Yazar "Gürlevik, Zehra" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 26
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 1999-2010 yılları arasında kliniğimizde takip edilen herpes zoster olgularının retrospektif değerlendirilmesi(2012) Küçükçakır, Oğuz; Aliağaoğlu, Cihangir; Turan, Hakan; Yanık, Mehmet Emin; Gürlevik, Zehra; Acer, Ersoy; Gönen, İbakAmaç: Herpes zoster sinir sisteminin yaygın görülen viral bir hastalığıdır. Yıllık insidansı 1,5-3/1000 olmakla birlikte, 75 yaş üzerinde bu oran artmaktadır. Mevsimsel faktörlerin hastalığın insidansını etkileyebileceği düşünülmektedir. Bu çalışmanın amacı herpes zoster tanısı almış olan hastaların klinik, demografik özelliklerinin incelenerek, Türkiye ve dünyadaki diğer epidemiyolojik çalışmalarla benzerlik ve farklılıklarının ortaya konmasıdır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmamızda Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalında Ocak 1999-Aralık 2010 tarihleri arasında herpes zoster tanısı konulan 312 hastanın dosyaları retrospektif olarak değerlendirildi. Bulgular: Kliniğimize başvuran tüm hastaların %0,56’sının herpes zoster hastası olduğu gözlenmiştir. Hastaların yaşı 6 ay ile 87 yaş arasında değişmekteydi (ortalama 49,6; ortanca değer 53). Kadın ve erkek olgu sayısı hemen hemen eşitti. Ocak ve Ağustos aylarında başvuru sayısı daha fazla idi. En sık torakal tutulum vardı. Herhangi bir gizli malinite öncüsü değildi. Sistemik olarak en sık kalp damar hastalıkları ile birlikteliği tespit edildi. Olguların %7,4’ünün çocuk hasta olduğu izlendi. Hastaların %21,4’ünde komplikasyon saptandı. En sık görülen komplikasyon postherpetik nevralji idi. Sonuç: Herpes zoster epidemiyolojisiyle ilgili ülkemizde az sayıda çalışma olduğu görülmektedir. Çalışma sonuçlarımızı mevcut literatür verileriyle kıyasladığımız zaman az veya çok benzer bulguların olduğunu gözlemledik. Diğer çalışmalardan farklı olarak en sık eşlik eden sistemik hastalık kardiyovasküler hastalıklardı. Bu durum bu tür kronik stres yapıcı faktörlerin humoral ve hücresel immüniteyi zayıflatmasına bağlanmıştır. Ülkemizin farklı bölgelerinden benzer çalışmaların hastalığın klinik ve epidemiyolojik özelliklerinin daha net şekilde ortaya çıkması için gerekli olduğunu düşünüyoruz.Öğe Acute generalized exanthematous pustulosis induced by iopromide(Duzce University Medical School, 2011) Gürlevik, Zehra; Albayrak, Hülya; Güvenç, Serdar Cenk; Yanık, Mehmet Emin; Kandiş, HayatiAcute generalized exanthematous pustulosis is characterized acute onset of widespread pustule eruption. Acute generalized exanthematous pustulosis usually seen as a medication reaction. 67 years old woman with acute generalized exanthematous pustulosis secondary to iopromide has been presented herein. © 2011 Düzce Medical Journal.Öğe Acute generalized exanthematous pustulosis induced by Iopromide(2011) Gürlevik, Zehra; Albayrak, Hülya; Güvenç, Serdar Cenk; Yanık, Mehmet Emin; Kandiş, HayatiAkut generalize ekzantematöz püstülozis akut başlangıçlı tüm vücutta yaygın püstüler erüpsiyonlarla karakterizedir. Genellikle ilaç uygulamaları ile ilişkili görülmektedir. Burada, 67 yaşındaki bayan hastada iopromide bağlı gelişen akut generalize ekzantematöz püstülozis vakası sunulmuştur.Öğe Ailesel liken planus: olgu sunumu(2011) Turan, Hakan; Okur, Mesut; Gürlevik, Zehra; Acer, ErsoyLiken planus deri, mukoza ve tırnakları etkileyen idiyopatik, inflamatuvar bir dermatozdur. Etyopatogenezi tam olarak bilinmemektedir ancak otoimmünite, virüsler, aşılar, kontakt alerjenler, ilaçlar, stres ve genetik e ğilimin rolü olabileceği düşünülmektedir. Ailesel liken planus nadir olarak bildirilmiştir. Ancak her geçen zaman ailesel vakaların sayısının artması genetik eğilimin patogenezdeki yerini kuvvetlendirmektedir. Burada bir anne ve kızında ortaya çıkan ailese l liken planus tablosu bildirilmektedir.Öğe Darier disease with asymmetrical involvement of the leg(Wiley, 2011) Gürlevik, Zehra; Aliagaoğlu, Cihangir; Albayrak, Hülya; Yanık, Mehmet Emin; Güvenç, Serdar Cenk…Öğe Does MBL2 codon 54 polymorphism play a role in the pathogenesis of psoriasis?(Wiley-Blackwell, 2014) Turan, Hakan; Karkucak, Mutlu; Yakut, Tahsin; Özşahin, Mustafa; Gürlevik, Zehra; Yanık, Mehmet Emin; Yaykaşlı, Kürşat OğuzBackground Psoriasis is a T cell-mediated immune disease in which various cytokines, primarily tumor necrosis factor- (TNF-), are complexly involved. Mannose-binding lectin (MBL) gene polymorphisms decrease MBL serum levels, thereby increasing the synthesis of proinflammatory cytokines such as TNF-. Objectives This trial was designed to evaluate the role of the MBL2 codon 54 polymorphism in the pathogenesis of psoriasis. Methods Fifty patients diagnosed with psoriasis vulgaris and 53 healthy subjects were included in the trial. The polymerase chain reaction-restriction fragment length polymorphism (PCR-RFLP) method was applied to determine the MBL2 codon 54 polymorphism. Genotypes were determined according to the bands formed in agarose electrophoresis gels. For the statistical analysis, the level of significance was set at P<0.05. Results A total of 33 (66.0%) of the 50 psoriasis patients were detected to have A/A genotype and 17 (34.0%) had B/B genotype. Of the control subjects, 44 (83.0%) had A/A genotype and nine (17.0%) had B/B genotype. There was a statistically significant difference between the groups (P=0.047). The analysis of allele frequencies revealed A allele prevalences to be 79 (79.0%) and 95 (89.6%), and B allele prevalences to be 21 (21.0%) and 11 (10.4%), in the patient and control groups, respectively. A statistically significant difference between allele frequencies was detected (P=0.031). Conclusions This study suggests that the MBL2 codon 54 polymorphism may have an association with psoriasis in the Turkish population.Öğe Drugs Induced Stevens-Johnson Syndrome(2010) Önder, Elif; Albayrak, Hülya; Gürlevik, Zehra; Aydın, YusufStevens Johnson Syndrome (SJS) is a life threatening mucocutaneous skin disease that mostly developed after using some drug. SJS mostly appear between 2-4th decades. Mucocutaneous lesions were seen between 1-14 days of drug intake. And these lesions spread diffusely all around the body. First treatment choice is the stopping of drug that cause SJS and giving supporting treatment. After understanding of underlying cytotoxic and immunological mechanism of SJS, new treatment approaches were developed and mortality of disease was reduced. We herein report a short review of drug induced SJS and its treatment. © 2010 Düzce Medical Journal.Öğe Düzce Üniversitesi Tıp fakültesi dermatoloji kliniğinde son 10 yılda takip edilen mycosis fungoides vakalarının retrospektif değerlendirilmesi(2012) Albayrak, Hülya; Aliağaoğlu, Cihangir; Güvenç, Serdar Cenk; Yanık, Mehmet Emin; Küçükçakır, Oğuz; Gürlevik, ZehraAmaç: Mikozis fungoides (MF) klinik, histolojik, immünolojik ve moleküler bulgularıyla derinin T hücreli lenfomasıdır. Diğer lenfomalardan farklı olarak çok yavaş seyirlidir. Çalışmamızın amacı bölgemizde nispeten sık olarak görülen MF’in klinik ve demografik özelliklerini ortaya koymaktı. Gereç ve Yöntem: Düzce Tıp Fakültesi Dermatoloji polikliniğinde Şubat 1999 ile Haziran 2009 tarihleri arasında takip edilen 44 MF hastası retrospektif olarak incelendi. Bulgular: Bölgemizde bu hastalığın sıklığı 100 binde 1,34 olarak saptanmıştır. Bu sıklık diğer serilerle kıyaslandığında hastalığın bölgemizde 2,6-4,3 kat daha sık olduğunu göstermekteydi. Ortalama görülme yaşı 55,7 yıl idi ve batı toplumlarındakine benzer bulunmuştur. Hastalığın cinsiyete göre dağılımına bakıldığında erkeklerde daha sık gözükmektedir. Bu oran ülkemizdeki diğer çalışmalardan farklı olarak bizim çalışmamızda 1,75 olarak saptanmıştır. Yaş dağılımına göre değerlendirildiğinde 50 yaşından önce bayanlarda sık görülürken, 50 yaşından sonra erkekler lehine fark birden artmaktaydı. Bu durum bölgemizde bu hastalığın etiyolojisini etkileyen faktörlerin farklı olabileceğini aynı zamanda cinsiyetler arasında da fark olabileceğini düşündürmektedir. Sonuç: MF’in bölgemizde daha sık görüldüğünü saptadık. Fakat bu sıklığı açıklayacak potansiyel özgün bir risk faktörü saptanamadı. Bu çalışma bölgemizde yapılacak prospektif kontrollü bir çalışmaya ihtiyaç olduğunu açıkça göstermiştir.Öğe Ectopic nail without trauma(Duzce University Medical School, 2012) Gürlevik, Zehra; Aliağaoğlu, Cihangir; Albayrak, Hülya; Yanık, Mehmet Emin; Güvenç, Serdar CenkEctopic nail is an extremely rare disorder related to acquired or congenital anomalies. It is characterized by the growth of nail-like tissue in a location other than the nail bed. We present a case of spontaneous growth of ectopic nail on the finger of a female patient without bone anomalies or associated ectodermic syndromes and trauma. © 2012 Düzce Medical Journal.Öğe Generalized Lichen Nitidus(2010) Gürlevik, Zehra; Küçükçakır, Oğuz; Yanık, M. Emin; Kuzey, M. Akif; Albayrak, HülyaLichen nitidus, a rare condition of unknown etiology, is characterized by minute, flesh colored, shiny papules commonly occurring on the genitali, abdomen, chest and extremities. The trunk of 11 year old male patient, with arms and legs had widespread papules. The lymphohistiocytic infiltration in dermal papilla was observed on histopathologic examination. The lymphohistiocytic infiltration was encirculed by rete ridges. Without any treatment, we have recommended follow-up our patient. © 2010 Düzce Medical Journal.Öğe Geriatrik yaşta amoksisilin kullanımı sonucu gelişen ve hayatı tehtid eden, ağır stevens johnson sendromu(2010) Önder, Arif; Güngör, Adem; Celbek, Gökhan; Çeçen, Faruk; Yıldırım, Ümran; Gürlevik, Zehra; Cinemre, HakanStevens Johnson Sendromu (SJS) genellikle ilaçlara ve enfeksiyonlara karşı oluşan, ateş, stomatit ve konjonktivit ile karakterize ağır bir cilt reaksiyonudur. Her yaş ve cinsiyette ortaya çıkabilmekle birlikle genellikle 2.-4. dekatta görülür, ileri yaşlarda nadir olarak görülmektedir. Litaretürde ilaca bağlı SJS ile ilgili pek çok vaka sunumu yapılmakla birlikte amoksisiline bağlı SJS vakaları nadirdir. Bu yazıda pnömoni nedeniyle amoksisilin başlanmasının ardından gelişen, geriatrik yaş grubunda ortaya çıkan SJS olgusu sunulmuştur. Yetmiş dört yaşında erkek hasta pnömoni nedeniyle amoksisilin tedavisi başlanmasından 2 gün sonra başlayan tüm vücudunda yaygın döküntü, göz kapağında şişlik, gözde kızarıklık ve nefes darlığı şikayeti ile acil servisimize başvurdu. Hasta prerenal akut böbrek yetmezliği, pnömoni, ilaç reaksiyonu (SJS) öntanısıyla servisimize yatırıldı. Hastaya klinik ve histopatolojik olarak SJS tanısı konularak IV steroid tedavisi başlandı. Hastanın verilen steroid tedavisi ile cilt döküntülerinde belirgin düzelme izlendi. Hastanın steroid tedavisi azaltılarak kesildi. Günümüzde betalaktam antibiyotikler özellikle amoksisilin güvenli bir ilaç olarak sıklıkla kullanılmaktadır. Ancak nadirde olsa ileri yaşlarda amoksisiline bağlı SJS gibi yaşamı tehdit eden yan etkilerin görülebileceği akılda tutulmalıdır.Öğe Heart rate recovery index in patients with psoriasis(2012) Bulur, Serkan; Turan, Hakan; Aslantaş, Yusuf; Gürlevik, Zehra; Özşahin, Mustafa; Ankaralı, Handan; Özhan, HakanObjectives: In clinical practice, autonomic tunctons are indirectly investigated with heart rate recovery (HRR) index measurements. Our aim was to evaluate the HRR index in patients with psoriasis, which is a systemic inflammatory disease. Study design: The study population included 39 psoriasis patents (18 female, mean age 48±15 years) and 40 control group (18 female, mean age 44±9 years) healthy individuals. The severity of psoriasis was calculated using the psoriasis area and severity index (PASI). None of the study patients had a PASI score >50. All of the participants underwent treadmill exercise testing usng the Bruce protocol. Results: According to basic clinical and demographic characteristics, both groups were similar with regard to age, body mass index, and fasting glucose and cholesterol levels. No significant differences were observed in the systolic or diastolic blood pressures or resting heart rates between the two groups. All patients and control-group participants had sinus rhythm and normal 12-lead ECG results at rest. All subjects completed the exercise tests to exhaustion without rhythm abnormalities, ischemic changes, or other complications. The maximal heart rate and metabolic equivalents achieved during the exercise stress test (EST) were similar in the psoriasis and control group (163±16 vs. 170±16, p=0.07; 9.8±0.9 vs. 10.1±1.0, p=0.24. respectively). The 1st, 3rd, and 5th minute HRR indices of patients with psoriasis were similar to those of the control group (HRR1: 30±12, 32±18, p=0.71; HRR3: 57±13, 64±17, p=0.10; HRR5: 64±15, 68±16, p=0.46. respectively). Conclusion: The HRR index, which is calculated by an EST and associated with autonomic nervous system function, is not effected in mild to moderate psoriasis patients. © 2012 Turkish Society of Cardiology.Öğe Heart rate recovery index in patients with psoriasis)(2012) Bulut, Serkan; Turan, Hakan; Aslantaş, Yusuf; Gürlevik, Zehra; Özşahin, Mustafa; Ankaralı, Handan; Özhan, HakanAmaç: Kardiyak otonomik işlevler klinik uygulamada kalp hızı toparlanma (KHT) indeksi ile dolaylı yoldan ölçülebilir. Bu çalışmada sistemik enflamatuvar bir hastalık olan psoriasisli bireylerde KHT indeksininin araştırılması amaçlandı. Çalışma planı: Çalışmaya 39 psoriasis hastası (18 kadın, ort. yaş 4815 yıl) ve 40 sağlıklı birey (18 kadın, ort. yaş 449 yıl) kontrol grubu olarak alındı. Psoriasisin ciddiyeti psoriasis bölge ve ciddiyet indeksine (PASİ) göre hesaplandı. Çalışmaya alınan hastaların hiçbirinin PASİ skoru 50 değildi. Tüm katılımcılara Bruce protokolü kullanılarak tredmil egzersiz testi uygulandı. Bulgular: Temel klinik ve demografik özelliklerine göre, her iki grup yaş, beden kütle indeksi, açlık kan şekeri ve kolesterol düzeyleri benzerdi. İki grup arasında sistolik veya diyastolik kan basıncı veya istirahat kalp hızlarında anlamlı bir fark gözlenmedi. Tüm hastalar ve kontrol grubu katılımcıları sinüs ritmine ve dinlenmede normal 12 derivasyonlu EKG sonucuna sahipti. Tüm katılımcılar ritim anormallikleri, iskemik değişiklikler veya diğer komplikasyonlar olmadan yorgunluk ile egzersiz testini tamamladı. Egzersiz stres testi sırasında maksimal kalp hızı ve metabolik eşdeğere ulaşma psoriasis ve kontrol grubunda benzer bulundu (sırasıyla; 16316 ve 17016, p0.07; 9.80.9 ve 10.11.0, p0.24). Birinci, üçüncü ve beşinci dakikadaki KHT indeksleri psoriasisli hastalar ile kontrol grubunda benzerdi (sırasıyla, KHT1: 3012, 3218, p0.71; KHT3: 5713, 6417, p0.10; KHT5: 6415, 6816, p0.46). Sonuç: Otonomik sinir sisteminin bir göstergesi olan ve egzersiz testi ile ölçülen KHT indeksi hafif orta derece hastalığa sahip psoriasisli bireylerle etkilenmemiştir.Öğe Herpes Zoster ophthalmicus with occulomotor nerve palsy(2010) Celbek, Gökhan; Gürlevik, Zehra; Güngör, Adem; Coşkun, Hülya; Kandiş, Hayati…Öğe İlaçlara bağlı Stevens-Johnson Sendromu(2010) Önder, Elif; Albayrak, Hülya; Gürlevik, Zehra; Aydın, YusufStevens Johnson Sendromu (SJS) sıklıkla ilaçlara bağlı olarak gelişen nadir fakat hayatı tehdit edebilen mukokutanöz bir cilt reaksiyonudur. Her yaşta ortaya çıkabilmekle birlikte en sık 2– 4. dekatlarda görülür. Mukokutanöz lezyonlar, sebep olan ilacın alınmasını takiben 1–14 günlük döneminin ardından ortaya çıkar. Gövde ve yüzde başlayan eritematöz makülopapüler döküntüler hızla tüm vücuda yayılır. Tedavisinde ilk basamak, sebep olan ilacın kesilmesi ve destek tedavisidir. Günümüzde altta yatan sitotoksik ve immünolojik mekanizmaların daha iyi anlaşılması yeni tedavi yaklaşımlarının ortaya çıkmasını ve mortalitenin azalmasını sağlamıştır. Bu yazıda ilaçlara bağlı olarak gelişen SJS hakkında kısa bir derleme sunulmaktadır.Öğe Jeneralize liken nitidus(2010) Gürlevik, Zehra; Küçükçakır, Oğuz; Yanık, M. Emin; Kuzey, M. Akif; Albayrak, HülyaLiken nitidus genital bölge, karın, göğüs ve ekstremitelerde ortaya çıkan, ufak, deri renginde, parlak papüllerle karakterize etiyolojisi bilinmeyen nadir bir deri hastalığıdır. 11 yaşındaki erkek hastamızda gövde, kol ve bacakta yaygın papülleri vardı. Histopatolojik incelemede dermal papillada lenfohistiyositik infiltrasyon gözlendi. Lenfohistiyositik infiltrasyon rete ridge’ler tarafından çevrelenmişti. Biz hastamıza herhangi bir tedavi vermeden takip önerdik.Öğe Jüvenil pitriyazis rubra pilaris: Vaka sunumu(2010) Gürlevik, Zehra; Albayrak, Hülya; Yanık, Mehmet Emin; Güvenç, Serdar Cenk; Şahin, A. FahriJüvenil pitriyazis rubra pilaris (PRP) folliküler keratotik papüller, eritema-skuamöz plaklar ve palmoplantar keratoderma ile karakterize seyrek görülen bir deri hastalığıdır. Etiyolojisi bilinmemektedir. 8 yaşındaki erkek hastanın saçlı deri ve yüzde folliküler papüllerle pullu yama ve plaklar içeren 15 günlük bir öyküsü mevcuttu. Ayrıca el ve ayaklarında palmoplantar keratoderması vardı. Klinik ve histopatolojik bulgulara dayanarak Jüvenil PRP tanısı konuldu. Tedavi için asitretin başlandı. Nadir görülen bir hastalık olduğu için bu olgumuzu sunduk.Öğe Juvenil Pityriasis Rubra pilaris: A case report(2010) Gürlevik, Zehra; Albayrak, Hülya; Yanık, Mehmet Emin; Güvenç, Serdar Cenk; Şahin, A. FahriJuvenile pityriasis rubra pilaris (PRP) is an uncommon skin disease characterized by follicular keratotic papules, erythemato-squamous plaques and palmoplantar keratoderma. Etyology is unknown. A 8 years-old boy presented with a 15 days history of scaly patches and plaques with follicular papules involving his scalp and face. However he had palmoplantar keratoderma on his hands and feet. Based upon clinical and histopatological findings, he was diagnosed as Juvenile PRP. Acitretin was initiated for therapy. We presented our case because of its rarity. © 2010 Düzce Medical Journal.Öğe LICHENOID DRUG REACTION DUE TO ISONIAZID IN AN ELDERLY PATIENT(Gunes Kitabevi Ltd Sti, 2013) Turan, Hakan; Gürlevik, Zehra; Yanık, Mehmet Emin; Balbay, Abidin Öner; Aliağaoğlu, CihangirTuberculosis is still an important cause of morbidity and mortality for our country. First line tuberculosis drugs have serious adverse effect potentials although they are highly effective in treatment. Cutaneous adverse effects are also frequent. Elderly are more prone to drug reactions because of pharmacokinetic and pharmacodynamic reasons and a high incidence of multiple-drug use. Lichenoid drug reaction is a rare type of drug reaction after systemic, inhaler or transdermal use of various drugs or chemicals. Only a few cases of lichenoid drug reactions due to first line tuberculosis drugs have been reported until now. Here, we report an 80-year-old patient under multi-drug therapy for his recurrent tuberculosis who developed lichenoid drug reaction due to isoniazid. Potential of drug reaction increases with combination of multiple-drug use for tuberculosis and being old. For this reason, elderly patients with multiple-drug use require a more careful monitoring for drug reactions.Öğe Neutrophilic eccrine hidradenitis induced by cetuximab(Informa Healthcare, 2012) Turan, Hakan; Kaya, Ertuğrul; Gürlevik, Zehra; Erdem, Havva; Oktay, MuratCetuximab is an epidermal growth factor receptor inhibitor used in metastatic colorectal cancer, and head and neck cancers. Several cutaneous side effects due to cetuximab such as acne-like rash, pruritus, dry skin, desquamation, hypertrichosis, and paronychia have been reported so far. A 59-year-old male patient with metastatic colon cancer referred to our outpatient clinic for his lesions on the dorsal surfaces of his hands and wrists, and on thighs developing after the chemotherapy. He was diagnosed as neutrophilic eccrine hydradenitis related to cetuximab in the light of clinical and histopathological findings. According to our knowledge, this is the first reported case of neutrophilic ecrine hydradenitis due to cetuximab.












