Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Şahin, Sevil" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Bir Hastanede Çalışan Hemşirelerin Empati ve Tükenmişlik Düzeylerinin Değerlendirilmesi
    (Düzce Üniversitesi, 2018) Şahin, Sevil; Özgen, Duygu; Özdemir, Kevser; Ünsal, Alaettin
    Amaç: Bu çalışma, hemşirelerin empati düzeylerinin saptanması ve empati ile tükenmişlik düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır.Gereç ve Yöntem: 1 Mayıs- 1 Kasım 2013 tarihleri arasında Ankara’da bir devlet hastanesinin Yoğun bakım, Acil servis, Dahili - Cerrahi servisler ve Poliklinik birimlerinde çalışan 334 hemşire üzerinde gerçekleştirilen tanımlayıcı tipte bir araştırmadır. Çalışmanın amacına uygun olarak önceden hazırlanmış olan anket formlar, gözlem altında hemşireler tarafından doldurulmuştur. Hemşirelerin empati düzeylerinin değerlendirilmesinde Jefferson Empati Skalası, tükenmişlik durumlarının değerlendirilmesinde ise Maslach Tükenmişlik Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizleri Mann-Whitney U testi, Kruskal-Wallis testi ve Spearman Korelasyon Analizi ile değerlendirilmiştir. İstatistiksel anlamlılık değeri olarak p lt;0.05 kabul edilmiştir.Bulgular: Çalışma grubunu oluşturanların yaşları 19-42 arasında değişmekte olup, ortalama 30.22±6.17 yıl idi. Hemşirelerin 294’ü (%88.0) kadın, 40’ı (%12.0)ise erkektir. Empati Skalasından alınan puanlar 69-124 arasında değişmekte olup, ortanca puan 101.0 idi.Empati düzeyi ile Tükenmişlik Ölçeğinin Kişisel Başarı Duygusu alt alanından alınan puanlar arasında ise negatif yönde bir ilişki olduğu saptanmıştır (p lt;0.05).Sonuç: Kadın hemşirelerin empati düzeyleri daha yüksek olduğu için hemşirelik mesleğine seçimde kadınlar açısından pozitif bir ayrımcılığın yapılması yararlı olacaktır. Empati düzeyi ile Kişisel Başarı Duygusu ters orantılıdır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Farklı Beslenme Şekilleri ve İntestinal Mikrobiyota
    (2022) Şahin, Sevil; Baran, Gonca Karataş
    Mikroorganizmalar bütün yaşayan çok hücreli organizmalarda bulunmaktadır. İntestinal mikrobiyota çok sayıda bakteriden oluşmakta ve kompozisyonu bireyden bireye göre farklılık göstermektedir. Diyet bileşenleri özellikle de makro besin ögeleri, intestinal mikrobiyotanın şekillenmesinde anahtar faktörlerden biri olup, yararlı bakterilerin azalması veya artmasında oldukça önem taşımaktadır. Ayrıca kısa süreli ve uzun süreli diyetler intestinal mikrobiyota profilini değiştirmekte ve çeşitli yolaklarla immün sistem mekanizmasını etkileyebilmektedir. Karbonhidratlar, intestinal mikrobiyotanın temel enerji kaynağı olup, sindirilebilir ve sindirilemeyen karbonhidratlar olarak yüksek karbonhidratlı diyetler intestinal mikrobiyota üzerinde farklı etkilere sahiptir. Yüksek yağlı diyetlerden özellikle Batı tarzı beslenmede düşük posa, yüksek yağ ve protein, rafine karbonhidratlar ile karakterize olup yararlı bakteriler olarak tanımlanan Bifidobacterium ve Eubacterium yoğunluğunda azalmaya sebep olmaktadır. İntestinal mikrobiyota diyetin protein içeriğinden etkilenmekte olup, intestinal mikrobiyota aynı zamanda glutamat ailesi, serin ailesi, aspartat ailesi, pirüvat ailesi ve aromatik aile gruplarından çeşitli aminoasitlerin sentezini gerçekleştirmektirmekte ve bu nedenle diyetin protein içeriği oldukça önem taşımaktadır. Bu derlemede, farklı beslenme şekillerinin intestinal mikrobiyota üzerine etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Geciktirilmiş Umbilikal Kordon Klemplemenin Yenidoğan Sağlığına Etkisi
    (Düzce Üniversitesi, 2019) Karataş Baran, Gonca; Şahin, Sevil
    Doğumsırasında bebeğin doğumu ile umbilikal kordonun klemplenmesine kadar geçensürede kanın plasentadan bebeğe transferi “plasental transfüzyon” olaraktanımlanmaktadır. Erken kordon klempleme plasental transfüzyonun doğal süreciniengelleyen fizyolojik olmayan bir uygulamadır. Geciktirilmiş kordon klemplemedoğumda plasentadan yenidoğana kan transferini sağlar. Fetoplasental total kanvolümünün %25-60’ı ve fetal kırmızı kan hücrelerinin %60’ı plasentalsirkülasyonda bulunur ve bu kan hematopoetik kök hücreleri yönünden zengindir.Plasental transfüzyon, yenidoğanın başarılı postnatal fizyolojik geçişindeönemli etkilere sahip olabilmektedir. Bebeğin doğum sonrası yeterli kan hacmiile doğmuş olması sonraki yaşamındaki sağlık ve iyilik halini önemli ölçüde etkilemektedir.Son zamanlarda, yenidoğana plasental transfüzyon sağlanmasının önemi konusundabir dizi çalışma yapılmıştır. Kanıtlar ile geç kordon klemplemenin yararlarıortaya konulmuş olmakla birlikte kordon klempleme ile ilgili terminaloji veideal kordon klempleme zamanı konusunda fikir birliği bulunmamaktadır. Sağlıkbakım sağlayıcıları hala erken kordon klemplemeyi uygulamakta, klemplemezamanında kurumlar ve kişiler arası farklılıklar bulunabilmektedir. Optimalkordon klempleme zamanını belirlemeye yönelik çalışmalar yapılarak kordonklempleme uygulaması standardize edilmeli ve ulusal kılavuzlargeliştirilmelidir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Hemşirelik Eğitiminde Simülasyonun Kullanılması: Türkiye’de Lisansüstü Tezler Üzerine Bir İnceleme
    (2020) Akalın, Ayşe; Şahin, Sevil
    Amaç: Bu çalışma, Türkiye’de hemşirelik eğitiminde simülasyonunkullanımını değerlendiren lisansüstü tezlerin incelenmesi amacıylayapılmıştır.Yöntem: Çalışmanın evrenini Nisan-Mayıs 2019 tarihlerinde“simülasyon”, “standart hasta”, “simülatör” ve “senaryo” anahtar sözcüklerikullanılarak “Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi” veri tabanındataranan çalışmalar oluşturmuştur. İncelemede tarih aralığı verilmedenhemşirelik anabilim dallarında yapılan ve simülasyonun kullanımınıdeğerlendiren yüksek lisans ve doktora tezlerinin tümü seçilmiştir. Butezlerden araştırma kriterlerini karşılayan 18 doktora ve 10 yüksek lisanstezi çalışma kapsamına alınmıştır. Verilerin analizinde tezlerin türü, yılı,amacı, alanı, örneklem özellikleri ve büyüklüğü, veri toplama araçları veyöntemi ve sonuçları özetlenmiştir.Bulgular: Hemşirelik eğitiminde simülasyonun kullanıldığı lisansüstütezlerin sayısının son 5 yılda hızla arttığı (%92.9) görülmüştür.Ayrıca, lisansüstü tezlerin çoğunlukla hemşirelik esasları (%50.0) vedoğum ve kadın hastalıkları hemşireliği (%21.4) anabilim dallarındayürütüldüğü, yarıdan fazlasının (%64.3) deneysel/yarı deneysel tasarımlıçalışma olduğu, çoğunluğunun (%85.7) örneklem grubunu hemşireliköğrencilerinin oluşturduğu ve simülasyonun çoğunlukla (%35.7) “bilişsel(bilgi), duyuşsal (tutum ve davranışlar) ve psikomotor (beceri)” öğrenmealanlarına etkisinin birlikte incelendiği belirlenmiştir.Sonuç: Simülasyonun hemşirelik eğitiminde kullanımı son 5 yılda yaygınolmakla birlikte, yeterli düzeyde değildir. Bu kapsamda, simülasyonadayalı eğitimin yaygınlaştırılması ve kanıt sağlanması amacıyla daha fazlarandomize kontrollü müdahale çalışmaların yapılması önerilmektedir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Innovative Teaching in Women’s Health Nursing Education: Using Simulation
