Yazar "Soysal, Yusuf" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Effects of different site preparation methods on soil carbon and nutrient removal from Eastern beech regeneration sites in Turkey's Black Sea region(Elsevier, 2010) Yıldız, Oktay; Eşen, Derya; Karaöz, Ömer M.; Sargıncı, Murat; Toprak, Bülent; Soysal, YusufIn terms of wood production, eastern beech (Fagus orientalis Lipsky) is one of the most important Turkish tree species. The main forestry operation in the Black Sea region (BSR) is the harvesting of natural beech stands. These stands are naturally regenerated. A dense rhododendron (Rhododendron spp.) understorey prevents eastern beech (F. orientalis Lipsky) seed-tree regeneration in the Turkish BSR. Our study objective was to investigate the forest ecosystem effects of different woody vegetation control methods on forest floor organic matter (OM), soil organic carbon (SOC), soil physical and chemical properties and nutrients on beech regeneration sites in this region. In 2006, rhododendrons were cleared from treatment plots using hand labour by grubbing (GR), prescribed fire (PE), or machine preparation (MP) with a rake-equipped bulldozer. Untreated plots served as controls. The woody vegetation understorey, forest floor OM and mineral soil (0-20 cm) were sampled, and their biomass, SOC and nutrient content were estimated for each treatment. While effective in preparing sites for beech regeneration, the MP treatment resulted in highly compacted soil (mean = 1.5 g cm(-3)) compared to the other treatments (1.1 g cm(-3)). It also showed the largest ecosystem losses of C (-45%), N (-30%), and P (-55%) from the forest floor and mineral soil (0-20 cm). Furthermore, the MP treatment induced large ecosystem losses of soil K (-72%) and Ca (-58%). Both the GR and PF treatments increased soil pH and cation exchange capacity (CEC) relative to the controls, while their ecosystem C (-25%) and N (-22%) losses were moderate. In conclusion, the MP site preparation method removes more OM and soil nutrients, resulting in a lower soil CEC capacity compared to the other rhododendron control practices, including prescribed fire. Using heavy machinery during site preparation compacts the soil, increasing soil density to a level that may restrict plant growth. In contrast, grubbing and prescribed fire increase the soil pH and plant nutrient availability without compacting the soil. Therefore, these two methods should be promoted as effective and sustainable rhododendron control techniques for long-term productivity of eastern beech forests. (C) Elsevier B.V. All rights reserved.Öğe Kayın (Fagus orientalis, Lipsky) ekosistemlerinde farklı saha hazırlama işlemlerinin besin kaybına etkisi(Düzce Üniversitesi, 2008) Soysal, Yusuf; Yıldız, OktayOrmancılık faaliyetleri toprak ve orman tipine göre etkileri değişmekle birlikte toprağın fiziksel, biyolojik, kimyasal özelliklerini değiştirmektedir. Fakat bu değişimlerin süresi ve verimliliğe etkileri belirgin olarak ortaya konmamıştır. Kısa vadeli bazı çalışma sonuçları bulunmasına rağmen kısa vadeli veriler uzun vadeli etkileri tahmin etmede yetersiz kalabilmektedir.Doğu kayını (Fagus orientalis Lipsky) Karadeniz Bölgesi ormanlarının odun üretimi açısından en önemli ağacıdır. Kayın ormanlarının alt tabakasında çok sık olarak bulunan orman gülü (Rhododendron ponticum L.) tüm sahalarda tohum çimlenmesini ve fidan büyümesini olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle ormanda yapılan gençleştirme çalışmaları sırasında orman gülünün temizlenmesi gerekmektedir.Yıllardır bu ormanlarda çok farklı diri-örtü temizliği ve saha hazırlama yöntemleri kullanılmış olmasına rağmen son yıllarda taraklı-dozerle diri örtü temizliği en çok hatta tek başına kullanılan yöntem haline gelmiştir. Fakat dozerle diri örtü temizliği sırasında organik madde (OM) ve bir miktar üst toprağın taşınmasının ekosistemde önemli besin kayıplarına yol açabileceği ve hatta gençlikte beslenme sorunları yaratabileceğine dair kuşkular doğmuştur.Bu nedenle bu çalışmanın amacı, Karadeniz kayın ekosistemlerinde doğal gençleştirme sırasında uygulanan farklı saha hazırlama işlemlerinin toprağın bazı fiziksel ve kimyasal özelliklerine ve uzun vadede toprak verimliliğine etkileri araştırılmıştır.Araştırma sahaları, Batı Karadeniz kayın ekosistemlerini temsilen Bolu Orman Bölge Müdürlüğüne Bağlı kayın meşcerelerinden belirlenmiştir. Deneme alanlarından ilki Akçakoca Orman İşletme Müdürlüğü, Deredibi Orman İşletme Şefliği'nde ve kuzey bakıda (AK: Akçakoca Kuzey) 310 07' 53'' kuzey enlemi ile 400 59' 46'' doğu boylamında, ikincisi ise aynı yerde fakat kuzey batıda (AKB: Akçakoca kuzeybatı) 310 07' 37'' kuzey enlemi ile 400 59' 46'' doğu boylamında yaklaşık 750 m yüksekliklerde bulunmakta olup AK bloğunun eğimi yaklaşık % 35 AKB bloğunun eğimi ise % 10-20 arasındadır. Kıyıdan daha iç bölgede bulunan diğer araştırma sahası Düzce Orman İşletme Müdürlüğü Asar Orman İşletme Şefliği sınırlarında 400 41' 04'' ? 410 41' 02'' kuzey enlemleri ile 310 19' 17'' ? 310 19' 20'' doğu boylamları arasında yer almaktadır. Denizden yüksekliği 1050 m olup kuzey bakıda yer almakta ve % 30 eğime sahiptir. Çalışmada arazi koşullarındaki değişkenlik dikkate alınarak en uygun deneme deseni olduğu kararlaştırılan Tamamen Rast gele Blok Deseni kullanılmıştır. Kayında bol tohumun olduğu 2006 yılı sonbaharında diri-örtü sahadan insan gücü, kontrollü yangın ve makine kullanılarak uzaklaştırılmıştır.Her blokta işlemlerden önce rast gele yöntemle 6 adet 1 m2 lik diri-örtü örnekleme üniteleri oluşturulmuştur. Diri-örtünün toprak-üstü, toprak-altı kısmı ve kuru madde oranı belirlenmiştir. Daha sonra hektardaki toplam diri-örtü biyokütlesi hesaplanmıştır. Ayrıca örneklerden makro besin analizleri yapılmış ve toplam besin miktarları hesaplanmıştır. Her bir deneme ünitesinde rast gele belirlenen 5 noktadan ölü-örtü tamamen toplandıktan sonra OM biokütlesi ve içerdiği besin elementleri miktarları hesaplanmıştır. OM örnekleri alındıktan sonra aynı yerden 0?10 ve 10?20 cm derinliklerden toprak örnekleri alınmıştır. Ayrıca her deneme ünitesinden rast gele belirlenen 5 noktada toprak profilleri açılmıştır. Toprak örnekleri ve profillerden hacim ağırlığı, toprak derinliği, besin içeriği, pH, fiziksel analiz, iskelet oranı vb. bilgiler elde edilmiştir.Yapılan analizler sonucu ormanın alt tabakasında hektarda yaklaşık 45 ton ormangülü bulunduğu belirlenmiştir. Ayrıca ormangülünün en az 22 ton karbon (C ) depoladığı ve en az 300 kg azot (N), 15 kg fosfor (P) içerdiği belirlenmiştir.Yakma ve dozer kullanılan sahalarda işçi ile diri-örtünün söküldüğü sahlardan yaklaşık % 64 daha az ölü-örtü organik maddesi bulunmaktadır. Makineli işlem gören sahalarda bulunan organik madde C'sinin kontrol ve işçi ile işlem gören sahalara oranla yaklaşık 3.5 kat azaldığı belirlenmiştir. Yine makineli işlem görmüş sahalarda işçi ile diri- örtü sökümü yapılan ve hiç işlem yapılmayan sahlara oranla yaklaşık 4.4 kat daha az N, 4.2 kat daha az P, 7.3 kat daha az kalsiyum (Ca) ve 4.1 kat daha az magnezyum (Mg) olduğu hesaplanmıştır. Ayrıca makineli işlem görmüş sahalarda ölü-örtünün potasyum K içeriğinin işçi ile diri-örtü sökümü yapılan sahalardakinden yaklaşık 3.4 kat daha az olduğu bulunmuştur. Dozerle çalışma yapılan sahalarda toprağın diğer sahalara oranla ilk 10 cm'sinin % 34, ilk 20 cm'sinin ise % 26 daha fazla sıkıştırıldığı hesaplanmıştır. Hiç işlem görmemiş sahalarla en fazla tahrip gören dozerle işlenen sahalarda toprağın katyon değişim kapasitesi (KDK)'sı işçi ile söküm yapılan ve yakılan sahalardan yaklaşık % 31 daha düşük çıkmıştır. İşçi ile söküm yapılan ve yakılan sahalarda toprak tepkimesinin hiç işlem görmemiş ve dozerle üst toprağın sıyrıldığı sahalara oranla yaklaşık yarım pH birimi arttığı ortaya çıkmıştır. Toprağın ilk 20 derinliğinde dozerle işlem görmüş sahalardaki C ve N miktarları yakma ve kontrol sahalarındakinden yaklaşık % 32 ve % 20 daha düşük çıkmıştır. Dozerle işlem görmüş sahalardaki K miktarı ise işçi ile diri-örtü sökümü yapılan ve hiç işlem yapılmayan sahalar ortalamasından yaklaşık % 45 daha azdır. Dozerle işlem görmüş sahalardaki Ca miktarı ise işçi ile diri-örtü sökümü yapılan sahalardan yaklaşık 4.2 kat daha düşük çıkmıştır.