Yazar "Bayram, Alaattin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe ????? ?????o ??????????(??????? ??????? ???????? ?????? ?i??i??, ????????????? ?????????i)(Düzce Üniversitesi, 2019) Bayram, Alaattin; Unarokova, MıraBu çalışmanın amacı, Kayseri, Uzunyayla bölgesinde yaşayan Kuzey Kafkasya kökenli Çerkesleri, Türkiye diasporası genel yapısından koparmadan, aile yapıları, bireylerin aile yaşamlarını, birbirleriyle, komşularıyla ve başka toplumlarla olan ilişkilerini ele alacağız. Çerkeslerin Anadolu'ya yerleşim süreçlerinden günümüze değin sıralanan bir zaman akışını göz önünde bulunduracağız. Konuları ele alırken o günden bugüne, gelene kadar diasporada değiştirmeden veya çok az değişikliklerle sürdürdükleri ya da tamamen göstermiş oldukları değişimleri irdeleyeceğiz. Değişimlerin sebeplerini belirtirken konunun özünü bozmadan, olumlu ya da olumsuz tüm olguları olabildiğince aktarmaya özen göstermek vazgeçilmezimiz olacaktır. Bazen, toplumlar da insanlar gibi içinde bulundukları durumların farkında olamayabiliyorlar. Doğup-büyüdüğünüz ailenize yıllar sonra döndüğünüz zaman, ailenizin hal ve hareketlerindeki değişimi belirgin bir şekilde fark etmeniz gibi onlar da sizdeki değişimi mutlaka fark edeceklerdir. Ancak bir arada yaşayan insanların aynı evi paylaşıyor olmalarına rağmen meydana gelen bazı değişimleri fark etmeleri daha zor veya daha geç olacaktır. Evimizde büyüyen çiçeğin büyüdüğünü fark edemediğimiz gibi. Okuyucu, bu yazının okumasını bitirdiği zaman, hemen yanı başındaki en yakın akrabasının nasıl bir sosyal atmosferden süzülerek geldiğini anlayacaktır. İnsan çoğu kez, değişimin baş döndürücü hızı karşısında ne olup bittiğinin farkında bile olamamaktadır. Ancak, bazı şeylerin farkına varmamız için onun bizlere gösterilmesi gerekmektedir. Bu yazının da onlardan biri olacaktır. Yaşı gereği, bin dokuz yüz ellili, altmışlı yılları hatırlayan insanlar Türkiye ölçeği gibi ülkelerde sanayileşmenin ilk yıllarına şahit olmuş demektir. Doğup büyüdüğüm Malak Köyüne ilk giren ''Türk Traktör'' marka traktörü hatırlıyorum. Rahmetli babamın altmış yılını, rahmetli dedemin de son on yılını biliyorum. Rahmetli dedem, on beş yaşında zorunlu olarak anayurdundan koparılarak Anadolu'ya gelip yerleşen Koblı sülalesinden Hatram'ın oğlu Hamdi Lhaş'tır. (Topal Hamdi). Dikkat çekmeye çalıştığım konu şudur: Benim yaş grubumun, yani en az yarım yüzyılı devirmiş insanların çoğu Anadolu'da ilk dünyaya gelen Çerkesleri görmüş, biliyor ve onların taşıdığı Milli Çerkes Kültürüne şahit olmuş insanlardır. Bu kuşak, aynı zamanda Türkiye özelinde sanayileşme ve bilgi toplumuna geçiş süreçlerini de yaşamış veya şahit olmuş kuşaktır. Bu açıdan bu çalışmada Çerkesya topraklarından Anadolu topraklarına taşınan kültürün ve Çerkes Aile yapısı, aile bireyleri ve bireyler arasındaki ilişkiler arasındaki değişiminin irdeleniyor olması açısından da oldukça büyük bir öneme sahiptir. Özellikle Kafkasya'dan Anadolu'ya getirmiş oldukları sözünde durma, görgü kurallarına uyma, özgür ve özgün huuk anlayışı, adaletli bir mülkiyet anlayışı, kabul görmüş kurallara uyma, insanla – doğa – eşya üçlüsünü uyum içinde bir arada bulundurabilme, cesaret ve dik duruş… bugün hala medeni alemin ulaşamadığı bu nadide toplumsal değerlerden ne kadarını koruyabilmiş ve ne kadarı niçin ve neden değiştiğinin bilinmesi açısından da son derece önemli bir çalışma olacağı kanısındayım. Haddi zatında bu çalışmanın bu konudan bağımsız yapılması ayrı bir öneme haizdir. Hunharca katledilmiş olan rahmetli Adın O. Erkan, Tarih Boyunca Kafkasya adlı eserinde batılı bazı bilim insanlarından şu derlemeleri yapmış: 'Kuzeybatı Kafkasya halklarından Çerkesler hakkında yazılmış en önemli, kapsamlı ve belgesel eser hiç şüphe yok ki İngiliz James Stanislaus Bell'in 1840 yılında Londra'da "1837, 1838 ve 1839 Yıllarında Çerkesya'da Bir İkametin Günlüğü" adıyla yayınladığı kitaptır. İki ciltlik bu kitap Bell'in özel bir dava sonucu Kafkasya'ya gelişinin anılarıdır. Bell anılarında şöyle yazar: "...Kafkasya'da belli bir kişinin egemenliği yoktur. Tek egemen güç sözdür. Herkes kendini, verdiği sözü tutmakla yükümlü görür. - "... Çerkes milleti, şimdiye kadar tanıdığım, işittiğim ve okuduğum milletlerin hepsinden daha kibar ve naziktir. - "... Çerkeslerde hapishane yoktur. Cezalar mal ile ödetilir. Çerkesya'da toprak mülkiyeti yoktur, yararlanma hakkı vardır. Müller (Alman-Şair): "... Çerkes gerek yaya gerek atlı olsun, daima yenilmez ve eğilmez bir varlık sahibidir, ''- demektedir. Anahtar Sözcükler: Çerkeslerde Yaşam, Xabze, Aile İçi İlişkiler, Uzunyayla ve Çerkesler, Çerkes Sürgünü ?