Yazar "İlaslan, Nagihan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 18 / 18
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Kapsamında Gezegen Sağlığı ve Gezegen Hemşireliğinin Önemi(2021) İlaslan, Nagihan; Çakar, MerveDünya biyosferindeki canlılardan biri olan insan, doğal kaynakları yenilenebilme düzeylerinin üstünde tüketmektedir. Bu durum, çevre üzerinde tahribat oluşturmakta ve insan yaşamının çevre ile olan etkileşimi dolayısıyla iklim değişikliği, kuraklık, biyolojik çeşitlilikte azalma gibi sorunları beraberinde getirmektedir. Bu noktada, üzerinde en çok vurgu yapılan yaklaşım “sürdürülebilir kalkınma” olup, 2015 yılında gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’nde 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kabul edilmiştir. Hedefler incelendiğinde, insanın yaşadığı çevre ile birlikte değerlendiren ve finansal, tarımsal, enerji ve iş sektörleri ile multidisipliner ortaklıklar oluşturan anlayışlara ihtiyaç duyulmaktadır. Çevresel ve koruyucu sağlık akımları sonucu bir gereklilik olarak ortaya konulmuş olan, gezegen sağlığı kavramı ise uluslararası iş birliklerinin gerekliliğini vurgulamaktadır. Uluslararası hemşirelik kuruluşları, gezegen sağlığının geliştirilmesinde hemşirelik profesyonellerini temel paydaşlar arasında görmektedir. Gezegen hemşireliği yaklaşımının benimsenmesi ise modern hemşireliğin kurucusu olan Nightingale’in mesleğin temelleri olarak nitelendirdiği; iyileştirme, liderlik ve küresel eylem ilkelerinin somutlaştırılmasına katkı sağlamaktadır. Buradan hareketle derlemenin amacı, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kapsamında gezegen sağlığı ve gezegen hemşireliğinin önemini vurgulamak ve farkındalık oluşturmaktır.Öğe Bir üniversite hastanesinde hemşirelerin karşılanmayan hemşirelik bakım gereksinimi miktarı ve nedenlerine yönelik değerlendirmeleri(2019) İlaslan, Nagihan; Şişman, Nuriye Yıldırımmaç: Çalışmanın amacı, bir üniversite hastanesindekarşılanmayan hemşirelik bakım gereksinimi miktarı venedenlerini değerlendirmektir.Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı nitelikteki çalışma, MartAralık 2017 tarihleri arasında bir üniversite hastanesindeçalışan ve çalışmaya katılmayı gönüllük esasına dayalıolarak kabul eden 94 hemşire ile gerçekleştirilmiştir.Veriler, araştırmacılar tarafından literatür doğrultusundaoluşturulan anket formu ve Karşılanmayan HemşirelikBakım Gereksinimi Ölçeği ile toplanmıştır.Bulgular: Sıklıkla karşılanmayan hemşirelik bakımlarının,hastayı günde üç kez veya gerektiği kadar ayağakaldırma/dolaştırma (%41), düzenlenen disiplinler arasıbakım konferanslarına katılma (%41), hastaya ve/veyahasta yakınlarına duygusal destek verilmesi (%40) vetaburcu olan hastanın kullanacağı ilaçların dozu, alınmazamanı ve yan etkilerinin hasta ile birlikte gözdengeçirilmesi (%33) olduğu görülmektedir. Çalışılan birim vekarşılanmayan hemşirelik bakım gereksinimi kavramıhakkında bilgi sahibi olma durumu ile karşılanmayanhemşirelik bakım gereksinimleri arasında; hemşire sayısıyeterliliğini algılama ile karşılanmayan hemşirelik bakımhizmetlerinin nedenleri arasında anlamlı bir ilişki olduğubulunmuştur.Sonuç: Karşılanmayan hemşirelik bakımı, hemşirelikbakımının kalitesini olumsuz etkilemekte ve hastagüvenliğini riske sokmaktadır. Kavramın yapılacakçalışmalarla yakından ele alınması ve bu doğrultuda uygunprotokollerin geliştirilmesi önerilmektedir.Öğe Comparing Learners' Psychomotor Skills and Anxiety During Standardized Patient Simulation Using Cooperative Versus Individual Practice: A Randomized Controlled Trial(Lippincott Williams & Wilkins, 2022) İlaslan, Nagihan; Demiray, AyşeSimulation has become increasingly important in teaching clinical nursing skills. Cooperative simulation practices based on social interdependence theory support skill acquisition by reducing student anxiety through practice. The aim of this experimental study, conducted with 60 junior nursing students, was to compare the effects of cooperative versus individual practice on psychomotor skill performance and student anxiety during simulation with a standardized patient The results demonstrated that students who performed practice cooperatively had higher psychomotor skills scores and lower anxiety scores.Öğe Enteral Beslenen Yoğun Bakım Hastalarının Beslenme Süreci ve Gelişebilecek Komplikasyonlar Açısından Değerlendirilmesi(2020) Kuzyaka, İlknur; İlaslan, Nagihan; Demiray, Ayşe; Açıl, AyşegülAmaç: Araştırma, yoğun bakımda tedavi gören hastaların enteral beslenme sürecinin ve bu süreçte gelişebilecekkomplikasyonların incelenmesi amacıyla tanımlayıcı tipte gerçekleştirilmiştir.Gereç ve Yöntemler: Araştırmanın örneklemini Mayıs-Ekim 2018 tarihleri arasında yoğun bakım ünitelerinde enteralbeslenme uygulanan 110 hasta oluşturmaktadır. Veriler araştırmacılar tarafından “Enteral Beslenme UygulananHastalara İlişkin Veri Toplama Formu” kullanılarak, her hasta için üç günlük süreci kapsayacak şekilde toplanmıştır.Mekanik barsak obstrüksiyonu, paralitik ileus, jeneralize peritonit, akut pankreatit, inflamatuvar barsak hastalığı, GİSkanama, Mide CA, Özefagus CA tanısı ve jejunostomisi olan; 3 gün boyunca izlem yapılmadan yoğun bakımdanayrılan ve bu süreç içerisinde enteral beslenmesi durdurulan hastalar araştırma kapsamından çıkarılmıştır. Veriler sayı,yüzde, standart sapma, minimum, maksimum ve ortalama olarak hesaplanmıştır.Bulgular: Araştırmaya dahil edilen hastaların yaş ortalaması 72,31±14,24 olup, %85,5’i 59-93 yaş aralığındadır.Hastaların %62’si erkektir ve %25,5’inin tıbbi tanısının serebrovasküler hastalık olduğu belirlenmiştir. Hastaların%91,8’ine sürekli enteral beslenme, %8,2’sine aralıklı enteral beslenme uygulandığı bulunmuştur. Hastaların tümüne(n=110) hastaneye yatışlarının ilk günü enteral beslenme başlanmıştır. Beş hastada tedavi ve bakım uygulamalarınedeniyle beslenmeye ara verilmiştir. Enteral beslenmeye ara verilen süre ortalama 7±4,5 saat olarak bulunmuştur.Sonuç: Takip edilen üç günlük süre içerisinde hastaların hiçbirinde enteral beslenmeye ilişkin komplikasyongörülmemiştir. Araştırmanın hasta sayısının daha fazla olduğu büyük merkezlerde farklı örneklem grupları ile yapılmasıönerilmektedir.Öğe Fiziksel Muayene Becerilerinin Geliştirilmesinde Yüksek Gerçeklikli Simülasyon Kullanımına Yönelik Hemşirelik Öğrencilerinin Görüşleri(2020) Demiray, Ayşe; Kızıltepe, Selin Keskin; İlaslan, Nagihan; Açıl, AyşegülGiriş: Öğrencilerin kazanmaları beklenen fiziksel muayene becerileri hemşirelik eğitiminin temel bileşenlerinden biri olarakdeğerlendirilmektedir. Çalışmanın amacı; Fiziksel Muayene Dersi uygulamasında akciğer, bağırsak ve kalp sesleri dinleme becerilerini yüksek gerçeklik düzeyine sahip simülatör ile gerçekleştiren hemşirelik öğrencilerinin simülasyon uygulamasına yönelikgörüşlerini değerlendirmektir.Gereç ve yöntem: Tanımlayıcı tipte yapılan çalışma Fiziksel Muayene Dersi’ni alan 156 hemşirelik öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir. Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan “Kişisel Bilgi Formu”, “Uygulamaya Yönelik Görüş Formu” kullanılarak toplanmıştır. Nicel veriler ortalama, standart sapma, ortanca, frekans şeklinde sunulmuştur. Verilerin analizinde Mann Whitney U testikullanılmıştır.Bulgular: Verilerin analizinde öğrencilerin %58,3’ü Fiziksel Muayene Dersi’nin teorik ders saatini yeterli, %63,5’i uygulamanıngerçekleştirildiği ortamı uygun, %53,2’si uygulama için kullanılan simülatörü etkili ve yeterli ve %71,2’si uygulamalar sırasında öğretim elemanının desteğini yeterli olarak belirtmiştir. Ayrıca öğrencilerin %64,7’si uygulamalarda kullanılan simülatördeakciğer seslerini, %51,3’ü bağırsak seslerini, %71,8’i kalp seslerini rahatça duyabildiğini, %46,2’si akciğer seslerini rahatça ayırtedebildiğini ve %51,9’u simülatörde uygulama yapmanın gerçekmiş gibi hissettirdiğini belirtmiştir. Yine öğrencilerin %21,2’sinin simülatör kullanımını “gerçeğe yakın, uygun” olarak belirtmişlerdir.Sonuç: Fiziksel muayene becerileri açısından donanımlı öğrenciler yetiştirmek amacıyla ders uygulamalarına gerçeklik düzeyiyüksek simülatörler, öğrencilerin bilgi ve beceri entegrasyonunu geliştirecek simülasyon senaryoları dahil edilmelidir.Öğe Hemşirelerin Hayatında Sosyal Medyanın Yeri(Düzce Üniversitesi, 2019) Demiray, Ayşe; Çakar, Merve; Açıl, Ayşegül; İlaslan, Nagihan; Savaş Yücel, TuğbaAmaç: Çalışmanınamacı hemşirelerin sosyal medya kullanımı ve sosyal medya paylaşımlarınıbelirleyerek bu konuda farkındalık oluşturmaktır. Gereç veYöntemler:Araştırma; bir üniversite hastanesinde çalışmaya katılmayı gönüllü olarak kabuleden 101 hemşire ile Aralık 2017- Şubat 2018 tarihleri arasındagerçekleştirilmiştir. Araştırma verileri hemşirelerin yaş, cinsiyet, eğitimdüzeyi ve medeni durum gibi sosyodemografik özelliklerinin yanı sıra çalışmasüreleri, çalıştıkları birim, sosyal medya kullanım sıklığı, amacı, yapılanpaylaşımların içeriğine yönelik 13 sorudan oluşan Kişisel Bilgi Formukullanılarak toplanmıştır. Bulgular: Çalışmayakatılan hemşirelerin %26,5’inin Whatsapp, %23,1’inin Facebook, %21’inin iseInstagram kullandığı bulunmuştur. Hemşirelerin %46,5’inin sosyal medyaplatformlarında günde bir saatten az, %30,7’sinin günde 1-2 saat zamangeçirdiği belirlenmiştir. Sosyal medya kullanım amaçları incelendiğinde ise;hemşirelerin %28,8’inin gündemi takip etmek, %19,4’ünün video, fotoğraf ve yazıpaylaşmak, %16,4’ünün uzman paylaşımlarını takip etmek için kullandıklarıtespit edilmiştir. Hemşirelerin %37,7’sinin paylaşım içeriğinin kişisel ilgialanlarından, %27,7’sinin kişisel bilgilerden, %17,6’sının yorumlardan oluştuğubelirlenmiştir. Sonuç: Araştırmadahemşirelerin en fazla Whatsapp kullandıkları, sosyal medya platformlarındaçoğunlukla günde 1 saatten daha az zaman geçirdikleri, kişisel hobileri ve ilgialanları ile ilgili paylaşımda bulundukları ve sosyal medyayı gündemi takipetmek amaçlı kullandıkları tespit edilmiştir. Sonuçlar doğrultusunda hemşirelikeğitimi sürecine sosyal medyanın uygun kullanımının dahil edilmesi vestandartlaştırılmış sosyal medya kullanım rehberleri oluşturulmasıönerilmektedir.Öğe Hemşirelik Eğitiminde Kullanılan İki Farklı Öğretim Yöntemi: Standardize Hasta Uygulamasına Nasıl Yansıyor?(2020) İlaslan, Nagihan; Demiray, AyşeAmaç: Araştırma, hemşirelik eğitiminde kullanılan iki farklıöğretim yönteminin standardize hasta uygulamasına nasıl yansıdığınıortaya koymaya yönelik hemşirelik öğrencilerinin görüşlerini belirlemeyi amaçlamaktadır. Gereç ve Yöntemler: Deneysel desende ve Şubat 2018-Nisan 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilen araştırmanın evrenini 1. sınıfta öğrenim gören 172 lisans hemşirelik öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırmadaki öğrenci sayısı, Power analizi yapılarak ve basit rastgele sayılar tablosu kullanılarak randomizasyon yöntemi ile işbirlikli öğretim (n=30) ve geleneksel öğretim grubu (n=30) olarak belirlenmiştir. İşbirlikli öğretim grubu öğrencileri işbirlikli öğretim yöntemi ile hazırlanarak uygulamayı akranı ile birlikte, geleneksel öğretim grubu öğrencileri ise geleneksel öğretim yöntemi ile hazırlanarak uygulamayı tek başına gerçekleştirmiştir. Veriler “Tanımlayıcı Özellikler Formu” ve “Standardize Hasta Uygulaması Değerlendirme Formu” kullanılarak toplanmıştır. Veriler tanımlayıcı istatistikler ile sunulmuş ve verilerin gruplar arası karşılaştırmasında ki-kare testi kullanılmıştır. Bulgular: Standardize hasta uygulamasında her iki gruptaki öğrencilerin kendilerini heyecanlı ve gergin hissettikleri, ancak işbirlikli öğretim grubunun diğer gruba göre daha az heyecanlandığı (p<0,001) ve akranı ile birlikte uygulama yapmanın heyecanı azaltarak öğrencilere güven verdiği belirlenmiştir. İşbirlikli öğretim grubu beceri gerçekleştirme düzeylerini geleneksel öğretim grubuna göre daha iyi ve akıcıolarak değerlendirmiştir (p<0,001). Standardize hasta uygulamasının olumlu yönleri konusunda, işbirlikli öğretim grubunda uygulamalara yönelik özgüveni arttırma (p=0,012), geleneksel öğretim grubunda ise uygulamadaki eksikleri fark etme (p<0,001) görüşleri istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha yüksek düzeyde belirtilmiştir. Her iki gruptaki öğrencilerin çoğunluğu uygulamaya yönelik olumlu görüşbelirtmiştir. Sonuç: Standardize hasta uygulamasında kullanılan işbirlikli öğretim yöntemi geleneksel öğretim yöntemiyle karşılaştırıldığında, öğrencilerin heyecanlarının azaltılması ve daha yüksek düzeyde beceri gerçekleştirme performansı sergilemelerinde etkili olduğu saptanmıştır. Hemşirelik eğitiminde işbirlikli öğretim yöntemi ve standardize hasta uygulamalarına daha fazla yer verilmesi önerilmektedir.Öğe Hemşirelik Eğitiminde Yenilikçi Bir Öğrenme Yaklaşımı: İşbirlikli Öğrenme(İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, 2020) Demiray, Ayşe; İlaslan, NagihanHemşirelik Eğitiminde Yenilikçi Bir Öğrenme Yaklaşımı: İşbirlikli ÖğrenmeÖzetHemşirelik eğitimi bilgi ve beceri açısından yeterli, mesleki değerlere bağlı ve profesyonel hemşirelik rolünü benimsemiş hemşireler yetiştirmeyi amaç edinmiştir. Bunun yanı sıra hemşirelerden liderlik, etkili iletişim kurma ve kendi meslektaşları ve diğer sağlık profesyonelleri ile multidisipliner boyutta gerçekleştirilebilecek işbirliği yapabilme becerilerine sahip olmaları beklenmektedir. Ancak günümüz hemşirelik eğitiminin gerek artan öğrenci sayıları, gerekse öğrenci sayısı karşısında yetersiz kalan öğretim elemanı sayıları nedeni ile bu amacını geleneksel öğretim yöntemleri ile gerçekleştiremediği görülmektedir. Geleneksel öğretim yöntemlerine karşı işbirlikli öğrenme yöntemi ise hemşirelik eğitiminin amaçlarına hizmet edecek yenilikçi bir öğrenme yaklaşımıdır.Anahtar Kelimeler: Hemşirelik eğitimi, Hemşirelik öğrencileri, İşbirlikli öğrenme. An Innovative Learning Approach In Nursing Education: Cooperative LearningAbstract The main purpose of nursing education is to educate nursing student who are competent in terms of knowledge and skills, who are adhering to professional values and professional nursing role. In addition, they are expected to have leadership, effective communication, and cooperative skills that can be achieved at with their own colleagues and other health professionals within multidisciplinary dimensions. However, today's nursing education can not be achieved this objective with traditional teaching methods due to the increasing number of students or inadequate teaching staff. Cooperative learning is an innovative learning approach that will serve the purposes of nursing education.Keywords: Nursing education, Nursing students, Cooperative learning.Öğe Hemşirelik Öğrencilerinin Pandemi Sürecinde Uzaktan Tamamlanan Mesleki Bir Dersin Uygulama Telafisine İlişkin Görüşleri(2022) Kızıltepe, Selin Keskin; Açıl, Ayşegül; Demiray, Ayşe; İlaslan, NagihanÇalışmada, pandemi sürecinde uzaktan tamamlanan mesleki bir dersin uygulama telafisine ilişkin hemşirelik öğrencilerinin görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Tanımlayıcı nitelikteki çalışma, bir devlet üniversitesinin hemşirelik bölümünde ikinci sınıf düzeyinde öğrenim görecek 133 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Çalışma verileri, iki haftada gerçekleştirilen uygulama telafisi sonrasında Tanımlayıcı Özellikler Formu ve Uygulama Telafisine İlişkin Görüş Formu kullanılarak çevrimiçi ortamda toplanmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi ve Kruskal Wallis Testi kullanılmıştır. Anlamlılık düzeyi p<0,05 kabul edilmiştir. Öğrencilerin genel olarak uygulama telafisinden memnun oldukları belirlenmiş olup, %39,1’i beceri uygulamalarını birebir yapabilmek için telafiye katıldığını belirtmiştir. Uygulama telafisi sonrasında öğrenciler büyük oranda kendilerini daha yeterli hissettiklerini, özgüvenlerinin arttığını ve programın daha iyi öğrenmede etkili olduğunu ifade etmişlerdir. Uygulama telafisi öncesi ve sonrası beceri uygulama yeterliliğine yönelik öğrencilerin subjektif değerlendirmeleri arasında farklılığın olduğu (p<0,05) saptanmıştır. Öğrenciler uygulama telafisine ilişkin kendilerine daha fazla uygulama yapma olanağı sunulmasını önermişlerdir. Çalışmada mesleki derse yönelik gerçekleştirilen uygulama telafisine ilişkin olumlu sonuçlar ortaya çıkmıştır. Bu bulgular doğrultusunda pandemi döneminde uzaktan tamamlanan mesleki derslere yönelik alternatif uygulama olanaklarının planlanması önerilmektedir.Öğe Hemşirelik Öğrencilerinin Stres Kaynaklarının Belirlenmesi(2021) Açıl, Ayşegül; İlaslan, Nagihan; Kızıltepe, Selin Keskin; Demiray, AyşeAmaç: Bu çalışma, hemşirelik öğrencilerinin stresörlerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır.Yöntem: Tanımlayıcı tipteki bu araştırma Mart-Nisan 2018 tarihleri arasında, 788 hemşirelik öğ rencisinden araştırmaya katılmayı kabul eden 565 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Veriler araş tırmacılar tarafından Kişisel Bilgi Formu ve Öğrenci Stresör Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Ve rilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, Mann Whitney U, Kruskal Wallis, bağımsız gruplarda ttesti ve tek yönlü ANOVA testi kullanılmıştır. Bulgular: Bu çalışmada hemşirelik öğrencilerinin %75.0’ını kadın öğrencilerin oluşturduğu,%49.0’ının 17-20 yaş arasında; %26.4’ünün 3.sınıfta öğrenim gördüğü; %54.2’sinin anne eğitimdüzeyinin ilkokul olduğu ve %75.2’sinin öğrenci yurdunda kaldığı belirlenmiştir. ÖğrencilerinÖğrenci Stresör Ölçeği’nden aldıkları toplam puan ortalaması 37.00 ± 7.91 olarak bulunmuştur.Öğrenci Stresör Ölçeği toplam ve alt boyut puanlarının (eğitim-finans) öğrencilerin öğrenimgördüğü sınıf, hemşirelik bölümünü isteme durumu, anne eğitim durumuna göre farklılık gös terdiği saptanmıştır (P < .05).Tartışma: Hemşirelik öğrencilerinin stresörlerinin orta düzeyde olduğu ve öğrencilerde stresoluşturan durumların daha çok eğitim kaynaklı olduğu belirlenmiştir. Buradan hareketle hem şirelik eğitim programlarının öğrencilerin baş etme ve stres yönetimine yönelik eğitimleri deiçermesi önerilmektedir.Öğe Hemşirelik Öğrencilerinin Tek Sağlık ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin Ulaşılabilirliği Hakkındaki Görüşlerinin Belirlenmesi(Türk Hemşireler Derneği, 2022) İlaslan, Nagihan; Çakar, Merve; Şişman, Nuriye YıldırımAmaç: Araştırma, hemşirelik öğrencilerinin Tek Sağlık yaklaşımının benimsediği insan, hayvan ve çevre sağlığı etkileşimi ve sağlığın gelişimi için 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin ulaşılabilirliği hakkındaki görüşlerini belirlemeyi amaçlamaktadır.Gereç ve Yöntem: Bir devlet üniversitesinin sağlık bilimleri fakültesinde üçüncü ve dördüncü sınıf düzeyinde öğrenim gören 239 hemşirelik öğrencisi ile gerçekleştirilen tanımlayıcı tipteki araştırmada, veriler Tanımlayıcı Özellikler Formu, İnsan, Hayvan ve Çevre Sağlığı Etkileşimine Yönelik Anket Formu ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin Ulaşılabilirliği Hakkında Görüş Formu kullanılarak toplanmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiklerden (sayı, yüzde, ortalama, standart sapma, minimum-maximum) yararlanılmıştır. Bulgular: Araştırmada, öğrencilerin %85.4’ünün daha önce Tek Sağlık yaklaşımını duymadığı belirlenmiştir. Ancak öğrencilerin Tek Sağlık yaklaşımının benimsediği sağlık anlayışını ortaya koyan ifadelere en düşük %71.1 ve en yüksek %95.8 düzeyinde tamamen katıldıkları saptanmıştır. Ayrıca öğrencilerin, insan, hayvan ve çevre sağlığının gelişimi için 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin ulaşılabilirliğini en düşük %38.1 ve en yüksek %68.6 düzeyinde uzun vadeli olarak değerlendirdikleri tespit edilmiştir. Sonuç: Hemşirelik öğrencilerinin insan, hayvan ve çevre sağlığının karşılıklı etkileşiminin önemini anlamalarına fırsat sağlayacak Tek Sağlık yaklaşımı ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin hemşirelik eğitimi içerisine dahil edilmesi, multidisipliner uygulama alanları oluşturulması ve yapılacak çalışmalarla literatürün zenginleştirilmesi önerilmektedir.Öğe Koronavirüs 2019 Pandemi Sürecinde Hemşirelik Eğitimi: Belirsizlikler ve Öneriler(2021) İlaslan, Nagihan; Demiray, AyşeHemşirelik eğitimi, öğrenim sürecinde öğrenciye kazandırılan teorik bilgilerin klinik alanda uygulamasını gerektiren bir yapıya sahiptir. Ancak 2019 yılının sonlarından itibaren küresel boyutta mücadele edilen Koronavirüs 2019 pandemi sürecinde, virüsün bulaşma zincirini kırabilmek amacıyla insan yaşamında birçok değişim yaşanmaktadır. Bu değişimlerden birisi de hemşirelik alanında eğitim veren kurumların yüz yüze verilen örgün eğitim süreçlerini uzaktan eğitim aracılığı ile devam ettirmek zorunda kalmalarıdır. Oldukça hızlı gerçekleştirilen bu süreçte teknolojik alt yapı, eğitimci ve öğrencilerin bilgi kaynaklarına ulaşma ve bunları kullanma durumları gibi konularda değerlendirmeler gerçekleştirilememiştir. Henüz yapılandırılmamış olan ve öğrencileri klinik alandan uzaklaştıran bu süreç hemşirelik öğrencilerinin eğitim süreçlerinde bilişsel, duyuşsal ve psikomotor alanlarda kazanmaları gereken yeterliliklere yönelik tehdit oluşturmaktadır. Dolayısıyla hemşirelik eğitiminin hem teorik hem uygulamalı boyutuna yönelik birçok belirsizlik doğmakta olup, uluslararası boyutta hemşirelik eğitiminin sürdürülebilirliğine yönelik görüşlerin ortaya koyulduğu görülmektedir. Derlemenin amacı, Koronavirüs 2019 pandemi sürecinde hemşirelik eğitiminin nasıl sürdürülebileceği konusundaki belirsizlik hakkında literatür doğrultusunda çıkarımlarda ve önerilerde bulunmaktır.Öğe Nursing Education During Coronavirus 2019 Pandemic Process: Uncertainties and Suggestions(Dokuz Eylul University, 2021) İlaslan, Nagihan; Demiray, AyşeNursing education has a structure that requires the application of the theoretical knowledge gained to the student during the learning process in the clinical field. However, during the coronavirus 2019 pandemic, which has been fought on a global scale since the end of 2019, many changes are occurring in human life in order to break the transmission chain of the virus. One of these changes is that institutions providing education in the field of nursing have to continue their formal education processes, which are given face-to-face, through distance education. In this process, evaluations on technological infrastructure, access to and use of information resources of educators and students could not be made. This process, which has not yet been structured and keeps students away from the clinical field, poses a threat to nursing students' cognitive, affective and psychomotor competencies that they need to gain in their educational processes. Therefore, many uncertainties arise regarding both the theoretical and practical dimensions of nursing education, and it is seen that views on the sustainability of nursing education have been put forward in the literature. The purpose of the review is to make inferences and suggestions in line with the literature regarding the uncertainty about how nursing education can be maintained during the Coronavirus 2019 pandemic process. © 2021, Dokuz Eylul University. All rights reserved.Öğe Pandemi Sürecinde Tek Sağlık Yaklaşımı ve Hemşirelik(2021) İlaslan, Nagihan; Çakar, Merve; Şişman, Nuriye Yıldırımİnsan sağlığının korunması ve iyileştirilmesi için birçok meslek grubunun birlikte çalıştığı tek sağlık yaklaşımı, insanı yaşadığı ekosistem ile bir bütün olarak değerlendirme olanağı tanıyan bir kavramdır. Zoonotik enfeksiyonların yol açtığı pandemilerin görülme sıklığının artışı, sağlığın bütüncül olarak ele alınması gerektiğini göstermektedir. Ancak ülkemizde tek sağlık yaklaşımını ve hemşireliği konu alan yeterli çalışmaya rastlanmamıştır. Bu doğrultuda makalenin amacı; pandemi sürecinde tek sağlık yaklaşımını ve bu yaklaşım içerisinde hemşireliğin önemini incelemektirÖğe Social media use and ethics violations: Nurses' responses to hypothetical cases(Wiley, 2020) Demiray, Ayşe; Çakar, Merve; Açıl, Ayşegül; İlaslan, Nagihan; Yücel, T. SavaşAim This study aimed to evaluate nurses' ability to evaluate ethical violations to hypothetical case studies involving social media use. Background Inappropriate use of social media necessitates health institutes, academic institutes, nurses and educators to consider occupational ethical principles while creating a policy and guide on the usage of social media. Method The data were collected confidentially from the nurses working at a university hospital in Turkey, using the Personal Information Form and the Ethic Case Form. The study was carried out using descriptive and inferential analysis. Findings Analysis of the data showed that the majority of the nurses had received training in ethics, used WhatsApp social media application most often, spent less than an hour a day on social media platforms and used social media to follow daily posts. Analyses of the ethical case evaluations showed that nurses' level of education and ethics training status was influential on their Case 1 evaluations and the length of time they had worked was effective in Case 2 evaluations. When Case 3 evaluations of nurses were analysed according to ethics training, statistically significant differences were found. The analyses of the Case 4 and Case 5 evaluations showed that no statistically significant differences were found according to nurses' descriptive characteristics. Conclusion The study determined that education level, ethical training status, the source of ethics training and the duration of their work in the profession were effective regarding the case evaluation of the nurses. Implications for nursing and health policy Nursing policymakers, educators, administrators and clinicians need to cooperate in the development of ethical awareness and creation of solutions to violations, the preparation of guidelines for social media use.Öğe Standardize hasta uygulamasında işbirlikli öğrenme yönteminin hemşirelik öğrencilerinin bilgi, psikomotor beceri ve anksiyete düzeylerine etkisi(Düzce Üniversitesi, 2019) İlaslan, Nagihan; Demiray, AyşeAraştırma standardize hasta uygulamasında işbirlikli öğrenme yönteminin hemşirelik öğrencilerinin bilgi, psikomotor beceri ve anksiyete düzeylerine olan etkisini incelemek amacıyla son test kontrol gruplu deneysel desende gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini 2017-2018 Bahar döneminde Düzce Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü 1. Sınıf öğrencilerinden (N=172) 60 öğrenci (deney: 30, kontrol: 30) oluşturmuştur. Deney grubu işbirlikli öğrenme, kontrol grubu ise geleneksel öğrenme yöntemi ile arteriyel kan basıncı ve subkutan enjeksiyon uygulamasına hazırlanmıştır. Veriler "Tanımlayıcı Özellikler Formu", "Bilgi Düzeyi Değerlendirme Formu", "Beceri Değerlendirme Formu", "Spielberger Durumluk Kaygı Ölçeği" ve "Çözümleme Formu" kullanılarak toplanmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, bağımsız gruplarda t testi, Mann Whitney U ve ki-kare testi kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre gruplar arasında arteriyel kan basıncı ölçme bilgi puanları arasında anlamlı farklılık bulunmamış, deney grubunun subkutan enjeksiyon uygulama bilgi puanının kontrol grubundan anlamlı şekilde daha yüksek olduğu saptanmıştır (p?0.001). Her iki uygulama becerisinde deney grubunda bulunan öğrencilerin beceri puanlarının kontrol grubuna göre anlamlı şekilde daha yüksek olduğu belirlenmiştir (p?0.001). Ayrıca deney grubunda bulunan öğrencilerin durumluk kaygı düzeylerinin (28.8±5.4), kontrol grubunda bulunan öğrencilerin kaygı düzeylerinden (39.5±10.4) anlamlı şekilde daha düşük olduğu saptanmıştır (p?0.001). Öğrencilerin uygulamaya yönelik görüşleri değerlendirildiğinde ise deney grubunda bulunan öğrencilerin daha az anksiyete hissettikleri ve grup arkadaşlarının kendilerine güven verdiği, becerileri gerçekleştirme düzeylerini daha iyi değerlendirdikleri belirlenmiştir. Öğrenciler standardize hasta ile uygulama sonucunda; hastalarla iletişim kurma, hasta tepkilerini anlama ve klinik alana çıktıklarında yaşayabilecekleri anksiyeteyi azaltmaya yönelik vurgu yapmışlardır. Öğrencilerin çoğunluğu uygulamaya yönelik olumsuz görüş belirtmemiştir. Standardize hasta uygulamasında kullanılan işbirlirlikli öğrenme yöntemi öğrencilerin bilgi ve beceri düzeylerinin artması ve anksiyete düzeylerinin azalmasında etkilidir. Anahtar Sözcükler: Anksiyete, Bilgi ve beceri düzeyi, Hemşirelik eğitimi, İşbirlikli öğrenme, Standardize hasta simülasyonuÖğe Standardize Hasta Uygulamasının Birinci Sınıf Hemşirelik Öğrencilerinin Öz Etkililik-Yeterlik ve İlk Klinik Deneyim Sırasındaki Stres Düzeylerine Etkisi(Sivas Cumhuriyet University, 2021) Demiray, Ayşe; İlaslan, NagihanAmaç: Çalışma; standardize hasta uygulamasının ilk klinik deneyimini yaşayan birinci sınıf hemşirelik öğrencilerinin öz etkililik-yeterlik ve ilk klinik deneyim sırasındaki stres düzeylerine olan etkisini incelemek amacı ile gerçekleştirilmiştir. Gereç ve yöntem: Araştırma; birinci sınıfta olan ve Hemşirelik Esasları Dersi’ne kayıtlı 119 hemşirelik öğrencisi (deney grubu:60, kontrol grubu:59) ile gerçekleştirilmiştir. Deney grubunda bulunan öğrenciler klinik uygulama öncesinde ders kapsamında düşük gerçeklik düzeyine sahip mankenler ile gerçekleştirdikleri beceri uygulamalarına ek olarak kan basıncı ölçme ve subkutan enjeksiyon uygulama becerilerini standardize hasta uygulaması ile gerçekleştirmiştir. Kontrol grubunda bulunan öğrenciler ise sadece ders kapsamındaki laboratuvar uygulamaları ile klinik uygulamaya hazırlanmıştır. Veriler “Kişisel Bilgi Formu”, “Öz-Etkililik-Yeterlik Ölçeği” ve “Klinik Stres Anketi” kullanılarak ilk klinik uygulama gününün sonunda toplanmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, independent samples t testi ve ANOVA testi kullanılmıştır. Bulgular: Her iki gruptaki öğrencilerin tanımlayıcı özellikleri benzer olup, gruplar arasında anlamlı farklılık bulunmamaktadır. Klinik stres ve öz etkililik-yeterlik düzeylerine yönelik karşılaştırmalarda, klinik stresin tehdit skalası ve zarar skalası alt boyutu toplam puanları açısından gruplar arasında anlamlı farklılığın olduğu ve her iki alt boyutta da kontrol grubu öğrencilerinin daha yüksek klinik strese sahip olduğu belirlenmiştir. Grupların öz etkililik-yeterlik düzeyleri arasında ise anlamlı bir farklılık görülmemiştir. Ayrıca hemşirelik bölümünü seçme durumunun deney grubunda öz etkililik-yeterlik puanları üzerinde, kontrol grubunda ise klinik stres puanları üzerinde etkili olduğu saptanmıştır. Sonuç: Klinik uygulama öncesinde gerçekleştirilen standardize hasta uygulaması, öğrencilerin ilk klinik deneyim sırasındaki stres düzeylerinin azaltılmasında etkilidir.Öğe The Nursing Students’ Attitudes Towards Cooperative Learning in Psychomotor Skill Teaching Process(Türk Hemşireler Derneği, 2020) Demiray, Ayşe; İlaslan, NagihanAim: The aim of this study is to determine the attitudes of nursing students towards cooperative learning.Material and methods: The study carried out in an interventional design was performed with 30 students selected by power analysis method. The students completed the Personal Information Form and Attitude Scale Towards Cooperative Learning after psychomotor skill teaching application conducted in 6 consecutive weeks by using Jigsaw technique. Independent samples t test and one-way ANOVA test were used to analyze the data.Results: As a result of the study, it was found that the attitudes of the students towards cooperative learning were high and the selection of nursing department had an effect on the attitude. Moreover, when the item frequency distributions of attitude scale towards cooperative learning were examined, it was found that the students used the expression "I strongly agree" in the statements "I think that all the members of the team are valuable" (%93.3), "I believe that there is strength in union" (%96.7), "I value the suggestions and explanations of my teammates" (%93.3) and "I respect the ideas of my teammates" (%96.7) more than the other expressions.Conclusion: It has been determined that nursing students have highly positive attitude towards the use of cooperative learning in the psychomotor skill teaching process, and it is recommended to include the cooperative learning method in nursing education.












