Yazar "Alemdar, Hacer" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Aurasız migren hastalarında plazma kolesistokinin (cck) düzeyinin belirlenmesi(Düzce Üniversitesi, 2017) Alemdar, Hacer; Demir, ŞerifMigren, bulantı ve kusmanın eşlik ettiği, tekrarlayan orta veya şiddetli ataklarla kendini gösteren, 4-72 saat süren bir baş ağrısı türüdür. Hormonal, çevresel ve genetik faktörler migren duyarlılığında önemli rol oynamaktadırlar. Karmaşık bir durum olan migren fizyopatolojisi hala tam olarak anlaşılamamıştır. Ancak yapılan çalışmalarda vazodilatatör bir takım ajanların migren oluşumunda etkili olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmada vazodilatatör etkiye sahip bir nöropeptid olan kolesistokininin migrene etkisi araştırılmıştır. Kesitsel ve tanımlayıcı tipte tasarlananmış olan bu araştırmanın amacı, aurasız migren tanısı almış hastalar ile migren tanısı almamış bireylerde plazma kolesistokinin düzeyleri arasında bir farklılık olup olmadığının incelenmesidir. Düzce Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Merkezi Nöroloji Polikliniği tarafından Aurasız Migren tanısı almış 36 hasta migrenli grubu, migren tanısı olmayan ve hastanenin diğer polikliniklerine başvurmuş 37 kişi de kontrol grubunu oluşturdu. Veri toplama aracı olarak araştırmacının düzenlemiş olduğu Hasta Bilgi Formu kullanıldı ve çalışmaya katılan kişilerden kan örnekleri alınarak laboratuar ortamında çalışıldı. Elde edilen veriler SPSS 22.0 programı kullanılarak bilgisayar ortamında bir istatistik uzmanından danışmanlık alınarak değerlendirildi. Katılımcıların sosyo-demografik özellikleri, tıbbi öyküleri, vital bulguları ve migren hastalığına ilişkin bilgileri tanımlayıcı istatistikler (yüzde, sayı, ortalama) ile değerlendirildi. Migren grubu ve kontrol grubunun karşılaştırmalı analizlerinde alt gruplar arasındaki karşılaştırmalarda x² testi, ortalamalar arasındaki karşılaştırmalarda non-parametrik test olarak kullanılması önerilen Mann Whitney U ve Kruskal Wallis testi kullanıldı. İstatistiklerde p anlamlılık için güven aralığı p?0.05 olarak kabul edildi. Çalışmaya katılan gruplar içerisinde migrenli grubun yaş ortalaması 35,53 ± 6,83, kontrol grubunun yaş ortalaması 34,99 ± 7,79, toplam grup yaş ortalaması 35,23 ± 7,29'dur. Migrenli grup ve kontrol grubunun kolesistokinin (CCK) değerleri karşılaştırıldığında, migrenli grubun CCK değeri 1,83 ± 0,60 olduğu görülürken, kontrol grubunun CCK değeri 1,73 ± 0,49 olarak bulunmuştur.Öğe Bilişsel Davranışçı Oyun Terapinin Çocukların Kaygı Düzeyine Etkisi: Sistematik İnceleme(2024) Alemdar, Hacer; Karaca, Aysel; Şener, Dilek Konuk; Halmatov, SultanberkAmaç: Bu çalışma oyun terapi çeşitlerinden biri olan Bilişsel Davranışçı Oyun Terapi’nin (BDOT) çocukların kaygı düzeyine etkisinin sistematik olarak incelenmesini amaçlamaktadır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma sistematik derleme niteliğinde olup, araştırmanın yapılması ve raporun hazırlanmasında “Preferred Reporting Items for Systematic Review and Meta-Analysis (PRISMA)” protokolü takip edilmiştir. Araştırmalara Haziran-Ağustos 2023 tarih aralığında; Web of Science, Cochrane, PubMed, Scopus, Google Scholar ve ULAKBİM veri tabanlarında İngilizce “cognitive behavioral play therapy”, “child” ve “anxiety”; Türkçe “bilişsel davranışçı oyun terapi”, “çocuk”, “anksiyete” ve “kaygı” anahtar kelimelerle tarama yapılarak ulaşılmıştır. Tarama sonucunda tam metnine ulaşılabilen ve dahil edilme kriterlerine uyan 8 çalışma inceleme kapsamına alınmıştır. Bulgular: Çalışma kapsamına alınan araştırmalar; randomize kontrollü (n=4), deneysel çalışma tasarımı (n=1), yarı deneysel çalışma tasarımı (n=2) ve olgu sunumu (n=1) şeklindedir. Randomize kontrollü, deneysel ve yarı deneysel çalışmalarda deney gruplarına haftada birer kez olmak üzere 8 ila 12 oturumluk, Bilişsel Davranışçı Oyun Terapi seansı uygulanmıştır. Sonuç: Bu sistematik incelemede değerlendirilen araştırmaların sonucunda Bilişsel Davranışçı Oyun Terapi’nin çocukların kaygı düzeyini azaltmada etkili bir role sahip olduğu görülmüştür. Bu çalışmanın çocuk ruh sağlığı ile ilgili ileride yapılacak olan araştırmalara ışık tutması açısından literatüre önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir.Öğe Determination of Plasma Cholecystokinin Levels in Patient With Migraine Without Aura(Wiley, 2017) Alemdar, Hacer; Demir, Şerif; Beyazçiçek, Ersin; Bulduk, Serap…Öğe “Doğum Eylemi” Dersi Sonrasında İlk ve Acil Yardım Programı Öğrencilerinin Doğuma İlişkin Düşünce ve Algıları: Nitel Bir Çalışma(Duzce University, 2025) Dinçer, Yeliz; Alemdar, HacerAmaç: Araştırma; doğum eylemi dersi sonrasında İlk ve Acil Yardım Programı öğrencilerinin doğuma ilişkin düşünce ve algılarının belirlenmesi amacı ile yapıldı. Gereç ve Yöntemler: Bu araştırma, tanımlayıcı ve kalitatif türde bir çalışmadır. Çalışma amaçlı örnekleme modeline uygun olarak tasarlanarak doğum dersini almış, çalışmaya katılmaya gönüllü olan, çalışma kriterlerine uygun ve yeterli veri sağlanabilen 20 kız öğrenci ile tamamlandı. Görüşmeler derinlemesine bireysel görüşme yöntemi ile yapıldı, 17 sorudan oluşan demografik bilgilerin yer aldığı anket formu ve yarı yapılandırılmış 9 sorudan oluşan görüşme formu doğrultusunda katılımcılara sorular yönlendirildi ve veriler araştırmacılar tarafından yazılı olarak kayıt altına alındı. Verilerin analizinde içerik analizinden yararlanıldı. Bulgular: Öğrencilerin yaş ortalamasının 20,25 (min 19, max 23) olup, ortalama kardeş sayılarının 2 ( min 0, max 9), ağrıya dayanıklılık oranlarının ort 6, 1 (3-10) arasında değişen düzeyde olduğu, 7’ sinin 1 yılı aşkın süredir ilişkisi olup, 6’ sının doğum olayına daha önce tanık olduğu ve 18’inin (%90) annesinin normal doğum yaptığı görüldü. Gerçekleştirilen derinlemesine bireysel görüşmeler doğrultusunda elde edilen verilerin analizi sonucunda: “Doğuma İlişkin Düşünce ve Algılar” , “Doğuma İlişkin Düşünce ve Algılara Etki Eden Faktörler” olarak iki ana tema ortaya çıktı. Sonuç: Öğrencilerin genel olarak doğum ile ilgili olumlu bir bakış açısına sahip olsalar da korkularının olduğu ve aldıkları doğum dersi sonrasında bu algılarının değiştiği görülmüştür. Öğrencilerin eğitimleri boyunca doğuma ilişkin bilgi ve uygulamalara entegrasyonları yoluyla daha olumlu düşünce ve algı geliştirmeleri ve gelecekte etkin görev alacakları bu süreçlerde profesyonel bir bakım vermeleri sağlanabilir.