Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Tok, Eda" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Bilinmeyen bir şair: Hammâd ve Divançesi
    (2021) Tok, Eda
    Klasik Tük edebiyatı geleneği bünyesinde pek çok şair yetişmiş ve genel itibariyle gerek yaşadıkları dönemlerde gerekse daha sonraki dönemlerde yazılan biyografik kaynaklarda kendilerine yer bulabilmişlerdir. Ancak geniş bir şair kadrosuna sahip olan klasik Türk edebiyatı tarihinde ismi tezkirelerde ve biyografik kaynaklarda anılmayan, henüz tespit edilememiş pek çok şair de bulunmaktadır. İsmi kaynaklarda geçmeyen ve hayatı hakkında bilgilere ulaşılamayan şairlerden biri de Hammâd’dır. Şiirlerinde Hammâd mahlasını kullanan şairin asıl isminin ne olduğu, nerede doğduğu ve nasıl bir yaşam sürdüğüne dair bilgilere ulaşılamamıştır. Hammâd’ın şimdilik bilinen tek eseri divançesidir. Şairin divançede yer alan şiirlerinde de hayatına dair bilgilere tesadüf edilememiştir. Bu çalışmada tarafımızca tespit edilen Hammâd Divançesi tanıtılmış ve divançenin çevriyazılı metni oluşturulmuştur. Divançede 33 gazel (2 gazel eksik) ve 1 müseddes bulunmaktadır. Hammâd’ın ilgili şiirleri şekil ve muhteva bakımından genel olarak değerlendirilmiştir. Şairin şiirleri incelendiğinde ise şiirlerinde klasik Türk şiiri geleneğinin genel muhtevasına bağlı kaldığı, klasik Türk şiirinin aşk, âşık, sevgili, rakip, şarap, güzellik, gül-bülbül, tarihî-efsanevi şahsiyetler, tabiat, talihten şikâyet gibi ortak malzemelerini başarılı bir biçimde kullandığı görülmüştür. Şiirlerinde çoğunlukla âşıkâne üslup tercih eden şairin dili, sade ve akıcıdır. Bu çalışma ile klasik Türk şiirinin bilinmeyen bir temsilcisi olan Hammâd ve divançesi tanıtılarak ilim dünyasının istifadesine sunulmuştur.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Osman Nevres Dîvânı’nda Yazıya Dair Unsurlar
    (2019) Tok, Eda
    Sanatkârların bir sanat eserini meydana getirirken yaşadığı sosyal ve doğalçevreyi eserine yansıtmayacağını, bir diğer ifadeyle çevrenin etkisi altındakalmadan eserini meydana getirebileceğini söylemek pek mümkün değildir.Dîvân şairleri de yaşadıkları toplumun özelliklerini, yaşayış biçimlerini,günlük hayatta karşılaştıkları her nesneyi şiirlerinde dile getirmiş, duygu vedüşüncelerini anlatmak için onları birer araç olarak kullanmışlardır. 19. yüzyılşairlerinden Osman Nevres’in Dîvânı incelendiğinde de şairin çevresindekiher şeye karşı ne kadar ilgili olduğu, maddî ve manevî hemen hemen herşeyin çeşitli tasavvurlarla şiirlerine yansıdığı görülmüştür. Nevres Dîvânı’nınözellikle giyim kuşamdan yeme içmeye; savaş aletlerinden müzik aletlerine,mimariden yazı araç gereçlerine kadar maddî unsurlar bakımından oldukçazengin olduğu tespit edilmiştir. Çalışmamızı bu unsurlar arasından dikkatimiziçeken Osman Nevres Dîvânı’ndaki yazı ile ilgili araç ve gereçlerin incelenmesioluşturmaktadır. Şairin şiirlerinde kalem başta olmak üzere mürekkep, tebeşir,defter, tomar, levh, varak, hatt, kitap, mektup, telgraf gibi yazıya dair birçokunsura çeşitli tasavvur ve hayallerle yer verdiği görülmüştür. Osman Nevres’in-şair olması münasebetiyle- yaşamının daima içerisinde olan yazıya dair buaraç gereçlere şiirlerinde hangi hayaller ve tasavvurlarla yer verdiği ortayakonulmaya çalışılacaktır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Pessimism in Divan of Mahvi in the Context of Influence of Sebk-i Hindi
    (Gümüşhane Üniversitesi, 2021) Tok, Eda
    Sebk-i Hindî, Fars edebiyatı ve Hint sanat zevkinin senteziyle meydana gelmiş olup klasik Türk şiirinde XVII. yüzyıl ortalarında görülmeye başlamıştır. Klasik Türk edebiyatında kendine has nitelikler de gösteren bu üslup, XVII ve XVIII. yüzyıllarda Nefî, Fehîm-i Kadîm, Şeh¬rî, İsmetî, Nailî, Nedîm-i Kadîm, Neşâtî, Râsih, Nâbî, Arpaeminizâde Sâmî, Halepli Edîb ve Şeyh Galib gibi şairler üze¬rinde etkili olmuştur. XVII. yüzyıl şairlerinden Mahvî Ahmed Çelebi de Sebk-i Hindî’nin tesirinde kalan ve şiirlerinde bu üslubun dil ve muhteva özelliklerini belirgin bir biçimde kullanan şairlerden biridir. Mahvî’nin hayatı hakkındaki bilgiler oldukça sınırlıdır. Kütahyalı olduğu anlaşılan şairin mesleğine dair bilgiler de mevcut değildir. Şairin bilinen tek eseri dîvânıdır. Mahvî’nin şiirlerinde, Sebk-i Hindî tesirindeki şairlerin eserlerinde çoğunlukla hâkim olan ve Sebk-i Hindî şiirinin ana temaları arasında yer alan ızdırap ve karamsarlığın yoğun bir biçimde görülmesi dikkat çekmektedir. Sebk-i Hindî’yi benimseyen şairlerin şiirlerinde genellikle insanın dış dünyasından daha ziyade iç dünyasına yöneliş söz konusudur. Şairler, dış dünyayı da kendi duygu ve hayallerini anlatmada kullanmıştır. Bu durum ızdırap, elem, karamsarlık gibi ruh hâllerini Sebk-i Hindî şiirinin konularından biri hâline getirmiştir. Bu çalışmada da Mahvî’nin şiirlerinden seçilen örnek beyitlerle şairin şiirlerinde dikkat çekici boyutta yer alan karamsar ruh hâli gösterilmiştir. Mahvî’nin şiirlerinde talihsizliğini bildiren ifadelerin fazlalığı, şiirlerinin neredeyse tamamına hâkim olan düşkünlük ve ümitsizlik hâli, şairin olumsuzluk çağrıştıran “Mahvî” mahlasını tercih etmesi Sebk-i Hindî tesiri bağlamında değerlendirilmiştir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Sarajevo and Mostar Poems in the Poetry Collection Numbered R. 21 at the Library of the Oriental Institute, University of Sarajevo
    (Ankara Hacı Bayram Veli University, 2024) Tok, Eda; Özder, Deva
    In classical Turkish literature, journals have an important place because they reflect the social structure, art, and literary taste of their time, and are important documents in terms of clarification of literature and history. A thorough examination of poetry journals registered in manuscript libraries could lead to the identification of poets whose names are not mentioned in biographical sources, as well as poems that have not been encountered in any previous sources. This would lead up to new research. In this context, it is fundamental that identifying, classifying, and conducting a detailed examination of journals in both domestic and international manuscript libraries. In the libraries of Bosnia and Herzegovina, one of the Balkan countries where Turkish culture and art have had a significant impact, there are journals containing poems by poets who, although thay originally were Bosnian, preferred to write in Turkish. One of these journals is the poetry collection numbered R. 21 in the Library of the Oriental Institute at the University of Sarajevo, and that journal is the subject of our study. When examining this journal, the presence of poems describing the beautiful and beauties of Bosnia draw attention. In this article, the poems by Hacı Derviş, Tab‘î, Mecâzî, Derviş Paşa, and Selmân, which are recorded in the periodical and written about Sarajevo and Mostar will be examined. The study includes information about the general characteristics of the journal containing the poems, the content of the city poems in the journal, information about the poets, and the transcription of the poems from Arabic alphabet to Latin alphabet. By addressing the natural, architectural, and cultural features of Sarajevo and Mostar, which are important cultural centers of Bosnia and Herzegovina, this study aims to highlight the existence of journals in the libraries of Bosnia and Herzegovina and to draw attention to the valuable information that can be obtained about the Balkan cities that stayed under Ottoman rule for centuries through further research.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Tuzlalı Nâbî’nin Türkçe Şiirleri
    (2023) Tok, Eda
    Yüzyıllar boyunca birçok faklı ırka, dine ve medeniyete mensup insanların kesişme noktası olan Balkanlar, Türk tarihinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Türk milletinin Balkanlarla olan ilişkisi çok erken dönemlerde başlamış olmasına rağmen asıl uzun süreli ve kalıcı ilişkiler Osmanlı Dönemi'nde geliştirilmiştir. Balkanlarda Türk hâkimiyetiyle birlikte Türk kültür ve sanatı bu coğrafyada etkili olmuş, çok sayıda yazar, şair ve ilim adamı yetişmiştir. Balkanlarda en çok şair ve edibin yetiştiği ülkelerden biri de Bosna Hersek’tir. 1463’te Fatih Sultan Mehmet’in Bosna Hersek’i fethetmesinden sonra, kitleler hâlinde İslamiyet’i kabul eden Boşnaklar, Osmanlı Devleti’nin Balkanlardaki en imtiyazlı tebaalarından biri olmuştur. Bosna Hersek’te bilhassa Osmanlı Dönemi'nde yazı dili olarak Türkçe benimsenmiş ve Adnî’den (1420-1474) Hersekli Ârif Hikmet’e (1829- 1903) kadar bu coğrafyada Derviş Yakup Paşa, Vusûlî, Mostarlı Ziyayî, Ubeydî, Edâyî, Ağa Dede, Turâbî, Mecâzî, Süleyman, Varvarlı Ali Paşa, Nergisî, Selman, Hevâyî, Ahmed Çelebi, Sabit, Derviş, Hüsâmî, Şehdî, Ali Alaaddin, Fevzî, Habîbî, Mîrî, Nâbî, Meylî, Vehbî, Seyfî, Fadıl Paşa, Seyfî, Ahmed Hamdî gibi çok sayıda edip yetişmiştir. Tezkirelerde, edebiyat tarihlerinde anılan Bosnalı şairlerin yanı sıra sözü edilen kaynaklarda kayda geçmemiş Türkçe şiirler yazan çok sayıda Bosnalı şair bulunmaktadır. Ancak Bosna Hersek Osmanlı Dönemi şairleri ve onların Türkçe şiirlerinin büyük bir kısmının günümüze aktarılmadığı bu hususa yeterli hassasiyetin gösterilmediği görülmektedir. Bilhassa kütüphanelerdeki yazma eserlerin, mecmuaların taranmasıyla birlikte yapılacak araştırmalar çok sayıda Türkçe şiirin tespitine imkân sağlayacaktır. Bu çalışmada da Bosna Hersek’te yetişmiş Osmanlı Dönemi 17. yüzyıl şairlerinden biri olan Nâbî’ye dikkat çekilmiştir. Şairin hayatı hakkındaki bilgiler Tuzlalı olması ve babasının Tuzla müftüsü Salih Efendi olması ile kısıtlıdır. Şairin bir divanı olup olmadığı da tespit edilememiştir. Şairin Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi’nde R-4007 kayıtlı mecmuada 77b-84a varaklarında Türkçe ve Farsça şiirleri bulunmaktadır. Çalışmada, sözü edilen mecmuada yer alan Nâbî’nin Türkçe şiirlerinin transkipsiyonu yapılarak şairin Türkçe şiirleri ilim âleminin istifadesine sunulmuştur.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    XVIII. YÜZYIL ŞAİRLERİNDEN MAHVÎ VE DÎVÂNÇE’Sİ
    (Bahir SELÇUK, 2020) Özder, Deva; Tok, Eda
    Türk edebiyatının mihenk taşlarından biri olan divanların tespit ve neşrinde her ne kadar büyük bir mesafe kat edilmiş olsa da kaynaklarda bahsi geçmeyen yahut hakkında çok az bilgiye rastlanan şair ve eserleri ile karşılaşmak mümkündür. Bunlardan biri de Hayrabolulu Mahvî’nin Dîvânçe’sidir. Tarafımızca Yapı Kredi Araştırma Kütüphanesi Nadir ve Yazma Eserler Bölümü’nde Y 0527 numarada kayıtlı Mahvî’ye ait bir Dîvânçe tespit edilmiştir. Hayatı hakkındaki bilgiler sınırlı olan ve şiirlerinde Mahvî mahlasını kullanan şair, kaynaklara göre XVIII. yüzyılda yaşamış Divan şairlerimizdendir. Şairin hayatına dair bilgiye rastladığımız kaynaklar, onun Hayrabolulu olduğu ve 1150’de (1737/38) tarihinde öldüğü hususunda görüş birliği içerisindedir. Mahvî’nin, Fatîn’e göre mürettep bir Dîvân’ı, Şemsettin Sami’ye göre ise bir Dîvânçe’si bulunmaktadır. Çalışmamızda Mahvî’nin hayatı ve 103 gazel ile 2 tarihten oluşan Dîvânçe’si hakkında bilgi verilecek ve Dîvânçe’de yer alan şiirlerin ilk ve son beyitleri günümüz harflerine aktarılacaktır. Böylelikle Mahvî ve Dîvânçe’si bilim dünyasına tanıtılacak ve klasik Türk şiiri araştırmacılarının istifadesine sunulacaktır.

| Düzce Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Düzce Üniversitesi, Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Düzce, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi