Yazar "Yalman, Fuat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 56
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Aile hekimliği sisteminin hekimlerin sunmuş olduğu hizmetlerin kalitesine etkisi: Düzce örneği(Düzce Üniversitesi, 2013) Yalman, Fuat; Çatı, KahramanBu araştırmanın amacı, aile hekimliği sisteminin, hekimlerin sunmuş olduğu sağlık hizmetlerinin kalitesi üzerindeki etkisini incelemektir. Bu amaçla, araştırmada aile hekimlerinden sağlık hizmeti alan tüketicilerin (hastaların) aile hekimliği sistemine ve aile hekimlerinin sunmuş olduğu hizmetlerin kalitesine ilişkin algılarına odaklanılmıştır. Araştırmanın evrenini aile hekimliği sisteminin uygulanmasında pilot il olarak kullanılan Düzce ilinde yaşayan ve aile hekimliği uygulamasında sağlık hizmetinden faydalanan bireyler oluşturmaktadır. Araştırmada nicel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Kolayda örnekleme yönteminin kullanıldığı araştırmanın verileri anket tekniği kullanılarak toplanmıştır. Yapılan araştırmada 450 anket formu araştırmaya dâhil edilmiştir. Araştırma verileri SPSS 18 paket programında analiz edilmiştir. Analiz sonucunda, aile hekimliği sisteminin hekimlerin sunmuş olduğu hizmetlerin kalitesi üzerinde pozitif yönlü bir etkiye sahip olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte, aile hekimlerinden sağlık hizmeti alan tüketicilerin aile hekimliği sistemine yönelik algıları ile aile hekimine yönelik tutumları arasında pozitif korelasyon olduğu görülmüştür. Ayrıca aile hekiminin vermiş olduğu hizmetlerin kalitesi ile aile hekimine yönelik tutumlar arasında pozitif bir korelasyon olduğu saptanmıştır. Son olarak, aile hekimliği sistemi ve aile hekiminin vermiş olduğu hizmetlere yönelik algıların demografik özelliklere göre farklılık gösterdiği saptanmıştır.Öğe Aile Hekimliği Uygulamasının Hekimlerin Sunmuş Olduğu Hizmetlerin Kalitesine Etkisi: Düzce Örneği(2014) Yalman, Fuat; Bayat, Murat; Çatı, KahramanBu araştırmanın amacı, aile hekimliği uygulamasının, hekimlerin sunmuş olduğu sağlık hizmetlerinin kalitesi üzerindeki etkisini incelemektir. Bu amaçla, araştırmada aile hekimlerinden sağlık hizmeti alan tüketicilerin (hastaların) aile hekimliği uygulamasına ve aile hekimlerinin sunmuş olduğu hizmetlerin kalitesine ilişkin algılarına odaklanılmıştır. Araştırma evrenini aile hekimliği sisteminin uygulanmasında pilot il olarak belirlenen Düzce ilinde yaşayan ve aile hekimlerinden hizmet alan bireyler oluşturmaktadır. Araştırmada nicel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Yapılan araştırmada 450 anket formu araştırmaya dâhil edilmiştir. Araştırma verileri SPSS 18 paket programında analiz edilmiştir. Analiz sonucunda, katılımcıların aile hekimliği uygulamasına ilişkin algılarının, katılımcıların aile hekiminden almış oldukları hizmetlerin kalitesine ilişkin algıları üzerinde pozitif etkiye sahip olduğu saptanmıştır. Bununla birlikte, katılımcıların sosyo-demografik özelliklerine göre aile hekimliği uygulamasına ilişkin algıları arasında anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Son olarak katılımcıların sosyo-demografik özelliklerine göre aile hekimlerinin sunmuş olduğu hizmetlerin kalitesine ilişkin algıları arasında anlamlı farklılıklar bulunmuşturÖğe AŞI KABULÜNÜ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA(2021) Yalman, FuatBu çalışmanın temel amacı, aşı kabulünü etkileyen faktörleri ve bu faktörler arasındaki yapısal ilişkileri tespit etmektir. Araştırmanın evrenini Zonguldak ili oluşturmaktadır. Zonguldak il merkezinde ikamet eden ve sağlık hizmetlerini kullanan genç, orta ve ileri yaş grubu her bir birey, araştırma birimi olarak kabul edilmiştir. Değerlendirmeye alınan ve verilerin analizinde kullanılan toplam anket sayısı ise 400 dür. Verilerin analizinde SPSS 26.0 ve AMOS 24.0 paket programları kullanılmıştır. Araştırmada açıklayıcı faktör analizi (AFA) ve doğrulayıcı faktör analizi (DFA) teknikleri kullanılarak faktörler belirlenmiştir. Açıklayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri ile elde edilen bulgular, modelin geçerliliğinin sağlandığını göstermektedir. Açıklayıcı faktör analizi ile ortaya konulan yapı geçerliliği, doğrulayıcı faktör analizi ile de teyit edilmiştir. Geçerlilik ve güvenilirliğin sağlanması; aşı kabulünü etkileyen faktörler arasındaki yapısal ilişkinin varlığını göstermektedir. Ayrıca geçerlilik ve güvenilirlik sağlandığından dolayı, “aşı kabulünü etkileyen faktörler arasındaki ilişki ölçeği”, aşı kabulünü etkileyen faktörler arasındaki ilişkileri ve beklentileri ölçmek için rehber ölçek olarak kullanılabilir.