Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 63
  • Öğe
    Dielectric property enhancement of glass fiber-reinforced concrete via TiO? nanocomposites
    (Elsevier, 2025) Ramazanoğlu, Doğu; Subaşı, Azime; Musatat, Ahmad Badreddin; Demir, Ahmet; Subaşı, Serkan; Maraşlı, Muhammed
    This study addresses the critical gap in traditional glass fiber-reinforced concrete (GFRC), which lacks tailored electrical properties for modern energy-related applications. We introduce a novel approach by incorporating a TiO?-based hybrid composite (TiO?-@) into GFRC to develop multifunctional composites with enhanced dielectric, mechanical, and energy storage capabilities. Experimental results demonstrate that TiO?-@ doping at 2 % concentration achieves the most significant improvements: a dielectric constant increase to ~420 at 100 Hz (compared to ~180 for undoped GFRC), capacitance enhancement to 71 pF at 100 Hz (versus 18 pF in the reference), and AC conductivity elevation by 205 % after aging. The 2 % TiO?-@ sample also exhibited a Leeb hardness increase to 486 HLD (from 159 HLD pre-aging), highlighting its structural robustness. Frequencydependent analyses revealed modified polarization mechanisms and charge transport dynamics, with ColeCole plots and impedance spectroscopy confirming reduced capacitive reactance and enhanced interfacial interactions. These results establish TiO?-@ as a transformative additive for GFRC, bridging the gap between structural performance and energy functionality. The work pioneers the integration of TiO? nanocomposites into cementitious matrices, offering a dual-purpose material for smart construction systems and embedded energy storage devices.
  • Öğe
    Kenevir Liflerinin Fotokürlenmiş Polimer Kompozitlerde Takviye Malzemesi Olarak Kullanılabilirliğinin Araştırılması, Uluslararası Katma Değeri Yüksek Tarımsal Ürünler Kongresi, 01-03 Aralık 2024, Iğdır, Sayfa: 627-640, ISBN: 978-625-378-090-6
    (2024) Subaşı, Azime
    Giriş ve Amaç: Sürdürülebilir malzeme arayışının artmasıyla birlikte, doğal liflerin kompozit malzemelerde kullanımı önemli bir araştırma alanı haline gelmiştir. Kenevir lifi, yüksek mukavemeti, düşük yoğunluğu ve çevre dostu olması nedeniyle bu alanda ön plana çıkan bir malzemedir. Diğer taraftan polimerler kompozit üretiminde önemli bir yer tutmaktadır. Ancak sentetik olarak imal edilen birçok polimer gerek üretim gerekse kullanım sürecinde uçucu organik bileşikler (VOC) açığa çıkarmaktadır. Daha çevreci bir polimerizasyon yöntemi olan fotobaşlatıcılı sistemler polimer kompozit üretiminde hergeçen gün daha fazla tercih edilmektedir. Bu çalışma kapsamında doğal bir lif kaynağı olan kenevir lifi takviyeli ve çevre dostu fotobaşlatıcılı polyester reçineleri kullanılarak üretilen polimer kompozitlerin mühendislik özellikleri araştırılmıştır. Materyal ve Yöntem: Çalışma kapsamında UV kürlemeli polyester kompozit içerisine Kastamonu bölgesinden temin edilen soyumluk lifler kullanılarak elde edilmiş 1-5 mm uzunluğunda kırpılmış mikrofibrile kenevir lifleri reçine ağırlığının %0,25, %0,5 ve %1 oranında takviye edilerek polimer kompozit levhalar üretilmiştir. Üretilen levhalardan alınan numuneler üzerinde yoğunluk, sertlik, çekme, eğilme, basınç ve darbe dayanımı deneyleri gerçekleştirilmiştir. Ayrıca mikro yapı ve morfolojik incelemeler için SEM analizleri gerçekleştirilmiştir. Sonuçlar: Sonuç olarak, kenevir liflerinin UV kürlemeli polimer kompozitlerde kullanımı hem mekanik özelliklerin iyileştirilmesi hem de çevresel sürdürülebilirlik açısından büyük bir potansiyele sahiptir. Kenevir liflerinin doğal ve biyobozunur özellikleri, bu malzemelerin gelecekteki uygulamaları için önemli bir avantaj sağlamaktadır
  • Öğe
    GNT Takviyesinin LED İle Kürlenen Polyester Kompozitlerde Kürlenme Parametrelerine Etkisi, Cumhuriyet Zirvesi 4. Uluslararası Uygulamalı Bilimler Kongresi 1 (1), 135-147, 2021.
    (2021) Subaşı, Azime; Emiroğlu, Mehmet
    Kompozit malzemeler; farklı mekanik, fiziksel ya da kimyasal özelliklere sahip iki ya da daha fazla bileşenden oluşmuş malzemelerdir. Kompozit malzemeler, yüksek dayanım, yüksek korozyon direnci, sertlik, sıcaklık ve elektrik iletkenliği gibi bazı mekanik ya da fiziksel özellikleri iyileştirmek için geliştirilmiş malzemelerdir. Son yirmi yılda nano partiküllerin gelişimine bağlı olarak nano partikül katkılı polimerik kompozitlerin üretiminde büyük bir artış olmuştur. Özellikle karbon nano tüp (CNT) katkılı polimer kompozit malzemelerin özellikleri ile ilgili birçok çalışma yapılmıştır. CNT?ler iyi sertlik, olağanüstü dayanım, elektriksel özelliklerinin yanında mükemmel optik, ve termal özellikleri sayesinde araştırmacıların dikkatini çekmiştir. Polimer matris içine CNT ekleyerek daha iyi mekanik, termal ve elektriksel özelliklere sahip bir kompozit elde edilebilir. Günümüzde, CNT?ler tek duvarlı (SW), çift duvarlı (DW) ya da çok duvarlı (MW) olarak üretilebilmektedir. Tek duvarlı karbon nanaotüpler (SWCNT) grafen nanotüp (GNT) olarak ta adlandırılmaktadırlar. Karbon nanotüpler plastik matrisli kompozit malzemelerde güçlendiriciler olarak kullanılmaktadır. Son yirmi yılda nano partiküllerin gelişimine bağlı olarak nano partikül katkılı polimerik kompozitlerin üretiminde büyük bir artış olmuştur. Özellikle karbon nano tüp (CNT) katkılı polimer kompozit malzemelerin özellikleri ile ilgili birçok çalışma yapılmıştır. CNT?ler iyi sertlik, olağanüstü dayanım, elektriksel özelliklerinin yanında mükemmel optik, ve termal özellikleri sayesinde araştırmacıların dikkatini çekmiştir. Polimer matris içine CNT ekleyerek daha iyi mekanik, termal ve elektriksel özelliklere sahip bir kompozit elde edilebilir. Günümüzde, CNT?ler tek duvarlı (SW), çift duvarlı (DW) ya da çok duvarlı (MW) olarak üretilebilmektedir. Tek duvarlı karbon nanaotüpler (SWCNT) grafen nanotüp (GNT) olarak ta adlandırılmaktadırlar. Karbon nanotüpler plastik matrisli kompozit malzemelerde güçlendiriciler olarak kullanılmaktadır. Sonuç olarak GNT takviye edilen LED ile kürlenen polyester reçinelerinin kürlenme sıcaklıklarının GNT takviye oranındaki artış ile ters orantılı olarak azaldığı, Jelleşme sürelerinde ise anlamlı bir artışın olduğu görülmüştür.
  • Öğe
    Effect of Resin and Glass Fiber Type on the Internal Pressure Resistance of Filament Wound Composite Pipes, 3rd International Symposium On Innovative Technologies In Engineering And Science, Universidad Politécnica de Valencia, Valencia–Spain, 2384-2393, 3-5 June 2015.
    (2015) Kaya, D.; Subaşı, Serkan; Subaşı, Azime
    Canlı yaşamı için vazgeçilmez olan su kaynaklarının dünya üzerinde giderek azalması nedeniyle suyun verimli kullanımı ve etkin olarak taşınması çok önemli bir konu haline gelmiştir. İletim hatlarının etkin bir şekilde çalışması ancak uzun ömürlü ve sağlam borular kullanılması ile sağlanır. Bu ihtiyaç Cam elyaf Takviyeli Plastik (CTP) boru sektörüne büyük bir pazar oluşturmakta ve aynı zamanda CTP boru konusunda AR-GE çalışmalarının yapılmasını gerekli kılmaktadır. Bu çalışmanın amacı sürekli elyaf sarma metodu ile üretilmiş olan CTP kompozit borulardaki reçine ve cam elyafın boruların iç basınç dayanımına olan etkisinin araştırılmasıdır. Çalışma kapsamında reçine tipi ve elyaf tipi açısından farklı kombinasyonlara sahip boru numuneleri üretilmiştir. Numuneler hazırlanırken ortoftalik, izoftalik ve vinilester olmak üzere üç çeşit reçine tipi; E-camı ve ECR-camı olmak üzere iki çeşit elyaf tipi kullanılmıştır. Bütün numunelerin iç basınç dayanımının tespiti kısa dönem patlatma test metodu kullanılarak yapılmıştır.Sonuç olarak, reçine ve elyaf türüne bağlı olarak boru iç basınç dayanımlarının değiştiği, Vinilester reçine ve ECR-Cam elyafı ile üretilen borularda en yüksek iç basınç dayanımı değerlerinin elde edildiği görülmüştür.
  • Öğe
    Utilization Availability and Performance Evaluation of Laminated Wood Beams as Structural Bearers in Construction Sector,
    (2013) Subaşı, Serkan; Güner, Ö.; Subaşı, Azime; Eren, Ş.
    Glulam, tabakalı tutkallanmış ahşap malzeme, laminasyon işlemi ile kalınlıkları yaklaşık 25-50 mm arasında değişen küçük kesitli en az iki ahşap tabaka veya daha fazlasının neme dayanıklı tutkal türleri kullanılarak birbirlerine yapıştırılması ile elde edilen ve geniş açıklıkları kapatabilecek büyük ebatlara ulaşabilen yapısal ahşap elemanlardır. Glulam malzemesinin kesit derinliğinde farklı elastikiyet modülüne sahip laminasyonlar kullanılması bu malzemeyi kompozit malzeme olarak sınıflandırma nedenidir. Glulam kirişlerde, yüksek kalitede olan laminasyonlar kirişlerde yüksek gerilimin ortaya çıktığı üst ve alt kısımlara yerleştirilirken, nötr eksen olarak ifade edilen ve gerilimin düşük olduğu kısımlara ise düşük kalite laminasyonlar yerleştirilir. Glulam üretiminde farklı ağaç türleri ile değişken katman sayıları kullanılabilir ve farklı boyutlar ile şekillere sahip yapısal ahşap elemanlar elde edilebilir. Glulam üretiminde hem hammadde olarak odundan verimli faydalanır, hem de fiziksel ve mekanik özellikleri iyileştirilmiş ahşap elemanlar elde edilir. Çevreye duyarlılık anlamında Glulam, hammadde olarak yenilenebilir ve doğal bir kaynak olan odun temellidir. Bu anlamda çevreye duyarlı ve yeşil bir malzemedir. Glulam, üretim işlemlerinde tüketilen enerji ve ekolojik dengenin korunması bakımından çelik ve beton gibi diğer yapı malzemeleri ile karşılaştırıldığında daha üstün bir malzeme seçimidir. Yangına karşı dayanım özelliği bakımından da Glulam kirişler çelik ve beton ile karşılaştırıldığında dayanımı yüksek özelliklidirler. Ayrıca, kullanım ömrü sırasında zararlı gaz salınımı yapmaması ve kullanım ömrü sonunda yeniden kullanım ve hatta geri dönüştürülebilen bir malzeme olması diğer avantajlı özellikleridir. Glulam, ağırlık ve dayanım oranı açısından yumuşak zeminlere uygun bir yapı malzemesi olduğu için ülkemiz şartlarında deprem bölgelerinde yapılacak inşaatlarda tercih edilmesi güvenli olacaktır. Bunlara ek olarak gelişen malzeme bilimi ve teknolojiye paralel olarak Glulam yeniliklere açık ve uygun olan bir malzeme türüdür. Ülkemiz şartları için de bu malzemenin kullanımına yönelik eğilimler ve yatırımların artması faydalı olacaktır. Bu çalışmada İnşaat sektöründe yaygın olarak kullanılan diğer yapısal taşıyıcı elemanlar olan betonarme ve çelik ile lamine ağaç kirişler (glulam) çeşitli faktörler göz önünde bulundurularak karşılaştırılmış ve inşaat sektöründe yaygın kullanımına yönelik çözüm önerileri sunulmuştur.
  • Öğe
    Basalt Fiber Reinforced Polymer Pipe Production And Investigation Of Engineering Properties, AHI EVRAN International Congress on Scientific Research - IV April 26-28, Cilt 2, Sayfa: 389-401, 2024/ Turkiye Kırşehir Ahi Evran University, https://www.ahievranconference.org/, 2024.
    (2024) Eren, Şevki; Çağlar, Özcan; Gökçe, Neslihan; Subaşı, Azime; Subaşı, Serkan
    Mevcut çalışmada, CTP boru üretiminde bazalt lifinin tek başına ve hibrit lif olarak kullanımının fiziksel ve mekanik özelliklere etkisi araştırılmıştır. Bu kapsamda, savurma döküm yöntemiyle, 6m boyunda, anma çapı 350mm, basınç sınıfı 6 bar ve rijitlik sınıfı 10.000 N/m2 olan polimer kompozit boruların üretilmesi hedeflenmiştir. Bu hedefleri kontrol etmek için üretilen borular üzerinde fiziksel ve mekanik testler gerçekleştirilmiştir. Fiziksel testler kapsamında yakmada kayıp deneyleri, mekanik testler kapsamında rijitlik ve eksenel çekme deneyleri yapılmıştır. Kompozit borularda matris malzemesi olarak ortoftalik doymamış poliester reçinesi kullanılmıştır. Takviye malzemesi olarak kırpılmış E-camı ve bazalt lifleri kullanılmıştır. Dolgu maddesi olarak silis kumu kullanılmıştır. Polimer kompozit borular üzerinde yapılan fiziksel testler sırasında boruların dış yüzeylerinde düzensiz renk dalgalanmaları olduğu gözlemlenmiştir. Bu durum, üretim sürecinde kullanılan bazalt lifinin koyu renginden kaynaklanıyordu. Ayrıca, boruların iç yüzeylerinde büyük çatlaklar fark edilmiştir. Bazalt lifleri kaplamak için gereken reçine tüketiminin, cam lifleriyle güçlendirilmiş referans boruya kıyasla arttığı tespit edilmiştir. Bazalt lifinin tek başına kullanılmasının boru rijitliğini artırdığı ancak eksenel çekme mukavemetini etkilemediği bulunmuştur. Bazalt lifinin hibrit kullanımı boru sertliğini ve eksenel çekme mukavemetini artırmıştır. Yapılan araştırmalar sonucunda bazalt lifinin tek başına veya hibrit olarak kullanılmasının savurma döküm yöntemiyle polimer kompozit boru üretimine uygun olmadığı belirlenmiştir. Bunun nedeni bazalt lifi kullanımının fiziksel özellikler üzerinde ciddi olumsuz etkiye sahip olmasıdır.
  • Öğe
    Grafen Nanotüp Takviyeli LED Kürlemeli Polyester Kompozitlerin Reolojik Özelliklerinin Araştırılması,
    (2022) Subaşı, Azime; Emiroğlu, Mehmet; Demir, Ahmet
    Son yıllarda nano teknolojinin gelişimine bağlı olarak nano partikül katkılı polimerik kompozitlerin üretiminde büyük bir artış olmuştur. Karbon nanaotüpler (CNT) iyi sertlik, yüksek dayanım, elektriksel özelliklerinin yanında mükemmel optik ve termal özellikleri sayesinde araştırmacıların dikkatini çekmiştir. Grafen nanotüp (GNT) olarak adlandırılan tek duvarlı karbon nanotüpler (SWCNT) polimer matrisli kompozit malzemelerde mekanik ve elektriksel özellikleri iyileştirmek amacıyla takviye malzemesi olarak kullanılmaktadır. Polimer matris içerisine eklenen nanomalzemeler sertleşmemiş kompozit reçinesi reolojik özelliklerinde önemli değişimlere neden olmaktadır. Kompozit malzeme üretiminde birçok farklı üretim yöntemi kullanılmaktadır. Farklı üretim yöntemlerinin gereksinim duyduğu reolojik özelliklerde farklı olmaktadır.Diğer taraftan polimer kompozitlerin üretiminde zararlı kimyasalların kullanımının azaltılması, enerji tasarrufu, üretim proseslerinin hız ve verimliliğinin arttırılması amacıyla UV/LED ile kürlenebilen fotobaşlatıcılar içeren polimerlerin kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır.Bu çalışma kapsamında LED ile kürlenen polyester reçinelerinde GNT takviyesinin kompozit reçine karışımlarının reolojik özelliklerine olan etkileri deneysel olarak incelenmiştir. Farklı oranlarda (%0, 0.001, 0.003, 0.005, 0.010, 0.015, 0.020) GNTtakviye edilmiş LED ile kürlenen reçine karışımlarının zamana bağlı viskozite, kayma gerilimi ve kayma hızı değerlerindeki değişim incelenmiştir.Sonuç olarak GNT takviye edilen LED ile kürlenen polyester reçine karışımlarının viskozite ve reolojik özelliklerinde önemli değişimlere neden olduğu ve GNT takviyeli LED kürlemeli polyester reçinesinin viskozitesinin zamana ve kayma hızına bağlı olarak azaldığından dolayı tiksotropik davranış gösteren psödoplastik akışkan olduğu görülmüştür.
  • Öğe
    Using Metakaolin In High Strength White Cementitious Composites,
    (2014) Subaşı, Azime; Emiroğlu, Mehmet
    Farklı renk ve doku özelliklerine sahip çimentolu kompozitlerin üretilebilmesi için özellikle mimari beton uygulamalarında kullanılabilecek yüksek dayanımlı beyaz çimentoya ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmada mimari beton uygulamalarında yüksek dayanımlı beyaz portland çimentosu (BPÇ) ile birlikte puzolan olarak kullanılabilecek metakaolinin (MTK) çimentolu kompozit davranışına etkisi araştırılmıştır. Çalışma kapsamında MTK, ağırlıkça %0, %5, %10, %15, %20, %25 ve %30 oranlarında CEM I 52,5 R BPÇ yerine ikame edilmiştir. Hazırlanan numuneler üzerinde MTK’nın, BPÇ nin basınç dayanımına, priz süresine, su ihtiyacına ve hacim genleşmesine etkisini belirlemeye yönelik deneyler yapılmıştır. Sonuç olarak, yüksek dayanımlı BPÇ’lerde MTK ikamesinin su ihtiyacı ve priz süresinde, %20 den sonraki ikame oranlarında önemli bir etkiye sahip olduğu belirlenmiştir. MTK ikame oranı arttıkça 28 günlük dayanım değerlerinde bir azalma olduğu, ancak 56. ve 90. günlerde MTK ikameli örneklerin puzolanik etkiden dolayı dayanım değerlerinin arttığı görülmüştür. Ayrıca MTK ikameli çimento harçlarının basınç dayanımlarının %20 oranında MTK ikamesine kadar standart değerler arasında olduğu belirlenmiştir.
  • Öğe
    Light-transmitting wood-based composite comprising microencapsulated phase-change material for sustainable energy applications in buildings.
    (Taylor&Francis, 2025) Can, A.; Gencel, O.; Ustaoğlu, A.; Sarı, A.; Muñoz, P.; Subaşı, Azime; Hekimoğlu, G.; Maraşlı, Muhammed
    The study explored an innovative building material that provides both lighting energy savings and thermal comfort by integrating microencapsulated phase change material (µPCM) into light-transmissive wood-based composite material. The wood-based composite comprises epoxy resin (Er), wood chips (Wc), fibre (Gf), various ?PCM concentrations, and plastic optical grids to transmit light through the plate. The highest thermal conductivity, 0.21 W/mK, was observed for µPCM0 samples. Differential scanning calorimetry (DSC) analysis presented that a composite containing 100 wt% µPCM has a melting temperature of 25 °C and a latent heat storage of 35.0 J/g. µPCM100 offered a lower surface temperature approximately 6 °C colder when the hot weather hours were taken into account. The wood composites with µPCM contributed to maintaining lower peak room temperatures and extended temperature stability overnight. While 1.923 km/s UPV was obtained in µPCM0 samples, the UPV value after 100% µPCM addition compared to the weight of the old was 1.845 km/s. Compared to the µPCM0 samples, the ErµPCMWc samples had a light transmittance rate of almost 64% greater. The study's findings could improve artificial lighting efficiency, significantly lessening indoor temperature fluctuations, enhancing thermal comfort and promoting sustainable building solutions.
  • Öğe
    Grain Distribution Optimization In GRP Pipe Production, AHI EVRAN International Congress on Scientific Research - IV April 26-28, Cilt 2, Sayfa: 378-388, 2024 / Turkiye Kırşehir Ahi Evran University, https://www.ahievranconference.org/, 2024.
    (2024) Eren, Şevki; Çağlar, Özcan; Gökçe, Neslihan; Subaşı, Azime; Subaşı, Serkan
    Bu çalışmada, yapılan tane dağılımı optimizasyonu ile reçine tüketimini azaltarak standardın gerektirdiği mekanik özellikleri sağlayan CTP boru üretimi gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda, santrifüj döküm yöntemiyle, 6m boyunda, anma çapı 600mm, rijitlik sınıfı 10.000 N/m2 ve anma basıncı 10 bar olacak nitelikte CTP boruların üretilmesi hedeflenmiştir. Boru üretiminde, matris malzemesi olarak ortoftalik doymamış polyester reçinesi, güçlendirme malzemesi olarak kırpılmış E-cam lifleri kullanılmıştır. Dolgu malzemesi olarak boru üretiminde mevcut durumda kullanılmakta olan AFS 40-45 tane dağılımlı silis dolgusu ve bu tane dağılımına alternatif olarak optimizasyonu yapılan Fuller 0,8 tane dağılımlı silis dolgusu kullanılmıştır. AFS 40-45 tane dağılımlı CTP borular referans boru olarak belirlenmiştir. Kompozit boruların reçine tüketim miktarları ve mekanik özellikleri karşılaştırılmıştır. Üretilen tüm borularda standart reçine miktarından %9,5 daha az reçine kullanılmıştır. Sonuç olarak, anma çapı 600mm olan CTP boru üretiminde mevcut durumda kullanılmakta olan AFS 40-45 tane dağılımı yerine alternatif olarak Fuller 0.8 tane dağılımı optimizasyonunun kullanılmasının daha uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Böylelikle daha ekonomik ve daha yüksek mekanik özelliklere sahip boru üretimleri gerçekleştirilebileceği sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    The production of glass fiber reinforced polymer pipes, application areas in the sector and performance evaluation
    (2014) Subaşı, Serkan; Eren, Ş.; Subaşı, Azime; Güner, Ö.
    Otomotiv, havacılık, uzay ve savunma endüstrilerindeki hızlı gelişim hafif ve yüksek mukavemetli malzemelerin kullanımını gerekli kılmıştır. Bu amaçla cam elyaf takviyeli plastik kompozit malzemeler üretilmeye başlanmış ve yaygın bir şekilde kullanılmıştır. CTP’nin farklı yüklere karşı dayanımı, çok yüksek korozyon dayanımı (yapısal olarak çelik ve ahşap malzemeye göre çürüme ve paslanma olmamasından dolayı periyodik bakıma ihtiyaç duyulmaması), hafifliği, montaj ve işçilik kolaylığı, kısa zamanda imalatı gibi özelliklere sahip olması bu malzemelerin yapılarda kullanılırken diğer geleneksel malzemelere karşı üstünlüğünün bir göstergesidir. Bütün bu özelliklerinin bir sonucu olarak CTP’ler yüksek basınçlı boru üretiminde de kullanılmaktadırlar. Bu araştırmada, CTP’lerin boru üretimindeki yeri ve önemine değinilmiş, CTP boru üretiminde kullanılan hammaddeler ve özelliklerinden bahsedilmiştir. Bunun yanında, CTP boru üretim yöntemleri açıklanmış ve üretilen CTP boruların sınıflandırılması, teknik özellikleri, kısa dönem performans deney yöntemleri belirtilmiştir. Ayrıca farklı projeler için tasarlanabilecek ve çeşitli ihtiyaçlara cevap verebilen daha yüksek performanslı CTP boru üretimine yönelik önerilerde bulunulmuştur
  • Öğe
    Multifunctional SnO2-@ doped glass fiber?reinforced concrete: Improved microstructure, mechanical, dielectric, and energy storage characteristics
    (Elsevier, 2025) Ramazanoğlu, Doğu; Subaşı, Azime; Musatat, Ahmad Badreddin; Demir, Ahmet; Subaşı, Serkan; Maraşlı, Muhammed
    This study explores SnO?-based hybrid composite (SnO?-@) doped glass fiber-reinforced concrete (GFRC) for enhanced dielectric, energy storage, and mechanical performance. Microstructural analysis confirmed SnO?-@ promotes ettringite and calcium silicate hydrate (C-S-H) formation, improving matrix integrity. Aged samples exhibited a 650?% increase in surface roughness (Ra) and over 200?% higher Leeb hardness, demonstrating durability. Dielectric spectroscopy revealed frequency-dependent tunability: 1?% SnO?-@ achieved a peak dielectric constant (?' = 130 at 10?kHz), shifting to ?' =?140 at 100?kHz for 2–3?% doping. AC conductivity surged by 60?%, correlating with SnO?-@-induced interfacial polarization and charge mobility. Energy storage capacity improved significantly, attributed to optimized dipole alignment and reduced leakage currents. Color stability remained robust (?E* ? 2.8 post-aging), ensuring aesthetic viability. These results position SnO?-@-doped GFRC as a multifunctional material for smart infrastructure, integrating structural resilience, adaptive dielectric properties, and energy storage potential for next-generation urban applications.
  • Öğe
    Evaluation of The Physical Properties of Hazelnut Shell Dust-Added Brake Pad Samples Treated With Cryogenic Process
    (Gazi Univ, 2019) Akıncıoğlu, Gülşah; Akıncıoğlu, Sıtkı; Öktem, Hasan; Uygur, İlyas
    After understanding that asbestos fibers are harmful to human health; researchers have investigated for alternative and eco-friendly materials. Agricultural products can be an example of these alternative and environmentally friendly materials because they are easily supplied. Thus, in this study, asbestos-free automotive brake pads produced from %7 hazelnut dusts with other seventeen additives. Hazelnut shell is preferred because it is widespread in our country. Cryogenic process applied at -80 degrees C to the brake pads. Before and after cryogenic treatment, the produced brake pads properties such as water absorption, hardness test, porosity and microstructural examinations were investigated. The hardness values of brake pads increases after cryogenic and cyclic-cryogenic process. The highest values obtained for the B-CYC sample.
  • Öğe
    Gas tungsten arc welding of 7075 aluminum alloy: microstructure properties, impact strength, and weld defects
    (Iop Publishing Ltd, 2018) Çevik, Bekir
    Precipitation-hardened 7075 (Al-Zn-Mg-Cu) aluminum alloys have low specific density and high strength. Because of these advantages, they are commonly used as construction materials in the aerospace industries. Even though they have such important and common areas of usage, their weldability is quite difficult. It is important to weld this alloy used in these industrial areas. In this study, 3 mm-thick 7075-T651 aluminum alloy materials were joined using different welding currents via gas tungsten arc welding (GTAW) method. The metallographic examinations were carried out to determine macrostructural and microstructural properties of the weld zones. Also, notch impact and hardness tests were performed to determine the mechanical properties of the welded samples. The results obtained as a result of the tests were evaluated and interpreted. The grain size of the weld center increased due to heat input occurring with increase of the welding current. Micro cracks (hot cracking) occurred in the roots of welding seams. The increase in the welding current affected the hardness distribution of the weld zone. The impact strength of the welded sample was negatively affected by the grain coarsening and micro cracks in the welding seam.
  • Öğe
    Friction Stir Welding of 7075-T651 Aluminium Alloy
    (Carl Hanser Verlag, 2016) Çevik, Bekir; Özçatalbaş, Yusuf; Gülenç, Behçet
    The microstructural changes, mechanical properties and residual stress distribution of 7075-T651 Al alloy joined using friction stir welding were investigated in this study. Welding was performed at 900, 1 250, and 1 600 rev/min and 20, 40, and 60 mm/min welding speeds. Mechanical tests were carried out on the welded joints in addition to microstructural examinations performed using a scanning electron microscope. Furthermore, residual stress distribution of the joints was determined by the hole drilling method. Generally, higher tensile strength was obtained at medium rotational and welding speeds. Tunnel defects were formed in the root of the weld seam. At high welding speeds, insufficient filling in the joints led to microvoids and large grain bands on the retreating side of the weld seam. The tensile strength of the welded specimens decreased at the rate of 26-45 % compared to the reference material. Lower residual stresses were determined in the specimens joined at a high rotational speed.
  • Öğe
    Experimental optimization of dry sliding wear behavior of in situ AlB2/Al composite based on Taguchi's method
    (Elsevier Sci Ltd, 2012) Köksal, Sakıp; Fıçıcı, Ferit; Kayıkçı, Ramazan; Savaş, Ömer
    A wear rate prediction model for aluminum based composites reinforced with 10 and 30 wt.% in situ aluminum diboride (AlB2) flakes was developed using Taguchi's method by considering the parameters of sliding velocity, normal load, sliding distance and reinforcement ratio. Having produced the in situ reinforced bulk of composite, the final shape of the test samples was given through squeeze casting method. The wear behavior of the specimen was investigated using pin-on-disk rig where the samples sliding against a steel disk under different conditions. The orthogonal array, signal-to-noise ratio (S/N) and analysis of variance (ANOVA) were employed to study the optimal testing parameters on composite samples. The experimental results demonstrate that the normal load and reinforcement ratio were the major parameters influencing the specific wear rate for all samples, followed by sliding velocity. The sliding distance, however, was found to have a negligible effect on the specific wear rate. Moreover, the optimal combination of the testing parameters has been predicted. The predicted specific wear rates for all the test samples were found to lie close to that of the experimentally observed ones. (c) 2012 Elsevier Ltd. All rights reserved.
  • Öğe
    Effect of welding speed on the mechanical properties and weld defects of 7075 Al alloy joined by FSW
    (Redakcia Kovove Materialy, 2016) Çevik, Bekir; Özçatalbaş, Yusuf; Gülenç, Behçet
    In this study, 7075-T651 Al alloys were joined by friction stir welding (FSW) at a fixed rotational speed and different welding speeds. The stirring tool used in the welding processes was comprised of a shoulder of 20 mm in diameter and modified M6 x 1 HSS hand taps used as pins. The FSW was performed at a rotational speed of 1600 rpm and at welding speeds of 20, 40, and 60 mm min(-1). Mechanical and metallographic tests were carried out on the welded joints and the effects of the welding speed on the mechanical and metallurgical properties of the welded specimens were investigated. Welding speed significantly affected the microstructure and mechanical properties of the joining. Results showed that the average grain size of the weld nugget was reduced as welding speed was increased. In addition, it was found that high welding speed negatively affected the mechanical properties of the weld nugget.
  • Öğe
    Effect of welding processes on mechanical and microstructural properties of S275 structural steel joints
    (Carl Hanser Verlag, 2018) Çevik, Bekir
    S275 structural steel is a popular low carbon steel type that can be used in many different general engineering and structural applications. These steels are widely used in steel construction, maintenance, machinery and manufacturing industries. Welded joints of this steel used in the mentioned industrial areas are important. In this study, 10-mm thick S275 structural steel sheets were joined by using gas metal arc welding (GMAW) and flux cored arc welding (FCAW) methods. Tensile, bending, and hardness tests were performed to determine the mechanical properties of the welded samples. In addition, metallographic investigations were carried out to determine the microstructural properties of the weld zones. As a result of the microstructural studies, it was found that different structures such as grain boundary ferrites, polygonal ferrites, Widmanstatten ferrites and acicular ferrites are formed in the weld metal and coarse-grained region. It was determined that the hardness of the weld metal was higher than HAZ and base metal in all welding parameters. The highest tensile and bending strengths were obtained from those samples joined by using the FCAW method. As a result of the tensile test, separation occurred in the transition region between the weld metal coarse-grained regions.