Düzce Üniversitesi Kurumsal Akademik Arşivi

DSpace@Düzce, Düzce Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.




 

Güncel Gönderiler

Öğe
RUBENS’IN "KAPLAN VE ASLAN AVI" ADLI TABLOSUYLA GÜÇ ARZUSUNA BİR BAKIŞ
(Malatya Turgut Özal Üniversitesi, 2024) Günay, Burcu; Öztürk, Yaşar Can
Tarih öncesi çizimlerde de sıklıkla karşılaştığımız av eylemi, resim sanatının doğuşuna ve gelişimine büyük bir katkı sunmuştur. Av resimlerinin ortaya çıkışı, tarih öncesi çizimlere dayanmaktadır. Gelişimi ile insana ait olanı ortaya koyan av resimleri, insanın üstünlüğü/ hayvanın itaati üzerinden kurulan çatışmayı içermektedir. Peter Paul Rubens’ın "Kaplan ve Aslan Avı" adlı tablosunda gözlemlenen güç arzusuna kısaca değinerek, çalışmada “güç istenci” olarak da yer alan güç arzusunun av resimlerine yansıması üzerinde durulacaktır. Av resimlerinde sıklıkla karşımıza çıkan güç kavramı, insanın özünü oluşturmaktadır. Av resimlerindeki güç kavramını irdelemek, insanın doğasına bir yolculuktur. İnsan, her dönem 1Doç. Dr. Burcu GÜNAY, Düzce Üniversitesi, Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi, Resim Bölümü, burcu.gunay@duzce.edu.tr 2Bu makale Düzce Üniversitesi, Lisansüstü Enstitüsü ,Resim Ana Bilim Dalı’nda çalışılan ÇAĞDAŞ SANATTA AV HAYVANLARININ TEMSİLİ adlı Yaşar Can ÖZTÜRK’ ün tezinden üretilmiştir. güç elde etme isteği içerisindedir ve bu istek doğrultusunda harekete geçmektedir. İnsanın gücünü gösterme, varlığını kanıtlama arzusu hiçbir zaman son bulmayacaktır. Arzularını resim sanatı aracılığıyla gelecek nesillere aktaran insan, sanatın işlevselliğini de ortaya koymaktadır. İnsan var olduğu sürece resim sanatı da var olacaktır. Yeni ifade arayışları içerisinde olan insan, av resimleri aracılığıyla birçok karanlık noktayı aydınlatabilme olanağına sahiptir. Güç arzusunun av resimlerine yansıması üzerinden yola çıkılarak seçilen tablo, Barok dönemi ressamı olan Rubens’ın en bilinen tablolarından biridir. Tablo aracılığıyla av resimlerindeki güç arzusuna dair çıkarımlarda bulunulan çalışmada literatür tarama yöntemi kullanılmıştır.
Öğe
GROTESK İMGE ÜZERİNE YAPIT ÇÖZÜMLEMELERİ
Günay, Burcu
Bu araştırma, insanlık tarihi boyunca sanatta kendisine yer bulmuş bir kavrama, groteks olana odaklanmaktadır. Tek bir tanımlama, tek bir tarihsel süreç, tek bir üslube indirgenmeyen, insana özgü olan her durum ve zamanda anlam bulan groteks kavramı özellikle tekinsizlik, bulanıklık, iğrençlik, araftalık gibi adlandırmalar ve tanımlamalarla girift bir yapıda kendisini var kılarak, sanatta temsile dökülmektedir. Bu araştırma geçmişten günümüze grotesk kavramını, örnek yapıtlar üzerinden açıklama üzerine kurulmuştur. Birinci bölümde grotesk kavramı, etimolojik olarak tanımlanmış ardından örnek resimler üzerinden grotesk yapının resim sanatında nasıl inşa edildiği çözümlenmeye çalışılmıştır. İkinci bölüm ise çağdaş sanatta grotesk yapıyla ilişkilendirilebilecek ağırlıklı olarak fotoğraf sanatından seçilmiş eserler üzerinden ilerlemiştir. Her iki bölümde de psikoanalitik söylemde Sigmund Freud’un tekinsizlik, Julia Kristeva'nın igrenç, Michail Bakhtin’in grotesk, Kayser’in absürd tanımlamaları eşliğinde, eserlerde grotesk yapıyı oluşturan unsurlar, betimsel araştırma yöntemine göre literatür taraması yapılarak irdelenmeye çalışılmıştır.
Öğe
Video Sanatında Çevreci Yaklaşımlar
(İstanbul Gelişim Üniversitesi, 2024) Günay, Burcu
Giriş ve Çalışmanın Amacı: Bu araştırma, video sanatında insan-yaşam-doğa kavramlarını ele alan sanatçıların üretim süreçlerine odaklanmaktadır. Sanayi devrimi ile hızlanan teknolojik gelişmeler ve video kayıt cihazlarının dijitalleşmesi, seri üretimle birlikte pratik hayatta olduğu kadar üretim tarihinde de gerçekleşmesini mümkün kılmıştır. 1960'tan sonra sanatta geleneksel üretim yöntemlerinin yanında kendine yer bulan video, bir hayatta kalma günlüğü olarak tanımlanan görevinden kurtulmuştur. Tüm toplumsal dinamiklerin kavram üzerinden ele alındığı çağdaş sanatta video, biçimsel çözümlemeler yerine insan ve insan olmayan arasındaki ilişkiyi irdeleyen bir noktada yer alır. Üzerindeki yapılar dünyanın tüm dinamikleri ile organik bir yapıya sahip olsa da insan; dünyanın doğal kurallarına bağlı olarak kendi başına kalmaya çalışmakta ve giderek doğayı hedef almaktadır. Bu araştırma, insan ve insan dışı ilişkileri ve çelişkileri ele alan video uygulama örneklerini görünür kılmayı amaçlamaktadır. Seçilen sanatçıların ortak noktaları, yönelim önerileri ve sanatı sadece biçimsel bir sorgulama alanı olarak değil, bir farkındalık ve zihin alanı olarak görmeleridir. Bunlara ek olarak, yaşadığı dönemin sosyal, kültürel, toplumsal veya çevresel durumlarından etkilenen günümüz sanatçısının vermek istediği mesajın, güncel sanat kavramındaki ifadesi inceleme amacını taşır. Kavramsal ve Kuramsal Çerçeve: Bu araştırmanın kavramsal çerçevesini çevre kavramı, çevre ve insan arasındaki ilişki ve bu ilişkiyi çağdaş sanatta video sanatı üzerinden ele alan sanatçıların üretim süreçleri oluşturmaktadır. Çevre; insan faaliyetleri ve insan dışı canlılar üzerinde ani ya da uzun bir süre içinde etkide bulunabilecek fiziksel, kimyasal, biyolojik, toplumsal etkilerin toplamı olarak tanımlanabilir. İnsan faaliyetlerinin ekosistem üzerindeki etkisi olarak tanımlanan antroposen dönemin dayanağı endüstriyel üretimler sonucu, başta küresel ısınma ve iklim değişimi gibi birçok çevresel sorun giderek yaygınlaşmaktadır. Çevresel sorunları ele alan çağdaş sanatçılar; insan ve insan dışı arasındaki dinamikleri, insanın çevre üzerinde yarattığı öngörülemeyen tahribatı üretim süreçleri ile sorgulamaktadır. Video sanatı üzerinden çevre sorunlarını ele alan sanatçıların bu sorunu nasıl algıladığı ve yansıttığı, üretim süreçlerinde kavramsal yapıyı nasıl kurdukları incelenmektedir.Yöntem: Bu araştırma literatür tarama modeline göre oluşturulmuştur. 1960 sonrası sanatta yaşanılan kırılmalar, video sanatının gelişimi ve çevresel bir farkındalık yaratma sürecindeki etkin rolü bireysel ve kolektif üretim süreçleri üzerinden açıklanmaya çalışılmıştır. Bu doğrultuda çevre-çevre sorunları-video sanatı ele alınmaktadır. Bu bağlamda ilk olarak antroposen dönem üzerinden bir tanımlama ve araştırma yapılmıştır. Bu kavramı çağdaş sanatta ele alan öncü sanatçıların üretim süreçleri örneklerle açıklandıktan sonra çevre sorunlarını ele alan video sanatçıları üzerinden bir okuma gerçekleştirilmiştir. Video sanatı kısmında ülkemizde yaşayan ve aktif olarak üretim gösteren genç sanatçılar belirlenmiştir. Çevresel sorunlara eğilen ve sanatı sadece biçimsel sorgulama alanı olarak değil, bir bilinçlenme ve farkındalık alanı olarak gören sanatçıların üretimlerine odaklanan nitel bir araştırma yapılmaktadır.Bulgular: Toplumsal, çevresel, politik yapıdaki değişimler çağın sanat üretim biçimlerine yansımaktadır. Çağdaş sanat disiplinleri arasında yer alan video; başlangıçta sadece bir kayıt altın alan bir alet olarak görülmüştür. Bununla birlikte video sanatının ele aldığı konular genellikle estetik bir bakış açısı yakalamaktan ziyade, kavramın kendisini görünür kıldığı üretim süreçleriyle doludur. Antroposen çağda doğanın direk etkilendiği tehlikeler, çözümü aciliyet gerektirdiği için, video sanatı çevreye genellikle biyopolitik doğrultuda yaklaşmaktadır. Sonuç: İnsan ilk andan itibaren doğadan faydalan, onu işleyen, teknik ilerlemelerin getirisi olarak onunla birlikte yaşamanın yollarını arayan değil, onu sahiplenen bir oluşum içindedir. Antroposen çağda doğanın maruz kaldığı tehlikeler çözümü aciliyet içeren bir noktaya ulaşmıştır. Bununla birlikte çevresel bir farkındalık yaratmaya çalışan oluşumlarında sayısı artmaktadır. Özellikle 1950’li yıllardan itibaren sanatçılar çevre/ doğa/ yaşama dair izleyicide bilinç uyandırmayı amaçlayan düşün nesnelerine doğru yönelmişlerdir. Bir bakıma doğaya saygı ve birlikte yaşamanın yollarını alternatif yaklaşımlara sunan üretim süreçleri, insanın insan dışı üstündeki öngörülemeyen tahribatı üzerine düşünme ve eyleme geçme üzerinedir. Video sanatı da estetik bir bakış açısı yakalamaktan ziyade, kavramın kendisini görünür kıldığı üretim süreçleriyle doludur. Video sanatı ile ekolojik/ çevre ile ilgili eser üreten sanatçılar, antroposen çağda doğanın direk etkilendiği tehlikeleri, çözümü aciliyet gerektirdiği için, genellikle biyopolitik bir yaklaşım beslemektedirler.
Öğe
Alleviating doxorubicin-induced reproductive toxicity: protective and androgenic effects of drone larvae on sperm morphology and hormonal balance
(Springer, 2025) Ağan, Kağan; Kaya, Salih Tunç; Ağan, Aydan Fulden; Yoldaş, Pınar Ağyar; Yoldaş, Taner; Keleş, Ayşe İkinci; Kekeçoğlu, Meral
Öğe
Maternal and neonatal outcomes related to iron deficiency anemia and serum ferritin status: A multicenter prospective study from Eastern Marmara, Turkey
(Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi, 2019) Pulatoğlu, Çiğdem; Başbuğ, Derya; Akar, Bertan; Şimşek, Hayal; Çakır, Pınar; Başbuğ, Alper; Çalışkan, Eray
Background: Iron deficiency is the most common nutritional deficit in the world. More than 50% of anemia in pregnancy results from iron deficiency and it is suggested that it may be associated with negative pregnancy outcomes. Aim: The aim of this study was to evaluate the incidence of irony deficiency anemia in pregnancy in the East Marmara region of Turkey in order to determine its prevalence in the country along with the effects and associations of iron supplementation or iron status on maternal and neonatal outcomes. Study Design: The study was designed as a prospective, longitudinal qualitative study. Method: This study was conducted in six centers in three provinces of the East Marmara region(Turkey) and included a total of 1102 pregnant women. Blood samples were collected for hematological status and serum ferritin levels during pregnancy, and the adverse maternal and perinatal outcomes were determined. Results: The rate of anemia among the women included in the study was 19.8%, with 44% of them receiving iron supplementation. The maternal age was lower in the anemic group(26.5 vs. 27.7, p = 0.01). Selective iron use was more frequent in the anemic group, while routine iron use was more frequent in the non-anemic group(47.1% vs. 29.3%; p = 0.01). Conclusions: Iron deficiency anemia is a frequent problem in pregnancy. However, many anemic pregnant women do not receive iron therapy. Iron supplementation may have positive effects on some maternal and perinatal outcomes. In order to combat iron deficiency anemia in pregnancy, widespread use of iron supplements should be established.