Öğe Assessment of Knowledge, Attitudes and Practices Towards New Coronavirus (Sars-Cov-2) of Healthcare Workers During the Rapid Rise Period of the COVID-19 Outbreak(2021) Yalman, Fuat; Yaşar, Mehmet EminThe main purpose of this study is to evaluate the knowledge, attitudes and practices of healthcare professionals towards the novel coronavirus during the rapid rise of the COVID-19 epidemic and to determine the mediating effect of attitude on the effect of knowledge level on practices. Hospital-based cross-sectional research design was used in the study. The population of the study consisted of the healthcare workers of Istanbul Training and Research Hospital, which provides secondary healthcare services, and Yedikule Chest Diseases and Thoracic Surgery Training and Research Hospital, which provides tertiary treatment, in Istanbul. Convenience sampling method was preferred in the study. The data were collected by the researchers themselves using the online questionnaire technique. The total number of questionnaires that were evaluated and used in the analysis of the data is 409. SPSS and AMOS package programs were used in the analysis of the data. Descriptive statistics, independent sample t-test, ANOVA test and structural equation modeling were applied to the data. The findings obtained with the structural equation analysis showed that the construct validity of the model was provided. In addition, the path analysis revealed that the direct and indirect impact of knowledge level about COVID-19 on practices towards COVID-19 (mediated by attitude towards COVID-19) has an acceptable index of fit. A great majority of the healthcare workers had sufficient knowledge, a favorable attitude and good practices about sources, transmission, symptoms, signs, prognosis, treatment, management and preventive measures of COVID-19. The knowledge level about COVID-19 has both a direct and indirect impact on practices towards COVID-19 through the mediating role of attitude.Öğe Beklenen ve Algılanan Sağlık Hizmet Kalitesinin Ayaktan Hasta Memnuniyetine Etkisi: Üniversite Hastanesi Örneği(Yusuf ÖCEL, 2024) Aydın, Işıl; Yalman, FuatAmaç: Bu araştırmanın temel amacı beklenen ve algılanan sağlık hizmet kalitesinin ayaktan hasta memnuniyetine etkisini tespit etmektir. Gereç ve Yöntem: Araştırmanın evrenini; Düzce Üniversitesi Araştırma Hastanesinde ayaktan sağlık hizmeti alan hastalar oluşturmaktadır. Nicel araştırma yönteminin kullanıldığı araştırmada veriler hastalardan yüz yüze anket yöntemi ile toplanmıştır (değerlendirmeye alınan veri sayısı 400’dür). Toplanan veriler IBM SPSS 23 ve AMOS istatistik programları ile analiz edilmiştir. Bulgular: Klinik süreçler memnuniyetin, personel yaklaşımından memnuniyetin ve fiziksel unsurlardan memnuniyetin; sağlık hizmet kalitesinin boyutlarından olan beklenen güvenilirliği, beklenen hevesliliği, beklenen güvenceyi, algılanan fiziksel özellikleri, algılana güvenilirliği ve algılanan hevesliliği anlamlı düzeyde etkilediği tespit edilmiştir. Sonuç: Beklenen ve algılanan sağlık hizmet kalitesinin hasta memnuniyetini anlamlı düzeyde etkilediği tespit edilmiştir. Ayrıca, ayaktan hastaların yanı sıra yatarak tedavi gören hastalar da araştırma kapsamına dahil edilebilir.Öğe CONSUMER ATTITUDE TOWARDS ORGANIC FOOD: DETERMINANTS OF HEALTHY BEHAVIOUR(Sumy State Univ, Dept Marketing & Mia, 2021) Baydas, Abdulvahap; Yalman, Fuat; Bayat, MuratThe study's main purpose is to determine the factors affecting individuals' attitudes towards organic products from the perspective of healthy behaviour. The population of the research is people purchasing organic products from sales points in Istanbul province. The data was gathered with a face-to-face questionnaire with 424 people shopping in organic product markets, one of the quantitative research patterns. The data were analysed and interpreted with SPSS and AMOS programs, frequency analysis, descriptive statistics, explanatory factor analysis, and confirmatory factor analysis techniques. The factors were determined by using explanatory factor analysis. The construct validity revealed by the explanatory factor analysis was also verified by the confirmatory factor analysis. Ensuring validity and reliability shows the existence of a structural relationship between the factors affecting the attitudes of consumers towards organic products. According to the explanatory factor analysis and confirmatory factor analysis results, the factors affecting consumers' attitudes towards organic products are gathered under 5 different dimensions. These dimensions are consciousness, price, inaccessibility, negative attitude and standardization. It is concluded that the Sisli Organic Market is the best-known point. Additionally, it was concluded that the most frequently used sources of information are friends' advice, and the most preferred organic products are organic vegetables and fruits. Finally, the majority stated that they had paid attention to the organic certificates. With the increasing awareness of healthy life in recent years, individuals have attached great importance to organic products. The study tries to fill the gap in the literature in terms of Turkish consumers' attitudes towards organic product consumption and their sales point preferences. Another originality of the study is that field research has been conducted at the points where organic products are sold.Öğe COVID-19 Korkusu ile Aşı Olma Niyeti Arasındaki İlişkide Mikroptan Kaçınmanın Aracılık Rolü(2023) Karagöz, Yalçın; Yalman, FuatAmaç: Çalışmada COVID-19 korku düzeyinin belirlenmesi ve COVID-19 korkusu ile aşılama niyeti arasındaki ilişkinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Materyal ve Metot: Araştırmanın evrenini Düzce İl merkezinde faaliyet gösteren bir aile hekimliği birimine başvuran genç, orta ve ileri yaş grubu hasta ve hasta yakınları oluşturmuştur. Veriler yüz yüze anket tekniği kullanılarak 530 kişiden toplanmıştır. Verilerin analizinde IBM SPSS 23 ve AMOS paket programları kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmanın ampirik sonucu COVID-19 korku düzeyi attıkça, COVID-19 aşı olma niyetinin de olumlu yönde arttığını ortaya koymuştur. Bunun yanı sıra mikroptan kaçınma davranışının, COVID-19 korkusu ile aşı olma niyeti arasındaki ilişkide önemli derecede dolaylı bir etkiye sahip olduğu ve tam bir arabuluculuk ettiği tespit edilmiştir. Sonuç: Bu araştırma, artan COVID-19 korku düzeyinin yüksek mikroptan kaçınma davranışı yoluyla aşı olma niyetini olumlu yönde artırdığını ortaya koymuştur.Öğe COVID-19 Korkusu, Algılanan Bulaşabilirlik ve Aşısı Olma Niyeti Arasındaki İlişki(Hayrullah KAHYA, 2023) Sancar, Tekin; Yalman, FuatBu çalışmanın temel amacı, Türkiye'deki COVID-19 virüsünün yeni varyasyonlarının görüldüğü dönemde üniversite lisans öğrencilerinin COVID-19 korku düzeylerini, COVID-19 bulaşabilirlik algılarını ve aşı olma niyetlerini değerlendirmek ve COVID-19 korkusunun aşı olma niyeti üzerine etkisinde COVID-19 bulaşabilirlik algısının aracılık rolünü tespit etmektir.Araştırmada üniversite öğrencileri üzerinde online temelli kesitsel araştırma tasarımı kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini bir devlet üniversitenin tüm lisans öğrencileri oluşturmuştur. Araştırmada kolayda örnekleme yöntemi tercih edilmiştir. Veriler online anket tekniği kullanılarak 557 öğrenciden toplanmıştır. Verilerin analizinde SPSS 23 ve AMOS 26 paket programları kullanılmıştır.Araştırmanın bulguları, üniversite öğrencilerinin büyük çoğunluğunun COVID-19 korku düzeylerinin ve COVID-19 bulaşabilirlik algılarının yüksek olduğunu ve aşı olma niyetlerinin olumlu yönde arttığını ortaya koymuştur. Ayrıca, çalışmanın ampirik sonucu COVID-19 korku düzeyi attıkça, COVID-19 aşı olma niyetinin de olumlu yönde arttığını ortaya koymuştur. Bunun yanı sıra COVID-19 bulaşabilirlik algısının, COVID-19 korkusu ile aşı olma niyeti arasındaki ilişkide önemli derecede dolaylı bir etkiye sahip olduğu ve tam bir arabuluculuk ettiği tespit edilmiştir.Bu araştırma, artan COVID-19 korku düzeyinin yüksek COVID-19 bulaşabilirlik algısı yoluyla aşı olma niyetini olumlu yönde artırdığını ortaya koymuştur. Dolayısıyla artan COVID-19 korku düzeyi ve yüksek COVID-19 bulaşabilirlik algısı, olumlu yönde artan aşı olma niyeti ile önemli ölçüde ilişkili bulunmuştur.Öğe Covid-19 Pandemisinde İş Arkadaşına Yardım Etme Davranışının İş Arkadaşına Güvene Etkisinde Kaygı Düzeyinin Aracı Rolü(Mehmet Ali KARAMAN, 2022) Tosun, Nurperihan; Yalman, FuatBu çalışmanın temel amacı, COVID-19 pandemisinde iş arkadaşlarına güvenmenin iş arkadaşlarına yardım etme davranışlarına etkisinde kaygı düzeyinin aracı rolünü belirlemektir. Araştırmada hastane temelli kesitsel araştırma deseni kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini İstanbul'un farklı bölgelerinde ikinci basamak sağlık hizmeti veren dört farklı kamu hastanesinde çalışan hemşireler oluşturmuştur. Araştırmada kolayda örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Veriler, çevrimiçi anket tekniği kullanılarak araştırmacıların kendileri tarafından toplanmıştır. Değerlendirilen ve verilerin analizinde kullanılan toplam anket sayısı 527'dir. Verilerin analizinde SPSS 26 ve AMOS 24 paket programları kullanılmıştır. Verilere tanımlayıcı istatistikler, bağımsız örneklem t testi, ANOVA testi ve yapısal eşitlik modellemesi uygulanmıştır. Yapısal eşitlik analizi ile elde edilen bulgular, modelin yapı geçerliğinin sağlandığını göstermiştir. Araştırmanın ampirik sonucu, COVID-19 salgınının hemşirelerin kaygı düzeylerini artırdığını ortaya koymuştur. Ayrıca hemşirelerin birbirlerine olan güvenlerinin birbirlerine yardım etme davranışları üzerindeki etkisinin COVID-19 kaygısının kısmen aracılık ettiği belirlenmiştir. Meslektaşlarına karşı yüksek güven duygusu ile hareket eden hemşirelerin COVID-19 kaygı düzeyleri birbirlerine yardım etme davranışlarını azaltmıştır.Öğe COVID-19 Salgına Yönelik Toplumun Bilgi Düzeyi ile Korku Düzeyi Arasındaki İlişki: Kesitsel Web Tabanlı Bir Araştırma(Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, 2021) Sancar, Tekin; Yalman, FuatBu çalışmanın temel amacı, COVID-19 salgınına yönelik toplumun bilgi düzeylerini ve korku düzeylerini analiz etmek ve bilgi düzeyi ile korku düzeyi arasındaki yapısal ilişkiyi yapısal eşitlik modellemesi ile test etmektir. Araştırmanın evrenini Türkiye nüfusu içinde yer alan 18-65 yaş arası kişiler oluşturmuştur. Veriler online anket tekniği ile toplanmıştır. Değerlendirmeye alınan ve verilerin analizinde kullanılan toplam anket sayısı 790 dır. Verilerin analizinde SPSS 26 ve AMOS 24 paket programları kullanılmıştır. Tanımlayıcı istatistikler, bağımsız örneklem t testi, ANOVA testi ve yapısal eşitlik modellemesi uygulanmıştır. Toplumun COVID-19 salgınıyla ilgili bilgi düzeyleri yüksekti. Ayrıca kadınların COVID-19 salgını ile ilgili korku düzeyleri daha yüksek bulunmuştur. Yapısal eşitlik analizi, COVID-19 bilgi düzeyinin COVID-19 korku düzeyi üzerindeki olumlu etkisinin kabul edilebilir bir uyum indeksine sahip olduğunu ortaya koymuştur. Ancak katılımcıların yaşı, eğitim düzeyi, meslekleri, kronik hastalık varlığı ve COVID-19 salgını sonrası hastane ziyaretleri arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. COVID-19 bilgi düzeyinin, COVID-19 korku düzeyi üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olduğu ve aralarında pozitif bir ilişkinin var olduğu görülmüştür.Öğe COVID-19 Salgınının Geç Döneminde Pandemi Polikliniklerinde Çalışan Hemşirelerin Korku, Depresyon ve Kaygı Düzeyleri(Burdur Mehmet Akif Ersoy University, 2022) Yalman, FuatBu çalışmanın temel amacı, yeni koronavirüs salgınının toplumun tüm kesimleri tarafından kabul edildiği ve salgınla yaşamanın öğrenildiği dönemde pandemi polikliniklerinde çalışan hemşirelerin korku, depresyon ve kaygı düzeyleri arasındaki korelasyonel ve yapısal ilişkileri tespit etmektir. Araştırmada hastane temelli kesitsel çalışma tasarımı kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini İstanbul ilinde farklı bölgelerde faaliyet gösteren en az 1500'er yataklı altı kamu hastanesinin hemşire çalışanları oluşturmuştur. Veriler çevrimiçi anket tekniği kullanılarak COVID-19 pandemi polikliniğinde çalışmış olan 450 hemşireden toplanmıştır. Verilerin analizinde IBM SPSS 23 ve AMOS paket programları kullanılmıştır. Pandemi polikliniklerinde çalışan hemşirelerin korku (ort:2,32), depresyon (ort:2,56) ve kaygı (ort:2,32) düzeylerinin salgının önceki dönemlerine göre kısmen daha düşük çıktığı tespit edilmiştir. Yapısal eşitlik analizi, COVID-19 salgınına ilişkin korku, depresyon ve kaygı düzeyi arasındaki pozitif ilişkinin yüksek düzeyde ve kabul edilebilir bir uyum indeksine sahip olduğunu ortaya koymuştur. COVID-19 salgınının geç döneminde pandemi polikliniklerinde çalışan hemşirelerin korku, depresyon ve kaygı düzeyleri kısmen azalmıştır. COVID-19 kaynaklı korku, depresyon ve kaygı düzeyleri arasında karşılıklı ve güçlü pozitif ilişkiler vardır.Öğe Covid-19’a Yönelik Komplo Teorilerinin Aşı Tereddüdüne Etkisi: Aşı Tutumunun Aracı Rolü(Çağ Üniversitesi, 2022) Karagöz, Yalçın; Yalman, Fuat; Karaşin, Yusufİlk olarak 2019 yılının sonunda görülen ve 2020 Mart’ta pandemi ilan edilen covid-19 ile ilgili çeşitli komplo teorilerinin var olduğu bir gerçektir. Genel olarak bu teoriler, covid-19’un yapay olarak üretildiği, aslında böyle bir hastalığın var olmadığı, siyasi politika olarak ortaya atıldığı şeklindedir. Bu komplo teorilerinin varlığı da salgın hastalıkların elimine edilmesinde en önemli rolü oynayan aşılara karşı tereddüde neden olmaktadır. Bu da aşı tutumunu etkilemektedir. Tüm bu sebeplerden dolayı, covid-19’a yönelik komplo teorilerinin, aşı tereddütüne etkisinin, aşı tutumunun aracı rolünün ortaya çıkarılması bu çalışmanın amacı olarak belirlenmiştir. Bu amaç doğrultusunda Düzce ilinde ikametini sürdüren ve aile hekimliği birimine en az 1 kez başvuru yapan 18 yaş ve üzeri 401 kişiye ulaşılmıştır. Bu kişilere yüz yüze anket uygulanmıştır. Çalışmanın verileri SPSS ve AMOS paket programları kullanılarak analiz edilmiştir. Yapılan analiz sonucunda modelin uyum sağladığı sonucuna ulaşılmıştır. Covid-19’a yönelik komplo teorileri ile aşı tereddütü arasında ilişkinin olduğu, aşı tutumunun da aracı rol oynadığı tespit edilmiştir.Öğe DETERMINING THE COMPETITIVENESS LEVEL AND COMPETITIVITY FACTORS OF THE THERMAL HEALTH TOURISM SECTOR OF SOUTH EGEAN THERMAL TOURISM DEVELOPMENT REGION(2020) Bayat, Murat; Yalman, FuatThe purpose of this study is to determine the competitiveness level andcompetitiveness factors of the thermal health tourism sector of the South Aegean ThermalTourism Development Region (İzmir, Manisa, Aydın and Denizli). Initially, thecompetitiveness levels of the thermal health tourism sector of the region were determined,and then the sub-variables of the competitive factors of the thermal health tourism sector weredefined. Finally, suggestions were proposed to improve this level of competitiveness. Thepopulation of the research is the medium and senior managers of thermal health tourismfacilities operating in İzmir, Manisa, Aydın and Denizli provinces. The quantitative researchmethod was used in the study, and the data was collected from 400 managers using face-toface survey technique. The data were interpreted through SPSS and AMOS packageprograms, using the techniques of frequency analysis, descriptive statistics, explanatoryfactor analysis (EFA) and confirmatory factor analysis (CFA). According to the results ofthe research, the level of competitiveness of the Thermal Health Tourism Sector of the SouthAegean Thermal Tourism Development Region was determined at a medium level as a resultof the analysis made with the diamond model. This result was achieved by taking into accountthe four main variables examined and the level of state contribution to the sector'scompetitiveness. The confirmatory factor analyses are performed; It has been determined thatthe thermal health tourism sector has an acceptable fit index for competitiveness factors. Inthe reliability analysis for the variables of the study, it was determined that the scales havehigh-reliability levels.Öğe Determining the Relationship Between New Media Literacy and Health Literacy Behaviors of Young Individuals(Haşim ÇAPAR, 2021) Akalın, Betül; Yalman, Fuat; Baydili, Kursad; Modanlıoğlu, Ayşenur; Sancar, TekinObjective: Maintaining and even improving the health of a young person and/or family requires access to essential healthrelated information and services, and make appropriate decisions and action. In achieving this, it is important to have good media literacy and health literacy levels. This study aims to examine the levels of new media and health literacy among young people and the interaction between these two. Materials and Methods: This study was carried out with 399 students studying at a state university in Istanbul. In the study, the “new media literacy scale” developed by Koç and Barut (2014) was used to measure the media literacy of university youth. The health literacy level of the youth was determined by the "Turkey health literacy scale-32 (TSOY32)". In the analysis of the collected data, non-parametric tests and then post hoc tests were used. Results and Conclusion: While 83% of the youth have an excellent health literacy level, the median (minimummaximum) values of the functional consumption, critical consumption, functional production and critical production subdimensions of the new media literacy scale are 25 (8-35), 40 (0-68), respectively. ), 25 (7-51) and 30 (10-50). It has been determined that women have a higher level of health literacy than men, Participants with excellent health literacy levels have higher functional consumption, functional production and critical production scores than other participants. It has been determined that there is no significant difference between the levels of health literacy in terms of critical consumption scores, and similarly, the health literacy and new media literacy scores of the students who constantly follow the newspaper were higher. Although the internet, which is one of the most effective communication tools of the 21st century, seems to be a time-consuming medium for most people, over time it has emerged as one of the sources of information for individuals. Although innovations that facilitate human life such as easy access to information have entered our world with the use of the Internet, some problems occur in learning the right information from the right source and using the information in daily life by interpreting it correctly. Although new media literacy and health literacy are two different concepts related to the same medium, as a result of the study; It was determined that the health literacy scores of the participants who had high scores in three of the four new media literacy sub-dimensions were at an excellent level. Therefore, it can be said that providing information or training on new media literacy in order to bring the health literacy level of the society to a better level will play an extremely important role in health-related issues that would be beneficial to inform individuals online.Öğe Determıning The Effect of Health Literacy On Healthy Life Style And Rational Drug Use By Path Analysis(Ümit Muhammet KOÇYİĞİT, 2021) Yalman, Fuat; Tosun, NurperihanPurpose: The main purpose of this study is; to determine the effect of health literacy on healthy lifestyle and rational drug use by path analysis. Material and Methods: The universe of the research consists of patients and their relatives who receive health services from pharmacies operating in the city center of Bolu. The total number of questionnaires evaluated and used in data analysis is 400. SPSS 26 and AMOS 24 package programs were used in the analysis of the data. For reliability, item analysis based on item-total correlation was performed. Factors were determined by explanatory factor analysis (EFA), and the effect of health literacy on healthy lifestyle and rational drug use was determined with path analysis. With item analysis based on item-total correlation, it was seen that the data met the reliability requirement. The construct validity revealed by the explanatory factor analysis was also confirmed by path analysis. Results: Ensuring validity and reliability; shows the existence of a structural relationship in the effect of health literacy on healthy lifestyle and rational drug use. It was determined that health literacy has a positive effect on rational drug use (ß=1.055; pÖğe THE EFFECT OF FEAR OF COVID-19 ON DEPRESSION LEVEL IN UNIVERSITY UNDERGRADUATE STUDENTS: THE MEDIATOR ROLE OF ANXIETY(2021) Akalın, Betül; Yalman, FuatThe aim of this study is to reveal whether the fear of COVID-19 affects depression in university undergraduate students, and also to determine whether the level of anxiety mediates the relationship between fear of COVID-19 and depression. An online-based cross-sectional study design on university students was used in the research. The universe of the research consisted of undergraduate students from three different universities in the same region. Data were collected from 627 students using the online questionnaire technique. SPSS and AMOS package programs were used in the analysis of the data. Descriptive analyzes, independent sample t-test, ANOVA analysis, correlation analysis and path analysis were applied to the data. The empirical result of the study revealed that students currently feel more depressed due to widespread fear of COVID-19. In addition, it has been determined that the level of fear caused by COVID-19 in university undergraduate students significantly affects depression, and that the level of anxiety partially mediates the relationship between fear of COVID-19 and depression. This research revealed the important role that the complex relationships between fear and anxiety can play in the development of symptoms of depression.Öğe THE EFFECT OF HEALTH LITERACY ON RATIONAL DRUG USE BEHAVIOR(2022) Yıldız, Mehmet Selami; Yalman, Fuat; Vural, NazmiThe main purpose of this study is to determine the effects of the factors affecting the health literacy levels of individuals on the factors affecting their rational drug use levels using path analysis and to reveal the path coefficients according to the degree of importance. The study population of the research consisted of patients and their relatives who received health services from pharmacies operating in Sakarya city centres. A population-based cross-sectional research design was applied. Frequency analysis, explanatory factor analysis and path analysis techniques were applied to the research data. IBM SPSS 23 V and AMOS package programs were used in the analysis of the data. Functional health literacy levels of individuals has affected their; correct drug use, effective drug use and safe drug use levels in a statistically significantly and positive manner. In addition, it has been determined that the communicative health literacy levels of individuals affected their; correct drug use, effective drug use and safe drug use levels in a statistically significant and negative way. In this research, it is recommended to provide education and information programs to increase the health literacy level of the society and to raise awareness about the correct rational use of drugs.Öğe The Effect of Health Professionals' Attitudes towards COVID-19 Vaccines on Hesitance Situations: The Mediator Role of Vaccine Confidence(2023) Karagöz, Yalçın; Yalman, FuatPurpose of the research is to evaluate the attitudes, hesitancy and confidence of healthcare professionals towards COVID-19 vaccines during the second peak period of the COVID-19 epidemic in Turkey, and to determine the mediating role of vaccine confidence in the effect of their attitudes towards COVID-19 vaccines on hesitancy. A hospital-based cross-sectional research design was used in the study. The population of the research consisted of the health workers of three different training and research hospitals operating in Istanbul. Convenience sampling method was preferred in the study. The data were collected by the researchers themselves using the online survey technique. A total of 440 questionnaires were evaluated. The data were analyzed with SPSS and AMOS package programs. The findings of the study revealed that nearly two-thirds of the participants had a positive attitude towards potential COVID-19 vaccines, partially having higher confidence and less hesitation. In addition, the empirical result of the study revealed that positive attitudes towards potential COVID-19 vaccines reduce vaccine hesitancy. In addition, it has been found that vaccine trust has a significant indirect effect and partially mediates the relationship between attitude towards potential COVID-19 vaccines and hesitancy. This research revealed that positive attitudes towards potential COVID-19 vaccines reduce vaccine hesitations through high vaccine confidence. Thus, increased positive attitudes towards potential COVID-19 vaccines and increased vaccine confidence were significantly associated with decreased vaccine hesitancy.