Yazar "Ağan, Kağan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Evaluation of sleep in women with menopause: results of the Pittsburg Sleep Quality Index and polysomnography(Galenos Yayincilik, 2015) Ağan, Kağan; Özmerdivenli, Recep; Değirmenci, Yıldız; Çağlar, Mete; Başbuğ, Alper; Balbay, Ege Güleç; Sungur, Mehmet AliObjective: To investigate subjective sleep quality among women in the menopausal period and to confirm and diagnose the possible sleep disturbances with polysomnographic (PSG) evaluation objectively. Material and Methods: Sixty-seven women with menopause were enrolled in the study. Sociodemographic characteristics and the features of menopause were recorded. We assessed subjective sleep quality with Pittsburg Sleep Quality Index (PSQI). To confirm sleep disturbances and further diagnose the underlying cause, PSG evaluation was performed to women with PSQI scores of >5 who gave their approval. Results: Mean PSQI score of women with normal PSG evaluation was 12.00 +/- 3.16, while it was 11.00 +/- 2.32 in women with abnormal PSG evaluation (p=0.466); 59.7% (n=40) of women had poor sleep quality. Among these, 11 (64.7%) had abnormal results in the PSG evaluation and were diagnosed with obstructive sleep apnea syndrome (OSAS); 54.5% had mild OSAS, 27.3% had moderate, and 18.2% had severe OSAS. Conclusion: PSQI and PSG evaluations would give a chance to demonstrate sleep problems and shed a light on treatment options according to the underlying causes of sleep disturbances in menopause.Öğe Frequency Of Headache Among Women In The Outpatient Clinics Of Gynecology And Obstetrics(2015) Özmerdivenli, Recep; Değirmenci, Yıldız; Çağlar, Mete; Sungur, Mehmet Ali; Başbuğ, Alper; Ağan, KağanAmaç: Çeşitli nedenlerle jinekoloji ve gebe polikliniklerine başvuran kadınlarda baş ağrısının tipini, sıklığını ve baş ağrısı tipi ile jinekolojik veya obstetric tanı arasındaki muhtemel birlikteliği değerlendirmek. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışma jinekoloji ve gebe polikliniklerine başvuran hastalarda yapılmıştır. Sosyodemografik veriler, jinekolojik ve obstetrik tanı, baş ağrısının varlığı yüzyüze görüşme esnasında yapılandırılmış anket formu ile değerlendirilmiştir. Baş ağrısı olan hastalarda, baş ağrısının özellikleri Uluslararası Başağrısı Hastalıkları Sınıflandırması Beta Sürüm-3 kriterlerine gore değerlendirilmiş ve migren, gerilim veya diğer başağrısı tiplerinin klinik tanısı bu kriterlere göre konmuştur. Bulgular: Çalışmaya kayıtlı 205 hastanın 170inde baş ağrısı vardı. Baş ağrısı olan hastaların %60ında migren, %31.2inde gerilim tipi başağrısı, %8.8inde ise diğer baş ağrısı tipleri vardı. Baş ağrısı tipleri ile jinekolojik ve/veya obstetric hastalıklar arasında istatistiki olarak anlamlı bir birliktelik yoktu. Ancak migrenli hastalarda, gebelik, pelvik ağrı ve anormal uterin kanama en sık rastlanan obstetrik ve jinekolojik tanıydı. Gerilim tipi baş ağrısı en sık anormal uterin kanaması olan hastalarda bulunmuştur fakat istatistiki olarak anlamlı değildir (p0.05). Sonuç: Baş ağrısı jinekolojik ve/veya obstetrik hastalıklarla birlikte bulunan yaygın bir problemdir. Çünkü baş ağrısı şikayeti olan hastaların çoğu tanı ve tedavi almamıştır. Baş ağrısı olan hastaların sorgulanması, özellikle potansiyel tehlikelere neden olabilecek gebe ve postpartum hastalarda, sekonder baş ağrısı ile ayırım yapılmasında önemlidir.Öğe Menopoz hastalarında uyku kalitesi(Düzce Üniversitesi, 2015) Ağan, Kağan; Özmerdivenli, RecepMenopoz, kadınlarda üremenin sona erdiği dönemdir. Yumurtalıkların cerrahi operasyonlarla karşılıklı olarak çıkartılması durumuna cerrahi menopoz olarak adlandırılır. Doğal menopoz ise kadınlarda ortalama 45-55 yaş dönemleridir. Yumurtalıkların yaşlanmayla birlikte işlevsizleşmesi sonucu kadınlarda artık yumurta oluşumu gözükmez ve üreme dönemi sonlanır. Menopoz başlangıcıyla birlikte kadınlarda pek çok hormon seviyelerinde düşüşler görülmeye başlar. Bu durum vazomotor semptomlara sebep olurken uyku kalitesini olumsuz yönde etkiler. Bu çalışmada; menopoza girmiş bayanlarda yaşanan uyku problemlerinin önce öznel daha sonra nesnel olarak izlenmesiyle birlikte ortaya konulması ve uyku kalitesi üzerine olan etkilerinin daha iyi anlaşılması, elde edilecek bilgilerle de literatüre, gelecek çalışmalar için ön bilgi sunulması amaçlandı. Araştırmaya Kadın Hastalığı ve Doğum polikliniğinde menapoz tanısı konmuş ve bilgilendirilmiş onam formu alınmış hastalar dahil edildi. Tüm katılımcıların sosyodemografik özellikleri ve menapozal dönemlerine ilişkin veriler kaydedildikten sonra, yüz yüze görüşme yöntemiyle Pittsburg Uyku Kalite İndeksi anketi (PUKÖ) uygulandı, subjektif uyku kalitesi değerlendirmesi yapıldı. Anket formlarının skorlanmasını takiben PUKÖ skorları uyku kalitesinde bozulmaya işaret eden hastalar çağırılarak, uyku laboratuvarımızda non-invaziv bir teknik olan polisomnografi (PSG) tetkikine alındı. Uyku kalitesi bozukluğunun objektif olarak incelendi. Sürekli değişkenler bakımından grupların karşılaştırılmasında verilerin dağılım şekline bağlı olarak Independent Samples t test veya Mann-Whitney U test kullanıldı. Kategorik verilerin analizinde Chi-Square veya Fisher's Exact testlerinden yararlanıldı. Çalışmamızda PUKÖ sonuçları anlamlı çıkan hastaların 17 tanesine PSG uygulandı ve bu hastalardan 11 tanesine OUAS tanısı konuldu. Ayrıca hastaların Non-Rem 1 evrelerinin sürelerinin uzadığı ve REM döneminin kısaldığı görüldü. Hastaların REM latans değerlerinin arttığı, uyku etkinliklerinin düştüğü sonuçlarına ulaşıldı. Sigara içen ve içmeyen hastalar arasında PUKÖ sonuçları bakımından yapılan karşılaştırmada, yüksek PUKÖ sonuçları ve sigara içmek arasında anlamlılık bulundu. Sigara içen hastaların uyku düzenlerinden daha fazla şikâyetçi oldukları görüldü. Sonuç olarak; çalışmamızdan elde edilen veriler doğrultusunda yapılacak olan ileri çalışmalarla, uyku kalitesini düzeltmeye yönelik çalışmaların olumlu sonuçlarının literatüre katılmasıyla, hastaları fizyolojik ve mental olarak dinlendirici etkin bir uyku sürecine kavuşturacağını, bunun sonucu olarak da yaşam kalitelerini yükselteceğini söyleyebiliriz.Öğe Protective effect of propolis on myocardial ischemia/reperfusion injury in males and ovariectomized females but not in intact females(Wiley, 2022) Kaya, Salih Tunç; Ağan, Kağan; Fulden-Ağan, Aydan; Agyar-Yoldaş, Pınar; Özarslan, Talat Oğulcan; Kekeçoğlu, Meral; Kaya, AdnanThe aim of this study is to investigate the effect of propolis, which may have estrogenic effects, on myocardial ischemia/reperfusion (mI/R) injury not only in male rats but also in intact and ovariectomized (ovx) female rats. Six groups were formed: untreated males (n = 8), treated males (n = 9), untreated intact females (n = 9), treated intact females (n = 10), untreated ovx females (n = 10), and treated ovx females (n = 8). An alcoholic extract of a single dose of propolis (200 mg/kg) was administered orally daily for 14 days. Thirty minutes of ischemia and 120 min of reperfusion were performed. Blood pressure, heart rate, arrhythmias (ventricular premature contraction [VPC], ventricular tachycardia [VT], ventricular fibrillation [VF]), and myocardial infarct size were evaluated. Total antioxidant status (TAS), total oxidant status (TOS), superoxide dismutase (SOD), catalase (CAT), glutathione peroxidase (GPx), and 17 beta-estradiol (E2) were measured. The untreated females showed more resistance to mI/R injury than the untreated males, as evidenced by lower duration, incidence, and score of arrhythmias, and smaller infarct size (p < .05). After ovx, this resistance disappeared. Propolis improved these values in treated males and treated ovx females (p < .05). Propolis increased TAS in treated males and decreased TOS in treated ovx females as well as elevated SOD in all treated groups (p < .05). Propolis decreased E2 level in treated intact females; however, it increased E2 level in treated ovx females (p < .05). The results revealed that propolis could protect the heart against mI/R injury in males and ovx females. Practical applications It is known that the female heart has an increased sensitivity to myocardial ischemia/reperfusion (mI/R) injury due to estrogen deficiency and/or estrogen deprivation following menopause or surgical removal of the ovaries. Propolis has the potential to mimic estrogen under physiological and pathophysiological conditions, as well as its antioxidant property. The results indicated that propolis decreased myocardial infarct size, arrhythmia score, arrhythmia duration, and incidence in ovariectomized female rats and male rats. In addition, the present results demonstrated that an alcoholic extract of propolis as a natural product can effectively maintain the resistance of female heart to mI/R injury after estrogen deficiency.Öğe Sigara dumanına maruz bırakılmış farelerde epigallokateşin gallat (EGCG) uygulamasının karaciğer toksisitesi ve kotinin düzeyine etkisi(Düzce Üniversitesi, 2019) Ağan, Kağan; Demir, ŞerifTüm dünyada tütün ve türevlerinin kullanımı oldukça yaygındır. Sigara dumanının içinde bulunan oksidan maddeler vücuda girdiğinde oksidatif stresi arttırmaktadır. Yeşil çay (Camellia sinensis) içinde antioksidan özelliğe en yüksek olan ve bol bulunan epigallokateşin gallat'dır (EGCG). Çalışmamızın amacı sigara dumanına maruziyet sonucu artan oksidatif stresin ve karaciğerde oluşturdukları hasarın, antioksidan özelliğe sahip EGCG'nin, akut ve kronik olarak uygulandığı in vivo deney tasarımında etkilerinin incelenmesidir. Çalışmamızda 84 adet CD1 erkek fare kullanılmıştır. Fareler, uygulama süresi 1 gün olan akut ve 21 gün olan kronik olmak üzere 2 ana gruba, toplamda 12 alt gruba ayrılmıştır. Alt gruplar kontrol (ortam havasına maruz kalan) , 2.kontrol (sigara dumanına maruz kalan) , sadece 25 mg/kg ve 50 mg/kg EGCG ve aynı dozlarda EGCG ve sigara uygulanan gruplar olarak ayrılmıştır. Sigara dumanı, duman odası oluşturularak inhalasyon yoluyla, EGCG uygulamaları ise fareler duman odasına girmeden 30 dakika önce günde 1 kere intraperitonal olarak uygulanmıştır. Uygulamalar bittikten sonra ketamin/ksilazin anestezisi altında eksanguinasyon yoluyla fareler öldürülmüştür. Alınan kan örnekleri serumlarından karaciğer hasarı, sigara dumanı maruziyeti ve oksidatif stres düzeyleri ELISA yöntemiyle ölçülmüştür. Yapılan değerlendirmeler sonucunda EGCG uygulamasının sigara dumanı uygulanan gruplarda GPx ve SOD antioksidan enzimleri düzeylerini anlamlı olarak yükselttiği bulunmuş ve karaciğer üzerinde olumsuz etkisinin olduğuna rastlanılmamıştır. Sonuç olarak, EGCG uygulamasının antioksidan sistem üzerinde olumlu etkilerinin ve sigara dumanına maruz kalan bireylerin oksidatif stresten etkilenmesinden korunmasında başarılı olabileceği ve bu konuda daha uzun süreli deneylerin ve daha yüksek dozların denenmesinin olumlu etkilerin pekiştirilmesinde önemli rol oynayacağı düşünülmektedir.