to the literature in this field.Öğe Effect of acupressure on agitation in the elderly with dementia who receive institutional care: A pilot study(Wiley, 2021) Bayram, Serap; Altinbas Akkas, Ozlem; Usta, EsraPurpose This pilot study was carried out to determine the effect of acupressure on agitation in the elderly with dementia who receive institutional care. Methods The study sample consisted of 38 elderly individuals (acupressure group [AG] = 19, usual-care group = 19). Acupressure application was performed on four points. The results were measured at the beginning (T-0), the week after acupressure was completed (T-1), and 2 weeks after acupressure was completed (T-2). Findings The change in the total Cohen-Mansfield Agitation Inventory score across the groups at T-1, T-2, and T(3)was statistically significant in favor of AG. Practical Implications The acupressure used in this study can be used for managing agitation in the elderly with dementia.Öğe Elli Yaş Üstü Bireylerin Kolorektal Kanser Risklerinin ve Dışkıda Gizli Kan Testi Yaptırma Konusundaki Tutumlarının Belirlenmesi(2017) Dinçer, Yeliz; Usta, Esra; Bulduk, SerapAmaç: Kolorektal Kanser (KRK) Türkiye'de kadın ve erkeklerde görülen kanser türleri içinde altıncı, kanserden kaynaklanan ölümler arasında üçüncü sıradadır. KRK'den korunmada Dışkıda Gizli Kan Testi (DGKT) hakkındaki sağlık inançlarının bilinmesi engel ve yarar gibi sağlık algılarının değişmesine yardım ederek taramalara katılımı arttırılabilir. Bu çalışma, elli yaş üstü bireylerin KRK risklerinin ve dışkıda gizli kan testi yaptırma konusundaki tutumlarının belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma, tanımlayıcı-kesitsel araştırma türünde yapılmıştır. Örneklem 50 yaş üstü 590 bireyden oluşmuştur. Veriler, soru formu ve Kolorektal Kanser Taraması Yarar ve Engelleri Değerlendirme-DGKT ölçeği ile toplanmıştır. Bulgular: Son beş yılda FOBT yaptırma oranı "Doktor veya herhangi bir diğer sağlık uzmanı CRC için test yaptırmasını önermesi" 3,1 kat (95% CI1.8635.209), "Daha önce kolon polip teşhisi alma" 5.7 kat (95% CI1.365-23.894) yüksek bulunmuştur. Sonuç: Bu çalışmanın sonuçları kırsal bir bölgede elli yaş üstü bireylerin KRK tarama davranışlarının oldukça yetersiz olduğunu göstermiştir. Sağlık inançlarından DGKT yaptırmada toplam yarar algısı orta düzeyin üzerinde, toplam engel algısı orta düzeyin altında bulunmuştur.Öğe Hemşirelik Öğrencilerinin Yeme Tutumları ve Obsesif-Kompulsif Belirtileri(2015) Usta, Esra; Sağlam, Elvan; Şen, Sevim; Aygin, Dilek; Sert, HavvaAmaç: Bu çalışma, hemşirelik öğrencilerinin yeme tutumları ve obsesif-kompulsif belirtilerini değerlendirmek amacıyla tanımlayıcı olarak gerçekleştirildi. Yöntem: Çalışma, bir vakıf ve bir devlet üniversitesinde, Şubat-Mart 2013 tarihleri arasında, çalışmaya katılmayı kabul eden 270 hemşirelik öğrencisi ile yapıldı. Sosyo-demografik özellikleri içeren soru formu, Maudsley Obsesif Kompulsif Soru Listesi (MOKSL) ve Yeme Tutumu Testi (YTT) kullanılarak toplanan verilerin analizi bilgisayar ortamında parametrik ve nonparametrik testler kullanılarak yapıldı. Bulgular: Yaş ortalaması 20.891.54 olan öğrencilerin %88.1'i kadın, %33.7'si 3. sınıf, %32.2'si 2. sınıf, %67.8'i devlet üniversitesinde öğrenim görmektedir. Beden kitle indeksi ortalaması 21.483.12 olan öğrencilerin %75.9'u normal, %12.2'si kiloluobez, %11.9'u zayıftır. YTT toplam puan ortalamasının 15.668.50 olduğu ve öğrencilerin %5.6'sında yeme bozukluğu olduğu belirlendi. MOKSL toplam puan ortalaması ise 15.465.65 idi. Cinsiyet, öğrenim görülen okul, kalınan yer ve anne-baba eğitim düzeyinin öğrencilerin yeme tutumlarını ve obsesif-kompulsif belirtilerini etkilemediği görüldü (p0.05). Beden kitle indeksine göre kiloluobez olanların, normal olanlara göre YTT puanları anlamlı düzeyde yüksekti (p0.049). Öğrenim görülen sınıflar ile MOKSL toplam (p0.004), kontrol etme (p0.005) ve yavaşlık (p0.009) alt boyutlarında anlamlı fark vardı. MOKSL toplam puanının, gelir düzeyi (p0.009) ve yaş (p0.001) ile negatif yönde ilişkili olduğu belirlendi. Ayrıca, öğrencilerin YTT puanları ile MOKSL toplam (p0.001) ve kontrol etme (p0.001), yavaşlık (p0.001), ruminasyon (p0.001) alt boyutları arasında çok zayıf düzeyde pozitif korelasyon olduğu görüldü. Sonuç: Obezitenin yeme tutumuyla ilişkili olduğu, öğrenim görülen sınıfın, yaşın, aile gelir düzeyinin öğrencilerin obsesif-kompulsif belirtilerini etkilediği, yeme davranışı bozuldukça obsesif kompulsif belirtilerin görülme düzeyinin arttığı sonucuna varıldıÖğe Identification of Colorectal Cancer Risks of Individuals Aged over Fifty and Their Beliefs towards Having Fecal Occult Blood Test(Duzce Univ, 2017) Bulduk, Serap; Dinçer, Yeliz; Usta, EsraObjective: In Turkey, Colorectal Cancer (CRC) is the sixth among cancer types observed in women and men and the third in deaths resulting from cancer. In protection from CRC, knowing health beliefs about Fecal Occult Blood Test (FOBT) may help change the perceptions of health such as barrier and benefit and increase participation in screenings. This study was carried out in order to identify the CRC risks of individuals aged over fifty and their attitudes towards having fecal occult blood test. Methods: This study was designed as a descriptive-cross-sectional study. The sample included 590 individuals aged over 50. Data were collected with the question form and the Scale for Assessment of Benefits and Barriers of Colorectal Cancer Screening-FOBT. Results: The rate of having FOBT in the last five years was found 3.1 times higher for 'doctor or any other health specialist advising having test for CRC' (95% CI=1.863-5.209), 5.7 times higher for 'Being diagnosed with colon polyp before' (95% CI=1.365-23.894). Conclusions: The results of this study showed that the CRC screening behaviors of individuals aged over 50 in a rural area are quite inadequate. One of the health beliefs, the total perception of benefit in having FOBT was found to be above middle level and the total perception of barrier to be below the middle level.Öğe The Influence of Skill Development Training Program for Spiritual Care of Elderly Individual on Elderly Care Technician Students' Perception of Spiritual Support(Springer, 2017) Bulduk, Serap; Usta, Esra; Dinçer, YelizSpiritual care means helping an individual protect, maintain and gain all the dimensions of his/her existence. Elderly care technicians face numerous cases or crisis situations in which elderly individuals from different backgrounds question the meaning and value of life. Elderly care technicians must acknowledge that the spirituality is an important element in the way an elderly individual receives healthcare and they must be equipped for this matter. This study was conducted in order to examine the influence of "Skill Development Training Program for Spiritual Care of Elderly Individual," which was carried out with students from elderly care program, on the perception of spirituality support in a pretest-posttest quasi-experimental study design with control group. As the data collection form, "Spiritual Support Perception" (SSP) scale was used. The mean scores of the intervention group after the training and after one month are 50.39 +/- 5.34 and 51.13 +/- 4.98, respectively, and those of the control group are 43.16 +/- 4.83 and 42.72 +/- 4.48. A statistically significant difference was found between the mean scores of the intervention group from the pretest and the posttests immediately after the training and one month after the training (f = 94.247, p = 0.001). In the control group, however, there was no significant change in the SSP mean scores (f = 0.269, p = 0.77). As a result, this study pointed out the necessity of such training programs for healthcare professionals to make a distinction between their professional duties and their own personalities in order to offer spiritual care to the elderly individual.Öğe Investigation of Preventive Practices for Surgical Fires and Burns in the Operating Rooms of Four Tertiary Hospitals(Istanbul Univ, Fac Nursing, 2018) Aygın, Dilek; Usta, Esra; Bozdemir, Havva; Uçar, NursenAim: The present study aimed to investigate surgical fires as well as the precautions taken in the prevention of fire in four training and research hospitals in the Western Black Sea Region and Eastern Marmara Region. Method: The descriptive study was conducted with the participation of 148 nurses working in operating rooms. A questionnaire structured by the researchers was used as the data collection tool. The data was analyzed using the statistical program SPSS 21.0. Statistical comparisons were made using Kruskall Wallis, Mann Whitney U, Student t, Pearson Correlation and Chi-square tests. The confidence interval was predetermined to be <0.05. Results: Of the nurses, the mean age was 35.00 +/- 5.88 years. Only one of the nurses had dealt with a surgical fire, but nearly half of the nurses (46.3%) referenced burns which their patients were exposed to during surgery. Regarding the prevalence of burns, 86.4% of the nurses who had faced burns defined it as a very rare situation.The mean score that the nurses obtained from the list of measures taken for the prevention of surgical fire and burns was 51.45 +/- 16.06 (min.-max.: 20-88) and their knowledge was determined to be moderate. Conclusions: The present study determined that most operating room nurses take some precautions for fire safety, but these are insufficient and lacking.Öğe Klinik Kalite Performans Ölçümü: Bir Üniversite Hastanesi Örneği(2014) Kurutkan, Mehmet Nurullah; Usta, Esra; Orhan, Fatih; Altınel, ÖzcanAMAÇ: Çalışmamızda, klinik kalite ölçüm yaklaşımları açısından, 9 adet performans ölçüm seti kullanılarak, hastaların aldığı sağlık hizmeti ile almaları gereken sağlık hizmeti arasında belirgin bir farklılığın olup olmadığı karşılaştırmalı olarak araştırıldı. YÖNTEM: Çalışma, 01 Ocak-30 Ağustos 2012 tarihleri arasında, retrospektif, tek merkezli bir araştırma olarak gerçekleştirildi. Hasta kayıtları rastgele örnekleme yöntemi ile belirlendi. Çalışmamızda, The Joint Commission (TJC) tarafından geliştirilen Cerrahi Bakım, Kalp Krizi Bakımı, Çocuk Astım Bakımı, Pnönomi Bakımı, Kalp Yetmezliği Bakımı, Venöz Tromboembolizm (VTE) Bakımı, Felç Bakımı, Yatan Hasta Psikiyatrik Bakımı ve Perinatal Bakım olmak üzere 9 adet performans ölçüm seti kullanıldı. Elde edilen bulgular ile TJC bulguları karşılaştırmalı olarak analiz edildi. BULGULAR: Kullanılan tüm performans ölçüm setlerinin karma uyum oranı % 55,33 olarak tespit edilmiş olup, cerrahi bakım paketi ortalaması % 43,5 olarak bulundu. Bununla birlikte, pnömoni takip paketinin Türkiye için uygun bir ölçüm seti olmadığı belirlendi. Kalp krizi paketinin TJC ortalamasına çok yakın olduğu gözlendi. En az uyumun olduğu paket ise Felç paketi % 20,08 olarak gerçekleşti. Perinatal bakım ortalaması (% 48.6) açısından Türkiye Ortalaması TJC'nin 0.5 puan üzerinde gerçekleşirken, % 90 barajını ise sadece kalp krizi paketi (%97,9) geçti. SONUÇ: Çalışmamızın sonucunda, TJC'nin "Accountability Measures-Hesap Verebilirlik Ölçütleri" yaklaşımının Türkiye Şartlarına uygun olduğu ve kullanılabileceği değerlendirilmiştir. Özellikle başlangıç için ideal paketlerin, Cerrahi bakım paketi, Kalp krizi, perinatal ve Venöz tromboembolizm paketleri olduğu; Pnomoni paketi için ise Türkiye'de uygulanabilirliği açısında yeni bileşenlere ihtiyacı duyulduğu değerlendirilmiştir. Ölçüm setlerinin Türkiye'de yaygın olarak kullanılmasının sağlık sektöründe kaliteyi arttırmada önemli bir rol oynayabileceği kanısına varılmıştır.Öğe Kurumsal Bakım Alan Yaşlıların Konstipasyon Durumları ve İlişkili Faktörlerin Belirlenmesi(2023) Usta, Esra; Altınbaş Akkaş, Özlem; Bulduk, SerapAmaç: Bu çalışmanın amacı uzun süreli kurumsal bakım alan yaşlıların konstipasyon durumları ve etkileyen faktörlerin belirlenmesidir. Materyal ve Metot: Tanımlayıcı ve analitik türdeki çalışma, bir ilde bulunan üç kurumsal bakım merkezinde yaşayan 108 yaşlı ile yapıldı. Veriler Bireysel Özellikler Formu, Mini-Cog testi ve Uluslararası Fiziksel Aktivite Anketi Kısa Formu ile toplandı. Konstipasyon tanılaması Roma IV kriterlerine göre yapıldı. Bulgular: Yaş ortalaması 74,16±7,51 olan yaşlıların %74,1’i kadın ve %46,3’ü 2-4 yıldır kurumsal bakım almaktadır. Yaşlıların %46,3’ünde konstipasyon sorunu olduğu, %72’sinin laksatif kullandığı belirlendi. Kadınlarda, 1 yıl ve daha az süredir kurumsal bakım alanlarda, fiziksel olarak inaktif olanlarda, defekasyonu erteleme alışkanlığı olanlarda, günlük su tüketimi yetersiz olanlarda konstipasyon görülme oranının anlamlı düzeyde yüksek olduğu belirlendi (p<0,05). Sonuç: Çalışmanın sonucunda kurumsal bakım alan iki yaşlının birinde konstipasyon görüldüğü belirlendi. Yaşlılarda öncelikle konstipasyon risk faktörleri belirlenerek, diyet ve egzersiz programları, tuvalet eğitimi gibi önleyici bakım girişimleri uygulanmalıdır.Öğe Mediation Effect of Depression on the Association between Food Addiction and Body Image in Individuals with Obesity(Duzce Univ, Fac Medicine, 2021) Usta, Esra; Pehlivan, MevlutObjective: This study aimed to examine the mediation effect of depression on the association between food addiction and body dissatisfaction in patients who seek for treatment for obesity. Methods: The study population consisted of 105 patients admitted to an obesity center in a university hospital. Data from were collected with the patient information form, the Yale Food Addiction Scale, the Beck Depression Inventory, and the Body Image Scale. The direct relationship between food addiction and body dissatisfaction and the mediating effect of depression in the relationship between these two constructs were examined using multi-group structural equation modeling analysis by gender. Results: The mean age of the patients was 50.22 +/- 10.05, 86.8% of them were females. The mean body mass index of the patients was calculated as 40.29 +/- 6.67. It was determined that 38.7% of the sample met the food addiction diagnosis criteria. It was found that 39.1% of females and 35.7% of males had food addiction. As a result of the modeling analysis, it was determined that there was no direct pathway between body dissatisfaction and food addiction, depression symptoms complete mediated the relationship between these two constructs. Results of multi-group analysis showed that the mediation model was consistent across gender. Conclusions: In the treatment of obesity cases in which food addiction and body image disorders coexist, examining the existence of depression and treating it can increase the success rate.Öğe Perceptions of nursing students about individuals with obesity problems: Belief, attitude, phobia(Wiley, 2021) Usta, Esra; Bayram, Serap; Altinbas Akkas, OzlemPurpose This study aimed to determine the beliefs, attitudes, and phobias of nursing students about obese individuals. Design and Method This descriptive and cross-sectional study involved 658 students from the nursing department of a Turkish university. Data collection tools were the Fat Phobia Scale (FPS), Turkish Attitudes toward the Obese Persons Scale (T-ATOP), and Turkish Beliefs about Obese Persons Scale (T-BAOP). Findings Students had moderate levels of fat phobia and attitudes towards obese individuals and they believed obesity is controlled by individuals. Practical Implications Fat phobic attitudes of nursing students should be prevented and positive beliefs and attitudes should be developed.Öğe Prospective Randomized Trial on Effects of Structured Training and Counseling on Depression, Body Image, and Quality of Life(Mary Ann Liebert, Inc, 2019) Usta, Esra; Aygin, DilekObjectives: The study aims to prospectively assess two patient groups receiving standard care and structured training and counseling (STC), in which sleeve gastrectomy (SG) was implemented, in terms of depression, body image, and quality of life. Methods: This pretest-posttest, repeated-measures, randomized control prospective study was carried out between March 2017 and May 2018 using an experimental design. Of the participants who underwent laparoscopic SG, 26 patients (control) received standard care and 25 patients (intervention) received STC starting before the operation and lasting for 6 months after the operation. Results: The mean age of the patients was 37.1 +/- 11.3 years, and 78.4% of them were females and 68.6% were married. The depression scores of the intervention group 6 months after the operation were found to be significantly lower than the control group, whereas the scores of body image and the quality of life were significantly higher (p < 0.05). Conclusion: The results supported that the STC program for bariatric surgery was an effective program.Öğe Revisional Surgery After Failed Laparoscopic Sleeve Gastrectomy: Weight Loss and Improvement of Comorbidities(Mary Ann Liebert, Inc, 2024) Usta, Esra; Pehlivan, MevlutPurpose: This study aims to investigate the causes, outcomes, complications, and sustainable lifestyle changes of revision surgery performed after laparoscopic sleeve gastrectomy (LSG).Methods: This retrospective study included the outcomes of 30 patients who required a revisional surgery from a series of 538 primary LSGs. Demographic data of the patients, indications for revision surgery, complications, postoperative outcomes, and changes in lifestyle were recorded. Postoperative outcomes were analyzed over five periods.Results: In total, 18/30 patients (60.0%) underwent revision surgery for weight gain. Of the revision procedures, 53.3% were one anastomosis gastric bypass (OAGB), 33.3% were revisional sleeve gastrectomy (R-SG), and 13.3% were biliopancreatic diversion (BPD). Weight loss in patients after primary surgery was higher than the weight loss after revision surgery. However, while 43.20% of the total weight loss after primary surgery was recovered, only 23.54% was recovered after revision surgery. Except for obstructive sleep apnea syndrome, improvement in comorbidities was similar in primary surgery and revision surgery.Conclusions: Although revision surgery achieves lower weight loss than primary surgery, revision surgery is more successful in maintaining weight over time, and it has a limited effect on comorbidities.Öğe Uzun Süreli Kurumsal Bakım Alan Yaşlılarda Ajitasyon Davranışlarının ve Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi(Istanbul Univ-Cerrahapasa, 2019) Bayram, Serap; Usta, Esra; Akkaş, Özlem Altınbaş; Şık, TuğçeAmaç: Ajitasyon kurumsal bakım alan yaşlılarda yaygındır. Özellikle demanslı hastalar için önemli bir problemdir. Bu kapsamda çalışmanın amacı bir ilde uzun süreli kurumsal bakım alan yaşlıların ajitasyon davranışlarının ve etkileyen faktörlerle ilişkisinin belirlenmesidir. Yöntem: Araştırma tanımlayıcı ve analitik türdedir. Araştırmanın evrenini, İl Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğüne bağlı üç kurumsal bakım merkezinde yaşayan yaşlı bireyler oluşturmuştur. Araştırmada örneklem yöntemine gidilmeyip, örneklem grubuna 60 yaş ve üzeri, kendisi ve yakını tarafından çalışmaya katılmasına olur verilen 178 yaşlı birey alınmıştır. Araştırmanın verileri Eylül-Kasım 2018 tarihleri arasında toplanmıştır. Verilerin toplanmasında sosyo-demografik soru formu, Cohen-Mansfield Ajitasyon Envanteri (CMAE), Mini-Cog Kısa Bilişsel Değerlendirme Formu, Barthel Günlük Yaşam Aktiviteleri İndeksi (BGYA), Lawton&Brody Enstrümantal Günlük Yaşam Aktiviteleri Ölçeği (EGYA) kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan yaşlıların yaş ortalaması 75.58±8.77 olup %56.7’si erkektir. Bulundukları kurumda bakım alma süresi 23.48±24.46 aydır. Yaşlıların %50.6’sının psikiyatrik tanısı bulunmaktadır. Demanslı yaşlıların CMAE puan ortalaması 46.26±15.10 olup demansı olmayanlara göre anlamlı düzeyde yüksektir (Z=-2.132, p=0.033). Mini-Cog puan değerlendirmesine göre bilişsel bozulma olasılığı yüksek olarak belirlenen yaşlıların CMAE puan ortalaması 46.04±15.77 olup düşük bilişsel bozulma olasılığı olanlara göre anlamlı düzeyde yüksektir (Z=-4.137, p=0.000). Sonuç: Çalışmanın sonuçları demanslı hastalarda ajitasyonun yüksek olduğunu, demansla birlikte seyreden bilişsel bozulmanın ajitasyon üzerinde önemli bir etki gösterdiğini ortaya koymuştur.Öğe Validity and reliability of the Turkish version of the Obesity-Related Well-Being Questionnaire (ORWELL 97-TR)(Wiley, 2022) Usta, Esra; Bozdemir, Havva; Sen, SevimPurpose This study aimed to perform the validity and reliability of the Turkish version of the Obesity-Related Well-Being Questionnaire (ORWELL 97-TR) for the Turkish society. Design and Methods This methodological study involved 125 people for obesity treatment. Data collection tools were the Patient Information Form, the ORWELL 97-TR, and the Obesity and Weight-Loss Quality of Life Instrument (OWLQOL). Findings The content validity index of the scale was 0.94, and Cronbach's alpha value was 0.906. The findings indicate that the three-factor structure of the scale, which was reduced from 18 items to 15, showed a good agreement. Practical Implications The ORWELL 97-TR scale can be used to assess the life quality of Turkish patients seeking obesity treatment.