Yazar "Uğur, Levent" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Changes in the loadings on the shoulder girdle in the case of scapulothoracic fusion(Wiley-Blackwell, 2016) Atmaca, Halil; Uğur, Levent; Özkan, Arif; Mantelli, Alberto Grassi; Erzincanlı, FehmiBackground Scapulothoracic fusion (STF) may be an alternative and salvage procedure in the treatment of scapular winging. The biomechanical effects of this procedure on the shoulder girdle have not been previously considered. The purpose of this study is to demonstrate the relationship between STF and the stress distribution pattern of the shoulder girdle. Methods Three-dimensional solid modeling of the shoulder girdle was carried out using virtual finite element modeling. STF was applied to the reference model obtained in a computer environment. Dynamic and nonlinear analysis was performed. Results Stress distributions in joints and ligaments were calculated. With respect to loading on the joints, maximum equivalent stresses increased on acromioclavicular (AC) and GH joints in the case of STF during abduction and flexion respectively. Conclusion Results revealed that STF is a non-physiological, static procedure leading to load increase on GH and AC joint cartilages, which may be a cause of potential joint osteoarthritis. Copyright (C) 2015 John Wiley & Sons, Ltd.Öğe Dinamik skapulatorasik stabilizasyon sistem tasarımı(Düzce Üniversitesi, 2015) Uğur, Levent; Erzincanlı, Fehmiİnsan omuz eklemi; humerus (kol), klavikula (köprücük), skapula (kürek), kosta (kaburga) ve sternum (iman tahtası) kemiklerinden oluşan vücudun en karmaşık ve hareket genişliği en fazla olan eklemidir. Omuz ekleminin bu geniş hareket kabiliyeti glenohumeral (GH), akromioklavikular (AK), sternoklavikular (SK) ve skapulotorasik (ST) eklemler ile sağlanır. Bu eklemlerden biri olan ST eklemin hareketleri omuz kinezyolojisi açısından büyük bir öneme sahiptir ve skapulayı etkileyen patolojiler direk veya dolaylı olarak GH eklem fonksiyonunu etkilemektedir. Konservatif veya dinamik cerrahilerle başarı elde edilemeyen olgularda hem kozmetik hem de GH eklemin fonksiyonunu arttırmak için kurtarıcı yöntem olarak skapulotorasik füzyon (STF) ameliyatları tercih edilmektedir. STF cerrahisi sonrası omuz ekleminde fonksiyonel artışın tam olarak elde edilememesinden dolayı bu sorunun ortadan kaldırılması için yeni sistemlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu tez çalışmasının amacı STF sonrası GH ve AK eklemlerde oluşan gerilmeleri, sonlu elemanlar analiz yöntemi kullanılarak araştırmak ve STF cerrahisi yerine kullanılabilecek yeni bir implant tasarlanarak mevcut sonuçlar ile implantın kullanıldığı modellerde elde edilen sonuçları kıyaslayarak yeni bir dinamik skapulotorasik stabilizasyon (DSS) sisteminin uygulanabilirliğini sonlu elemanlar analiz yöntemi ile değerlendirmektir. Bu çalışmada, sağlıklı insan omuz kavşağı kesitlerini içeren bilgisayarlı tomografi görüntüleri MIMICS® programı kullanılarak üç boyutlu referans omuz modeli oluşturulmuştur. Bu model üzerinde skapula, STF cerrahisine göre doğru açıda döndürülerek kaburgalara sabitlenerek ikinci model, daha sonra ise referans model üzerine uygun şekilde yerleştirilen yeni tasarlanmış implantlı model oluşturulmuştur. Cad programında yumuşak doku ve kıkırdak yapılar modellendikten sonra, oluşturulan her üç modelde sonlu elemanlar programı kullanılarak analiz edilmiştir. Tez çalışmasından elde edilen sonuçlara göre STF cerrahisinin omuz eklemi bağ ve kıkırdak yapılarını olumsuz etkilediği, DSS sistemi kullanıldığı durumlarda ise elde edilen maksimum eşdeğer gerilmelerin referans modele daha yakın olduğu ve yeni tasarlanan implantın dayanıklılığının kullanılabilir ölçüde yeterli olduğu görülmüştür. Sonuç olarak, daha fazla hareketle beraber sabitliği de sağlayan DSS sistemi, bu amaçla üretimi planlanan öncül implant olarak bu tez çalışmasında değerlendirilmiş olup üretim için olumlu sonuçlar elde edilmiştir.Öğe The effect of proximal tibial corrective osteotomy on menisci, tibia and tarsal bones: a finite element model study of tibia vara(Wiley-Blackwell, 2014) Atmaca, Halil; Özkan, Arif; Mutlu, İbrahim; Çelik, Talip; Uğur, Levent; Kişioğlu, YasinBackgroundProximal tibial open wedge osteotomy (PTO) is a corrective operation used in the surgery of lower extremities and is applied to patients with varus deformities for sufficient correction. The aim of the study was to evaluate whether the PTO can achieve decreased stress-bearing on the tibia and tarsal bones in addition to correcting the mechanical axis of the lower limb in patients with tibia vara. MethodsThree-dimensional (3D) solid modelling of the lower extremity was carried out using computed tomography (CT) and magnetic resonance (MR)-containing images of all of the bony elements and non-bony structures. PTO was applied to the obtained deformed model in the computer environment and the correction was carried out. ResultsStress distributions in menisci, tibia and tarsal bones were calculated. With respect to loading on the tarsal bones, the maximum equivalent stresses on all bones decreased except for the navicula in the PTO-simulated model in the current study. ConclusionThese results clearly indicate that PTO can achieve decreased stresses on the tarsal bones in patients with tibia vara. Copyright (c) 2013 John Wiley & Sons, Ltd.Öğe Merkezi Havalandırma Sistemi Mutfak Davlumbazı Verimliliğinin Arttırılması Üzerine Bir Çalışma(2022) Özbakış, Yusuf; Erzincanlı, Fehmi; Uğur, Levent; Özsoy, MuratBu çalışmada, merkezi havalandırma sistemi davlumbaz tasarımının yakalama performansı üzerindeki etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. Davlumbaz tasarımını optimize etmek ve yakalama performansını tahmin etmek için ticari hesaplamalı akışkanlar dinamiği (HAD) yazılımı kullanılmıştır. HAD yazılımı sayesinde gerçek ölçülere sahip davlumbaz modellenmiş ve sayısal analizler gerçekleştirilmiştir. Sayısal analizlerde, davlumbaza eklenen hava yönlendirici kılavuz sayesinde davlumbaz kaputunda oluşan türbülanslı akış engellenmiştir. Bu sayede, davlumbaz yakalama hızında ve hava debisinde artış sağlanmıştır. Yapılan HAD analizleri sonucu elde edilen bilgiler ile davlumbaz prototipleri oluşturulmuş ve gerçek ortam deneyleri yapılmıştır. Farklı debi değerlerinde gerçekleştirilen sayısal analizler, deneysel analizler ile doğrulanmıştır. Sonuç olarak HAD analizleri, davlumbaza eklenen hava yönlendirici kılavuzun, hava akışında oluşan türbülansı engellediğini ve davlumbaz performansını artırdığını göstermiştir.Öğe The relationship between medial meniscal subluxation and stress distribution pattern of the knee joint: Finite element analysis(Elsevier, 2016) Gökkuş, Kemal; Atmaca, Halil; Uğur, Levent; Özkan, Arif; Aydın, Ahmet TuranBackground: Degenerative changes of the knee joint and clinical follow-up after meniscal subluxation are well documented. In the current study three-dimensional (3D) finite element analysis (FEA) of human lower limb was used to investigate the effect medial meniscal subluxation on the loadings of the knee structures. Methods: Apart from the reference model, a total of ten 3D models were created, according to amount of medial meniscal subluxation. ANSYS (R) 14 was used to analyze the stress/load distribution, that is to say the maximum equivalent stress (MES) (von Mises stress) on bones, cartilages, ligaments and menisci. MES was expressed as Newton/mm(2) = Megapascal (MPa). Results: In a static and standing upright position the MES on all knee structures were evaluated in the reference model. Although MES increased in all structures with the increase of medial meniscal subluxation degree, tibia cartilage was found to be the most affected structure with an increase of 22.73-fold in the 10 mm subluxation model when compared with references values. Conclusion: This study showed that medial meniscus subluxation is associated with increased loadings on all knee structures especially the tibia cartilage. Also the degree of the medial meniscal subluxation correlates with distribution and the amount of loadings on tibia cartilage which may be a prominent feature of knee osteoarthritis. (C) 2015 The Japanese Orthopaedic Association. Published by Elsevier B.V. All rights reserved.Öğe Stress distribution comparisons of foot bones in patient with tibia vara: a finite element study(Wroclaw Univ Technology, 2013) Özkan, Arif; Atmaca, Halil; Mutlu, İbrahim; Çelik, Talip; Uğur, Levent; Kişioğlu, YasinBlount's disease, or tibia vara, is the most common cause of pathologic genu varum in children and adolescents. Changes in the loading of knee structures such as tibial articular cartilage, menisci and subcondral bone are well documented in case of genu varum. But the mechanical effects of this condition on foot bones are still questionable. In this study, the authors hypothesized that stress distributions on foot bones might increase in patients with tibia vara when compared with patients who had normal lower extremity mechanical axis. Three-dimensional (3D) finite element analyses of human lower limb were used to investigate and compare the loading on foot bones in normal population and patient with tibia vara. The segmentation software, MIMICS was used to generate the 3D images of the bony structures of normal and varus malalignment lower extremity. Except the spaces between the adjacent surface of the phalanges fused, metatarsals, cuneiforms, cuboid, navicular, talus and calcaneus bones were independently developed to form foot and ankle complex. Also femur, tibia and fibula were modeled utilizing mechanical axis. ANSYS version 14 was used for mechanical tests and maximum equivalent stresses (MES) were examined. As a result of the loading conditions, in varus model MES on talus, calcaneus and cuboid were found higher than in normal model. And stress distributions changed through laterally on middle and fore foot in varus deformity model.