Öğe The Effect of Personality Characteristic of Outpatients on Hospital Preferences(2021) Çamuka, Semra; Yalman, Fuat; Baydaş, Abdulvahap; Yaşar, Mehmet EminThe purpose of this study is to determine the direct and indirect interactions between personality characteristic and hospital preference of polyclinic patients and to develop confirmatory character models. The universe of the research is the patients who have outpatient treatments from Dursun Odabaşı Medical Center Hospital, Van Yüzüncü Yıl University. In this study, quantitative research method was used and the data were collected from 400 patients through face to face questionnaire technique. In the study, descriptive statistics, confirmatory factor analysis and path analysis techniques were used. SPSS and AMOS software were utilised for data analysis. According to the confirmatory character analysis results; the personality trait that best represents the personality profiles of patients is neuroticism. According to patients, transportation is the most important dimension affecting hospital preference. Within the framework of direct relations (variables) related to variables in the research model; it was determined that the expressions of openness, which is one of the personality traits of the participants, positively and significantly influenced the hospital preference with many dimensions (bureaucracy-qualified personnelphysical characteristics-transportation-information-fee-promise). It has been determined that the bureaucracy level of the hospital has a statistically significant and positive effect on the expressions of conscientiousness, openness and extraversion, which are the personality traits of the patients. It was found out that the conscientiousness, openness and extraversion status of the patients, which are the personality traits of the patients, had a statistically significant and positive effect on the qualified personnel level of the hospital.Öğe Eğitim ve Araştırma Hastanelerinin Etkinlik ve Performanslarının Analizi ve Karşılaştırılması Üzerine Bir Çalışma(2022) Filiz, Mustafa; Yalman, FuatBu çalışmada temel amaç, Türkiye’deki Eğitim ve Araştırma hastanelerinin 2017 yılına ait etkinlik ve performans göstergelerini analiz etmek ve karşılaştırmaktır. Araştırmada tam sayım yöntemi uygulanmıştır, örneklemeye gidilmemiştir ve evrenin tamamına ulaşılmıştır. Araştırma toplamda 56 tane eğitim ve araştırma hastanesi üzerinden yürütülmüştür. Hastanelerin 2017 yılına ait verilerinden; hekim sayısı, yatak sayısı ve hemşire-ebe sayısı girdi değişkenleri olarak; muayene sayısı, yatan hasta sayısı, ağırlıklı ameliyat sayısı, yatak doluluk oranı, yatak devir hızı ve ortalama yatış günü değişkenleri ise çıktı değişkenleri olarak değerlendirilmiştir ve analiz edilmiştir. Çalışmada hastanelerin verimliliklerinin ölçülmesi için veri zarflama analizi, performanslarının sıralanması için ise çok kriterli karar verme yöntemlerinden COPRAS ve ARAS yöntemleri kullanılmıştır. Elde edilen veri zarflama analizi sonuçlarına göre hastanelerin %41,07’sinin etkin olduğu ve %58,93’nün etkin olmadığı görülmüştür. Ayrıca hastanelerden %58,93’de etkinlik düzeyini olumsuz etkileyecek şekilde girdi ve çıktısında fazlalık veya eksiklik olduğu görülmüştür. COPRAS ve ARAS yöntemleriyle yapılan performans sıralamasında, etkin olmayan bazı hastanelerin performansının yüksek olduğu görülmüştür. Diğer yandan etkin olan bazı hastanelerin ise performansının düşük olduğu tespit edilmiştir. Dolaysıyla her etkin olan hastanenin performans değerlendirmede ön sıralarda yer almadığı ve her etkin olmayan hastanenin performans değerlendirme de son sıralarda yer almadığı sonucuna varılmıştır.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »