Yazar "Demir, Emine" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 2-etilhekzil esterlerinin yeni geliştirilen yöntemle sentezi, yapısal karakterizasyonu, yağlayıcılık özelliklerinin incelenmesi(Düzce Üniversitesi, 2021) Demir, Emine; Göksu, HaydarMetal işleme sırasında gerçekleşen olumsuzlukları ortadan kaldırmak için kullanılan metal işlem sıvıları oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır. Metal işlem sıvıları, içerisinde bulunan çeşitli katkı maddeleri sayesinde metal işlemede kolaylık sağlamaktadır. Sektörün gelişmesi ve çevreci yaklaşımın artması ile metal işlem sıvılarının içerikleri her geçen gün değişmekte ve gelişmektedir. Metal işlem sıvısından beklenen en önemli özellik aşınmayı, korozyonu, bakteri ve mantar oluşumunu engellemesidir. Bunun yanında çevreye duyarlı ekolojik kesme sıvılarının üretilmesi önem kazanmıştır. Metal işlem sıvılarında su-yağ karışımı ürünler kullanılmaktadır. Su, soğutma görevini sağlarken; yağ ise yağlama, aşınma, korozyondan koruma gibi fonksiyonları yerine getirmektedir. Yapılan bu çalışmada 2-etilhekzil alkol ve bazı karboksilik asit türevlerinin alüminyum hidroksit matrisine hapsolmuş paladyum nanopartiküllerinin (PdAlO(OH) NPs) etkisinde ve ısıl şartlarda 2-etilhekzil 4-(dimetilamino)benzoat, 2-etilhekzil salisilat, 2-etilhekzil benzoat, 2-etilhekzil 4-metoksi sinnamat gibi ester türevleri elde edilmiştir. Sentezlenen 2-etilhekzil ester türevleri 1H/13C-NMR ve IR analizleri ile karakterize edilerek elde edilen her bir ürünün asit numarası ve sabunlaşma sayısı testleri yapılmıştır. Sentezlenen her bir esterle farklı konsantrasyonlarda (%2, %4 ve %6) hazırlanan formülasyonlar için viskozite testi ve yağlayıcılık testi yapılmıştır. Oluşturulan formülasyonlar ile endüstriyel olarak kullanılabilecek metal işlem sıvıları elde edilmiştir.Öğe Annual variation of the Orosanga japonica Melichar 1898 (Hemiptera: Ricaniidae) populations in the eastern Black Sea region of Turkey and possible molecular separation with based on 28S rDNA sequences from other Ricaniidae groups(2019) Akıner, M. Mustafa; Berıs, Fatih S.; Seyis, Fatih; Öztürk, Murat; Sevgili, Hasan; Demir, EmineOrosanga japonica (Melichar, 1898) is one of the invasive species that are distributed in theeastern Black Sea coastal zone. The aim of the study was to determine the annual variation ofthe populations and solve the taxonomic problem in Turkey of the species with different tools.For this purpose, the specimens were collected from 14 different locations along the easternBlack Sea coastal zone of Artvin, Rize, Trabzon for investigating annual variation and from 15different locations for achieving molecular separation. Population counts were performed fromMay to September during two years (2014-2015). Populations were found generally in nymphalstage in May and adult densities were very low in 2014. On the contrary, adult individualscould not be counted in May 2015. Adult population peak was seen in July and August in 2014and August and September in 2015. Based on 28S region DNA sequences, 6 haplotypes werefound. Two main branches were determined in the dendrogram generated by using 28S rDNAsequence. Molecular data showed that our samples belonged to the main branch together withsome Ricaniidae and Flatidae GenBank samples but in one different line. Ricania simulansGenBank sample situated second branch. The samples collected in the eastern Black Sea regionof Turkey were found to be O. japonica according to the detailed morphological examinationsand molecular results showed that can be separated from other Ricaniidae samples.Öğe Atriyal fibrilasyon ablasyonu yapılan hastların yaşam kalitesi ve etkileyen faktörlerin incelenmesi(Düzce Üniversitesi, 2021) Demir, Emine; Demiray, AyşeBu çalışma, atriyal fibrilasyon(AF) ablasyonu yapılan hastaların yaşam kalitesi ve etkileyen faktörlerin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı tipte yapılan araştırmaya, Hacettepe Üniversitesi Erişkin Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı' nda takip edilen, AF ablasyon yapılan, işlemden en az üç ay geçmiş, kontrol amaçlı polikliniğe başvuran veya herhangi bir nedenle hastanede yatan, 18 yaş ve üzerinde 72 hasta dahil edilmiştir. Veriler, katılımcıların sosyodemografik özelliklerini ve sağlık durum alışkanlıklarını değerlendirmek amacıyla oluşturulan, yapılandırılmış soru formu ve Atriyal Fibrilasyonun Yaşam Kalitesi Üzerine Etkisi Anketi(AFEQT) kullanılarak 01/12/2019 ve 01/05/2020 tarihleri arasında toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde SPSS V23 kullanılmıştır. Analiz sonuçları nicel veriler için ortalama±standart sapma ve ortanca(minimum - maksimum) şeklinde, kategorik veriler için frekans ve yüzde olarak sunulmuştur. Katılımcıların AF' ye bağlı en sık yaşadıkları şikayetlerin çarpıntı(%93.1), halsizlik(%52.8), yorgunluk(%45.8) ve nefes darlığı(%38.9) olduğu, katılımcıların %51.4' ünün genel sağlık durumlarının "iyi" olduğu, geçtiğimiz yıla göre sağlık durumunu kıyasladıklarında ise %36.1' inin "aynı" %8.3' ünün ise "daha kötü" olduğu görülmüştür. Ölçek puanları incelendiğinde belirtiler alt boyutu puan ortalaması 72.6±27.3, günlük etkiler alt boyutu puan ortalaması 58±32.9, tedavi kaygısı alt boyutu 73.1±27.3, tedavi memnuniyeti alt boyut puan ortalaması 65.7±25 ve ölçek toplam puan ortalaması 66.2±26.2 ile katılımcıların yaşam kalitesi yüksek bulunmuştur. Yaşam kalitesi ve etkileyen etmenlere yönelik bütüncül bakımın sürdürülmesi için periyodik uzun dönem takipler ile bireylerin yaşam kalitesinin ölçeklerle değerlendirilmesi, kılavuzların oluşturulması, spesifik değerlendirme, takip, eğitim planları oluşturulması önerilmektedir.Öğe A catalytic regioselective procedure for the synthesis of aryl oximes in the presence of palladium nanoparticles(Taylor & Francis Inc, 2022) Demir, Emine; Orhan, Ersin; Göksu, HaydarThe synthesis of aryl oximes from aryl aldehyde derivatives was carried out using hydroxylamine hydrochloride and aluminum oxy hydroxide-supported palladium (Pd/AlO(OH) nanoparticles. The procedure is revealed via the regioselective synthesis of oxime derivatives in a polar solvent mixture resulting in high yields at room temperature.