Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Türen, Betül" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Çocuklarda yabancı cisim aspirasyonu: Anket tabanlı bir çalışma
    (Balıkesir Üniversitesi, 2021) Kiliçaslan, Önder; Türen, Betül; Özkan, Aybars; Ak, Gülden; Temizkan, Ramazan Cahit; Kocabay, Kenan
    Öz Amaç: Yabancı cisim aspirasyonları (YCA); hava yollarının tıkanıklığı ile birlikte ortaya çıkan hayatı tehdit eden acil bir durumdur. Bu çalışma ile çocukların sürekli bakımlarını üstlenen annelerin çocukluk yaş grubunda ciddi sonuçlar doğurabilen YCA konusundaki bilgi düzeylerini ölçmeyi ve cevaplardan bağımsız olarak anneleri bilgilendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya 6 ay ile 5 yaş arasında çocuğu olan 1034 anne dahil edildi. Katılımcılara sosyodemografik özellikleri, YCA ile ilgili bilgileri soruldu. Bulgular: Çoğunlukla anneler; 21-30 yaş arasında (%48.94), ilköğretim mezunu (%34.62), ev hanımı (%66.05) idi. Aileler genelde 2-3 çocuğa sahip idi. Annelerin çoğu (%65.73) hayatlarında hiç YCA olan çocuk görmemişlerdi. Eğitim düzeylerine bağlı tüm gruplarda, en sık YCA görünen yaş grubu için 1-3 yaş seçeneği, en fazla üniversite mezunu katılımcılar (%66.19) tarafından işaretlenmişti. Eğitim düzeyi arttıkça YCA’nın ölümcül olabileceği, koruyucu önlemlerin bütünlüğü, ilk müdahalenin önemi ve müdahalede doğru bilginin kaynağı konularında farkındalığın arttığı gözlendi. Katılımcıların çoğu (%72.74) YCA ile karşılaştıklarında acil servise başvuracaklarını belirtmişti. Sonuç: YCA’nın yol açacağı morbidite ve mortalitenin engellemesinde en önemli basamak önlenmesidir. Önlemenin de en kolay yolu toplumun bilinçlendirilmesi ve eğitilmesinden geçer.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Respiratuvar distres sendromlu preterm yenidoğanlarda NKX2.1 geninin yeni nesil dizi analizi ile araştırılması
    (Düzce Üniversitesi, 2022) Türen, Betül; Karademir, Selmin
    Giriş-Amaç: Respiratuvar distres sendromu (RDS), tedavisinde ciddi gelişmeler elde edilmesine rağmen, erken doğan bebeklerde solunum sıkıntısının en sık rastlanan nedenidir ve preterm doğum ile ilişkili en önemli mortalite ve morbidite sebebidir. RDS insidansı 28 hafta ve daha küçük prematürlerde %93 olup, görülme sıklığı bebeğin gebelik yaşı ile ters orantılı olarak artmaktadır. Patofizyolojisinde prematüre bebeklerdeki yetersiz pulmoner sürfaktan üretiminin neden olduğu gösterildikten sonra, 1959 yılında hastalığın eski adı olan "hiyalen membran hastalığı" RDS ile değiştirildi. Son zamanlarda yapılan epidemiyolojik çalışmalarda; ailevi eğilimin ve ırksal farklılıkların RDS riskini arttırdığının görülmesi üzerine genetik araştırmalara eğilim artmıştır. Aynı gebelik haftasında doğan tüm bebekler için; antenatal steroid uygulamasına, postnatal sürfaktan tedavisine ve optimal ventilatör bakımına rağmen tedaviye eşit yanıtın alınmadığı görülmüştür. Pulmoner sürfaktan proteinlerinin homeostazında rol oynayan NKX2.1 (NK2 homeobox 1) geni ayrıca akciğer farklılaşmasının erken bir belirteci olarak ve akciğerin yapısal gelişimi ile yüzey aktif madde proteinleri SP-B, SP-C ve ABCA3'ün ekspresyonu için önemlidir. NKX2.1'deki mutasyonlar, yenidoğan bebeklerde RDS ve büyük çocuklarda interstisyel akciğer hastalığı, ve solunum yetmezliğine neden olur. Çalışmamızda RDS 'li preterm yenidoğanlarda NKX2.1 geninde yeni nesil dizi analizi yöntemiyle etiyolojiden sorumlu genetik değişimi ortaya koymayı hedefledik. Böylece hastalığın oluşumundan sorumlu tutulan genlerden olan NKX2.1 geninde meydana gelen mutasyonlar göz önünde bulundurularak uygulanılacak olan terapötik yaklaşımlar ile tedavi maliyetinin azaltılmasının yanı sıra hastalar için yan etkilerin daha az olduğu yeni tedavi stratejilerinin geliştirilmesine katkı sağlamayı amaçladık. Gereç-Yöntem: Çalışmaya Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi'nde prematüre doğum ve RDS nedeni ile izlenen 32 hasta ve RDS dışı başka nedenlerle takip edilen 18 prematüre yenidoğan kontrol grubu olarak alındı. Olguların hedeflenen moleküler genetik tanısı için ilk olarak rutin amaçlı istenilen tam kan örneklerinden geriye kalan atık kanlardan DNA izolasyon işlemi yapıldı. İzole edilen DNA örneklerinden hedeflenen gen bölgeleri, spesifik primerler kullanılarak çoğaltılıp saflaştırma işlemi uygulandıktan sonra hedefe yönelik yeni nesil dizi analizi yöntemiyle bu mutasyonlar incelendi. Çalışmada yer alan preterm yenidoğanlarda c.-61C>T heterozigot, c.-85G>T heterozigot, c.446A>C heterozigot, c.1031G>A p.Gly344Asp heterozigot varyasyonları ve NKX2.1 geninde bileşik heterozigot mutasyonları saptandı. Bulgular: RDS tanılı 32 hastanın 20'si (%62,5), erkek 12'si (%37,5) kız olup erkek/kız oranı 1,66 idi. Kontrol grubundaki 18 hastanın 8'i (%44,4) erkek, 10'u (%55,6) kız olup erkek/kız oranı 0,8 olarak bulundu. Hasta grubunun gestasyonel yaşı (hafta) ortalama 32,71±2.03 hafta, Kontrol grubunun 33,05±7.05 hafta olduğu saptandı. Antropometrik değerler incelendiğinde iki grup arasında doğum ağırlığı, boy ve baş çevresi değerleri açısından anlamlı bir farklılık yoktu. Hastanede yatış süresi ve entübe takip süresi Hasta grubunda istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde Kontrol grubundan fazlaydı. Anneye ait parametreler incelendiğinde anne yaşı, gravite, parite, abortus sayısı ve antenatal steroid uygulanması açısından Hasta ve Kontrol Grubunda anlamlı bir fark tespit edilmedi. Çalışmaya dahil edilen preterm yenidoğanlarda c.-61C>T heterozigot, c.-85G>T heterozigot, c.446A>C heterozigot, c.1031G>A p.Gly344Asp heterozigot varyasyonları ve NKX2.1 geninde bileşik heterozigot mutasyonu saptandı. Sonuç: NKX2.1 genindeki c.1031G>A p.Gly344Asp varyasyonu literatürde RDS'li hastalarda daha önce hiç tanımlanmamış olup, bu Çalışmamızda ilk defa tespit edilmiş olması ve bileşik heterozigot mutasyonu gibi yalnızca RDS'li gruptaki yenidoğanlarda rastlanılmış olmaları nedeniyle tespit edilen bu değişikliklerin RDS için belirteç olarak kullanılabileceğini düşünüyoruz. Anahtar Kelimeler: Respiratuar distres sendromu, prematüre, yeni nesil dizi analizi, NK2 homeobox 1 geni

| Düzce Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Düzce Üniversitesi, Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Düzce, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim