Yazar "Aydemir, Cahit" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 5434, 506, 1479, 2925, 2926, 3816 ve 5510 SAYILI KANUNLARDA SAĞLIK SİGORTASININ GELİŞİM SÜRECİ(2019) Aydemir, Cahit; Altundağ, Salahattin; Köroğlu, NecmiBir mesleki veya sosyal risk yüzünden geliri veya kazancı kesintiye uğramış kimselerin başkalarının yardımınaihtiyaç kalmaksızın, geçinme ve yaşama ihtiyaçlarını karşılayan bir sistem olarak tanımlanan sosyal güvenlik kavramı;tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de yasalarla düzenlenmiştir. Ancak bu düzenlemeler toplumun beklentilerine yeterikadar cevap veremediği için sürekli değişime uğramıştır. Bu çerçevede birçok defa farklı farklı yasal düzenlemeleryapılmıştır. Son yapılan düzenlemeler reform niteliğinde olmuş ve üç farklı kurum tarafından yapılan sağlık hizmetleritek çatı altında yapılandırılarak adeta soruna neşter vurulmuştur. Bu çalışmada söz konusu düzenlemelerde yer alan sağlıksigortası kapsamının gelişimi ele alınmıştır.Öğe BİLİM VE TEKNOLOJİ PARKLARININ BÖLGESEL REKABETTEKİ STRATEJİK ÖNEMİ: TÜRK HAVACILIK VE SAVUNMA SANAYİİ AÇISINDAN BİR ÖNERİ(Düzce Üniversitesi, 2018) Eraslan, İsmail Hakkı; Aydemir, Cahit; Bayat, Murat; Ataseven, AbdussametBirçok ülke, uzun zamandan beri, ekonomik büyümenin ve rekabet edilebilirliğin itici gücü olan bilim ve nbsp;teknoloji parklarını geliştirme stratejisi olarak kabul etmiş ve kurmuştur. İngiltere, Fransa, Amerika Birleşik nbsp;Devletleri, Tayvan ve Güney Kore gibi ülkeler, insan kaynağı ve yenilikçiliğe yatırım yapmış olup, başarıları ise nbsp;dikkatlice hazırladıkları planlara ve stratejilere dayanmaktadır. Bilim ve teknoloji parklarının ana sonucu olan nbsp;teknoloji, ekonomik büyümenin birincil itici gücüdür ve bölgesel gelişmişlik düzeyine erişmenin kilit nbsp;anahtarıdır. Bu nedenle, ekonomik büyüme ve gelişmişlik düzeyini yakalamak isteyen ülkeler, bilim ve nbsp;teknolojiye önemli yatırımlar yapmalıdır. Bu ise, rekabetçi bir dünyada, rekabet edebilir düzeyde insan nbsp;kapasitesi geliştirilerek elde edilir. Küreselleşen Dünya’da, bilim ve teknoloji parkları; temel bilimleri, araştırma nbsp;ve geliştirmeyi, teknolojiyi, sürdürülebilir bölgesel kalkınmayı ve herhangi bir sanayi alanında rekabet edilebilir nbsp;düzeyi elde edebilmek için oldukça önemli aşamaya gelmiştir. Bu nedenle, bilim ve teknoloji parklarına dayalı nbsp;bir model oluşturmak, ulusal kalkınma ve bölgesel rekabet edilebilirliği sağlamak için önemli bir yaklaşımdır. nbsp;Bu çalışmanın amacı, bilim ve teknoloji parklarının havacılık ve savunma sanayii üzerindeki ve yeni endüstriyel nbsp;politikalar üzerindeki yapıcı, pozitif etkilerini analiz etmektir. Çalışmanın amacını gerçekleştirmek için kapsamlı nbsp;bir araştırma yapılmıştır. Geniş bir literatür taramasıyla birlikte, araştırma yapmak için iki farklı veri toplama nbsp;tekniği (odak grup görüşmeleri ve derinlemesine görüşme tekniği) kullanılmıştır. Araştırmanın analizi için nbsp;tanımlayıcı teknik kullanılmıştır. Analiz sonuçlarına göre; bilim ve teknoloji parkları bölgesel kalkınmada ana nbsp;rolde iken, araştırma ve geliştirme yeteneği üzerinde oldukça önemli etkiye sahiptir. Ayrıca inovasyon kabiliyeti nbsp;ile de herhangi bir endüstri alanını gelişim için teşvik eder. Araştırmayı analiz ettikten sonra, bölgesel kalkınma nbsp;için havacılık ve savunma sanayiinin içsel yapısı aracılığıyla bilim ve teknoloji parklarını da içeren kavramsal bir nbsp;çerçeve oluşturulmuştur.Öğe DÜZCE ÜNİVERSİTESİ LİSANS ÖĞRENCİLERİNİN SİGORTA SİSTEMİNE YÖNELİK ALGI DÜZEYLERİ(2020) Turğut, İshak; Aydemir, Cahit; Baydaş, AbdulvahapBu çalışmanın amacı, Düzce Üniversitesi’nde öğrenim gören öğrencilerin sigortacılık sistemine yönelik algı düzeylerinin tespit edilmesidir. Kolayda örneklem yöntemi ile Düzce Üniversitesindeki 397 öğrenciden veriler toplanmıştır. Çalışmada katılımcıların sigortacılık ile ilgili konularda ve sigorta işleyişi hakkında da bilgi sahibi olmadıkları anlaşılmıştır. Ancak hayatlarının ileriki dönemini güvence altına almak için sigorta sistemine yatırım yapılması gerektiğini düşünenler çoğunluktadır. Sigorta bilgisi ve tecrübesi olmayan kişilerin sektörde çalışması sigortacılık sektörünün önemli bir sorunu olarak görülmektedir. Genel olarak değerlendirildiğinde sigorta yaptıran öğrencilerin ağırlıklı olarak fen bilimlerinde oldukları belirlenmiştir. Ayrıca, “Sigortacılık sistemleri hakkında yeterince bilgiye sahibim”, “Sigortacılık sistemine ilgi duyarım” “Sigorta ürünleri iyi birer yatırım aracıdır” ve “Hayatımın ileriki dönemini güvence altına almak için sigorta sistemine yatırım yapmalıyım” ifadelerine en olumlu yaklaşan öğrencilerin İşletme-Akçakoca Bey Siyasal Bilgiler Fakültelerinde öğrenim gördükleri tespit edilmiştir.Öğe KONVANSİYONEL SİGORTA KULLANICILARININ KATILIM SİGORTACILIK SİSTEMİNE YÖNELİK ALGI DÜZEYLERİ(Düzce Üniversitesi, 2022) Aydemir, Cahit; Turğut, İshakAmaç:Konvansiyonel sigorta kullanıcılarının katılım sigortacılık sistemine yönelik algı düzeylerinin ölçülmesi.Gereç: Anket formları, internet, bilgisayar analiz programları.Yöntem:Araştırmada nicel araştırma yöntemi kullanılmıştır. 400 Katılımcı üzerinde tesadüfi olmayan örneklem yöntemlerinden kolayda örneklem yöntemi kullanılarak ve yüz yüze anket yöntemi uygulanmıştır.Bulgular:Katılımcıların Katılım sigortacılığına sıcak baktıkları anlaşılmaktadır. Ancak bu sistem hakkında yeteri kadar bilgi sahibi olmamaları, uygulanma alanının yetersiz olması, gerekli tanıtımların yapılmaması, pirim tutarlarının yüksek olması gibi bulgulara ulaşılmıştır. Sonuç: Ebedi olan ahiret hayatını kazanmak gayesi ile bir emanetçi algısı güdülerek, mülkiyet hukukunu gözetecek bir şekilde İslam hukukunun ışığında, uygun bir sigorta sisteminin var olması gerektiği düşüncesinin ağır bastığı sonucuna ulaşılmıştır.Katılım sigortacılığı, İslam hukukuna uygun bir model olarak sunulmuştur. İslam hukukuna uygun olan bu sigortacılık sistemi günümüzde İslam ülkelerinde olduğu kadar Avrupa ülkelerinde de uygulanan alternatif bir sigorta modeli haline gelmiştir. Modelin Türkiye’de uygulanmaya başlanması ise ilk kez 2010 yılında Neova Sigorta şirketi ile başlamıştır. Bu çalışmada ortaya konulan iddia; İslam’ın, sigortacılık sistemine dair mülkiyet ile ilgili ilkelerini ortaya koymak ve İslamiyet’in sunduğu sigortacılık sistemini mevcut durumun, kapitalist uygulamalarına kıyasla insana huzur, güven ortamı sağlamak ve hayatını kolaylaştırma noktasında daha tutarlı ve daha yararlı sonuçlar doğurabileceğidir.Öğe MİSAFİRLİKTEN KALICILIĞA: DÜZCE İLİNDE BULUNAN SURİYELİLERİN SOSYAL UYUMU(Düzce Üniversitesi, 2020) Yuksel, Kubra; Aydemir, CahitFiziksel olarak bir yerden başka bir yere hareketlilik olarak tanımlanan göç, mevcut coğrafi konumundan ötürü Türkiye’nin tarihinin hemen hemen her döneminde tanıklık etmiş olduğu bir olgudur. 2011 yılından itibaren Suriye’de meydana gelen karışıklıklar neticesinde ortaya çıkan göç hareketliliği, Türkiye’nin tarih boyunca karşılaşmış olduğu en büyük göç dalgalarından birini oluşturmuş ve Türkiye’yi dünya üzerinde en fazla sığınmacı barından ülke konumuna getirmiştir. Zorunlu bir şekilde Türkiye’ye göç etmek durumunda kalan Suriyelilerin 9 yılı aşan Türkiye’deki yaşam süreleri sırasında başlangıçta göçün sevk ve idaresi, kayıt ve kimliklendirme meseleleri öne çıkarken, sonrasında göçmenlerin toplumsal ve ekonomik uyum meselesi öncelikli konu haline gelmiştir. Bunun neticesinde 2019-2020 yılları Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından uyum yılı olarak ilan edilmiş ve bu çerçevede ‘‘Uyum Biz Bize Toplantıları’’ ve ‘‘Uluslararası Öğrenci ve Akademisyenler Sosyal Uyum Buluşması’’ gibi faaliyetler gerçekleştirilmiştir. Bu çalışma kapsamında da, Düzce ili özelinde hem yerel halk hem de Suriyeliler ile görüşülerek, başlangıçta ‘’misafir’’ kabul edilen ancak gün geçtikçe kalıcılıkları artan göçmenlerin, sosyal uyum seviyeleri, karşılaştıkları problemler ve toplumsal kabul durumları tespit edilmek amaçlanmış ve yapılan görüşmeler neticesinde elde edilen bulgular yorumlanmaya çalışılmıştır. Ortaya çıkan sonuçların ülkemizdeki sosyal uyum çalışmalarına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.Öğe TÜRKİYE’DE MÜLTECİ SORUNUNUN YOKSULLUK VE REFAH SEVİYESİNE ETKİSİ(Düzce Üniversitesi, 2019) Aydemir, Cahit; İştar Işıklı, Emel; Özmen, GamzeSon yıllardamülteci sorunu dünyanın en önemli problemlerinden biri haline gelmiştir.Özellikle Arap Baharı sonrasında, coğrafi ve kültürel yakınlık nedeniyleTürkiye mültecilerin sığınağı konumunu almıştır. Suriye’deki iç savaşınyoğunlaşması ve diğer ülkelerdeki istikrarsızlıklar neticesinde buralardayaşayan insanların kendilerini güvende hissedecekleri komşu ülkelere ve diğerdevletlere sığınmaları kaçınılmaz olmuştur. Özellikle Türkiye’ye gelen yoğungöçmen nüfusun Türkiye’deki sosyo-kültürel hayatı etkilediği bir gerçektir.Etkili olduğu en önemli parametrelerden bir tanesi ekonomik verilerdir. Gelenyoğun mülteci göçüne harcanan milyarlarca dolar para ülke ekonomisine ciddi biryük oluşturmuştur. Bu yükün ülkedeki refah ve yoksulluk seviyesi üzerinde olumsuzetkisi olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’deki mültecilerinülke ekonomisine etkisini incelemek ve 2011-2017 yılları arasında mülteci göçüetkisiyle Türkiye’de değişen yoksulluk ve refah seviyesini değerlendirmektir.Bu amaçla BM Mülteci Örgütü (UNHCR), Türkiye İç İşleri Bakanlığı Göç İdaresiGenel Müdürlüğü verileri incelenmiştir. Ekonomik veriler incelenmesi sonucunda,Türkiye’de mültecilerin sayısında artış olduğu, bu durumda Türkiye’deki sosyo-kültürelhayatı ekonomik açıdan olumsuz etkilediği görülmüştür.