Yazar "Mutlu, Esra" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Düzce Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Anabilim Dalı, Düzce, Türkiye(2020) Mutlu, Esra; Kaya, Ayşegül TanrıverdiYaşamın izleri, anılar, tarih kentsel mekânlarda birikim oluşturarak, yerin kimliğini, özgünlüğünü ve her şeydenönemlisi aidiyeti oluşturur. Yere ve topluluğa bağlı gelişen aidiyetin sürekliliği ve güçlenmesi, yerin kimliğinigüçlendirerek sürekliliğini sağlamaktadır. Küresel kültürün egemen olduğu dünyamızda yerel yaşam kültürü vekimliklerin özgünlüğü mekânların dönüşümü ile birlikte kaybedilmektedir. Dolayısıyla bireysel bellekçerçevelerinden yola çıkarak kolektif bellekte yer etmiş mekânların tespit edilmesi sağlıklı ve imgelenebilirkentsel çevreler oluşturma noktasında önem taşımaktadır. Bu araştırmada, deprem afeti ile ciddi bir kentselyıkım yaşayan ve deprem sonrası yeni yaşam alanlarının oluşmasıyla yer değiştirmek zorunda kalan Düzcelilerinbellek mekânlarının tespiti amacına yönelik bir metot önerisi sunulmuştur. Araştırma yöntem olarak sözlümülakat ve zihinsel harita kullanımını içeren iki aşamadan meydana gelmektedir. Hatırlanma sayısı vehatırlanma sırasının önemli kriterler olduğu anket verileri ışığında belirlenen kentsel mekânlar, geliştirilenpuantaj tekniği sayesinde elde edilen frekansların yıllar bazında (afet öncesi ve sonrası) kıyaslanmasıylahatırlanma ve unutulma döngüleri başlıkları altında gruplandırılmıştır. Hatırlama döngüsü içerisinde yer alanbellek mekânları potansiyel kimlik mekânları olarak nitelendirilirken, unutulma döngüsü içerisinde yer alanmekânlar ise tehdit altında olan ve kente geri kazandırılmayı bekleyen bellek mekânlar olarak nitelendirilmiştir.Yapılan bu araştırma sonucunda kimlik kazanımı için sürekliliği önemli olan bellek mekânlarının belirlenmesiiçin metodolojik bir öneri hazırlanmış olup, farklı kentlere uygulanabilir olması yönünden geliştirilmeye açıktır.Toplumun belleğinde sürekliliği olan mekânların korunması veya geliştirilmesi için öngörülen bu çalışmanın;kent kimliğinin sürekliliğini sağlamak konusunda referans kaynak oluşturması öngörülmüştür.Öğe Kent Kimliğinin Korunması ve Kolektif Bellek Mekanlarının Tespiti(Düzce Üniversitesi, 2019) Mutlu, Esra; Tanrıverdi Kaya, AyşegülBirçok bilim dalı için -nöroloji, psikoloji,felsefe, tarih gibi disiplinlerin tartışma konusu olan bellek kavramı toplumlailişkilendirildikten sonra mimarlık disiplininde de yer almaya başlamıştır.Mekânların belleğin oluşturma aracı olması ya da hatırlatılması konusunda uyarıbir nesne olması bellek kavramının mimarlık disipliniyle doğrudan ilişkiliolduğunu kanıtlar niteliktedir. Bireyin belleği yalnızca bireysel anılarıyladeğil toplumsal etkileşimin yaşandığı kamusal alanlarda deneyimlediklerimekânsal pratiklerle de oluşmaktadır. Varlığımızı sürdürdüğümüz yapılı çevredetoplumun ortak belleğinin oluşması birçok şekilde gerçekleşmektedir. Buoluşumlara etki eden ve somut bir biçimde her zaman karşımıza çıkan başlıcaetki mimari çevredir. Bu noktada devreye giren mimari, hızla değişen ve gelişenküresel döneme ayak uydurmakta güçlük çeken toplumda kimi zaman bellek kesintilerineneden olmaktadır. Kolektif belleğin zedelenmesi mekân duygusu (sense of place),aidiyet, topluluk duygusunun zayıflamasına ve yer kimliğinin kaybolmasına nedenolduğundan, bireyselleşmiş, sağlıksız toplulukların ortaya çıkmasına nedenolmaktadır. Bu çalışma kolektif bellek kavramının literatürde irdelenerek,kolektif mekânların tespit edilmesi için bir yöntem önermeyi amaçlamaktadır.Bireysel belleklerde oluşan imgelerin toplum için ortak olup olmadığını veyahangi mekânların bellekte ortak olduğunu irdelemek için sözlü mülakat ve zihinharitalarından oluşan iki bölümlü anket yöntemi kullanılmıştır. Tespiti yapılanmekânları hatırlama ve unutma döngüleri başlıkları altında ayırarak var olantehditler ve potansiyeller ortaya konmuştur. Yapılan bu tespitlerin gelişimrotası üzerinde bulunan kimlikleşme kaygısına rehber olması hedeflenmektedir.Öğe Kentsel Arkeolojik Alanların Korunma Sorunları: Konuralp Örneği(2022) Mutlu, Esra; Kaya, Ayşegül TanrıverdiKentler farklı tarihsel katmanlara ait bilginin, deneyimin, kültürün hatta sosyo-ekonomik dönemlerin birikiminden oluşmaktadır. Bu katmanlar somut veya somut olmayan kültürel miras değerlerin zeminde birlikteliği sayesinde tarihsel ve kültürel sürekliliği sağlamakta ve kentin hikâyesini anlatmaktadır. Aynı zamanda kentlere özgünlüğünü kazandıran bu katmanlar tarihsel süreç içinde kentleşme ile birlikte değişip dönüşmekte, geçmişin izleri silinmekte veya zarar görmektedir. Bu değişim ve dönüşümlere karşı stratejilerin geliştirilmesi amacıyla son dönemde ortaya çıkan kent arkeolojisi biliminin başlıca tartışma konusu, kentsel arkeolojik alanların sürdürülebilir bütünleşik korunmasıyla erişilebilir duruma getirilmesidir. Mevcut koruma yöntemleri çok katmanlı kentlerin sorunlarını çözmede yetersiz kaldığından, konu özelindeki en büyük zorluk özellikle arkeolojik katmanların bugünle entegre olabilmesi durumudur. Sosyo-ekonomik ve kültürel nedenlerle ortaya çıkan yeni gereksinimler ve buna bağlı gelişen kentleşme arkeolojik sit alanlarını ve tescilli mimarlık ürünlerini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu etki faktörü alan üzerindeki koruma tartışmalarını önemli hale getirmektedir. Bu bağlamda, Düzce ili özelinde M.Ö. 3 yy’ a tarihlenen Prusias ad Hypium antik kentini, üzerinde barındırdığı Erken Cumhuriyet dönemi yerel sivil mimarlık örneklerini ve yakın döneme ait kentsel dokuyu bütünleştiren çok katmanlı yapısını göz önünde bulunduran bir anlayışla ele almak ve koruma sorunlarını tespit etmek hedeflenmektedir. İlgili arkeolojik sit alanının kentteki koruma ve planlama çalışmalarına katılması ve modern kentle bütünleştirilmesi için öneri birtakım yöntemler tartışılmış ve bu kapsamda Prusias ad Hypium antik kenti ve çevresi incelenerek koruma sorunları tespit edilerek öneriler sunulmuştur.Öğe Yeniden yapılanma sürecinde kentsel bellek mekanlarının korunması(Düzce Üniversitesi, 2020) Mutlu, Esra; Kaya, AyşegülToplumun talepleri ve kültürel değerleri şüphesiz yapılı çevreyi var eden mimariyi biçimlendirir. Mekanların, belleği oluşturma aracı olması ya da hatırlatılması konusunda uyarı bir nesne olması bu biçimlenmeyi değerli hale getirir. Toplumun geçmiş yaşam pratiklerini, deneyimlerini, anılarını muhafaza eden bellek mekanları bireylerin zihinlerinde imge ve anlamların oluşmasını sağlar. Mekânla ilişkili olan bu etkileşimler yere bağlılığı ve aidiyetleri beraberinde getirir. Kolektif anımsamaların sürekliliğini sağlayan ortaklık ve aidiyet duygusudur. Birey veya grup ile mekân arasında kurulan bu anlamlı bağlar, kimlikli şehirlerin oluşumu için potansiyel bir güç taşır. Ortak bir geçmişe referans veren mekânların somutlaştırılması toplumsal ve kültürel değerlerin gelecek nesillere aktarımını sağlayarak anıları ve geçmişi sabitleştirdiği gibi ortak kimliğin de korunmasını sağlar. Buradan da anlaşılacağı üzere mekânlar belleğin bağlamını oluşturur. Ancak kentlerin zorunda oldukları fiziksel değişimlerin süreklilikleri kesintiye uğratması mekanlara yüklenen anlamları ve belleği zedeler. Bunların engellenmesi için dönüşümler esnasında geçmişe dair izlerin korunması ve katmanların birikmesi gerekir. Bu sayede sahiplik duygusunun geliştiği, kente duyarlı toplumların yaşadığı kimlikli kentlerin oluşması mümkün hale gelir. Bu kapsamda, deprem afeti ile yıkımların yaşandığı, karma göçlere ev sahipliği yapan Düzce ili, bellek mekanlarının tespiti ve değişim sürecinin araştırılması için örneklem alan olarak seçilmiştir. Yıkımın ve yıkım sonrası kentteki değişim ve gelişim çalışmalarının bellek mekanlarını nasıl etkilediğini, kentin bellek mekanlarının hangileri olduğunu ve anlam sürekliliklerinin veya kopukluklarının hangi mekanlarda olduğunu tespit etmek bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Bilinen bellek mekanlarının kentsel dönüşüm uygulamalarına yön vereceği düşünüldüğünden araştırma konusu önem taşımaktadır. Çalışmada yoruma dayalı nitel verilerin yanı sıra somut sonuçların eldesi için deneysel yöntemler kullanılarak nicel verilerin ortaya konması hedeflenmiştir. Bu amaca yönelik hazırlanan anket çalışması ile katılımcılarla derinlemesine görüşmeler yapılmış olup, bellek mekanlarının süreç içerisindeki değişimleri ortaya konmuştur.