Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 26
  • Öğe
    Effect of fiber and resin types on mechanical properties of fiber-reinforced composite pipe
    (Ice Publishing, 2019) Gökçe, Neslihan; Yılmazer, Ülkü; Subaşı, Serkan
    The aim of this study was to evaluate the effects of the types of fiber and resin on the mechanical properties of polyester composite pipes. Orthophthalic, isophthalic and vinyl ester resins were used as the matrix; E-glass, electrical/chemical resistance (ECR)-glass and basalt fibers were used as reinforcement; and 98% silica (SiO2) sand was used as filler in mixtures. Samples were produced by the centrifugal casting method. Samples cut from the produced pipes were tested to determine stiffness and longitudinal and circumferential tensile strength. It was found that mixtures with orthophthalic resin had the highest stiffness and mixtures with vinyl ester resin had the highest circumferential tensile strength. Samples containing basalt fibers showed 10.8% higher stiffness, the highest longitudinal tensile strength and 18.8% higher circumferential tensile strength compared with the mixture with E-glass fibers. Samples with ECR-glass fibers showed 20.2% higher longitudinal tensile strength and 5.9% higher circumferential tensile strength. The basalt-reinforced composite pipe had 2.6% less resin than the E-glass-fiber-reinforced pipe. As a result, the mechanical properties of the polyester composite pipes changed with different types of resin and fiber. Vinyl ester resin and basalt-fiber-reinforced pipes showed better mechanical performance than orthophthalic resin and E-glass-fiber-reinforced pipes. The fiber-matrix bonding surfaces were investigated by scanning electron microscopy.
  • Öğe
    Investigation of usability of steel fibers in asphalt concrete mixtures
    (Elsevier Sci Ltd, 2012) Serin, Sercan; Morova, Nihat; Saltan, Mehmet; Terzi, Serdal
    In this study, the usability of steel fibers in order to bear the stresses occurring at the surface layer of pavement, which are directly subjected to the traffic effects, was investigated. In this context, specimens were produced and tested under Marshall Stability Test, and the optimum bitumen content value for the aggregates sample to be used was determined. Results showed that based on the determined value for the optimum bitumen content (5.5%), three specimens for each of a series of different fiber rates (0%, 0.25%, 0.50%, 0.75%, 1.0%, 1.5%, 2.0%, 2.5%) were prepared and the optimum value for fiber rate that results in the best stability value was determined as 0.75%. As a result, steel fiber additions can be used in binder course of flexible pavement because of its positive stability impact. Crown Copyright (C) 2012 Published by Elsevier Ltd. All rights reserved.
  • Öğe
    LEED Sertifikalı Yeşil Binalarda Enerji ve Su Tasarrufundan Sağlanan Faydaların Taşınmaz Değerine Etkilerinin İncelenmesi*
    (Turkish Chamber Civil Engineers, 2019) Uğur, Latif Onur; Leblebici, Neşe
    Yeşil binaların inşaat ve işletme maliyetleri ile taşınmaz değeri açısından irdelenmesi amacıyla hazırlanan ve LEED sertifika sistemine göre Türkiye’de altın ve platin sertifika düzeylerinde derecelendirilmiş iki adet bina kapsamında değerlendirilen çalışmada; ilave maliyetlerin, altın sertifikalı binada % 7,43 ve platin sertifikalı binada ise % 9,43 oranında gerçekleştiği, buna karşılık yıllık enerji ve su giderlerinde, sırasıyla % 31 ve % 40 oranında maliyet azalışı olduğu tespit edilmiştir. Diğer faydalar göz ardı edilerek sadece enerji ve su tasarruflarından sağlanan faydaların taşınmaz değeri üzerindeki etkileri incelendiğinde, sertifika sisteminden kaynaklanan ilave yeşil değerin, altın sertifikalı binada 242 $/m² ve platin sertifikalı binada ise 255 $/m² olabileceği tahmin edilmiştir
  • Öğe
    Doğal Kenevir Lifi Kullanımının Asfalt Beton Karışımlara Etkisi
    (2018) Serin, Sercan; Macit, Mustafa Erdal; Çınar, Eren Can; Çelik, Serkan
    Günümüzde çeşitli bitkilerin lifli kısımları doğaya atık malzeme olarak terkedilmektedir. Diğer taraftanaraştırmacılar da bu atık malzemelerin yapı malzemesi olarak kullanılabilirliğini araştırmaktadır. Bu çalışmada,doğrudan trafik etkilerine maruz kalan bitümlü sıcak karışım tabakasında meydana gelen gerilmeleri karşılamakiçin kenevir liflerinin kullanılabilirliği araştırılmıştır. Bu amaçla, ilk olarak seçilen üstyapı tipine göre karışımaait agrega tane dağılımı belirlenmiştir. Daha sonra Asfalt Enstitüsü MS-2 Marshall test metodu kullanılarakdeney numuneleri üretilmiş (15 adet) ve karışımın optimum bitüm içeriğini belirlemek için deneyler yapılmıştır.Çalışmanın ikinci aşamasında ise, doğal lif olan kenevir, karışıma altı farklı oranlarda dâhil edilmiştir (%0.05,%0.075, %0.1, %0.125, %0.25). Hazırlanan tüm numunelerin fiziksel ve bazı mekanik özellikleri belirlenmiş vegrafiklerle değerlendirilmiştir. Sonuçlar, kenevir liflerinin, bitümlü sıcak karışımların mekanik özelliklerinigeliştirdiğini göstermiştir. % 0.10 kenevir lifi kullanımının, bitümlü sıcak karışımların Marshall Stabilitesini %40.183 oranında artırdığı tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Gölyaka (Düzce) imara esas yerleşim alanındaki zeminlerin spt ve sismik hız verileriyle sıvılaşma riskinin araştırılması
    (2017) Ateş, Ali
    Düzce konum itibari ile dünyanın ve ülkemizin sismik olarak en aktif kuşağı üzerindedir. Güneyden Arap plakasının Anadolu plakasını altına dalma batma şeklinde hareket ettirmesiyle saatin tersine yönüne hareket ettirerek bölgeyi sismik olarak tetiklemektedir. Sıvılaşma olgusu ülkemizde Erzincan depremiyle literatürümüze girmiştir. 1999 depreminden sonra Düzce özellikle de Sakarya ve Kocaeli zeminlerinde oldukça fazla sıvılaşma vakalarına rastlanılmıştır. Bu çalışmada Düzce ili Gölyaka ilçesi yerleşim alanında 35 noktada SPT (Standard Penetrasyon Test) ve Vs (Kayma dalgası hızları) kaydedilmiştir. Çalışma alanında SPT ve sismik deney noktaları çakıştırılmaya çalışarak sonuçların uyumlu olması sağlanmıştır. Düzce fay zonunun gelecek depremde kırılması halinde üretebileceği deprem moment büyüklüğü MW7.2 ve yatay deprem ivmesinin ise a maks0,53 olması şartlarında sıvılaşma analizleri yapılmıştır. Sıvılaşma analizleri sonucunda elde edilen sıvılaşma indeksi sonuçlarına göre sıvılaşma haritaları hazırlanmıştır. Bu çalışmanın sonucunda ilçenin büyük bölümünde sıvılaşma olabileceği ortaya konulmuştur.
  • Öğe
    Geri Dönüştürülmüş Lastik Atık İkameli Poliüretan Dolgulu Kompozit Panellerin Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi
    (2018) Yılmaz, Emrah; Arslan, Hakan; Subaşı, Serkan; Uğur, Latif Onur; Bideci, Alper
    Dünyanın daha sürdürülebilir bir yer olması ve gelecek nesillere daha temiz bir dünya bırakmak için, kompozitinşaat malzemelerinin çevresel etkilerinin azaltılması ile ilgili çalışmalar son zamanlarda artmaktadır. Buçalışmada, kompozit inşaat malzemelerinin çevresel etkilerini azaltmak ve endüstriyel atık kullanımının öneminiortaya koyabilmek için, 50 mm kalınlığındaki poliüretan dolgulu kompozit cephe paneline (PCP) %25 oranındageri dönüştürülmüş lastik atık ikame edilmiş ve bu panelin yaşam döngüsü değerlendirmesi yöntemi ile çevreselperformansı hesaplanmıştır. Çalışmanın sonucunda, poliüretan dolgulu kompozit panelinin çevresel etkisininazaltılması ve böylece daha sürdürülebilir bir kompozit panel üretimi için poliüretanın geri dönüştürülmüş lastikatık ile ikamesinin çevresel açıdan uygun bir seçenek olduğu belirlenmiştir.
  • Öğe
    Yapı İşletmesi ABD Araştırma Trendlerinin 1996-2011 Yılları Arasında Düzenlenen Yapı İşletmesi ve İnşaat Yönetimi Kongreleri Orijininde Değerlendirilmesi
    (2017) Uğur, Latif Onur
    Çok disiplinli bir Anabilim Dalı olan Yapı İşletmesi/ Yapım Yönetimi/ İnşaat Yönetimi'nin Türkiye'deki gelişimi de nispeten yenidir. 1996 ile 2016 yılları arasında gerçekleştirilen toplam on adet ulusal kongre de bu gelişime büyük katkılarda bulunmuştur. 1996 ile 2011 yılları arasında düzenlenen altı kongre, İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) tarafından organize edilmiştir. Bu çalışmada ilk kongreden altıncısına kadar yapılan organizasyonlarda; kongre amaçları ve sunulan bildiriler orijininde bir değerlendirme yapılmıştır. Toplam 233 bildiri sunulan bu kongrelerde ana konular itibarı ile araştırma trendleri değerlendirilmiştir. Tablolar yardımı ile yedi yıllık bir süreçte Yapı İşletmesi disiplinindeki ulusal araştırmaların hangi alanlara yöneldikleri etüt edilmiştir
  • Öğe
    Bazalt liflerin geleneksel betonların mekanik özelikleri ve kırılma enerjilerine etkilerinin incelenmesi
    (2017) Arslan, Mehmet Emin
    Bu çalışmanın temel amacı, bazalt liflerinin geleneksel betonun mekanik özelikleri ve eğilme altında kırılma parametrelerine etkilerini incelemektir. Betonun kırılma enerjilerinin belirlenmesi amacıyla, RILEM TC 50-FMC standardına uygun olarak, lifsiz ve 24 mm boyunda 0.5, 1, 2 ve 3 kg/m³ bazalt lif içeriğine sahip 15 adet 50x100x480 mm boyutlarında çentikli kiriş numuneleri üretilmiştir. Üretilen çentikli kiriş numuneleri üzerinde üç nokta eğilme deneyi gerçekleştirilmiştir. Çentikli kiriş numunelerin kırılma enerjileri, yük-çatlak açıklığı eğrisinin altında kalan alan kullanılarak hesaplanmıştır. Elde edilen sonuçlar, bazalt liflerin betonun kırılma enerjisini önemli oranda artırdığını göstermiştir. Bunun yanında bazalt liflerin betonun, basınç dayanımı ve elastisite modülü üzerinde önemli bir etkisinin olmadığı görülmüştür. Yarmada ve eğilmede çekme dayanımlarında ise 2 kg/m³ lif içeriğinden sonra azalma başladığı görülmüştür. Elde edilen sonuçların tamamı beraber değerlendirildiğinde geleneksel beton için en uygun lif oranının 2 kg/m³ olduğu belirlenmiştir
  • Öğe
    Modifiye nanoselülozun kimyasal ve morfolojik analizi
    (2018) Poyraz, Bayram; Arslan, Recai; Akıncı, Ahmet; Tuzluoğlu, Ayhan
    Bu çalışmada, ökaliptus (Eucalyptus camaldulensis) odun yongalarından, ağartılmış kraft hamur lifi elde edilmiştir. Ardından ağartılmış hamur lifi 2,2,6,6-tetrametilpiperidin-N-oksil (TEMPO), N-hidroksiftalimit (PINO) ve periyodat (IO4) ile modifiye edilmiştir. Sonrasında elde edilen ürünler homojenizatörden geçirilerek nano boyutlara düşürülmüş ve modifiye nanoseluloz elde edilmiştir. Elde edilen modifiye nanoselülozların, kimyasal özellikleri HPLC (High Performance Liquid Chromotography) ve FTIR (Fourier Transform Infrared) ile morfolojik analizleri ise SEM (Scanning Electron Microscopy) cihazları kullanılarak belirlenmiştir. Çalışmada modifikasyonlar sonrasında, moleküler ve amorf yapının değiştiği belirlenmiştir. Periyodat'ın, 2,2,6,6-tetrametilpiperidin-N-oksil ve N-hidroksiftalimit ile karşılaştırıldığında, glukoz üzerinde daha etkin olduğu belirlenmiştir. Morfolojik analizlerde 2,2,6,6-tetrametilpiperidin-N-oksil’in N-hidroksiftalimit'e ve periyodata oranla lif yapısının boyutsal değişiminde daha etkili olduğu gözlenmiştir. Son yıllarda nano seviyelerde yapılan çalışmaların sayısı giderek artış göstermektedir. Çalışmada nano boyutlara sahip nanoselüloz üretimi ve ardından üretilen nanoselülozun modifikasyonu başarıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışma sonucunda modifiye nanoselülozların kimyasal ve morfolojik özellikler incelendiğinde, kullanılan kimyasalların nanoselüloz üzerinde farklı etkiler meydana getirdiği belirlenmiştir. Elde edilen bulgular ışığında mevcut çalışmanın literatüre destek sağlayacağı düşünülmektedir.
  • Öğe
    Konut Satın Alma Kararı Verilmesinde Gri İlişkisel Analiz Tekniği Uygulaması
    (2017) Uğur, Latif Onur; Baykan, Umut Naci
    Bu çalışmada, konut satın alınması kararının verilmesinde çok kriterli karar verme yaklaşımlarından Gri İlişkisel Analiz kullanılmıştır. Bu yöntem, veri miktarının yetersiz olduğu hallerde özellikle tercih edilmektedir. Bu yöntemle seçenekler arasında kriterlerin eşit ağırlıkta olması ve farklı değerler taşıması hallerine göre iki ayrı hesaplama ve sıralama yapılmıştır. Çalışmada altı farklı kriter esas alınmış ve dokuz farklı alternatif arasından seçimler yapılmıştır. Yöntemin benzer problemlerin çözümünde yalnız başına yada başka yöntemlerle birlikte kullanılabilmesi mümkün bulunmaktadır
  • Öğe
    Elazığ Ferrokrom Cürufunun Alkali Aktive Edilmiş Harç Üretiminde Kullanım Potansiyelinin Araştırılması
    (2016) Mahmut, Oğuz; Emiroğlu, Mehmet
    Bu çalışmada, çimento inceliğinde öğütülmüş Elazığ ferrokrom cürufunun NaOH - Na2SiO3 kullanılarak 40, 65 ve 90C aktivasyon sıcaklığında alkali aktive edilmiş harç üretim potansiyelinin araştırılması amaçlanmıştır. Kullanılan alkali aktivatörler 6, 9 ve 12 mol olacak şekilde kullanılmış olup aktivasyon sıcaklıkları ise 1, 2 ve 4 gün süreyle uygulanmıştır. Üretilen harçlar üzerinde; piriz başlangıç ve sona erme süreleri ile kıvam deneyleri yapılmıştır. sertleşmiş harç numunelerinde ise her bir aktivasyon sıcaklığında ve etüvde kalma süresi sonunda; birim ağırlık, ultrases geçiş hızı, kapiler su emme ve basınç dayanımı deneyleri gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak, çimento kullanmaksızın bağlayıcı olarak Elazığ ferrokrom cürufunun kullanıldığı 15 MPa dayanım değerinin üzerinde alkali aktive edilmiş harç üretilebileceği sonucuna varılmıştır
  • Öğe
    Ultrasonik Yöntem İle Asfalt Betonlarda Kontrollü Çentik İle Çatlak Analizi
    (2018) Serin, Sercan
    Bu çalışmada, asfalt betonu kaplamalarda ultrases geçiş hızı test cihazı kullanılarakçatlak derinliği tahmini yapılmıştır. Testler, dolaylı okuma yöntemi kullanılarakgerçekleştirilmiştir. Deneysel işlemlerde kontrollü çatlak oluşumunu elde etmekamacıyla, numunelere elmas testere yardımıyla farklı derinliklerde çentikleraçılmıştır. Böylece çentiksiz ve 5, 10, 15, 20 cm derinliklerde çentikli numunegrupları oluşturulmuştur. Deneysel veriler kullanılarak literatürde bulunan veçatlak tahmininde kullanılan ampirik formüle ek olarak, bu çalışmada malzemeninfiziksel özelliklerinin analize dahil edildiği yeni istatistiksel modeller geliştirilmiştir.Geliştirilen bu modeller ile sonuçlar, çentiksiz numunelerin analize dahil edildiği vedahil edilmediği olmak üzere iki ayrı grupta incelenmiştir. Böylece, her iki modeldegerçek değerler ile tahmin edilen değerler arasındaki determinasyon katsayıları(R2) sırasıyla 0,95 ve 0,91 olarak elde edilmiştir. Sonuç olarak, asfalt betonukaplamalarda çatlak derinliğinin önerilen model ile başarılı bir şekilde tahminedilebileceği tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Nanoselüloz Üretimi ve TEMPO, PINO, Periyodat ile Modifikasyonu
    (2018) Poyraz, Bayram
    Bu çalışmada Eucalyptus camaldulensis bitkisi kullanılarak odun hamuru üretilmiştir. Ardından üretilen odun hamurundan nanoselüloz elde edilmiştir. Elde edilen nanoselüloz üzerine 2,2,6,6-Tetrametil-piperidin-1-il)-oksil (TEMPO), Ftalimit N-Oksil (PINO) ve Periyodat ilave edilerek nanoselülozun modifikasyonu gerçekleştirilmiştir. Elde edilen modifiye nanoselülozların kimyasal, reolojik ve termal özellikleri CP-MAS 13C-NMR, reometre ve TGA cihazları kullanılarak incelenmiştir. Çalışma sonucunda TEMPO ve PINO'nun modifikasyonu sonucu oluşan yapıların benzer kimyasal özellik gösterdiği görülmüştür. Modifikasyonlar ile örneklerin viskozluğu ve amorfluğu artarken termal kararlılıklarının ise daha düşük değerde olduğu gözlenmiştir. Mevcut çalışmanın endüstriye ve literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
  • Öğe
    Yozgat (Şefaatli) İlçesi Adalet Sarayı Temel Zemininin Sıvılaşma Potansiyelinin Araştırılması ve Zemin İyileştirilmesi: Vaka Analizi
    (2017) Ateş, Ali
    Bu çalışma, Yozgat ili Şefaatli ilçesinde yapılacak olan Adalet Sarayının inşa edileceği temel zemininde burada olabilecek bir deprem etkisinde sıvılaşma riskinin, saha (SPT) verileri kullanılarak belirlenmPesini ve sıvılaşma olması halinde çözüm önerisini içermektedir. Bu amaçla, adalet sarayı inşaat alanında yapılan 4 adet arazi sondaj çalışmasına ait olan SPT verileri kullanılmıştır. Çalışma sahasının yaklaşık 42 km Kuzeyinden "Ezine Pazarı Fayı" geçmektedir. Ezine Pazarı Fayının yapı alanını etkileyebileceği ve en etkin ivmeyi yaratabileceği düşüncesiyle, bu çalışmaya esas alınmıştır. Toplam 135 km uzunluğundaki bu fayın, muhtemel bir depremde 1/3'ünün kırılması kabul edilerek, moment magnitüdü 6,2 ve Türkiye'deki fayların deprem davranışlarını öngörmek için geliştirilen deprem atenasyon eşitliği kullanılarak 0,2g büyüklüğünde yatay deprem ivmesi meydana gelebileceği baz alınarak ve SPT verileri kullanılarak sıvılaşma analizi yapılmıştır. Analiz sonuçlarına göre, Şeffaatli ilçesinde Adalet Sarayı inşaatının planlandığı alanda yüksek dereceli sıvılaşma olabileceği ortaya konulmuştur. Burada olabilecek sıvılaşma riskine karşı jet grout klon yapılması önerilmiştir
  • Öğe
    Kenetlenme Boyu ve Donatı Çapının Beton-Donatı Aderansına Etkisinin Mafsallı Kiriş Deneyiyle İncelenmesi
    (2018) Arslan, Mehmet Emin; Arslan, Talha
    Betonarmenin varlığını borçlu olduğu beton-donatı aderansı konusu, betonarme yapıların kullanılmaya başladığı ilk yıllardan beri bilim insanlarının ilgisini çekmiştir. Bu konuyla alakalı birçok çalışma gerçekleştirilmiştir. Beton-donatı aderansı konusunda birçok çalışma yapılmış olmasına rağmen, aderans olayının karmaşık olması sebebiyle konu tam olarak aydınlatılamamıştır. Bu sebeple, bu çalışmada, farklı donatı çapları (10, 12, 14 mm) ve kenetlenme boyları (100, 150, 200 mm) sabit bir beton sınıfı kullanılarak, beton-donatı aderansı mafsallı kiriş deneyi yardımıyla eğilme altında deneysel olarak incelenmiştir. Deneysel çalışma, toplam 9 adet mafsallı kiriş üzerinde gerçekleştirilmiştir. Deney sonuçları, kenetlenme boyunun ve donatı çapının aderans dayanımını önemli derecede etkilediğini ortaya koymuştur. Aynı kenetlenme boyu için düşük çaplı donatılarda daha yüksek gerilme değerlerine ulaşılmıştır. Ayrıca kenetlenme boyu arttıkça sıyrılmalar azalmış ve aderans dayanımı artmıştır.
  • Öğe
    Hafif Beton Üretiminde Granüle Edilmiş Fındık Kabuğunun Kullanılabilirliğinin Araştırılması
    (2018) Yıldırım, Korkmaz; Sümer, Mensur; Subaşı, Serkan
    Yapılarda ölü yükü azaltmak amacı ile hafif betondan yapılmış elemanlar kullanılmaktadır. Bu amaçla dahafif beton üretiminde doğal ve yapay olarak elde edilen diatomit, yüksek fırın cürufu, hızar talaşı, rende talaşı,pomza gibi çeşitli hafif agregalar kullanılmaktadır. Böylece betonun birim ağırlığını azaltmak, betona ses ve ısıyalıtım özelliği kazandırmak veya atık maddeleri değerlendirmek mümkün olmaktadır. Bu çalışma kapsamında,bölgesel olarak üretilen fındık hasadı sonrası arta kalan ve genellikle yakıt olarak kullanılan fındık kabuğugranüle edilmiş, belli karışım oranları baz alınarak üretilen betonun mekanik ve fiziksel özellikleri uygulamaaçısından tartışılmıştır. Çalışma kapsamında; kütlece agrega miktarının %0-5-10-15-20-25-30-35-40 ve 50oranında fındık kabuğu katkılı beton numuneleri üretilmiştir. Üretilen betonların slump, birim ağırlık, 28., 90. ve180. günlerdeki basınç dayanımı değerleri ölçülmüştür. Fındık kabuğu miktarı arttıkça birim ağırlık ve basınçdayanımında azalmalar oluşmuştur. Fındık kabuğunun %50 oranında kullanılmasıyla birim ağırlık şahit betonagöre % 25 azalmıştır. Bu da bina yükünün %25 azalması demektir. Sonuç olarak; yapılan deneysel sonuçlarıincelendiğinde granüle edilmiş fındık kabuğu kullanılmasıyla da hafif beton üretilebileceği görülmüştür. Böylecebina yükünün hafifletilebileceği ve ülkemizde çok miktarda olan fındık kabuğunun değerlendirilmesiyle ülkeekonomisine katkı sağlayacağı belirlenmiştir.
  • Öğe
    Sepiyolit İkameli Çimentolu Karışımların Mekanik ve Fiziksel Özelliklerinin İncelenmesi
    (2018) Saka, Rasim Cem; Gökdemir, Ahmet; Subaşı, Serkan
    Ülkemizde bulunan birçok doğal mineral veya endüstriyel atıkların puzolan olarak kullanılabilmesine yönelikçeşitli araştırmalar yapılmaktadır. İçerisinde yüksek oranda reaktif silisyum oksit barındıran minerallerinpuzolanik potansiyellerinin olduğu bilinmektedir. Sepiyolit, fillosilikatlar (tabakalı silikatlar) grubunda yer alan vemagnezyum hidrosilikattan oluşan kil minerali olup yüzey alanının yüksekliği, lifli bir yapıya sahip olması, kristalmorfolojisi, yüzey aktivitesi, düşük derişimlerde viskozitesi yüksek ve durabiliteli süspansiyonlar oluşturması gibiteknolojik uygulamalarda sorptif, katalitik ve reolojik özelliklerinden dolayı birçok kullanım alanına sahiptir. Buçalışma kapsamında literatürde yapılan çalışmalar incelenmiş ve çimentolu karışımlar içerisine sepiyolit katılmasısonucunda elde edilen karışımların mekanik ve fiziksel özelliklerindeki değişimler araştırılmıştır. Literatürde bualanda yapılan çalışmalar belirli bir sistematik içerisinde incelenmiş ve sepiyolitin çimentolu karışımlardakullanımına yönelik yapılan araştırmalar özetlenmiştir.
  • Öğe
    İnşaat Şantiyelerinde İş Sağlığı ve İş Güvenliği (İSG) Yönetiminin Ana Belirteçleri
    (2018) Akbıyıklı, Rıfat; Dikmen, Seyit Ümit
    Türkiye’de İSG ile ilgili ciddi inisiyatif ve kampanyalara rağmen istatistik veriler her yıl çok sayıda işgöreninişlerde ya işgöremez hale geldiğini veya hayatını kaybettiğini göstermektedir. İnşaat sektörünün İşçi Sağlığı ve İşGüvenliği (İSG) konusundaki performansı diğer sektörlere nazaran daha da düşüktür. SGK verilerinde bu sektördetüm kazaların %23’nü aşan oranlar gözlenmektedir. Biz, bu işlerle ilgili hastalık, yaralanma, işgöremezlik veölümlerin en aza indirilebileceğine ve önlenebileceğine inanıyoruz. Ayrıca, işten ve işçiden kaynaklanansebeplerin yanı sıra inşaat projelerinde İSG ile ilgili ciddi bir yönetim becerisi zaafının da olduğuna inanıyoruz.İSG ile ilgili olarak inşaat şantiyelerindeki geleneksel sorumlu müteahhitler ve onların şantiyedeki proje ve üretimyöneticileridir. Ancak, şantiyelerdeki bu yöneticiler çoğu kez İSG ile ilgili hukuksal ve mevzuatla ilgilisorumluluklarının farkındalık ve bilgiye sahip olmadıkları da bilinmektedir.Bu çalışma, inşaat sektörü şantiyelerinde İSG yönetiminin ana belirteçlerini bir literatür incelemesi sonucu olarakortaya koymayı hedeflemektedir.
  • Öğe
    Sodyum Tripolifosfat (Na5P3O10)'ın Çimento Harçlarının Mühendislik Özelliklerine Etkisi
    (2017) Beycioğlu, Ahmet; Akçaabat, Dilara; Aydın, Abdülkerim; Gültekin, Adil; Yılmaz, Eda; Çomak, Bekir
    Sodyum tripolifosfat; gıda sektörü ve deterjan üretiminde pH değerini artırmak için kullanılan inorganik bir tuz olup; ayrıca dispersiyon ajanı, stabilizatör ve su yumuşatıcı olarak da kullanılmaktadır. Bu çalışmada, sodyum tripolifosfat çözeltisini karışım suyu olarak içeren çimento pastalarının ve çimento harçlarının mühendislik özellikleri araştırılmıştır. Deneysel çalışmada, bir tanesi distile su içeren iki tür çimento pastası ve çimento harcı karışımı hazırlanmıştır. İkinci karışımda, sodyum tripolifosfat distile suyun %3' ü kadar kullanılmıştır. Sonuç olarak, sodyum tripolifosfatın karışım suyunda kullanılması çimento pastalarının priz başlangıç ve priz bitiş sürelerini, çimento harçlarının yayılma çapı ile 7 ve 28 günlük basınç dayanımını arttırmıştır. Ayrıca sodyum tripolifosfat çözeltisi ile üretilen çimento pastasının SEM görüntüsü incelendiğinde, tripolifosfat'ın hidratasyon ürünleri olan CH ve CSH oluşumlarına olumsuz bir etkisinin bulunmadığı görülmüştür
  • Öğe
    Yapı makinesi satın alımında VIKOR çok kriterli karar verme yönteminin uygulanması
    (2017) Uğur, Latif Onur
    Orta ve büyük ölçekli yapım projelerinde makine donanımı büyük önem arz etmekte; kule vinci, mobil vinç, beton pompası, beton mikseri, kamyon, greyder, ekskavatör, dozer vb. pek çok yapı makinesinin temini, önemle üzerinde durulması gereken hususlar arasında yer almaktadır. Böyle durumlarda karar vericilerin ihtiyaçlarını, amaçlarını, değerlendirme kriterlerini, bu kriterlerin kendileri için önemlerini belirleyerek alternatiflerini oluşturmaları gerekmektedir. Bu noktadan itibaren yapılacak seçim de bir çok kriterli optimizasyon problemine dönüşecektir. Uygun yöntemin seçilmesi ve uygulanması ile fayda maksimizasyonu ve katlanılan külfetlerin minimizasyonu mümkün olacaktır. Bu çalışmada yüklenimi altındaki bir yapım projesinde kullanmak üzere kule vinci satın almak isteyen bir inşaat firmasının seçim kararı analiz edilmiştir. Bu seçim için çok kriterli karar verme yöntemlerinden VIKOR yöntemi kullanılmıştır. Araştırma sonuçları bu konuda VIKOR yönteminin başarı ile kullanılabileceğini göstermektedir. Yöntem genişletilerek, bulanık mantıkla harmonize edilerek ya da diğer çok kriterli karar verme yöntemleri ile hibrit bir şekilde de kullanılabilir.