Yazar "Meral, Alperen" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çapakçur Mikro Havzası’nda (Bingöl) Mikro Havza Ölçekli Peyzaj Değerlendirmesi(2020) Yüksel, Alaaddin; Meral, Alperen; Demir, Yasin; Eroğlu, EnginGünümüzde doğal ve kültürel kaynaklar hızla tükenmekte ancak buna karşılık etkili olabilecek korumayaklaşımları sergilenememektedir. Mevcut kaynaklar da yanlış alan kullanımları ve yoğun kullanımlarneticesinde yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır. Doğru ve etkili kaynak yönetimi ve plan kararlarınınalınabilmesi için, ekolojik yapının korumasını hedef alan optimal alan kullanımlarının hassas bir şekildebelirlenmesi gerekmektedir. Doğal kaynakların en belirgin sınırlarını küçük, orta ve büyük ölçekte havzalarbelirlemektedir. Havza bazında ele alınan ekolojik doğal kaynak envanteri yerel ölçekte en önemli oluşumunuda mikro havzalar özelinde ortaya koymaktadır. Bu çalışmanın amacı; mikro havza planlamasına yardımcı olmasıaçısından alandaki mevcut sorunlar ve alanın sahip olduğu doğal ve kültürel olanaklar alanında uzman kişiler vemikro havza sakinlerinin görüşleri doğrultusunda belirlemek ve bu yönde öneriler geliştirilmesine olanaksağlamaktır. Bu amaç doğrultusunda çalışma; Bingöl ili Çapakçur Mikro Havzası sahip olduğu doğal ve kültürelkaynakları ile tarım ve rekreasyonel açıdan önemli bir potansiyelleri araştırılmıştır. Bu kaynakların belirlenerekmikro havzanın bu veriler doğrultusunda planlanması, doğallığın korunması ve sürdürülebilirliğin sağlanmasıaçısından çok önemlidir. Sor-Sapta-Çözümle (Sor-Sap-Çöz) analizleri gerçekleştirilerek, yapılan bu çalışmanınsonucunda da alanın en belirgin sorunları; rekreasyon imkanlarının varlığına rağmen planlamaların olmadığı,sulama yapılarının yetersizliği ve bakımsızlığı, yayla yollarının kullanılamaz halde oluşu, arıcılık ve tarımsalfaaliyetlerin yetersizliği, heyelan ve erozyon yapılarının eksikliği nedeniyle yaşanan toprak kayıpları ve yeterlidoğal kaynaklara sahip olunmasına rağmen (rüzgar, güneş, su) yenilenebilir enerji kaynaklarının verimlikullanılamaması olarak belirlenmiştir. Doğal kaynakların bilinçsiz kullanımı ve orman tahribatının çokluğu damikro havzanın sürdürülebilir kullanımı açısından büyük tehdit oluşturduğu çalışmanın bir diğer önemli sonucuolarak ortaya çıkmıştır.Öğe A Comparative Approach to Artificial and Natural Green Walls According to Ecological Sustainability(Mdpi, 2018) Meral, Alperen; Başaran, Nermin; Yalçınalp, Emrah; Doğan, Ezgi; Ak, Mehmet Kıvanç; Eroğlu, EnginTogether with the rapid industrialization of the world, urbanization is also uncontrollably increasing. Such an increase in urbanization exerts the greatest pressure on natural resources, obligating people to live in intense structural spaces and increasing the need for green spaces in cities. Because of the expensive costs of horizontal surfaces being green, urban places are faced with serious green-infrastructure problems. In recent years, alternatives have been searched for to eliminate such deficiencies. These alternatives, such as rain gardens, green walls (GWs), ecological designs, and green roofs, are commonly included in urban landscape designs. Besides rocky or steep-slope natural green walls (NGWs), natural green covers over buildings, walls, and so forth, structural members are also encountered in urban or rural places. On the other hand, artificial green walls (AGWs) have recently been used as a significant component of urban design. Although the AGWs are able to address various functional needs, they have not yet gained the desired popularity because of construction costs, static loads, constructional damages, and maintenance costs. In addition, such sites are largely left to exotic species with limited ecological requirements; these species are far from meeting ecological functions and resistance to extreme conditions. This study was conducted for a benchmarking assessment of artificial and natural green walls (A&NGWs) with a high potential in urban landscape design not only for esthetics, but also for ecological and economical purposes. Plant species, initial establishment, maintenance costs, and some other parameters of selected GWs were assessed. The study was considered as pioneering research for low-cost minimum-maintenance AGWs to be included in urban landscape designs. It was concluded, on the basis of the present findings, that the GW systems established with natural plant species, rock, and other materials already existing in natural landscapes could be constructed at fairly low costs, and such wall systems could have great ecological contributions.Öğe DETERMINATION OF THE VISUAL PREFERENCES OF DIFFERENT HABITAT TYPES(Parlar Scientific Publications (P S P), 2018) Eroğlu, Engin; Kaya, Sertaç; Doğan, Tuba Gül; Meral, Alperen; Demirci, Sena; Başaran, Nermin; Çorbacı, Ömer LütfüThe unique qualities of areas with natural landscape features help provide sustainability. Moreover, their different vegetation covers and ecosystems contribute to the preservation of their visual attraction. In recent years, the demand for natural areas has not only been seen at a recreational level, but has also become associated with the conservation and sustainability of those areas. Although the concept of sustainability is expressed from an ecological point of view, studies indicate that the visual aspect is also an important component. Thus, in this study, a visual quality assessment was carried out which considered both objective and subjective evaluations of different habitat types. Efteni lake-wetland and Melen Agzi dunes (Duzce), Anzer, Ayder, and Cat Diizii highlands (Rize), and Sultanmurat and Tasli highlands (Trabzon) were selected as the study areas. A visual quality analysis was conducted with a total of 43 participants (23 students, 16 local inhabitants and four lecturers) in order establish their preferences in areas with different landscape characteristics. For the determination of the visual qualifications of these areas, a total of 24 photographs showing typical images representing each habitat type (three photographs for each) were employed. Taking perceptual parameters into consideration, assessment of visual quality was made according to the points given to each photo by the participants. Consequently, differences in visual quality were found to be influenced by the demographic status of the participants, differences in habitat types, recreational trends and the conservation status of the habitats.Öğe Düzce ve Yakın Çevresindeki Bazı Endemik Bitki Türlerinin Mevsimsel Deği?im Potansiyelinin Belirlenmesi(2019) Eroğlu, Engin; Ak, M. Kıvanç; Kulaç, Şemsettin; Çetin, Bilal; Kaya, Sertaç; Aydın, Harun; Meral, AlperenTürkiye bitki çeşitliliği açısından oldukça zengin bir doğal bitki örtüsüne sahiptir. Yüksek çeşitlilikteki doğalbitki örtüsü içerisinde yer alan birçok ağaç, çalı ve otsu karaktere sahip bitki türleri bulunmaktadır. Doğal bitkitürleri bulundukları coğrafyada kullanıldıklarında yöre koşullarına en iyi adapte olabilen türler olmaktadırlar.Peyzaj mimarlığı uygulamalarında bakım maliyetlerinin azaltılması, sağlıklı bir bitki dokusu sağlanması, yerelçevreye uyum, çevre kalitesinin iyileştirilmesi gibi nedenlerle doğal türlerin kullanılması büyük önemtaşımaktadır. Türkiye’de özellikle doğal kaynak yönetimleri açısından yaşam birliktelikleri son derece önemkazanmaya başlamıştır. Özellikle Batı Karadeniz bölgesi gerek içermiş olduğu tür zenginliği ve gerekse deyaşam birliktelikleri çeşitliliği ile dikkat çekmektedir. Bu çalışmada Düzce Kent Merkezi çevresinde envanteriçıkarılmış olan endemik bitki türleri mevsimsel olarak gözlemlenmiş ve bu bitkilerin estetik ve fonksiyonelyönden kentsel alanlarda yapılacak olan peyzaj tasarımlarında değerlendirilme olanakları saptanmıştır.Öğe ECOLOGICAL AND VISUAL CHARACTERISTICS OF NATIVE PLANT COMPOSITIONS IN MOUNTAIN FORESTS(Parlar Scientific Publications (P S P), 2018) Eroğlu, Engin; Acar, Cengiz; Meral, AlperenPlants are important components of native landscape should be handled in accordance with their features, enabling them to be recognized, defined and utilized in natural and cultural environments. Road corridors are the best places to observe changes related to succession and fragmentation in native vegetation in the mountainside. In the present study, carried out in the road corridors in the mountainside within the boundaries of Trabzon province in Turkey. It was aimed to define the vegetation visually and ecologically based on the native landscape features. While native plant compositions were ecologically defined, they were approached as an ecological corridor. Patch Analyses based on landscape metrics in the vegetation around this ecological corridor were carried out via GIS. As for visual studies, photographing, visualization and surveys were used to define the design elements and design principles of plant composition and the visual effects they had. Thus, come up in planting design, it was determined according to which design principle design elements came together and what kind of a visual effect appeared. In the final phase, the relationships between the values produced by ecological and visual parameters were stated. Consequently, some significant relationships were found out between patch analysis metrics and visual parameters, area metrics and potential effect of seasonal change of native compositions, habitat features and fragmentation values etc.Öğe Evaluation of flood risk analyses with AHP, Kriging, and weighted sum models: example of capakcur, Yesilkoy, and Yamac microcatchments(Springer, 2021) Meral, Alperen; Eroglu, EnginThe present study aims to use the Bingol city center and agricultural plain as a base in future flood management plans and scenarios through flood modeling. In accordance with this purpose, the precipitation map of the catchment was prepared using the Kriging method by assigning values, with the Schreiber formula. Then, the slope, aspect, distance to the stream, land use, geology, soil, and precipitation maps were classified according to the analytical hierarchy process, and consistency indices and consistency ratios were calculated; thus, the factors affecting the flood were ranked as precipitation (CI 0.324), distance to the stream (CI 0.207), slope (CI 0.168), geology (CI 0.101), soil (CI 0.091), land use (CI 0.087), and aspect (CI 0.022). In the last step, consistency indices calculated by the AHP method were superposed on the weighted sum method, and then flood risk analysis was performed.Öğe Peyzaj karakterleri çalışmalarının entegre havza yönetim modellerinde değerlendirilmesi; Bingöl Çapakçur, Yeşilköy, Yamaç mikrohavzaları örneği(Düzce Üniversitesi, 2021) Meral, Alperen; Eroğlu, EnginSon yıllarda dünyamızı etkisi altına alan küresel iklim değişikliği, ekstrem hava olayları ve karşı karşıya kaldığımız kuraklık doğal kaynakların hızla bozulmasına yol açmaktadır. Tatlı suya ulaşımın giderek azaldığı günümüzde su yönetimi çalışmaları gün geçtikçe popüler hale gelmektedir. Su yönetimine bütüncül yaklaşım için en çok kullanılan model entegre havza yönetim modelleridir. Bu model havza sakinlerinin sosyo-ekonomik yapılarını ve doğal kaynak yönetimini bir arada ele aldığından dünya üzerinde de en çok uygulanan yönetim modellerindendir. Model kurgulanırken en önemli parametre mevcut arazi kullanımıdır. Bu parametre hem koruma ve geliştirme stratejilerini, hem de sosyo-ekonomik faktörleri doğrudan etkilemektedir.Bu araştırmada Bingöl ilinde 3 havzada model kurgulanmış ve yönetim stratejileri geliştirilmiştir. Model kurgulanırken genel olarak kullanılan CORINE arazi örtüsü yerine daha güncel ve sağlıklı verilerin sağlanacağı düşünülen Peyzaj Karakterleri kullanılmıştır. Bu sayede CORINE arazi örtüsünde yer almayan erozyon sahaları, kayalık alanlar, ulaşım ağları, kuru ve sulu dereler araştırmaya dahil edilerek daha güncel stratejiler geliştirilmiştir. CORINE arazi örtüsünün güncel peyzaj karakter alanlarıyla %45,35 oranında farklılık göstermesi, bu kararın ne kadar doğru olduğunu gözler önüne sermiştir. Araştırma boyunca 193 noktadan 12 farklı kullanım alanından toprak ve bitki örneklemesi yapılmıştır. Bu noktaların ayrıca 12'sinden su örneklemesi de yapılarak su kalitesi yıllık olarak incelenerek mevsimsel değişimler belirlenmiştir. Araştırma sonucunda vejetasyon