Yazar "Karademir, Fevzi" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe GÜZELLİĞİN ONTOLOJİSİNE DAİR(2021) Karademir, FevziDin, felsefe, sanat gibi disiplinlerin, üzerinde önemle durduğu konularından biri de güzelliktir. Güzellik, evren kompozisyonuna ilişkin bir kavram olduğundan evrenin hakikat ve hikmetine dair görüşler farklılaştıkça güzellik kavramına ilişkin izahlar da farklılaşmıştır. Bu çalışmada doküman incelemesi yoluyla ulaşılan verilerden hareketle ana hatları ile güzelliğin ontolojisi ele alınmıştır. Önce genel Türkçe sözlüklerindeki anlamlarından hareketle güzelliğin kavramsal çerçevesine işaret edilmiş, daha sonra konu ile ilgili farklı görüşler ışığında güzelliğin estetikle ilişkisi, güzelliğin hakikati, güzelliğin hikmeti ve güzelliğin gizlenişi konuları üzerinde durulmuştur.Ulaşılan veriler ışığında, mahiyetine ilişkin görüşler farklı olsa da güzelliğin bir hakikat olduğu, evrendeki güzelliklerin hikmetine ilişkin ileri sürülen Darwinist ve Marksist görüşlerin mantıklı gerekçelere dayanmadığı belirtilmiş; bu güzellikleri şuursuz tabiat ve tesadüfe veya insana atfetmenin izahının kolay olmadığı, güzelliklerin arkasında mutlak bir şuur ve iradenin bir zorunluluk olarak kendini gösterdiği vurgulanmıştır.Öğe MEHMET AKİF HAKKINDAKİ BAZI İSTİFHAMLARA DAİR(2021) Karademir, FevziBüyük şahsiyetler, karanlıkları aydınlatan meşalelerdir. Toplumlar bu meşalelerin aydınlığında yollarını bulur, karanlık dehlizlerde kaybolmaktan kurtulurlar. Ufukların karardığı, ümitlerin söndüğü günlerde milletimizi aydınlatan, ona kurtuluş yolunu gösteren şahsiyetlerden biri de Mehmet Akif’tir. Akif, sağlığında fikir ve mücadele azmi ile milletimize rehberlik ettiği gibi, bugün de bıraktığı eser ve hatıratı ile başta gençliğimiz olmak üzere toplumumuza ışık olabilecek mahiyettedir. Bu yazıda son zamanlarda birtakım istifhamlarla değersizleştirilmeye çalışılan Akif’in istifhama medar yönleri ele alınmıştır. Özellikle Sultan Abdülhamid’e yönelik tavrına bina edilen eleştiriler üzerinde durulmuş, bu eleştirilerin haksızlığına işaret edilmiştir.Öğe Türkçe Ses Bilgisinde “Ünsüz Benzeşmesi Olayı”Nın Öğretimi Üzerine(2017) Kerimoğlu, Caner; Karademir, FevziGeleneksel Türkçe dil bilgisi öğretimi, ses bilgisi, biçim bilgisi, sözcük bilgisi (sözcük türleri) ve söz dizimi olmak üzere başlıca dört bölümde gerçekleştirilmektedir. Ses bilgisi bölümünün önemli konularından biri de ses olaylarıdır. Ses olayları, ünsüzlerle ilgili ses olayları ve ünlülerle ilgili ses olayları olmak üzere iki başlıkta değerlendirilir. Ünsüzlerle ilgili ses olaylarından biri de ünsüz benzeşmesidir. Ünsüz benzeşmesinin öğretimi, ilk ve orta öğretimde Türkçenin seçimlik alomorfları üzerinden yapılmaktadır. Bu yaklaşıma göre; Türkçede "ç, f, h, k, p, s, ş, t (Fıstıkçı Şahap)" ünsüzlerinden biri ile biten bir sözcükten sonra "b, c, d, g" ünsüzlerinden biriyle başlayan bir ek getirildiğinde bu ünsüzler sert karşılıkları olan "p, ç, t, k" ünsüzlerine dönüşür. Bu olaya ünsüz benzeşmesi denir. Söz konusu yaklaşıma yaygın olarak akademik dil bilgisi eserlerinde/öğretiminde de rastlanır. Türkçenin eklerini aslen ötümlü sayan bu yaklaşım, eş zamanlı dil bilgisi öğretimi açısından sorunludur. Zira bu yaklaşıma göre, söz konusu ekler, kelimelere önce ötümlü biçimleri ile gelmekte, daha sonra bu ötümlü biçimler geldikleri kelimelerin son sesine benzeyerek ötümsüzleşmektedir. Başka bir ifadeyle, sözcüğün sonundaki sert ünsüz, ekin ötümsüzleştirmekte, böylece yakın, ilerleyici bir ünsüz benzeşmesi olayı gerçekleşmektedir. Böyle dolaylı bir işlemi, dilin/dil kullanıcısının az çabayı yeğleyen tabiatı ile telif etmek kolay görünmemektedir. incelik/artlık-önlük; benzeşmesi olayı olarak sunulması gerekecektir. Oysa ses uyumu ile ses benzeşmesi nüanslı kavramlardır. Ses uyumları birer olgu iken ses benzeşmeleri birer olaydır. Her ses benzeşmesini aynı zamanda bir ses uyumu olarak değerlendirmek mümkündür. Ancak bütün ses uyumlarını ses benzeşmesi olayı olarak değerlendirmek bizce doğru bir yaklaşım değildir. düzlük-yuvarlaklık/dudak uyumları) ses Türkçenin eklerini aslen ötümlü sayan yaklaşımı art zamanlı bilgilere göre izah etmek de kolay değildir. Zira kaynaklar, mevcut eklerdeki çok şekilliliğin Türkçenin son devirlerinde ortaya çıktığını, ünsüz benzeşmesine/sertleşmesine örnek olarak gösterilen c'li eklerin son dönemlere kadar uzun müddet sadece ç'li olarak kullanıldığını bildirmektedir. Çalışmada, akademik kaynaklar ile Milli Eğitim kaynaklarında konunun ne şekilde ele alındığı tanıklandıktan sonra öğretimine ilişkin öneride bulunulmuşturÖğe Türkçede Kapalı Biçim Birimlerin Öğretimi Üzerine(2016) Karademir, FevziTürkçede birden fazla biçim birimden oluşan unsurların hepsi yapıca aynı açıklıkta değildir. Biçim birimleri arasındaki ilişki açık olan sözlük birimlerin/sözlük biçimlerin yanı sıra türlü nedenlerle bu ilişkinin belirsizleştiği çok sayıda unsur da söz varlığında yer almaktadır. Biçim birimleri arasındaki ilişkinin belirsizlik nedenleri ve dereceleri farklılık arz etmekle birlikte, bu tür yapıları genel olarak kapalı biçim birim olarak adlandırmak mümkündür. Kapalı biçim birimlerin işlenişinde öğretim kademeleri arasında önemli yaklaşım farklılıkları gözlenmektedir. İstisnaları olmakla birlikte, yükseköğretimdeki dil bilgisi öğretiminde bu tür yapılar yaygın olarak art zamanlı bakışla ele alınıp çözümlenirken ilk ve ortaöğretimde eş zamanlı bakışla değerlendirilmektedir. Bu yaklaşım farklarının sonucunda bir Türkçe/Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni, alan eğitimi sürecinde türemiş/gövde veya birleşik olarak öğrendiği bir yapıyı öğretmenliği sırasında kök/basit olarak öğretmek zorunda kalmaktadır. Söz konusu durumun öğreten için iç çelişkilere ve hazımsızlığa neden olacağı, içselleştirilmemiş bilgi aktarımının öğrenene de aynı şekilde yansıyacağı açıktır. Dil bilgisinin çeşitli alanları ile ilgili terim, tasnif ve öğretim sorunlarını işleyen birçok çalışma mevcuttur. Ancak yapılan literatür taramalarında doğrudan Türkçedeki kapalı biçim birimleri konu alan ve kapalı biçim birimlerin öğretim sorununu tartışan kapsamlı bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu çalışmada kapalı biçim birimlerin genel çerçevesinin çizilmesi ve kapalı biçim birimlerin öğretiminde esas alınması gereken hususların belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma; 1. Türkçede Yapıca Kapalılık Gösteren Biçim Birimler, 2. Öğretim Kademelerinde Kapalı Biçim Birimlerin Öğretimi, 3. Tartışma ve Sonuç bölümlerinden oluşmaktadır. 1. bölümde Türkçede yapıca kapalılık gösteren biçim birimlerin durumu ana hatları ile ele alınmış, 2. bölümde öğretim kademelerindeki biçim bilgisi öğretiminin içeriğine dikkat çekilmiş, 3. bölümde kapalı biçim birimlerin öğretiminde esas alınması gereken hususlar tartışılıp sonuca bağlanmıştır