Yazar "Gün, Emrah" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 15 / 15
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Allergic contact dermatitis to para-phenylenediamine in a tattoo: a case report(Informa Healthcare, 2013) Turan, Hakan; Okur, Mesut; Kaya, Ertuğrul; Gün, Emrah; Aliağaoğlu, CihangirIt is highly popular among children and young adults to have temporary henna tattoos on their bodies in different colors and figures. Henna is a greenish natural powder obtained from the flowers and dry leaves of Lawsonia alba plant and its allergenicity is very low. Henna is also used in combination with other coloring substances such as para-phenylenediamine in order to darken the color and create a permanent tattoo effect. Para-phenylenediamine is a substance with high allergenicity potential and may cause serious allergic reactions. Here, we aimed to draw attention to the potential harms of para-phenylenediamine containing temporary tattoos by presenting a child patient who developed allergic contact dermatitis after having a scorpion-shaped temporary tattoo on his forearm.Öğe Öğe A boy with short stature, unusual findings and low percentage of 45,X(4%) / 46,XY(96%) mosaicism(Editions Medecine et Hygiene, 2016) Doğan, Mustafa; Eröz, Recep; Bolu, Semih; Yüce, Hüseyin; Gün, Emrah[No abstract available]Öğe A BOY WITH SHORT STATURE, UNUSUAL FINDINGS AND LOW PERCENTAGE OF 45,X(4%)/46,XY(96%) MOSAICISM(Medecine Et Hygiene, 2016) Doğan, Mustafa; Eröz, Recep; Bolu, Semih; Yüce, Hüseyin; Gün, Emrah…Öğe Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi pediatri kliniğine başvuran Düzce bölgesi 5-17 yaş grubu obez çocuklarda serum vitamin B12 ve 25 (OH) vitamin d düzeylerinin araştırılması(Düzce Üniversitesi, 2016) Gün, Emrah; Uzun, HakanObezite, günümüzde tüm dünyada sıklığı giderek artan bir halk sağlığı sorunudur. Özellikle 4-11 yaşlarında başlayan obezitenin, erişkin dönemde de devam etmesi ve kardiyovasküler hastalıklar, hipertansiyon, diyabet gibi sorunlarla beraberliği önemlidir. Son yılllarda yapılan çalışmalarda obez çocuklardaki vitamin D, vitamin B12 düzeylerinin normal kilolulara göre daha düşük olduğu belirtilmektedir. Çalışmamızda yaşları 5-17 yaş arasında değişen 92 obez ve 58 obez olmayan olguda 25(OH) vitamin D, vitamin B12 düzeyleri ve insülin, HbA1c,açlık kan glukozu, HOMA-IR, hemoglobin, MCV, MPV, PLT, Ca, P, ALP, PTH, Mg, LDL, HDL, total kolesterol, trigliserid düzeyleri incelendi. Obez ve Kontrol grubu arasında yaş ve cinsiyet dağılımı açısından anlamlı farklılığın bulunmadığı çalışmamızda USA Endocrine Society' nin vitamin D eksikliği sınıflamasına göre; obez grubunda vitamin D düzeyi 0-20 ng/ml aralığında olanların oranı, obez olmayan gruptakilerin oranından anlamlı düzeyde daha yüksektir (p<0,001). Ayrıca obez grubundaki vitamin D düzeyi 20-30 ng/ml aralığında olan olguların oranı, obez olmayan gruba göre anlamlı düzeyde düşüktür. Obez ve obez olmayan grup arasında vitamin B12 eksikliği ve düzeyi açısından anlamlı farklılık saptanmadı. Obez olgularda vitamin B12 ile HOMA-IR1 ve insülin2 arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki vardır (sırasıyla r1=-0.36, r2=-0.384; p1=0.001, p2=0.000). Obez olgularda vitamin D ile HOMA-IR1 ve insülin2 arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki vardır (sırasıyla r1=-0.256, r2=-0.258; p1=0.016, p2=0.015). Olguların tamamının yaş gruplamasına göre vitamin B12 düzeyleri karşılaştırıldığında; 5-10 yaş aralığındaki olguların vitamin B12 değerleri sırasıyla 10-14 yaş aralığındaki (p<0.001) ve 14-17 yaş aralığındakilerden (p=0.002) anlamlı düzeyde daha yüksek bulunmuştur. Çalışma grubunda vitamin