Yazar "Şenoğlu, Gizem Demir" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Prostatik Üretrada Dev Taş(2017) Şenoğlu, Yusuf; Tekin, Ali; Şenoğlu, Gizem DemirGiriş: Prostatik üretrada, dev taşlar oldukça nadir görülmektedir. Obstrüktif yakınmaları ve kabızlık şikayeti olandev prostatik üretra taşı olgusunu literatür bilgileriyle değerlendirdik.Olgu: 57 yaşında hasta yaklaşık 2 yıldır olan dizüri, şiddetli obstrüktif semptomlar ve kabızlık nedeniyle başvurdu.Bilgisayarlı tomografide prostatik üretrayı tamamen dolduran 46mm çapında taş saptandı. Transvezikalprostatolitotomilitotripsi eşliğinde uygulandı. Bir ay sonra tüm yakınmaların sonlandığı görüldü. Yapılanincelemede taş, kalsiyum oksalat taşı olarak raporlandı.Sonuç: Büyük boyutta üretral taşların tedavisi ile ilgili literatür bilgisi oldukça azdır. Bu vaka sunumunda büyükprostatik üretral taşların tanı ve tedavisi açısından üroloji camiasına ışık tutmaya çalıştık.Öğe Sepsis hastalarında sıvı mönitörizasyonu yöntemlerinin karşılaştırılması(Düzce Üniversitesi, 2018) Şenoğlu, Gizem Demir; Sezen, GülbinAmaç: Yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) sepsis tanılı hastalarda sıvı resüsitasyonuna yanıtın değerlendirilmesi için kullanılan santral venöz basınç (SVB), arteryel basınç dalga değişimi (PPV), inferior vena kava (İVK) indeks ölçümü gibi yöntemlerin etkinliğini, birbiriyle olan korelasyonunu ve kullanılabilirliğini saptamak. Gereç ve Yöntem: YBÜ'de sepsis tanılı mekanik ventilatörle solunumu sağlanan 18 yaş üzeri 36 hasta prospektif olarak değerlendirildi. Sıvı replasmanı öncesi SVB, İVK çapı ( ekspiryum ve inspiryumda), PPV değerleri ölçüldü. Sıvı replasmanı olarak her hastaya 500ml %0,9 NaCl izotonik solüsyon 30 dakika içerisinde intravenöz infüzyon şeklinde verildi ve takibinde 1, 5, 10, 15 ve 30. dakikalarda aralıklı olarak hemodinamik değişiklikler değerlendirilerek kaydedildi. Ultrasonografi ile 2-6 mHz curvlineer prob kullanılarak subksifoid pencereden inspiryum ve ekspiryumdaki inferior vena kava çapları belirlendikten sonra İVK indeksleri hesaplandı. PPV ölçümü arter kanülasyonu ile monitör tarafından gerçekleştirildi. Monitör yardımıyla kalp hızı, sistolik ve diyastolik kan basıncı ve SVB ölçümleri de kayıt altına alınmıştır. İstatistiksel olarak tüm bu ölçümlerin etkinliği ve birbiriyle olan korelasyonu değerlendirildi. Bulgular: Kısa süreli 500 ml sıvı resüsitasyonu sonrasında sistolik ve diyastolik kan basıncı, PPV, İVK distensibilite indeksi (İVKdi) ve SVB ölçümlerinde anlamlı farklılık oluştuğu gözlenmiştir. Ancak İVK indeksleri ve diğer ölçümler arasında korelasyon bulunamamıştır. En fazla değişimler tedavinin 10. ve 15. dakikalarında gerçekleşmekte olup bu dönemde özellikle SVB, PPV, diyastolik kan basıncı ve İVKdi' de belirgin değişiklik gözlenmiştir. Sonuç: Sıvı resüsitasyonuna yanıtı değerlendirmede sistolik ve diyastolik kan basıncı, PPV, İVKdi ve SVB ölçümleri istatistiksel anlamlı bulunmuştur. Günümüzde yapılan çalışmalara bakıldığında PPV ve İVK indeksi gibi dinamik ölçümlerin daha üstün olduğu gösterilmektedir. Literatür ışığında günümüzde ultrasonografinin yaygınlaşması, non-invaziv ve dinamik bir gösterge olması nedeniyle İVK ölçümlerinin daha tercih edilebilir olacağını düşünmekteyiz.