Yazar "Gözen, Hacer" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bir Klonun Günlüğünden: Posthümanizm, Transhümanizm, Distopya ve 'Beni Asla Bırakma'(2022) Arıkan, Arda; Dülger, Osman; Dağ, Ülfet; Edman, Timuçin Buğra; Güdücü, Burcu; Gözen, Hacer2017 Nobel Edebiyat ödülü sahibi Kazuo Ishiguro’nun Beni Asla Bırakma (2005) adlı eseri bir umut romanı olarak değerlendirilebilir. Çoğu okuyucu için de bu, ön plana çıkan bir bakış açısı olacaktır. Ancak bu romana daha farklı bir bakış açısı getirmek de mümkündür. Eğer Beni Asla Bırakma adlı romana bir de bilim kurgu açısından bakacak olursak Aldous Huxley’nin Cesur Yeni Dünya romanında veya Yvgeny Zamyatin’in Biz adlı eserlerinde olduğu gibi okuyucusunu adeta insanlığın dünya içindeki yerini ve geleceğini sorgulamaya iten hem distopik hem de posthümanist bir eser çıkacaktır karşımıza. Bugün yasalar henüz el vermediği için insan klonlanmaya başlanmamış olsa bile dünyanın birçok saygın üniversitesi bünyesinde hayvanlar üzerinde deneyler yapılarak insan organı ‘üretme’ çalışmaları sürdürülmektedir. Organ nakli konusunda da büyük gelişmeler elde edilmekte ve bu yolla birçok insan uzun yıllar hayatta kalabilmektedir. Öyleyse yakın gelecekte tıpkı üzerinde deney yapılan hayvanlar gibi insanların da laboratuvar ortamında üretilerek organ nakli için kullanılabileceklerini farz etmek, çok da mantık dışı bir yaklaşım olmayacaktır. Japonya’nın Nagazaki kentinde doğan Ishiguro’nun, atom bombasının etkilerini yaşayan bir yazar olarak, insanlığı mükemmel günlerin beklemediğini öngören bir eser kaleme alması şaşırtıcı değildir. Şu hâlde Beni Asla Bırakma adlı roman, birbirini seven iki yüreğin geleceğe dair safiyane mutluluk arzularının dışa vurumu gibi görünse de evrensel insani değerlerin ve ahlakın gelecekteki olası değişimini de okurlarına düşündürterek insanın arzularının ve gücünün sınırlarını sorgulayan bilincin ironik bir şekilde dışa vurumu da olabilir. Bu makale, Nobel ödüllü yazar Ishiguro’nun bu eserinin bir distopya evrenindeki posthümanist izlerini takip etmeye çalışacaktır.Öğe Muhteşem Gatsby’ye arketip yaklaşım: meta-meme ile muhteşem Gatsby’de dönüşümsel Amerikan rüyası(2022) Edman, Timuçin Buğra; Gözen, Hacer; Peacı, Davut; Hashemıpour, SamanAmerikan rüyası özellikle modern Amerikan edebiyatında en çok çalışılmış konulardan biridir. Özellikle modern Amerikan edebiyatı söz konusu olduğunda, F. Scott Fitzgerald ve Muhteşem Gatsby bu çalışmaların dışında tutulamaz. Elbette Muhteşem Gatsby üzerine pek çok makale ve tartışmalar mevcuttur ve daha fazlalısı da olacaktır. Fakat, bu çalışmayı diğerlerinden farklı kılan şey, Gatsby’nin Amerikan rüyasının, antik Yunan kahramanlarından ilham alınan bir meta-meme olarak, post-postmodernist açıdan ele alınmasıdır. Bu makale, özellikle Gatsby’nin, bir ayağı geçmişte diğer ayağı gelecekte olan, zamanlar ötesi bir kahraman oluşunu göstermeye çalışacaktır. Kimisi Herakles adıyla, kimisi Odisseus adıyla, kimileri de Bruce Wayne adıyla Gatsby’yi keşfedecektir. Gatsby’nin varlığının temsil ettiği anlam herhangi bir toplum üzerinde sonsuz bir etki yarattığı için, Gatsby belirli bir zamanla sınırlandırılamaz. Bir başka deyişle, Gatsby’nin ‘yaydığı’ veya yansıttığı meta-meme, insanın varoluşundan beri arzuladığı şeydir: Güç. Kimisi bunu bir Amerikan rüyası veya multimilyonerin rüyası olarak adlandırabilir; kimisi de bir solipsistin rüyası olarak görebilir. Fakat bu, bir şekilde Rüya Tanrısı Morpheus’un bize ulaştırmayı sürdüreceği bir rüyadır. Bazen bir kâbus olabilmesine rağmen, rüya imgesi her zaman aynı kalacaktır. Bu nedenle bu çalışma, Amerikan rüyasının, 21. yüzyılın şafağında meta-memeler ile varlığını daha da güçlü sürdürmekte olduğunu, karşılaştırmalı tarih, edebi teori, mitoloji ve edebiyat aracılığı ile ortaya koymayı amaçlamaktadır.Öğe Nâmık Kemal and His Utopian Dream about Freedom(English Language and Literature Association of Korea, 2021) Edman, Timuçin Buğra; Gözen, HacerBorn in 1840, Nâmık Kemal left his mark on Turkish and world literature. He was one of the pioneers of the Ottoman Reform era. Due to Nâmık Kemal's pioneering endeavors and his writings that purported to enlighten the society and expostulate on the political descension occurring during his time under the rule of Abdulaziz, the 32nd Sultan of the Ottoman Empire, Kemal was twice sent into exile. During these exiles, he deepened his knowledge and academic background further, explored new worlds, and wrote Dream. This study deduces how, in contrast to its apparent meaning, Nâmık Kemal's choice of title for his “utopia” was meant to suggest a sarcastic condition, indeed one that he might have intentionally created while he was ostracized in Famagusta, Cyprus. Nâmık Kemal's utopia, Dream, consists of a “dream” that he claims to have had while in a mansion overlooking Bosphorus in Istanbul. Dream, in an ironic way, is actually Nâmık Kemal's collection of thoughts designed to agitate the Ottoman nation. This study subsumes Dream as a euchronia or a homotopical utopia that portrays a better society created in the same place in Istanbul and the Ottoman Empire. The study also reveals how Nâmık Kemal posited the social and local environments in Dream with the intent to influence future political, cultural, and social connotations and reasoning in his contemporary world. Through a comparative study of history and literature, this essay thus propounds how Nâmık Kemal actually intended to “shake” the people to awaken them from their long-lasting irresponsible sleep. © 2021 ELLAKÖğe THE QUEST FOR CULTURAL SURVIVAL IN ANTONY AND CLEOPATRA(2021) Edman, Timuçin Buğra; Gözen, Hacer; Dzekem, LowraIn Antony and Cleopatra, William Shakespeare highlights the cultures of the East and the West. The play reveals the quest for cultural survival between the East and the West as a major factor that stirs cultural complexities. The unrighteous representation of the Eastern culture shows the complex nature of multiculturalism the canonical writers strove to represent in their writings. This study seeks to substantiate the challenges that confront cultural expressions in the multicultural atmosphere Shakespeare highlights in Antony and Cleopatra, as well as how the minority culture shapes this context of cultural plurality. Similarly, a comparative analysis of Cultural Studies, cultural history, cultural identity, cultural ‘contents,’ and the literary work Antony and Cleopatra will be the subject matter in this study. Moreover, the goal of this study is to examine how Shakespeare promotes Western culture through the adoringly and adorningly illustrated West with a blemished and contemptuous portrayal of the East in his play. Comparatively, we examine how Shakespeare evinces the triumvirs as the powerful three (Antony, Caesar and Lepidus) and, on the other hand, how he associates Cleopatra with the East.