Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Başaran, Ekrem" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Can Reproductive Characteristics Predict Bladder Cancer in Women with Haematuria?
    (Asian Pacific Organization Cancer Prevention, 2013) Yavuzcan, Ali; Çağlar, Mete; Kayıkçı, Muhammet Ali; Başaran, Ekrem; Tekin, Ali; Özdemir, Enver; Çam, Haydar Kamil
    Background: Among women with haematuria, defining individuals under high risk for bladder cancer based on reproductive factors prior to cystoscopy would be of great benefit in the management of this condition. The aim of this study was to compare age and reproductive factors such as menopausal status, parity, age at first delivery and age at the last delivery between women who have haematuria with or without bladder cancer. Materials and Methods: A total of 463 patients underwent diagnostic cystoscopy in Duzce University Faculty of Medicine between 1 June 2008 and 1 June 2013. Female patients who presented with persistent microscopic or macroscopic haematuria and underwent standard evaluation for haematuria including urinalysis, urine culture, urine cytology, urinary tract imaging with excretory urography or computerized tomography with contrast enhancement and endoscopic evaluation of the urethra and bladder were included in this study. Exclusion criteria were tobacco use and high risk occupations for bladder cancer such as textile, dry cleaning, painting and etc. Forteen women had hematuria due to benign conditions, and 18 due to bladder cancer. Data were retrospectively retrieved from the medical records of Duzce University Hospital. Results: Patients with haematuria due to benign reasons did not significantly differ from patients who were found to have bladder cancer in terms of age (p=0.28), menopausal status (p=0.29), mean parity (p=0.38), being nulliparous (p=0.57), parity >= 3 (p=0.22), age <= 18 years at first delivery (p=1.00), age >= 30 years at last delivery (p=0.26), age >= 35 years at last delivery (p=0.23) and percentage of the patients with advanced age (>= 65 years) (p=0.18). Conclusions: It is difficult to predict a high risk for developing bladder cancer in women with haematuria based solely on reproductive factors.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    The Efficacy of N-acetylcysteine Against Renal Oxidative Stress After Extracorporeal Shock Wave Treatment: An Experimental Rat Model
    (2020) Baba, Dursun; Çam, H. Kamil; Şenoğlu, Yusuf; Yüksel, Alpaslan; Erdem, Havva; Başaran, Ekrem
    Objective: To evaluate effects of renal extracorporeal shock wave lithotripsy (SWL) on plasma Oxidative Stress index (OSI) and to observehistopathological alterations in an experimental model. Secondly, protective role of N-acetylcysteine (NAC) was investigated.Materials and Methods: A total of 24 rats were randomly divided into 3 groups as control (group 1), SWL + saline (group 2), and SWL + NAC(group 3). Study groups were further divided into two subgroups as short-term and long-term. In groups 2 and 3, 2000 shock waves were applied.Intraperitoneal saline was administered in group 2, and intraperitoneal NAC was given to group 3. No treatment was administered to group 1.Blood samples and nephrectomy specimens were obtained for biochemical and histopathological examinations, respectively. OSI was calculatedby measuring plasma total antioxidant status (TAS) and total oxidant status (TOS). Acute and chronic histopathological damage were evaluated bylight microscopy.Results: SWL caused a remarkable increase in oxidative stress. Strikingly, TOS levels were significantly lower (p=0.027) and TAS levels weresignificantly higher (p=0.006) in rats with SWL + NAC (group 3). As a result, OSI was lower (p=0.013). This effect was particularly significant in theshort-term subgroup. It was also concluded that tubular damage and interstitial inflammation were higher in the SWL group (p=0.022). These acutehistological alterations were slighter in rats with NAC.Conclusion: The current study demonstrated that SWL can cause severe oxidative stress and acute renal damage by increasing free oxygen radicalproduction. NAC was effective in decreasing SWL-induced oxidative stress and preventing certain histological alterations to some extent.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Kalsiyum içerikli böbrek taş hastalığı olan hipositratürik bireylerde SLC13A2 geni, rs11568476 mutasyonu araştırılması
    (Düzce Üniversitesi, 2015) Başaran, Ekrem; Tekin, Ali