    (Kadın Sağlığı Hemşireleri Derneği, 2019) Akalın, Ayşe; Şahin, Sevil
    In women health nursing education, it is faced with difficulties in increasing the quality of education and student success. These challenges require the using of innovative teaching strategies in education. The use of simulation based education in women health nursing education is among the innovative teaching methods. Simulation based education is defined as a method that contributes integration to practice the theoretical knowledge in a safe and structured learning environment without harming real patient. Simulation based education is defined as a method that contributes integration of theoretical knowledge to practice in a safe and structured learning environment without harming real patient. Simulation in the women's health nursing involves gaining to students cognitive, psychomotor and affective domains learning in the pregnancy, labor and neonatal care as well as the women's life periods. By using simulation based training in women's health nursing education, it is expected to increase the quality of nursing education, thus to increase the nursing care and the strengthen of health system. The simulation needs to be developed, implemented and strengthened of effectiveness by the results of research so that the simulation can be integrated into the women's health nursing education programs. In this review article, it is aimed to provide information about the use of simulation to gain a quality learning experience in women's health nursing education.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Türkiye'de Kadın Sağlığı Hemşireliği Alanında Yürütülen Lisansüstü Tezler Üzerine Bir Döküman İncelemesi
    (2022) Şahin, Sevil; Akalın, Ayşe
    Amaç: Bu çalışma, kadın sağlığı hemşireliği alanında yapılmış olan lisansüstü tezlerin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntemler: Araştırmada nitel tasarım kullanılmıştır. Çalışmanın verileri Mayıs-Haziran 2021 tarihlerinde “Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi” veri tabanında doğum ve/veya kadın hastalıkları anahtar kelimeleri kullanılarak toplanmıştır. Sağlık Bilimleri Enstitüsüne kayıtlı 1989-2020 yılları arasında tamamlanan 760 teze ulaşılmış ve araştırma kriterlerini karşılayan 651 tez araştırmaya dâhil edilmiştir. Bulgular: Kadın sağlığı hemşireliği alanında lisansüstü tezlerin sayılarının son 5 yılda (2015-2020) artarak devam ettiği (%34,9) görülmüştür. Lisansüstü tezlerin %72,2’sinin (n=470) yüksek lisans, %27,8’inin (n=181) doktora tezi olduğu belirlenmiştir. Yüksek lisans tezlerinin %76,7’sinin tanımlayıcı, doktora tezlerinin %71,4’ünün deneysel tasarıma sahip olduğu, deneysel çalışmaların %16,5’inde doğum eylemi-süreci, %15,6’sında doğum sonu dönem, %12,8’inde doğum ağrısı ve %10,1’inde üreme sağlığı-cinsel fonksiyonlara yönelik müdahaleler uygulandığı belirlenmiştir. Sonuç: Yüksek lisans tez çalışmalarının çoğunlukla mevcut duruma yönelik tanımlayıcı, doktora tezlerinin müdahale içeren deneysel çalışmalar olduğu ve tezlerin sıklıkla obstetri ve üreme sağlığı alanlarında yapıldığı belirlenmiştir. Kronik sağlık sorunları ve perinatoloji gibi alanlarda ve deneysel veya nitel tasarımlı daha fazla sayıda çalışmanın yürütülmesi önerilmektedir.

| Düzce Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Düzce Üniversitesi, Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Düzce, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim