Yazar "Mokhtarzadeh, Sam" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 16 / 16
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Ak Üçgülün (Trifolium repens L.) Farklı Hasat Zamanlarına Ait Verim ve Kalite Özelliklerinin Değişimi(Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi, 2024) Çaçan, Erdal; Özdemir, Selim; Kökten, Kağan; Uçar, Rıdvan; Mokhtarzadeh, Sam; Ekmekçi, Muammer; Kutlu, Mehmet AliBu çalışma; ak üçgülün farklı hasat zamanlarındaki verim ve kalite özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Çalışma, 2021 ve 2022 yıllarında tesadüf blokları deneme desenine göre yürütülmüş ve çalışmada bitkisel materyal olarak ak üçgülün Rivendel çeşidi kullanılmıştır. Araştırma konusu olarak, ak üçgülün erken çiçeklenme, yarı çiçeklenme, tam çiçeklenme ve çiçeklenme sonrası olmak üzere dört farklı hasat zamanı ele alınmıştır. Araştırmada ak üçgülün sahip olduğu bitki boyu, yeşil ot verimi, kuru ot verimi, kuru madde oranı, ham protein oranı, ham protein verimi, asit deterjanda çözünmeyen lif (ADF) oranı, nötr deterjanda çözünmeyen lif (NDF) oranı, nispi yem değeri ile fosfor, potasyum, kalsiyum ve magnezyum oranları incelenmiştir. İncelenen bu özelliklerin tümünün ak üçgülün farklı hasat dönemlerinde gösterdiği farklılığın istatistiksel olarak önemli olduğu belirlenmiştir. Araştırmada ak üçgül, her iki yılda da en yüksek bitki boyuna (32.3 cm ve 27.8 cm), yeşil ot verimine (38.367 kg ha-1 ve 52.080 kg ha-1), kuru ot verimine (10.707 kg ha-1 ve 13.424 kg ha-1) ve ham protein verimine (1987 kg ha-1 ve 2544 kg ha-1) tam çiçeklenme aşamasında ulaşmıştır. 2021 yılında en yüksek ham protein ve nispi yem değeri ile en düşük ADF ve NDF oranları erken çiçeklenme ve yarı çiçeklenme, 2022 yılında ise bu özelliklere ait en yüksek değerler ise sadece erken çiçeklenme aşamalarından elde edilmiştir. Her iki yılda da en düşük fosfor ve potasyum oranları ile en yüksek kalsiyum ve magnezyum oranlarının çiçeklenme sonrası aşamadan elde edildiği belirlenmiştir. Sonuç olarak en yüksek verim değerleri ile ortalama kalite değerleri tam çiçeklenme aşamasından elde edildiğinden, ak üçgülün bu aşamada hasat edilmesinin üretici açısından daha avantajlı olduğu sonucuna varılmıştır.Öğe Bingöl İlinde Bal Arısı Kolonilerinin Arı Merası ve Yaylada Koloni Performansı Üzerine Bir İnceleme(Duzce University, 2023) Kutlu, Mehmet Ali; Mokhtarzadeh, Sam; Çaçan, Erdal; Kökten, Kağan; Özdemir, Selim; Uçar, Rıdvan; Ekmekçi, MuammerBu çalışma, Bingöl şartlarına uyum sağlamış arı kolonilerinde koloni performansını belirlemek için yapılmıştır. Bu amaçla 2021 ve 2022 yıllarında biri arı merası diğeri yayla olmak üzere iki farklı lokasyonda 10 koloni üzerinde yavrulu alan, polenli alan ile arılı çerçeve özelliklerinin tespiti yapılmıştır. Ana nektar akımı öncesi iki yılın ortalaması alınarak yapılan tespitte arı merasında ortalama yavrulu alan miktarı 1158 cm²/koloni, yaylada ise aynı değer 1212 cm²/koloni olarak belirlenmiştir. Polenli alan çalışma sonucunda koloni ortalaması merada 241 cm², yaylada ise 276 cm² olarak belirlenmiştir. Koloni ortalaması mera alanında 2021 yılında 12 çerçeve/koloni olurken, 2022 yılında %1.66 oranında azalarak 10 çerçeve/koloni’ye düşmüştür. Yayladaki koloni ortalaması ise 2021 ve 2022 yıllarında değişmeyerek 11 çerçeve/koloni olarak tespit edilmiştirÖğe Chemical Contents and Fatty Acids Composition of the Stems, Leaves, Flowers, and Seeds of Fagopyrum esculentum(Springer, 2023) Kokten, Kagan; Cacan, Erdal; Ozdemir, Selim; Ucar, Ridvan; Mokhtarzadeh, Sam; Kutlu, Mehmet Ali; Ekmekci, Muammer[No abstract available]Öğe Determination of Polyethylene Glycol Doses Affecting Germination Percentage, Germination Index and Seedling length of Different Basil (Ocimum basilicum L.) Genotypes(Duzce University, 2024) Hacan, Merve; Mokhtarzadeh, Sam; Kökten, KağanAmong the developmental stages of the basil plant, germination and seedling development periods are the most sensitive periods to stress, so increasing the resistance of this plant to germination, emergence and seedling development stages in drought stress is known as an important element. In this study, the drought resistance of different basil lines in Turkey was investigated, and characteristics such as germination percentage, germination index and seedling length of seeds under drought stress were examined. The experiment was conducted in Bingöl University, Faculty of Agriculture, Department of Field Crops Laboratories, as a factorial study, in three repetitions according to the completely randomized design. In the study, five different populations (Elâzığ, Kahramanmaraş, Hatay, Denizli and Istanbul) and five different PEG 6000 concentrations (0%-2.5%-5.0%-7.5% and 100%) were used, and seed germination and Its effects on seedling growth were investigated. According to the data obtained, it was determined that Ocimum basilicum L. genotypes responded differently to abiotic stress conditions. Under drought stress, Ocimum basilicum L seeds gave better results in the Hatay variety, while the lowest germination percentage and germination index were observed in the Elazığ variety. In addition, in terms of seedling length under drought stress, the shortest seedling length was observed in the Denizli population, and the highest seedling length was observed in the Elazığ population.Öğe Determination of Some Yield Characteristics of Hungarian Vetch Varieties and their Evaluation as Bee Pasture(Arıcılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, 2022) Kutlu, Mehmet Ali; Uçar, Rıdvan; Özdemir, Selim; Ekmekçi, Muammer; Mokhtarzadeh, Sam; Kökten, Kağan; Çaçan, ErdalThis study was carried out to determine some yield characteristics of Hungarian vetch varieties and to evaluate them as bee pastures based on bee-plant relationship. Eight Hungarian vetch varieties were used in the study. In Bingöl province, where the research was carried out, flowering of Hungarian vetch started on April 18. Counts started on April 23 and ended on May 11. Hungarian vetch remained blooming for about three weeks in Bingöl province. An average of 14.9 bees per m2 visited the Hungarian vetch and the bees remained on the flower for an average of 9.0 seconds. It has been determined that Hungarian vetch has an average of 377 flowers per m2, the natural plant height is 38.7 cm, the fruit per plant is 21.3, the seed per fruit is 4.0, the seed yield is 22.5 kg/da, and the thousand-seed weight is 33.0 g. Also, it was observed that the Hungarian vetch reached the highest natural plant height by April 30, the number of bees visiting the plant was high on May 04-07, the bees stayed on flower for a long time when the plant bloomed the most. It was seen that Kansur and Efes varieties are distinguishable for the features such as the number of bees per m2, the duration of the bee staying on flower, and the number of flowers, while the features such as natural plant height, seed yield and thousand-seed weight, are distinguished in Akçalar, Efes and Tarm Beyazı varieties.Öğe Determination of The Effect of Drought Stress on Fresh and Dried Seedling Weight of Buckwheat (Fagopyrum esculentum)(Duzce University, 2024) Ertunç, Engin; Mokhtarzadeh, SamFagopyrum esculentum (Buckwheat) plant, which belongs to the Polygonaceae family, is one of the important medicinal plants. Buckwheat plant, like many plants, is affected by drought, which is one of the ecological factors that occurs as a result of climate change. In this research, the effects of drought stress on fresh and dry seedling weight of buckwheat plant were discussed. The experiment was established in 2023 at Düzce University Faculty of Agriculture Department of Field Crops Laboratories, according to the randomized complete block design, with three replications. Four different concentrations of polyethylene glycol were applied to buckwheat seeds to measure their response to drought stress, and the data obtained were compared according to the control factor. In the experiment, a statistically significant difference was observed between the average seedling fresh and dry weight. According to the results, it was observed that the fresh and dry seedling weights of buckwheat plant were affected by drought. Seedling fresh and dry weight decreased as stress increased; It was observed that the highest fresh and dry seedling weight occurred in the control factor and the lowest fresh and dry seedling weight occurred in the germination medium containing 60 mg/l PEG.Öğe The Effect of Different Sowing Norms on Some Yield Traits of Forage Rape and Evaluation as a Bee Pasture(Bursa Uludag University, 2022) Çaçan, Erdal; Kutlu, Mehmet Ali; Uçar, Rıdvan; Özdemir, Selim; Ekmekçi, Muammer; Mokhtarzadeh, Sam; Kökten, KağanIn this study, the effects of different sowing norms of Forage Rape on some yield characteristics, the mutual interactions between honey bees and the evaluation of forage rape as an alternative plant in the creation of bee pastures were carried out. Sowing norms of 400, 800, 1200, 1600, 2000 and 2400 g/da were used in the study. Data was taken twice a week. The flowering of the plant and the number of honeybees per m2, the duration of the honeybee in bloom, the plant height, the number of plants per m2, the number of flowers per plant, the number of flowers per m2, the number of side branches, capsule per plant, seed in capsule, seed properties such as yield and thousand grain weight were discussed. This research observed that, 1200-1600 g/da sowing norm produces the highest yield. April 26th was observed as the date when bees visited the Forage Rape the most, reached the highest height of the plant, and had the most flowers per plant and per m2. It has been concluded that Forage Rape is an ideal bee pasture plant for the solving nectar and pollen deficiency in beekeeping, especially in early spring periods in terms of beekeeping activity. It is recommended that this plant should be further evaluated for beekeeping on dates prior to April 26th in Bingöl and regions with similar ecological conditions. © 2022 Uludag Aricilik Dergisi. All rights reserved.Öğe Fatty acid composition of stems, leaves, flowers, and seeds of some medicinal plants(Innovhub Ssi-Area Ssog, 2023) Kokten, Kagan; Mokhtarzadeh, Sam; Cacan, Erdal; Kutlu, Mehmet Ali; Ozdemir, Selim; Ucar, Ridvan; Ekmekci, MuammerMedicinal plant species are economically important and have many uses. In this research, the stem, leaves, flowers, and seeds of some medicinal plant species such as Lavandula intermedia, Satureja hortensis and Ocimum basilicum were analysed. The fatty acid compositions of these three different species were determined by gas chromatography of methyl esters of fatty acids. The stem, leaf, flower, and seed oils of L. intermedia contain 44.72%, 45.11%, 29.89% and 8.55% palmitic acid and 16.18%, 23.21%, 34.76% and 39.76% linolenic acid, respectively, as the main component fatty acids, while the stem, leaf, flower and seed oils of S. hortensis contain 23.11%, 11.76%, 13.32% and 6.26% palmitic acid and 31.70%, 51.74%, 47.97% and 43.79% linolenic acid, respectively, as main component fatty acids. On the other hand, stem, leaf, flower, and seed oils of O. basilicum contain 44.72%, 45.11%, 29.89% and 8.55% palmitic acid and linolenic acid 16.18%, 23.21%, 34.76% and 39.76%, respectively, as main component fatty acids.Öğe Karabuğdayın Arıcılık Açısından Önem Arz Eden Bazı Bitkisel Özelliklerinin Farklı Ekim Zamanlarına Göre Değişimi(2023) Çaçan, Erdal; Özdemir, Selim; Kökten, Kağan; Uçar, Rıdvan; Ekmekçi, Muammer; Kutlu, Mehmet Ali; Mokhtarzadeh, SamKarabuğday bitkisinin arıcılık açısından önem arz eden bazı bitkisel özelliklerinin farklı ekim zamanlarına göre değişimini incelemek amacıyla bu çalışma yürütülmüştür. Çalışmada karabuğdayın Güneş çeşidi materyal olarak kullanılmış olup, çalışma 2021 ve 2022 yıllarında Bingöl ili ekolojik koşullarında kurulmuştur. Çalışma konusu olarak dört ekim zamanı seçilmiş ve farklı günlerde alınan gözlem ve incelemelerle bu ekim zamanlarının karabuğday bitkisinin arıcılık açısından önemli bazı bitkisel özellikleri üzerindeki etkisi incelenmiştir. Çalışmada incelenen bitki boyu, bitki başına çiçek salkımı sayısı, metrekare başına bitki sayısı, metrekare başına çiçek salkımı sayısı, tohum verimi ve bin tane ağırlığı açısından ekim zamanları ve sayım zamanları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar olduğu görülmüştür. Bitki boyu, bitki başına çiçek salkımı sayısı, tohum verimi ve bin tane ağırlığı açısından birinci ve ikinci ekim zamanlarının, metrekare başına bitki ve çiçek salkımı sayıları açısından ise sadece birinci ekim zamanının en yüksek değerleri verdiği belirlenmiştir. Sonuç olarak Bingöl ili ve benzeri ekolojik koşullarda gerek arıcılık açısından gerekse de tohum üretimi açısından yapılacak karabuğday ekimlerinin imkanlar dahilinde erken yapılmasının (Nisan ayının ikinci yarısı) üretici açısından avantajlı olacağı sonucuna varılmıştır.Öğe Korunga Çeşitlerinde Bazı Tohum Verimi Özelliklerinin Belirlenmesi ve Arı Merası Olarak Değerlendirilmesi(2022) Özdemir, Selim; Uçar, Rıdvan; Ekmekçi, Muammer; Mokhtarzadeh, Sam; Kökten, Kağan; Çaçan, Erdal; Özdemir, Fethi AhmetAmaç: Bu çalışma, korunga çeşitlerinin bazı tohum verimi özelliklerinin ve arı merası olarak değerlendirilebilme olanaklarının belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Materyal ve Yöntem: Araştırmada bitkisel materyal olarak beş adet korunga çeşidi (Emre, Koç, Lütfibey, Özerbey ve Yunus) kullanılmıştır. Korunga çeşitlerini m2’de ziyaret eden arı sayısı, arıların çiçekte kalma süreleri, sapta çiçek sayısı, m2’de çiçek sayısı, bitki boyu, sapta meyve sayısı, bin tane ağırlığı ve tohum verimi gibi özellikler incelenmiştir. Araştırma Bulguları: Araştırma alanındaki korungalar 26 Nisan 2021 tarihinde çiçeklenmeye başlamıştır. Arazideki gözlemler ise 06 Mayıs 2021 tarihi itibariyle başlamış ve toplamda on farklı günde (6, 10, 15, 20, 24, 27, 31 Mayıs, 7 ve 10 Haziran) gözlem yapılmıştır. Yapılan ölçüm ve gözlemler sonucunda; korunga çeşitleri ve sayım zamanlarının ortalamasına bakıldığında m2’de ziyaret eden arı sayısı 21.4 adet, arıların çiçekte kalma süresi 5.4 saniye, sapta çiçek sayısı 41.8 adet, m2’de çiçek sayısı 1303 adet ve bitki boyu 64.2 cm olarak tespit edilmiştir. Ayrıca, korunga çeşitlerinde en fazla sap başına meyve sayısı Koç ve Özerbey (sırasıyla 30.7 adet ve 28.1 adet) çeşitlerinde, en yüksek bin tane ağırlığı Emre (24.7 g), Koç (23.0 g) ve Lütfibey (21.9 g) çeşitlerinde ve en yüksek tohum verimi de 55.9 kg/da ile Emre çeşidinde saptanmıştır. Sonuç: Korunga çeşitlerinde arı bitki ilişkisini gösteren m2’de arı sayısı, arının çiçekte kalma süresi ve çiçek sayısı gibi özellikler dikkate alındığında Emre, Koç ve Özerbey çeşitlerinin, tohum verimi ve bin tane ağırlığı gibi özellikler dikkate alındığında ise Emre çeşidinin ön plana çıktığı görülmektedir.Öğe KORUNGA KESİNİN KABA YEM KAYNAĞI OLARAK ÖNEMİNİN İNCELENMESİ(Adıyaman Üniversitesi, 2023) Özdemir, Selim; Çaçan, Erdal; Kutlu, Mehmet Ali; Kökten, Kağan; Uçar, Rıdvan; Mokhtarzadeh, Sam; Ekmekçi, MuammerKorunga kesinin kaba yem kaynağı olarak öneminin incelenmesi amacıyla bu çalışma yürütülmüştür. Çalışmada Emre, Koç, Lütfibey, Özerbey ve Yunus korunga çeşitleri materyal olarak kullanılmıştır. Çalışma Bingöl ili koşullarında kurulmuş ve tesadüf blokları deneme desenine göre planlanmıştır. Çalışmada korunga çeşitlerinin bitki boyu, biyolojik verim, kes verimi ve kese ait ham protein, ADF, NDF, sindirilebilir kuru madde, nispi yem değeri, fosfor, potasyum, kalsiyum ve magnezyum değerleri ele alınmıştır. İncelenen özelliklerden bitki boyu, biyolojik verim, kes verimi, ham protein, fosfor, potasyum ve magnezyum açısından çeşitler arasındaki fark istatistiksel olarak önemli, ADF, NDF, sindirilebilir kuru madde, nispi yem değeri ve kalsiyum açısından ise çeşitler arasında tespit edilen farklılıklar önemsiz bulunmuştur. En yüksek verim özellikleri Yunus çeşidi dışındaki tüm çeşitlerden, en yüksek ham protein oranı Lütfibey ve Emre çeşitlerinden elde edilmiştir. Emre, Lütfibey ve Yunus çeşitlerinin fosfor açısından en yüksek, potasyum açısından en düşük değerleri verdiği, magnezyum açısından ise Koç dışındaki diğer tüm çeşitlerin en yüksek değerleri verdiği görülmüştür. Sonuç olarak kes verimi açısından Yunus dışındaki tüm çeşitlerin yüksek değerler verdiği, kalite açısından da korunga çeşitlerine ait keslerin yüksek değerler vererek ikinci sınıf yem değerine sahip olduğu görülmüştür. Dolayısıyla hayvan besleme açısından korunga kesinin kıymetli bir kaba yem kaynağı olduğu sonucuna varılmıştır.Öğe Lavandula. stoechas L. Subsp. Lavandula. stoechas Bitkisinde Doku Kültürü Çalışmalarının Optimizasyonu(2022) Mokhtarzadeh, Sam; Khawar, Khalid MahmoodSüs bitkisi olarak da yetişen lavanta bitkisinin farklı türleri uçucu yağ içerdiklerinden dolayı tıp ve kozmetik sanayisinde kullanılmaktadır. Bu bitkinin uçucu yağı dünyada en fazla üretilen 15 uçucu yağdan birisidir. Önemli bir tıbbi ve aromatik bitki olan lavanta generatif ve vejetatif yollar ile çoğaltılabilmektedir. Bu çalışmada kotiledon boğum, meristematik uç, yukardan 1., 2. ve 3. koltuk altı meristem ve epikotil koltuk altı meristem eksplantları farklı dozlarda BAP ve NAA içeren MS besin ortamında sürgün rejenerasyonuna tabi tutulmuş. Denemede eksplant başına ortalama en fazla sürgün sayısı 5.60 adet olarak kotiledon boğum eksplantından ve 0.25 mg/l BAP içeren MS ortamında görülmüştür. Ayrıca elde edilen karabaş otu sürgünleri 1.00 mg/l IBA içeren MS ortamında köklendirilmiş olup, adaptasyonu torfta yapılmış ve tarlaya aktarılmıştır. Çalışma sonucunda Türkiye ve dünya için ekonomik önemi olan L. stoechas’in in vitro rejenerasyonu, kök oluşumu ve köklenen bitkilerin dış şartlara adaptasyonu açısından, önemli veriler elde edilmiş olup, çoğaltılmasına yönelik protokol geliştirilmiştir.Öğe Production of autotetraploid plants by in vitro chromosome engineering in Allium hirtifolium(KeAi Communications Co., 2023) Farhadi, Nasrin; Panahandeh, Jaber; Motallebi-Azar, Alireza; Mokhtarzadeh, SamPersian shallot has been propagated vegetatively through daughter bulbs and has a narrow genetic base. In the present study, to create genetic diversity in terms of ploidy level, the effects of in vitro polyploidization were investigated on morphological, physiological and phytochemical traits. Different colchicine treatments (0, 0.3%, 0.5% and 0.7% concentrations) for 24, 36 and 48 h and oryzalin treatments (0, 0.001%, 0.002% and 0.004% concentrations) for 4, 6 and 8 h were used. A sterile basal plate of bulbs was used for the induction of polyploidy in liquid and solid media. After obtaining plantlets, root tip chromosomes were counted for the determination of ploidy levels. Flow cytometry was performed to confirm the chromosome counting results. The regenerated diploid and tetraploid plantlets were transferred to ex vitro conditions. Colchicine and oryzalin were both successful in inducing polyploids and the polyploids induced were tetraploids and mixoploids. The highest induction of polyploidy was obtained in solid media using 0.5% (w/v) colchicine for 36 h (35.0% polyploidy induction) and in 0.001% (w/v) Oryzalin for 8 h (45.5% polyploidy induction). Differences in plantlet height and weight, bulblet weight, density, stomatal width and length, and chlorophyll content were observed between tetraploid and diploid plants. Chromosome duplication, as in the case of induced tetraploidy, significantly influenced the antioxidant content and enzyme activities. The results showed that total phenolic content, allicin, and antioxidant capacity were significantly higher in the tetraploid plantlets than that in the diploid plantlets. SRAP loci polymorphisms indicated that the 12 autotetraploid plants (with high allicin content) had different genotypes from the parental diploid plant. Besides, in vitro polyploidy induction not only duplicated chromosomes but also altered the DNA sequence in Allium hirtifolium. In vitro induction of tetraploids in A. hirtifolium can be a reliable way to obtain suitable plant material for breeding programs to generate new genotypic variations. © 2022 Chinese Society for Horticultural Science (CSHS) and Institute of Vegetables and Flowers (IVF), Chinese Academy of Agricultural Sciences (CAAS).Öğe Some plant properties of forage rape (Brassica napus L. ssp. oleifera Metzhg) that are important for beekeeping(Anadolu Ziraat Mühendisleri Derneği, 2024) Çaçan, Erdal; Uçar, Rıdvan; Özdemir, Selim; Kutlu, Mehmet Ali; Kökten, Kağan; Ekmekçi, Muammer; Mokhtarzadeh, SamThis study was carried out to reveal some plant characteristics of forage rape, which is a rich source of pollen and nectar for honey bees and which are important for beekeeping. The research was carried out in Bingöl for two years. Ten honey bee hives were placed in the experimental area, and observations were taken at five different counting times in the first year and at six in the second year. The differences in the examined parameters in terms of different counting times were found to be statistically significant. In 2021, April 22 and April 26 were the dates when honeybees visited the forage rape more, the bees stayed in flower longer, and the highest number of flowers per plant was obtained. At the same time, in 2021, April 26 was the date when forage rape reached the highest plant height and the highest number of flowers per m2. In 2022, April 25 and April 28 were the dates when the bees visited the forage rape more, and between April 22 and May 01, the bees stayed in the flower for a longer period. In 2022, it was determined that forage rape reached its highest plant height on April 28, and the highest number of flowers per plant and the highest number of flowers per m2 were obtained between April 25 and May 01. In line with this information obtained, it has been concluded that forage rape can be considered an excellent bee-pasture plant in the early spring period in the ecological conditions of Bingöl.Öğe Tıbbi ve Aromatik Bitkileri Konusuna Genel Bir Bakış(Duzce University, 2023) Mokhtarzadeh, Sam; Peker, Alihan; Ertunç, Engin; Çakır, Mehmet Fatih; Güngör, HüseyinTıbbi bitkiler, bitki organlarından birinde, birkaçında veya tümünde farmakolojik aktivitesi olan alkaloitler, terpenoitler veya fenolik maddeler gibi biyoaktif maddeleri taşıyan ve sahip olduğu bu bileşikler sayesinde ilaç olarak kullanılan bitkiler olarak tanımlanmaktalardır. Tıbbi ve aromatik bitkilerin tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir. Sümerler, Asurlular, Yunanlılar, Mısırlılar ve Hititler bu bitkileri kullanmışlardır. Dioscurides, Galen ve İbn Sina eserlerinde bu bitkilerden bahsetmişlerdir. Tıbbi ve aromatik bitkiler, dünyadaki topluluklarda önemli sosyal, kültürel ve çevresel roller oynamaktadır. Tıbbi ve aromatik bitkilerin ekolojik ve toprak isteklerine bakıldığında, bu bitkiler hemen hemen her iklim ve ekolojik şartlarda yetişebilmekte; son zamanlarda ilaç ve gıda sektöründe daha fazla kullanılan ve halk tarafından rağbet gördüklerinden dolayı yetiştirilmesi ve ıslahı çalışmaları önem taşımaktadır. Stratejik tarım ürünleri yanı sıra alternatif bir ürün olarak bilinen tıbbi ve aromatik bitkilerin üretimi, özellikle yoğun işgücü talebinin olduğu kırsal alanlarda işsizliğin azalmasına ve tarımsal gelirin artmasına katkı sağlayarak sosyo-ekonomi çalışmalara katkı sağlayacağı düşünülmektedirÖğe Yemlik Kolza (Brassica napus L. ssp. oleifera Metzg) İçin İdeal Ekim Normunun Belirlenmesi(Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, 2022) Çaçan, Erdal; Kökten, Kağan; Özdemir, Selim; Uçar, Rıdvan; Ekmekçi, Muammer; Mokhtarzadeh, Sam; Kutlu, Mehmet AliYemlik kolza için ideal ekim normunun belirlenmesi amacıyla bu çalışma yürütülmüştür. Çalışmada dekara 400 g, 800 g, 1200 g, 1600 g, 2000 g ve 2400 g olmak üzere altı ekim normu kullanılmıştır. Ekimler 02 Ekim 2020 tarihinde, hasatlar ise 29 Nisan 2021 tarihinde yapılmıştır. Çalışmada farklı ekim normlarının bitki boyu, yeşil ot verimi, kuru ot verimi, ham protein, ADF, NDF ve sindirilebilir kuru madde oranları, nispi yem değeri, kalsiyum, magnezyum, fosfor ve potasyum içerikleri üzerindeki etkileri incelenmiştir. En yüksek bitki boyu, yeşil ot verimi ve kuru ot verimi 1600, 2000 ve 2400 g da-1 ekim normlarından elde edilmiştir. Ekim normlarının ham protein, ADF, NDF, sindirilebilir kuru madde oranları ve nispi yem değeri üzerindeki etkisi önemsiz bulunmuştur. En yüksek fosfor ve potasyum oranları 1600 g da-1, en yüksek kalsiyum oranı ise 800 g da-1 ekim normundan alınmıştır. Ekim normlarının magnezyum oranı üzerindeki etkisi de istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur. Bu bilgiler ışığında çalışmanın yürütüldüğü Bingöl ili ve ekolojik koşulları benzer olan bölgelerde yemlik kolza için 1600-2400 g da-1 arasında tohumluk kullanılmasının avantajlı olacağı sonucuna varılmıştır.