B12 eksikliği olan ve olmayan gruplarda vücut kitle indeksi açısından anlamlı farklılık göstermiştir. Vitamin B12 eksikliği olan grupta VKİ daha yüksek bulundu (p= <0,004). Obez olgularda insülin direnci olan ve olmayan grup arasında vitamin D1 ve vitamin B122 düzeyleri arasında anlamlı farklılık bulundu (sırasıyla p1=<0,001;p2=<0,001). Obez çocuklarda vitamin D düzeylerinin daha düşük olduğu; vitamin B12 düzeyinde ise obez ve obez olmayanlar arasında anlamlı fark olmadığı gözlendi. Vitamin B12 ve vitamin D düzeyleri ile insülin ve HOMA-IR arasında negatif yönde anlamlı ilişkisi olduğu bulundu. Vitamin B12 düzeylerinin 5-10 yaş grubunda daha yüksek olduğu bulundu.Öğe MEGALENCEPHALIC LEUKOENCEPHALOPATHY WITH SUBCORTICAL CYSTS WITH HOMOZYGOUS MUTATION (C.448DELC, MEMO SER FSX11) ON EXON 6 OF MLC1 GENE(Medecine Et Hygiene, 2015) Soysal, Zeyneb; Okur, Murat; Eröz, Recep; Gün, Emrah; Kocabay, Kenan; Beşir, Fahri HalitMegalencephalic leukoencephalopathy with subcortical cysts with homozygous mutation (c.448delc, p. leu150 ser fsx11) on exon 6 of MLC1 gene: MLC or Van der Knaap disease is a rare entity, a rare and genetically heterogeneous cerebral white matter disease. It is characterized by the presence of macrocephaly, epilepsy and a slowly progressive spastic cerebellar syndrome. It is an autosomal recessive disease caused from mutations of MLC1 gene. In the current case report, a case with MLC who had a homozygous mutation (c.448delC, p.Leu150 ser fsX11) on exon 6 of MLC1 gene is presented.Öğe Megalencephalic leukoencephalopathy with subcortical cysts with homozygous mutation (C.448DELC, P.LEU150 SER FSX11) on exon 6 of MLC1 gene(Editions Medecine et Hygiene, 2015) Soysal, Zeyneb; Okur, Murat; Eröz, Recep; Gün, Emrah; Kocabay, Kenan; Beşir, Fahri HalitMegalencephalic leukoencephalopathy with subcortical cysts with homozygous mutation (c.448delc, p. Ieul 50 ser fsx11) on exon 6 of MLC1 gene: MLC or Van der Knaap disease is a rare entity, a rare and genetically heterogeneous cerebral white matter disease. It is characterized by the presence of macrocephaly, epilepsy and a slowly progressive spastic cerebellar syndrome. It is an autosomal recessive disease caused from mutations of MLC1 gene. In the current case report, a case with MLC who had a homozygous mutation (c.448delC, p.Leu150 ser fsX11) on exon 6 of MLC1 gene is presented.Öğe Nadir Bir Olgu Olarak Küçük Bir Çocukta Hymenolepis diminuta Enfeksiyonu(Ankara Microbiology Soc, 2015) Kılınçel, Özge; Öztürk, Cihadiye Elif; Gün, Emrah; Öksüz, Şükrü; Uzun, Hakan; Şahin, İdris; Kılıç, Nidaİnsandan insana direkt olarak bulaşan Hymenolepis nana’nın aksine, Hymenolepis diminuta’nın insanlara bulaşı, ara konak olan ve sistiserkoid larvaları taşıyan artropodların yanlışlıkla ağız yoluyla alınması ile olur. Bu sestod, hijyenik koşulların kötü olduğu bölgelerde, özellikle çocukluk döneminde nadir görülen enfeksiyonlara neden olmaktadır. Yapılan çalışmalarda, farklı popülasyonlardaki H.diminuta prevalans oranlarının %0.001 ile %5.5 arasında değiştiği; olguların çoğunun çocuk olmasına rağmen, hastalığın tüm yaş gruplarında görülebildiği bildirilmektedir. Bu raporda H.diminuta enfeksiyonu saptanan bir çocuk olgu sunulmaktadır. Yirmi bir aylık erkek hasta, bir haftadır süren, günde 3-4 defa kusma ve çamur şeklinde ishal şikayetleriyle pediatri polikliniğine başvurmuştur. Alınan anamneze göre, hastanın ahırın üstünde bulunan bir evde yaşadığı ve böcek yeme öyküsü olduğu öğrenilmiş, laboratuvar incelemesinde demir eksikliği anemisi olduğu saptanmıştır. Dışkı örneğinin makroskobik görünümü camcı macunu kıvamında açık renkli olup, lugol eriyiği ile yapılan direkt mikroskobik incelemede 70-75 μm çapında, kalın kabuklu, altı adet polar çıkıntısı olan H.diminuta yumurtaları tanımlanmıştır. Hastaya ilk gün 500 mg ve takip eden beş gün 250 mg olmak üzere toplam altı gün oral niklozamid tedavisi ve ayrıca demir eksikliği anemisi tedavisi başlanmıştır. On beş gün sonra oral niklozamid tedavisinin tekrarı önerilmiştir. İkinci tedavinin tamamlanmasından bir ay sonra yapılan parazitolojik incelemede H.diminuta yumurtasına rastlanmamıştır. Sunulan bu olgu ile, nadir bir parazitoz olan H.diminuta enfeksiyonunun tanısında, hastanın öyküsü ve mikroskobik değerlendirmenin önemine dikkat çekilmesi amaçlanmıştır.Öğe Nadir bir olgu olarak küçük bir çocukta hymenolepis diminuta enfeksiyonu(2015) Kılınçel, Özge; Öztürk, Cihadiye Elif; Gün, Emrah; Öksüz, Şükrü; Uzun, Hakan; Şahin, İdris; Kılıç, Nidaİnsandan insana direkt olarak bulaşan Hymenolepis nananın aksine, Hymenolepis diminutanın insanlara bulaşı, ara konak olan ve sistiserkoid larvaları taşıyan artropodların yanlışlıkla ağız yoluyla alınması ile olur. Bu sestod, hijyenik koşulların kötü olduğu bölgelerde, özellikle çocukluk döneminde nadir görülen enfeksiyonlara neden olmaktadır. Yapılan çalışmalarda, farklı popülasyonlardaki H.diminuta prevalans oranlarının %0.001 ile %5.5 arasında değiştiği; olguların çoğunun çocuk olmasına rağmen, hastalığın tüm yaş gruplarında görülebildiği bildirilmektedir. Bu raporda H.diminuta enfeksiyonu saptanan bir çocuk olgu sunulmaktadır. Yirmi bir aylık erkek hasta, bir haftadır süren, günde 3-4 defa kusma ve çamur şeklinde ishal şikayetleriyle pediatri polikliniğine başvurmuştur. Alınan anamneze göre, hastanın ahırın üstünde bulunan bir evde yaşadığı ve böcek yeme öyküsü olduğu öğrenilmiş, laboratuvar incelemesinde demir eksikliği anemisi olduğu saptanmıştır. Dışkı örneğinin makroskobik görünümü camcı macunu kıvamında açık renkli olup, lugol eriyiği ile yapılan direkt mikroskobik incelemede 70-75 ?m çapında, kalın kabuklu, altı adet polar çıkıntısı olan H.diminuta yumurtaları tanımlanmıştır. Hastaya ilk gün 500 mg ve takip eden beş gün 250 mg olmak üzere toplam altı gün oral niklozamid tedavisi ve ayrıca demir eksikliği anemisi tedavisi başlanmıştır. On beş gün sonra oral niklozamid tedavisinin tekrarı önerilmiştir. İkinci tedavinin tamamlanmasından bir ay sonra yapılan parazitolojik incelemede H.diminuta yumurtasına rastlanmamıştır. Sunulan bu olgu ile, nadir bir parazitoz olan H.diminuta enfeksiyonunun tanısında, hastanın öyküsü ve mikroskobik değerlendirmenin önemine dikkat çekilmesi amaçlanmıştır.Öğe A Novel p.Arg179Ser (c.537 G>T) Heterozygotes Mutation on Exon 3 of SRD5A2 Gene Accompany with Biotinidase Deficiency in Case with Ambiguous External Genitalia(Duzce Univ, 2017) Bolu, Semih; Eröz, Recep; Doğan, Mustafa; Arslanoğlu, İlknur; Gün, Emrah; Yüce, HüseyinThe SRD5A2 gene that encodes SRD5A2 enzyme is placed on chromosome 2p23. The gene includes 5 exons that are translated into a 254-amino acid protein. To evaluate SRD5A2 gene that encodes SRD5A2 enzyme is placed on chromosome 2p23 accompany with biotinidase deficiency in case with ambiguous external genitalia. We investigated a case with ambiguous external genitalia for cytogenetic and gene mutation analysis. Gene mutation analysis and cytogenetic analysis were performed according to a standard DNA sequencing method and the present international standard nomenclature (ISCN), respectively. A Novel p.Arg179Ser (c.537 G>T) heterozygotes mutation on exon 3 of SRD5A2 gene accompany with biotinidase deficiency was detected. The chromosomal analysis result is 46, XY. This is the first case with biotinidase deficiency and novel R179S p.Arg179Ser (c.537 G>T) mutation of the SRD5A2 gene, which cause 5-alpha reductase deficiency.Öğe A Novel p.Arg179Ser (c.537 GT) HeterozygotesMutation on Exon 3 of SRD5A2 Gene Accompany withBiotinidase Deficiency in Case with Ambiguous ExternalGenitalia(2017) Bolu, Semih; Doğan, Mustafa; Arslanoğlu, İlknur; Gün, Emrah; Yüce, Hüseyin; Eröz, RecepSRD5A2 enzimini kodlayan SRD5A2geni kromozomun 2p23 bölgesinde yerleşir. Genin kodlayan bölgesi 254 amino asitlik bir proteine çevrilen 5 ekzon bölgesi içerir. Çalışmanın amacı, belirsiz dış genitalli vakada biyotinidaz eksikliğinin eşlik ettiği kromozom 2p23 bölgesinde yerleşen SRD5A2 enzimini kodlayan SRD5A2genini değerlendirmektir. Biz belirsiz dış genitalli bir vakayı sitogenetik ve gen mutasyonu analizi için inceledik. Gen mutasyon analizi ve sitogenetik analizler sırasıyla, PCR temelli bir standart DNA sekans metodu ve uluslararası standart terminolojiye (ISCN) göre yapıldı. Biyotinidaz eksikliğinin eşlik ettiği, SRD5A2 geninin ekzon 3'ünde yeni bir heterozigot mutasyonu pArg179Ser (c.537 GT) tespit edildi. Kromozomal analiz sonucu 46, XY'idi. Bu biyotinidaz eksikliği olan ve 5 alfa redüktaz eksikliğine neden olan SRD5A2 geninde yeni bir mutasyon R179S p.Arg179Ser (c.537 GT) olan ilk olgudur.Öğe Pediatric Tracheotomies: A 5-Year Experience in Düzce University Medical Faculty(2015) Ünlü, İlhan; İlhan, Ethem; Ünlü, Elif Nisa; Ateş, Hakan; Gün, Emrah; Yaman, Hüseyin; Güçlü, EnderAmaç: Trakeotomi en eski cerrahi uygulamalardan biridir. Çocuklarda trakeotomi endikasyonları son dönemlerde değişmiştir. Günümüzde akut enfeksiyonlar yerine daha çok uzamış entübasyon, üst solunum yolu obstrüksiyonu, nöromüsküler ve kraniofasial anomalilere bağlı olarak trakeotomi uygulanmaktadır. Bu çalışmada amacımız, pediatrik olgularda trakeotomi endikasyonları ve komplikasyonları ile ilgili deneyimlerimizi sunmaktır. Yöntemler: Bu çalışmada Haziran 2010-Haziran 2015 tarihleri arasında trakeotomi açılan 17 çocuk hasta geriye dönük olarak değerlendirilmiştir. Hastaların yaşları, cinsiyetleri, trakeotomi endikasyonları, entübe kaldıkları süre, komplikasyonları ve son durumları kaydedilmiştir. Bulgular: Kliniğimizde 17 pediatrik hastaya trakeotomi uygulanmıştır. Taburcu olan hastalar 3 aylık rutin kontrollerle izlenmiştir. Hastaların 6'sı (%35.29) izlem süresince primer hastalıkları nedeniyle kaybedilmiştir. Bulardan biri (%5.88) yaşamla bağdaşmayan anomalileri bulunan bir günlük yenidoğandı. Trakeal travma nedeniyle bir hastaya (%5.88) acil trakeotomi uygulanmıştır. Hastalarımızdan biri (%5.88) dışında hiçbiri dekanüle edilememiştir. Bir hastamızda kazara dekanülasyon, bir hastamızda da ameliyat sahasında kanama olmuştur. Toplam minör komplikasyon oranımız %11.76 iken, majör komplikasyonla karşılaşılmamıştır. Taburcu olan hastalardan ikisine (%11.76) rutin kontrollerinde stomanın daralması nedeniyle stoma genişletilmesi operasyonu uygulanmıştır. Sonuç: Günümüzde pediatrik olgularda trakeotomi ço- ğunlukla entübasyonun yapılamadığı üst solunum yolu obstrüksiyonlarında veya uzamış entübasyon durumlarında uygulanmaktadır. Özellikle uzun süreli entübasyon gereken hastaların ailelerine eğitim verilerek, hastaların taburcu edilip evde bakımları sağlanabilmektedir.Öğe Pediatric Tracheotomies: A 5-Year Experience in Duzce University Medical Faculty(Aves, 2015) Ünlü, İlhan; İlhan, Ethem; Ünlü, Elif Nisa; Ateş, Hakan; Gün, Emrah; Yaman, Hüseyin; Güçlü, EnderObjective: Tracheotomy is one of the oldest surgical procedures. Pediatric tracheotomy indications have changed in recent decades. Currently, tracheotomy is performed because of prolonged intubation, upper airway obstruction, neuromuscular, and craniofacial anomalies instead of acute airway infections. This study aims to present our experience regarding indications and complications of tracheotomy in pediatric patients. Methods: We retrospectively evaluated 17 pediatric patients who underwent tracheotomy because of prolonged intubation, increased pulmonary secretions, and upper respiratory tract obstruction from June 2010 to June 2015. The patients' age, gender, tracheotomy indications, duration of intubation, complications, and actual clinical condition were recorded. Results: Tracheotomy was performed on 17 pediatric patients in our clinic. Discharged patients were followed with a 3-month routine check. Six patients (35.29%) had died because of a primary disease during follow-up, and one (5.88%) of them was a one-day-old newborn who had anomalies that were incompatible with life. In one patient, emergency tracheotomy was performed because of a tracheal trauma. None of the patients has been decannulated except one (5.88%). One (5.88%) patient had an accidental decannulation, while another had bleeding in the operation field. The total minor complication rate was 11.76%, and no major complication was observed. Two (11.76%) of the discharged patients underwent re-operation for widening of the tracheotomy stoma during their routine visit. Conclusion: Currently, tracheotomy in pediatric patients is mostly performed for prolonged intubation and upper respiratory tract obstruction for which intubation is not possible. Tracheotomy enables the discharge of these patients after training their families.Öğe Piebaldism: A familial case report [Piebaldizm: Ailesel bir olgu sunumu](2013) Turan, Hakan; Uslu, Esma; Acer, Ersoy; Gün, Emrah; Başar, FeyzaPiebaldism is a rare autosomal dominant skin disease presented with white forelock and depigmented patches. It is characterized by congenital absence of melanocytes and caused by mutation of KIT-proto-oncogene. KIT gene encodes transmembranous receptors on the surface of the melanocytes and it is responsible for the migration, proliferation, and differentation of the melanoblasts. The exact prevalence is unknown. It affects the both sexes equally. Here, we present a 3-year-old case admitted by depigmented macules, patches, and white forelock on forehead, trunk, upper and lower extremities. He had no accompanying systemic diseases and was diagnosed as piebaldism. His mother and older sister had similar lesions. On the occasion of this case, we aimed to create an awareness about piebaldism which may be confused especially with vitiligo clinically. Copyright © 2013 by Türkiye Klinikleri.Öğe A rare cause of nosocomial ınfections associated with nephrolithiasis; Sphingomonas paucimobilis(2014) Gün, Emrah; Ayaz, Nusret; Uzun, Hakan; Okur, Mesut; Gönen, İbak; Güneş, Cemalettin; Kocabay, KenanSphingomonas paucimobilis, gram negatif, nonfermantatif, oksidaz pozitif, çok yavaş hareketli bir basildir. Sphingomonas türleri içinde patojen olarak bilinen S. paucimobilis nadir bir hastane enfeksiyonu etkenidir. S. paucimobilis, hastane ortamında; distile sularda, laboratuvarlarda, nebulizatörlerde, mekanik ventilatörde, diyaliz sıvılarında izole edilmiştir. S. paucimobilis özellikle kronik hastalığı olan, immün sistemi zayıflamış, alkol ve intravenöz ilaç kullanımı öyküsü olan hastalarda enfeksiyona neden olduğu bildirilmiştir. Biz bu olguda nefrolitiazis tanısıyla serviste takip ettiğimiz ve yatışının 11. gününde ateş, titreme ve sağ kostovertebral açı hassasiyeti olması üzerine alınan kan kültüründe S. paucimobilis üreyen 3 yaşında kız hastayı sunduk.