Yazar "Beyazyüz, Fadime" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Determination of Antioxidant and Anticancer Activities of C. Sativa Leaf Extracts on MCF7 Human Breast Cancer Cell Line(Tıbbi Kayıtlar Derneği, 2023) Beyazyüz, Fadime; Mutlu, Elif Gülbahçe; Alpa, Serife; Erbayram, Fatma Zehra; Türkoğlu, Fatma Nur; Kulaç, ŞemsettinAim: In this study, it was aimed to determine the total phenolic content, flavonoid content, and antioxidant activity of Castanea sativa Mill. (chestnut) leaf extract and their anti-proliferative effect on MCF 7 cell line. Materials and Methods: It determined antioxidant capacities by using DPPH assay, total phenolic content by using Folin-Ciocaltaeu method and Total flavonoid content by aluminum chloride colorimetric method in the ethanolic extracts of Chesnut leaf. In addition, the anti-proliferative effect of chestnut leaf extract was determined by XTT method in MCF7 breast cell line. The leaf extract used was applied at different concentrations for 24 hours, 48 hours and 72 hours and the results were evaluated with the Graphpad Prism software program. Results: In this study, it was revealed that the total phenolic contents of ethanolic extracts of chestnut leaf 58,22 mg GAE/g. Total flavonoid content was 64,62 mg QE/g. The DPPH activity of the leaf extract of chestnut was 80.06%. Moreover, findings showed that Chestnut leaf extract had cytotoxic effect against breast cancer cells depends on concentration and time. The 24h, 48h and 72h most effective IC50 dose were 100.1 µL ,193 µL 15.23 µL, respectively. Conclusion: Chestnut has potential antiproliferative and antioxidant activities in conjunction with its high phenolic and flavonoid content on the MCF-7 cell line. However, more studies are needed.Öğe The Effects of Cadmium Toxicity on Poplar(Springer Science and Business Media Deutschland GmbH, 2024) Furkan Can, Muhammed; Beyazyüz, Fadime; Filiz, ErtuǧrulPlants need certain nutrients to complete the development process and obtain these nutrients from the soil, which is the plant's food source, through the roots. For this reason, the heavy metals found in the soil cause many disadvantages to plants during this process, from their development to their ability to maintain their vitality. Cadmium (Cd), one of the most common heavy metals found in soil, is one of the most damaging elements to plants. It affects key enzymes in the cadmium transport process, which often impairs the plant's water uptake. Studies also show that Cd causes molecular reactions in plant cells, both at the genomic and proteomic level, and induces defense mechanisms. Although there are various methods to minimize these drawbacks, one of the most effective is phytoremediation using poplar trees. © 2025 Elsevier B.V., All rights reserved.Öğe Kuraklık Stresi Uygulanan Kayacık (Ostrya Carpinifolia Scop.) Fidanlarında Morfolojik, Fizyolojik ve Biyokimyasal Değişimlerin Araştırılması(Düzce Üniversitesi, 2022) Yılmaz, Çidem; Kulaç, Şemsettin; Beyazyüz, FadimeKuraklık tarımsal üretimi sınırlayan en kritik çevresel stres faktörlerinden biridir. Kurak koşullara dayanıklı türlerin belirlenmesi ıslah çalışmaları için büyük önem arz etmektedir. Türkiye’de doğal yayılış gösteren kayacık (Ostrya carpinifolia Scop.)’ın kuraklığa tepkisinin belirlenmesi ağaçlandırma programlarının başarısına katkıda bulunabilir. Bu çalışma, yedi farklı popülasyondan alınan kayacık fidanlarının kuraklık stresine karşı morfolojik, fizyolojik ve biyokimyasal tepkilerini analiz etmeyi amaçlanmıştır. Çalışma tesadüf parselleri deneme desenine göre haftada iki, haftada bir ve iki haftada bir olmak üzere üç farklı sulama kademesinde üç tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında hasat edilen bitkilerin fidelerinin boy, çap, toplam biyokütle, su potansiyeli, stoma iletkenliği, prolin ve toplam çözülebilir şeker içeriği ölçülmüştür. En düşük boy artışının Adana-Saimbeyli ile Antalya-Finike popülasyonlarında olduğu belirlenmiştir. Elde edilen veriler, en yüksek bitki su geriliminin, çözünür şeker ve prolin miktarının iki haftada bir sulanan grupta olduğunu göstermiştir. Ağustos ayında yapılan klorofil konsantrasyon indeksi ölçümlerinde kuzeyden elde edilen popülasyonlar yüksek değerlere sahipken, güney popülasyonlarında düşük değerler ölçülmüştür. Stoma iletkenliği en düşük olan popülasyonun Antalya-Akseki ve iki haftada bir sulanan grup olduğu belirlendi. Sonuç olarak, güneydeki popülasyonlar kuzeydekilere göre kuraklığa karşı daha dirençli olması nedeniyle gelecekteki ağaçlandırma çalışmalarında tercih edilmelidir.Öğe Türkiye'deki kestane (Castanea sativa mill.) popülasyonlarının genetik çeşitliliği ve iklim değişikliğine karşı bölgesel adaptasyonlarının belirlenmesi(Düzce Üniversitesi, 2023) Beyazyüz, Fadime; Kulaç, Şemsettin; Mutlu, Elif GülbahçeTürkiye kestane üretimi açısından dünyada üçüncü sıradadır. Ancak küresel iklim değişikliğine bağlı olarak çevresel streslerin artması kestane üretiminin azalmasına neden olmuştur. Bu çalışma, ülkemizde doğal olarak yetişen kestane popülasyonlarının genetik çeşitliliğini ve kuraklık toleransındaki potansiyel farklılıklarını araştırarak koruma genetiği ve ıslah çalışmalarına katkı sağlamayı amaçlamıştır. Bu bağlamda, Türkiye'nin dört coğrafi bölgesinin yedi iline ait (Düzce, Trabzon, Ordu, Kütahya, İzmir, Antalya, Bursa) doğal kestane ormanlarından toplanan 180 Castanea sativa genotipinin genetik çeşitlilik seviyeleri ISSR ve SCoT olmak üzere iki farklı moleküler markör sistemi ile belirlenmiştir. Bunun yanı sıra, iklim değişikliğine karşı bölgesel adaptasyonların belirlenmesi kapsamında sera ortamında yirmi sekiz gün boyunca kuraklık stresi uygulanan altı popülasyona ait (Düzce, Bursa, Deli Sargın, Selge, Ovacık, İbradı) kestane fidanlarının fizyolojik (klorofil konsantrasyon miktarı, stoma iletkenliği, terleme miktarı, net fotosentez miktarı, içsel su kullanım etkinliği ve ksilem su potansiyeli) ve biyokimyasal (prolin miktarı) parametrelerindeki değişim belirlenmiştir. Moleküler verilerden (toplam lokus sayısı, polimorfik lokus sayısı, polimorfizm bilgi içeriği ve genetik çeşitlilik) elde edilen bulgular, SCoT belirteçlerinin C.sativa popülasyonları arasındaki genetik ilişkileri belirlemede daha avantajlı olduğunu göstermiştir. Ayrıca, Düze popülasyonunun genetik çeşitliliğinin daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Diğer yandan, fizyolojik ve biyokimyasal ölçümlerden elde edilen bulgular, güney popülasyonlarının (İbradı, Deli Sarnıç ve Selge) genel olarak kuraklığa toleranslı ve Bursa popülasyonunun ise kuraklığa duyarlı olduğunu göstermiştir. Bunun yanı sıra Düzce popülasyonunun da kuraklığa tolerans geliştirdiği belirlenmiştir. Moleküler, fizyolojik ve biyokimyasal verilerinden elde edilen bulgular ışığında, Düzce popülasyonun kuraklığa tolerans seviyesinin yüksek olması daha yüksek genetik çeşitliliğe sahip olmasından kaynaklanmıştır. Bu bağlamda Düzce popülasyonunun kuraklığa adaptasyon geliştirdiği söylenebilir. Sonuç olarak yapılacak koruma genetiği ve ıslah çalışmalarında Düzce popülasyonu önerilebilir.