Öğe CEVİZ VE FINDIKLA BESLENEN MEMELİ VE KUŞ TÜRLERİNİN BU AĞAÇLARIN BİYOÇEŞİTLİLİĞİNDEKİ ÖNEMİ(Doğa ve Sürdürülebilirlik Derneği, 2019) Demir, Emine; Ünver, HülyaCeviz ve fındık ile hayvanların ilişkileri daha çok bu bitkilere verdikleri zarar ve yarar dikkate alınarak değerlendirilmektedir. Bazı hayvan gruplarının zarar etkisi büyük ekonomik kayıplara neden olduğundan bu konuda yapılmış araştırmalara daha çok rastlanmaktadır. Bu çalışmada ceviz ve fındıkla etkileşim halinde olan memeli ve kuş türleri ile bu hayvanların ürün miktarı ve kalitesinin dışında bu ağaçların biyoçeşitliliğine olan etkileri incelenmiştir. Araştırıcıların arazi çalışmaları sırasında yapmış olduğu gözlemler ile literatürdeki veriler derlenerek güncellenmiştir. Arazi gözlemleri ve incelenen literatür bilgisine göre Türkiye’de bu meyvelerle beslenen ve etkileşim halinde olan memelilerden sincap türleri, fındık faresi ve bazı yediuyur türleri, kuşlardan alakarga, küçük karga, göknar kargası ve saksağan belirlenmiştir. Bu türlerin populasyon yoğunluğuna bağlı olarak ürün miktarı ve kalitesinde etkili olabilecekleri belirlenmiştir. Bu türler, meyveyi yuvaya taşırken bir kısmını düşürerek, depoladığı bazı alanları unutarak veya fazla olanı bırakarak cevizlerin ve fındıkların bu alanlarda çimlenip fidanlaşmasına neden olmaktadırlar. Özellikle sincap ve karga türlerinin bu konuda daha etkin oldukları gözlenmiştir. Bu hayvanlar, farklı bölgelere ceviz ve fındık populasyonlarının dağılımı sağlanmakta ve farklı alanlarda büyüyen yeni ağaçların tozlaşmaları ile türün gen çeşitliliği artırmaktır. Bu hayvanların meyvelerini tükettikleri bu ağaçlarının neslinin devamı ve dağılımı için önemli bir rol üstlendikleri belirlenmiştir.Öğe Türkiye'de Fındıklarda Bulunan Auchenorrhyncha (Hemiptera: Fulgoromorpha ve Cicadomorpha) Türleri ve Potansiyel Vektörler Olarak Önemi(Anatolian Agricultural Engineers Association, 2019) Demir, Emine; Ünver, HülyaÜlkemizin dünyanın en büyük fındık üreticisi olduğu, ancak diğer üretici ülkelerle kıyaslandığında birim alana düşen verimin daha düşük olduğu bilinmektedir. Fındıkta verimi etkileyen nedenlerden biri de hastalık ve zararlılardır. Fındıkta çok sayıda hastalık ve zararlı görülse de külleme ve bakteriyel yanıklık hastalıkları, fındık yeşil kokarcası ve fındıkkurdu gibi birkaç zararlı türünün ekonomik olarak büyük hasarlara neden olduğu bilinmektedir. Hemiptera'nın alttakımı olan Auchenorrhyncha (Yaprakpireleri, Bitkipireleri, Ağustosböcekleri ve Köpükböcekleri) türleri, beslenme şekilleri nedeniyle kültür bitkileri üzerinde zarara neden olan böceklerdir. Bu böcekler, bitkilere özsularını emerek değil taşıdıkları mikroorganizmaları (bakteri, virüs, fungus gibi) bulaştırarak asıl zararı vermektedir. Bu çalışmada Türkiye'de fındıkta bulunan Auchenorrhyncha türlerini belirlemek amacıyla literatürdeki veriler derlenip güncellenmiştir. Belirlenen türlerden; 3’ü Issidae familyasına, 1’i Ricaniidae familyasına, 1’i Flatidae familyasına, 3’ü Aphrophoridae familyasına, 1’i Membracidae familyasına ve 10’u Cicadellidae familyasına aittir. Bu türlerin dağılımı ve konukçu bitki tercileri hakkında bilgiler güncellenmiştir. Belirlenen türlerden EPPO'nun listelerinde de yer alan özellikle bakteriyel yanıklık hastalıkları ve fitoplazma hastalıklarının vektörleri olan Auchenorrhyncha türleri hakkında bilgiler güncellenmiş ve alttakımın potansiyel vektörler olarak kabul edilen diğer türleri açıklanmıştır. Fındıkta tespit edilmiş Auchenorrhyncha türlerinin fındıkta görülen iki önemli hastalığın da potansiyel vektörleri olacağı konusu tartışılarak bu duruma dikkat çekilmiştir. Fındıkta verim ve kaliteyi artırabilmek için sadece bilinen hastalık ve zararlılarla değil; bu önemli hastalıkları bulaştıran vektörlerle de mücadele etmenin büyük önem taşıdığı ortaya çıkmaktadır.