Yazar "Karaca, Seda Erişen" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Adolesan Çocuklarda Hepatit B Belirteçlerinin İncelenmesi-Düzce Üniversitesi Hastanesi 5 Yıllık Sonuçlar(2021) Kılıçaslan, Önder; Sav, Nadide Melike; Karaca, Seda Erişen; Sungur, Mehmet Ali; Öztürk, Cihadiye Elif; Kocabay, KenanAmaç: Hepatit B virüsü (HBV), akut ve kronik karaciğer hastalığının ve bunlara bağlı morbidite ve mortalitenin başlıca nedenidir. Ülkemizde 1998 yılında Hepatit B aşısı rutin aşı takvimine alındı. Bu çalışmada, ülkemizde Hepatit B aşısı uygulanmaya başlandıktan sonra doğan çocuklardaki Hepatit B belirteçlerinin değerlendirilmesini amaçladık.Gereç ve Yöntemler: Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Polikliniklerine başvurup HBV seroloji testleri yapılan, rutin aşı takviminde aksama olmayan ve yaşları 10-19 arasında olan 310 çocuğun Hepatit B belirteçleri değerlendirildi. Çocukların tam aşılı sayılabilmeleri için 1999 ve sonrası doğumlu olanlar çalışmaya dahil edildi. Aynı hastanın farklı zamanlarda yapılan değerlendirmeleri çalışma dışı bırakıldı.Bulgular: Çalışmaya 166 (%53,5) erkek ve 144 (%46,5) kız toplam 310 çocuk alındı. Çocukların 192’sinde anti-HBs pozitif (%61,9), 118’inde (%38,1) negatif saptandı. Cinsiyetler açısından anti-HBs ve HBsAg pozitifliği karşılaştırıldığında anlamlı fark bulunmadı. Sonuç: Hepatit B aşısı sonrası bireylerin seropozitiflik durumları üzerine günümüzde fazla araştırma yapılmıyor olsa da çalışmamızda saptanan anti-HBs pozitiflik oranları; geniş bir popülasyonda yeni bir çalışma planlanarak aşılama sonrası anti-HBs düzeyinin değerlendirilmesinin tekrar gündeme gelmesini, belki de kişiden kaynaklanan sigara içme, fazla kilo problemi veya aşıların uygulanması yönünden kaynaklanan aşı transportu, saklama ve uygulama problemleri gibi sorunların ortaya çıkmasını sağlayarak, toplumda saptanan pozitif anti-HBs yüzdesinin istenilen düzeye gelmesini sağlayacaktır.Öğe COVID-19 Disease in Children: Clinical Course, Diagnosis and Treatment Overview and Literature Data Compilation(2020) Kılıçaslan, Önder; Sav, Nadide Melike; Karaca, Seda Erişen; Kocabay, KenanThe novel Coronavirus is named as SARS-CoV-2 is a highly contagious infection agentcompared to the previous human coronaviruses. Each previous outbreak had distinctivedanger. The high potential of infectiousness is the primary danger of novel coronavirus.While MERS-CoV infection is known to have higher mortality rate, SARS-CoV-2 hasspread to many people all over the world in a concise time. SARS-CoV-2 (like SARS-CoVand MERS) infects fewer children and results in milder clinical symptoms than in adults.The primary pathogenesis of it is not known; the difference in children’s immunities, lesslikelihood of exposure to the agent may be the reasons. Nevertheless, along with beingmostly asymptomatic, the child population is a potential source for infection spread.Öğe Internipple Distance and Internipple Index in Prepubertal Turkish Girls(2020) Karaca, Seda Erişen; Cangür, Şengül; Arslanoğlu, İlknurObjective: To determine internipple distance and internipple index in prepubertal Turkish girls.Methods: The internipple distance and chest circumference of 667 healthy prepubertal Turkish girls aged 6 to 11 years were measuredin a school screening program in Düzce. Measurements were performed at the end of expiration with a standard non-stretch tapemeasure graduated in millimeters with the arms hanging in a relaxed position on the sides of the body. The internipple distance wasmeasured between the centers of both nipples, and chest circumference was measured across the internipple line. The internipple indexwas calculated by dividing the internipple distance (cm) x100 by the chest circumference (cm). Age specific internipple index referencecurves were constructed and smoothed with the Lambda-Mu-Sigma method. Mean and standard deviations of internipple distance andinternipple index were calculated according to decimal ages.Results: Age was found to be positively correlated with internipple distance and chest circumference, while it was negatively correlatedwith internipple index. The reference values of internipple index, including 3rd, 10th, 25th, 50th, 75th, 90th, and 97th percentiles, andstandard deviations were calculated for prepubertal girls.Conclusion: The reference ranges provided by this study might be helpful for the evaluation of syndromic cases by serving as normativedata for internipple index in prepubertal girls aged 6-11 years in Turkey although ethnic differences may affect applicability to othercountries.Öğe Obez Çocuklarda Uyku Kalitesi ve İşeme Fonksiyonunun Değerlendirilmesi(2022) Karaca, Seda Erişen; Sav, Nadide Melike; Kılıçaslan, Önder; Sungur, Mehmet AliAmaç: Çocuklarda obezite ikincil hastalıklara yol açabilen önemli bir sağlık sorunudur. Bu hastalarda artan intraabdominal ve intravezikal basınç işeme fizyolojisinde değişikliklere yol açar. Ayrıca insülin ve glukoz metabolizma bozukluğu da alt üriner sistem fonksiyonlarını etkileyebilmektedir. Bununla birlikte obezitenin uyku bozuklukları ile ilişkisi de bilinmektedir.Materyal ve Metot: İşeme ve uyku bozukluklarını belirlemek için hazırlanan anket, yaşları 9 ile 18 arasında olan, 100 obez çocuk hasta ile benzer yaş grubundaki 100 normal kilolu sağlıklı bireye uygulandı.Bulgular: Hasta grubunun %17’sinde kontrol grubunun %2’sinde gündüz idrar kaçırma şikayeti varken, nokturnal enürezis hasta grubunun %25’inde, kontrol grubunun ise %2’sinde gözlendi. Hasta grubunda sağlıklı kontrollere göre aşırı aktif mesane sıklığı da daha fazla idi (sırasıyla %15 ve %5; p<0,05). Ayrıca hasta grubunun daha yüksek oranda gece huzursuz uyuduğu, horladığı ve gün içinde yorgun göründüğü ve yine bu grupta belirgin artmış davranış bozukluğu ve öğrenme güçlüğü olduğu belirlendi.Sonuç: Bu çalışma obez çocuklarda azalmış uyku kalitesi ve işeme bozukluğunun sağlıklı gruba göre yüksek prevalansını gösteren ilk çalışmadır. Obezitenin bir çok sistemi olumsuz etkilemesine bağlı olarak ortaya çıkan patolojiler çocukluk çağında da hastalığın bir sendrom olarak değerlendirilmesinin gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu hastalarda multidisipliner yaklaşım tedavi başarısını artıracaktır.Öğe A Rare Cause of Female Gender Dysphoria: Report of Three Cases with Low Percentage of Turner Mosaicism(2020) Karaca, Seda Erişen; Eröz, Recep; Arslanoğlu, İlknurGender dysphoria is a condition caused by a mismatch between the gender assigned at birthand gender identity. Gender development disorders include situations where congenitalchromosomal, gonadal, or anatomically gender-related physical features are atypical. In thestudies conducted mostly by karyotype analysis, it is reported that the rate of chromosomalabnormality is very low in people with gender dysphoria. In Turner mosaicism, genderdysphoria is not a common finding. In this case series, we examined the phenotype andgenotype characteristics of the three cases identified as Turner mosaicism, who applied withgender dysphoria. The patients’ complaints were feeling like a male, negative thoughts aboutbeing a female, being uncomfortable with feminine body image, wanting to have a male body.None of our 3 cases had Turner stigmata however their chromosomal or FISH analyses showedthat one of them was 45,X/46 XX/47,XXX and two of them were 45 X/46 XX karyotype.Öğe Steroid Hormone Profiles and Molecular Diagnostic Tools in Pediatric Patients With non-CAH Primary Adrenal Insufficiency(Endocrine Soc, 2022) Menevse, Tuba Seven; Demirkol, Yasemin Kendir; Tosun, Büşra Gürpinar; Bayramoglu, Elvan; Yıldız, Melek; Acar, Sezer; Karaca, Seda ErişenContext There is a significant challenge of attributing specific diagnoses to patients with primary adrenal insufficiency of unknown etiology other than congenital adrenal hyperplasia (non-CAH PAI). Specific diagnoses per se may guide personalized treatment or may illuminate pathophysiology. Objective This work aimed to investigate the efficacy of steroid hormone profiles and high-throughput sequencing methods in establishing the etiology in non-CAH PAI of unknown origin. Methods Pediatric patients with non-CAH PAI whose etiology could not be established by clinical and biochemical characteristics were enrolled. Genetic analysis was performed using targeted-gene panel sequencing (TPS) and whole-exome sequencing (WES). Plasma adrenal steroids were quantified by liquid chromatography-mass spectrometry and compared to that of controls. This study comprised 18 pediatric endocrinology clinics with 41 patients (17 girls, median age: 3 mo, range: 0-8 y) with non-CAH PAI of unknown etiology. Results A genetic diagnosis was obtained in 29 (70.7%) patients by TPS. Further molecular diagnosis could not be achieved by WES. Compared to a healthy control group, patients showed lower steroid concentrations, most statistically significantly in cortisone, cortisol, and corticosterone (P < .0001, area under the receiver operating characteristic curve: .96, .88, and .87, respectively). Plasma cortisol of less than 4 ng/mL, cortisone of less than 11 ng/mL, and corticosterone of less than 0.11 ng/mL had a greater than 95% specificity to ensure the diagnosis of non-CAH PAI of unknown etiology. Conclusion Steroid hormone profiles are highly sensitive for the diagnosis of non-CAH PAI of unknown etiology, but they are unlikely to point to a specific molecular diagnosis. TPS is an optimal approach in the molecular diagnosis of these patients with high efficacy, whereas little additional benefit is expected from WES.