Yazar "Kavak, Mehmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Doğu marmara bölgesinde marulda kurşuni küf hastalığı etmeni (Botrytis cinerea Pers. Ex. Fr.)'nin bazı fungisitlere karşı duyarlılık düzeylerinin belirlenmesi(Düzce Üniversitesi, 2022) Kavak, Mehmet; Altın, NedimMarul üretiminde sorun olan önemli hastalıklardan birisi de Botrytis cinerea etmeninin neden olduğu kurşuni küf hastalığıdır. Bu etmen fungisitlere karşı en hızlı dayanıklılık kazanan mikroorganizmaların başında gelmektedir. Bu tez çalışması marulda kurşuni küf hastalığına neden olan Botrytis cinerea etmeninin bazı fungisitlere karşı duyarlılık düzeylerinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Örtüaltı marul üretiminin yapıldığı Bilecik ili Söğüt ilçesinden alınan örneklerden izolatlar elde edilmiştir. İzolatlar koloni morfolojileri yönüyle misel gelişimleri, sporulasyon ve sklerot üretimleri dikkate alınarak değerlendirilmiştir. İzolatların 125 g/L fluopyram+375 g/L pyrimethanil, % 26.7 boscalid+% 6.7 pyraclostrobin ve 75 g/L fluxapyroxad+50 g/L difenoconazole aktif maddelerini içeren fungisitlere karşı olan duyarlılığındaki azalmalar in vitro koşullarda belirlenmiştir. Çalışmalar sonucunda 20 adet izolat elde edilmiştir. Koloni morfolojisine göre 4 adet izolat miseyal grupta yer alırken 16 adet izolat sklerot grubunda yer almıştır. İn vitro çalışmalar sonucunda fluopyram+pyrimethanil ve boscalid+pyraclostrobin aktif maddelerini içeren fungisitlere karşı en yüksek EC50 değeri M2 nolu izolatta tespit edilmiştir. M2 izolatı için hesaplanan EC50 değeri sırasıyla 37.657 µg/ml ve 51.025 µg/ml olarak belirlenmiştir. Fluxapyroxad+difenoconazole aktif maddelerini içeren fungiside karşı ise en yüksek EC50 değeri 11.154 µg/ml ile M8 nolu izolatta belirlenmiştir. Koparılmış yaprak demelerinde her bir fungiside karşı en yüksek EC50 değerine sahip olan 2 adet ve en düşük EC50 değerine sahip olan bir adet izolat seçilmiş ve denenmiştir. Denemeler sonucunda EC50 değeri yüksek olan izolatlar marul yapraklarında lezyon oluşturmuştur. Fungisitler bu izolatları engellemede başarısız olmuştur. Buna karşı EC50 değeri düşük olan izolatlar ise marul yapraklarında lezyon oluşturamamıştır. Bu durum bu izolatların fungisitlere karşı duyarlı olduğunu ortaya koymaktadır. Hem in vitro koşullarda hem de koparılmış yaprak denemelerinde bazı Botrytis cinerea izolatlarının kullanılan fungisitlere karşı duyarlılık düzeylerinde azalmalar olduğu belirlenmiştir.Öğe Kentsel Yaşam Alanında Bitki Çeşitliliği ve Etkileri: Düzce Üniversitesi Konuralp Kampüsü Örneği(2020) Yazlık, Ayşe; Kavak, Mehmet; Aşkın, Esra; Külcüoğlu, Nida; Ersoy, Ömer Faik; Kovankaya, Furkan; Aydoğdu, AyşenurYüksek insan nüfusu ve geniş yaşam alanları ile kentsel ekosistem kapsamında değerlendirilebilen üniversite kampüsalanlarının flora ve fauna yapısının tespiti ilgili alanların biyolojik çeşitliliğinin belirlenmesi bakımından önemlidir. Ayrıcailgili türlerin belirlenmesi çevresel ve sosyo-ekonomik etkilerin değerlendirilmesine bir kaynak sağlar. Bu çalışma, 2018-2019 yılları arasında otsu bitki türlerinin belirlenmesi ve etkilerinin tanımlanması konusunda Türkiye-Düzce ilinde bulunanDüzce Üniversitesi Konuralp Merkez Kampüsü’nde gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın temel amacı, kampüs alanında bulunanotsu bitki türlerine karşı gerekli önlemlerin ve kontrol programlarının oluşturulması ve ilgili alanın biyolojik çeşitliliğininkorunması ve stratejilerin geliştirilmesi için bir kaynak yaratmaktır. Araştırma sonuçlarına göre; 27 familyadan 65 taksontespit edilmiştir. En fazla takson barındıran familyalar; Asteraceae, Poaceae, Fabaceae ve Cruciferae olarak sıralanmıştır.Taksonların yaşam süreleri incelendiğinde 33 takson tek yıllık, bir takson iki yıllık, 22 takson çok yıllık ve dokuz takson iseortak yaşam süresine sahiptir. Rastlanma sıklığına göre; Lamium purpureum ve Veronica persica % 84.4 ile en fazlarastlanılan türler olarak kaydedilmiştir. Bu türleri ise sırasıyla Anagallis monelli (% 81.2), Medicago arabica (% 72.0), Poabulbosa (% 72.0), Ranunculus repens (% 69.0), Plantago lanceolata (% 69.0), Conyza canadensis (% 66.0) ve Loliumperenne (% 66.0) takip etmiştir. Kampüs alanında belirlenen 65 taksonun farklı etki şekillerine sahip olması sonucu çevresel(68) ve sosyo-ekonomik (40) açıdan toplam 108 etki değerlendirilmiştir. En fazla etki şekli 34 taksonla güçlü üreme veyayılma etkisinde belirlenirken, bunu 26 takson ile peyzaj dokusuna etki takip etmiştir. Etki statüsü incelendiğinde ise 65olumsuz 43 olumlu etki tespit edilmiştir. Sonuçlar, kampüs alanlarında bulunan otsu bitki taksonlarının olumsuz etkileriniazaltmak için gerekli önlemlerin ve kontrol programlarının oluşturulmasına kaynak sağlayabilir. Ek olarak, olumlu etkilerive biyolojik çeşitliliği korumak için stratejiler geliştirilmesine yardımcı olabilir. Son olarak bu veriler gelecek yıllarda DüzceÜniversitesi yerleşke alanında otsu bitki taksonlarının değişimlerini izlemek için kullanılabilir.