koruma zonları haritası, toprak kalitesi haritası ve su kalite parametreleri güncel olarak verilmiştir. Yapılan koruma ve geliştirme stratejilerinde bu parametrelerin göz önünde bulundurulması araştırmanın güncelliğini arttırmıştır. Araştırma, havzaların risk haritalarının (erozyon, taşkın, heyelan) modele dahil edildiği öncü çalışmalardandır. Erozyon için kullanılan RUSLE modelinde tüm veri setlerinin yersel ölçümler ile hazırlanmıştır. Dolayısıyla en güncel toprak kaybı haritası da oluşturulmuştur. Araştırma sonucunda 3 havza için risk ve hassasiyet haritaları ortaya konulmuş ve SWOT analizleriyle havza sakinleri araştırmaya dahil edilmiştir. Koruma, kollama ve kalkınma çözüm önerileri havza sakinleri ile entegre bir şekilde ortaya konularak araştırma tamamlanmıştır.Öğe SOIL STABILIZATION AND LANDSCAPE REHABILITATION STUDIES IN EROSION AREAS: CAPAKCUR MICROCATCHMENT EXAMPLE(Parlar Scientific Publications (P S P), 2019) Meral, Alperen; Yüksel, Alaaddin; Demir, Yasin; Başaran, Nermin; Doğan, Tuba Gül; Kaya, Sertaç; Eroğlu, EnginErosion is a serious problem all over the world as in Turkey. The main cause of erosion in Turkey is the destruction of natural resources. The productivity function of lands is decreased due to the transported soil along with various minerals and organic matter, dams loss their functions long before their estimated economic life, and floods cause the loss of life and property. The negative effects of erosion on structures of natural areas can be diminished by landscape rehabilitation studies. Within the scope of this study, 855,716 ha area including Yelesen, Saban and Ortakoy villages in the Capakcur Microcatchment of the Bingol Province Central District was investigated and soil samples were collected. Landscape analysis was carried out for water, erosion and habitat functions, which are the most important components of the planning stage for the landscape rehabilitation studies. This study was also conducted to determine the erosion sensitivity and measures to be taken for a total of 855,716 ha land. The results showed that 11.68% (100,097 ha) of the study area is within the 1st degree sensitivity class, 5.24% (26,625ha) is in the 2nd degree sensitivity class, 16.15% (138,335ha) is in the 3rd degree of erosion sensitivity class and 69.03% (590,659 ha) is in 4th degree of sensitivity class. Plant growth, soil improvement, water quality, drainage, slope sensitivity and erosion status in the repaired areas should be periodically monitored after the completion of all operations. Fieldworks should be finalized with the completion and renewal planting following the erosion monitoring.Öğe Yamaç Mikrohavzası’nda (Bingöl) Arazi Kullanımı Durumunun CBS ile Belirlenmesi ve AgroTurizm Potansiyelinin Değerlendirilmesi(2018) Yüksel, Alaaddin; Meral, Alperen; Demir, Yasin; Eroğlu, EnginGünümüzde agro-turizm faaliyetleri her geçen gün daha da önem kazanan turizm etkinliklerinden birisiolarak karşımıza çıkmaktadır. Son zamanlarda agro-turizm faaliyetleri, başta gelişen ve gelişmekte olan ülkelerolmak üzere hem kırsal kalkınmanın sağlanması hem de biyoçeşitlilik ve ekosistemi korumaya katkıda bulunmakamacıyla çeşitli kuruluşlar tarafından da desteklenmektedir. Bu çalışmada Bingöl İli Yamaç Mikrohavzası örnekalınarak Murat Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi uygulaması sonrasındaki agro-turizm potansiyelibelirlenmekte ve kırsal kalkınma açısından bölgeyi destekleyici öneriler geliştirilmektedir. Bu bağlamda projeuygulamasının öncesi ve sonrası CBS ve senaryo analizleri yardımıyla belirlenmiş olup mevcut tarımsal arazilerindurumu, alanın agro-turizme uygunluğu, bölgede agro-turizm açısından yapılacak faaliyetler, agro-turizmfaaliyetleri içindeki yeri ve gücü sorularına yanıt aranmaktadır. Bu çalışmanın ana amacı, bölgede en çok yapılantarımsal faaliyetler açısından (ceviz yetiştiriciliği, sebze ve arıcılık), bölgenin agro-turizm potansiyelinin ortayakonulması ve kırsal kalkınma açısından bölgeye sağlanacak katkıların belirlenmesidir ve çalışma dahilinde yerelhalk ve sorumlu kuruluşlar boyutunda öneriler geliştirilmesidir.