    Kalsiyum İçerikli Böbrek Taş Tastalığı Olan Hipositratürik Bireylerde SLC13A2 Geni, rs11568476 Mutasyonu Araştırılması Amaç: Üriner sistem taş hastalığı idrar yolu enfeksiyonları ve prostat patolojilerinden sonra üçüncü sıklıkta görülen üriner sistem hastalığıdır. Hipositratürik bireylerde kalsiyum içerikli böbrek taş hastalığı uzun zamandan beri bilinmektedir. Ancak bu hastalığın genetik temeli henüz aydınlatılamamıştır. Renal tübüllerde idrarda sitrat atılımını düzenleyen Na+ di ve tri karboksilat taşıyıcılarını (NaDC) kodlayan SLC13A2 genindeki mutasyonların hipositratüriye neden olabileceği düşünülmektir. Bu prospektif çalışmada, hipositratürik ve normositratürik kalsiyum taş hastalığı olan bireylerde SLC13A2 geni, rs11568476 mutasyonu sıklığının karşılaştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Taş analiz sonucu kalsiyum içerikli böbrek taşı olan 38 normositratürik ve 52 hipositratürik bireyler çalışmaya dahil edildi. Çalışmaya dahil edilen hastaların tümünde real time polimerase chain reaction yöntemi ile NaDC deki proteinleri kodlayan SLC 13A2 geninin rs11568476 mutasyonun varlığı araştırıldı. Bulgular: Her iki grup yaş, boy, kilo, cinsiyet, serum biyokimya parametreleri, idrar pH, idrar dansitesi ve idrar okzalat, kalsiyum, magnezyum düzeyleri bakımından benzer bulundu. Aile hikayesi olanlarda normositratürik olanlar hipositratürik olanlara göre anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (p=0.024). Kan ürik asit değerleri karşılaştırıldığında hipositratürik olanlarda normositratürik olanlara göre anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (p=0.002). Yapılan genetik analiz neticesinde her iki gurupta da SLC13A2 geni, rs11568476 mutasyonu saptanmamıştır. Sonuçlar: Bu çalışmada hipositratüri ile ilişkili kalsiyum içerikli böbrek taş hastalığı etiyopatogenezinde NaDC proteinini kodlayan SLC13A2 geni, rs11568476 mutasyonun rolü kanıtlanamamıştır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Mesanenin nadir benign neoplazmı: Mesane leiomyomu
    (Duzce University Medical School, 2019) Baba, Dursun; Başaran, Ekrem; Kayıkçı, Muhammet Ali
    Mesanenin benign mezenşimal lezyonları oldukça nadirdir ve tüm mesane tümörlerinin %1-5’inin oluştururlar. Bunların içinde de en sık leiomyoma saptanmaktadır. Benign lezyonlar radyolojik olarak maling kitleleri taklit etmesi nedeniyle klinik öneme sahiptir. Tanı radyolojik tetkiklerle kitlenin saptanması ve sonrasında yapılan cerrahi eksizyon ya da biyopsi ile histopatolojik olarak konulmaktadır. Ekstravezikal ve intramural form sistoskopik olarak saptanamayabilirken intravezikal leiomyomlar sistoskopi ile saptanabilir. Sistoskopi sırasında mesane içinde protrüde, kısmen düzgün sınırlı ve yüzeyi mesane mukozası ile kaplı lezyonlar görüldüğünde mesane leiomyomu ayırıcı tanıda düşünülmelidir. 44 yaşında kliniğimize irridatif semptomlarla tarafımıza başvuran ve mikroskopik hematüri saptanan erkek hastada mesanede 2x2 cm kitle saptandı. Minimal invaziv tedavi (TUR-mesane) sonrasında leiomyoma tanısı konulan vaka sunulmaktadır. Anahtar kelimeler: Leiomyom; mesane.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Rare Benign Neoplasm of the Bladder: Leiomyoma of the Bladder
    (Duzce University, 2019) Baba, Dursun; Başaran, Ekrem; Kayıkçı, Muhammet Ali
    Benign mesenchymal lesions of the bladder are very rare and constitute 1-5% of all bladder tumors. Among these, leiomyoma is the most common. Benign lesions are clinically important because they mimic radiologically malign masses. The diagnosis is made histopathologically by detecting the mass by radiological examinations and subsequent surgical excision or biopsy. Extravesical and intramural forms may not be detected cystoscopically, while intravesical leiomyomas can be detected by cystoscopy. Bladder leiomyoma should be considered in the differential diagnosis when protruding, partially smoothly bound and covered bladder mucosa lesions are observed during cystoscopy. A 44-year-old male patient who presented to our clinic with irridative symptoms and was found to have microscopic hematuria and 2x2 cm mass in the bladder. A case of leiomyoma diagnosed after minimally invasive treatment (TUR-bladder) is presented.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Reader comment regarding [Impact of intravesical administration of tranexamic acid on gross hematuria in the emergency department: A before-and-after study]
    (W.B. Saunders, 2025) Boǧan, Mustafa; Başaran, Ekrem; Baba, Dursun
    [No abstract available]
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    An Unusual Case: The Migration of a Bullet into the Bladder and Covered with Stone
    (Duzce Univ, 2018) Baba, Dursun; Başaran, Ekrem; Yüksel, Alpaslan; Kayıkçı, Muhammet Ali; Tekin, Ali
    Intravesical foreign objects are rare but significant urological problem as they cause recurrent urinary tract infections, bladder stone formation and chronic irritation leading to malignant transformation. Although self-urethral infliction and iatrogenic etiologies are common, trauma-related etiologies and migration from an adjacent organ are also reported within literature. Here we present a case with a prediagnosis of bladder stone and an unexpected intraoperative diagnosis of intravesical bullet covered by stone identified during cystolithotripsy. Further investigation revealed a story of gunshot injury of her lower abdomen and a bullet left in the iliac bones thirty years before. Thus, the bullet was presumed to migrate from the pelvic bones to the urinary bladder.

| Düzce Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Düzce Üniversitesi, Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Düzce, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim