Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Öztürk, C. Elif" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Beslenmenin Depresyon ve Anksiyete Üzerinde Olumlu ya da Olumsuz Etkisinin Araştırılması: Üniversite Öğrencilerinde Bir Anket Çalışması
    (2020) Eminoğlu, Gözde; Günel, Mehmet Göktuğ; Akçakoca, Muhammed Yasin; Cangür, Şengül; Öztürk, C. Elif
    Amaç: Anksiyete ve depresyonun etiyolojisinde birden fazla etkenin var olduğu bilinse de bu etkenlerin ne olduğuhenüz tam olarak netleşmemiştir. Bu konuda birçok çalışma vardır. Son zamanlarda yapılan araştırmalarda barsakmikrobiyotası ile anksiyete ve depresyon arasında bir bağlantı olabileceği görüşü ortaya atılmıştır. Barsakmikrobiyotası, yaşam tarzı, tüketilen yiyecekler, kullanılan ilaçlar gibi birçok faktörden etkilenmektedir. Bu çalışmadamikrobiyota üzerinde etkili olan bu faktörlerden bazıları ile öğrencilerinin anksiyete ve depresyon durumları arasındabir ilişki olup olmadığının araştırılması amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntemler: Çalışmamızda Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Sağlık Bilimleri Fakültesinde eğitimgörmekte olan gönüllü 349 öğrenciye, cinsiyet, vücut kitle indeksi, egzersiz faaliyetleri, son 2 yıldır antibiyotikkullanımı, beslenme alışkanlıkları, Beck Anksiyete ve Depresyon Ölçeklerini içeren bir anket uygulanmıştır. Verilertürlerine göre uygun tanımlayıcı istatistiksel yöntemlerle değerlendirilmiştir.Bulgular: Veriler incelendiğinde cinsiyet, vücut kitle indeksi, karbonhidrat ve fast-food tüketme sıklık düzeyi, doğumşekli ile depresyon ya da anksiyete veya her ikisiyle aralarında olumlu ilişkiler olduğu görülmüştür. Düzenli egzersizyapma, probiyotik-prebiyotik tüketme sıklık düzeyi, anne sütü alımı, anne sütü alım süresi ve güneşlenme durumunagöre yapılan değerlendirmede anlamlı sonuçlar bulunmamıştır. Son 2 yıldır antibiyotik kullanma durumuna göreyapılan değerlendirmede kişinin antibiyotiği kullanma sebebine göre değişen veriler elde edilmiştir. Probiyotikprebiyotik besin tüketen kişiler ile tiroid hormon düzeyinin normalliği arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır.Sonuç: Bu çalışma sonunda sıklıkla glisemik indeksi yüksek olan gıdalarla beslenmenin anksiyete ve/veya depresyonüzerinde olumsuz etkisinin olduğu sonucuna varılmıştır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Bir Üniversite Hastanesindeki Oksijen Tedavisi Nemlendiricilerinin Mikrobiyolojik Açıdan İncelenmesi
    (2019) Akar, Nida; Arbak, Peri Meram; Öztürk, C. Elif; Kılınçel, Özge; Çalışkan, Emel; Şahin, İdris; Öksüz, Şükrü
    Amaç: Hastane enfeksiyonları tıp dünyasının çözüm bulmaya çalıştığı öncelikli sorunlar arasında yeralmaya devam etmektedir. Yatan hastalarda nozokomiyal pnömoniye sebep olabilecek kaynaklardanbiri de oksijen tedavisi sırasında kullanılan nemlendirme cihazlarıdır. Bu çalışmada Düzce Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin çeşitli servislerinde bulunan oksijen tedavisi nemlendiricilerinimikrobiyolojik açıdan incelemek amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntemler: 16.9.2016—20.3.2017 döneminde toplam 102 adet oksijen tedavisi nemlendiricisinden steril kaplara su örnekleri alınarak %5 koyun kanlı agar, eosin methylene blue agar, Sabourauddextrose agar ve Löwenstein–Jensen besiyerine ekim yapıldı. Üreyen koloniler konvansiyonel ve otomatize yöntemler kullanılarak tanımlandı.Bulgular: Yüz iki örneğin 69’unda (%68) toplam 98 adet mikroorganizma üremiştir. Bu organizmaların75’i (%77) bakteri, 23’ü (%23) mantar idi. Bakterilerin 56’sı (%75) nonfermentatif Gram-negatif bakteri(Chryseobacterium indologenes, Pseudomonas aeruginosa, Acinetobacter lwoffii, Acinetobacter baumannii, Acinetobacter ursingii, Acinetobacter haemolyticus, Sphingomonas paucimobilis, Stenotrophomonas maltophilia, Delftia acidovorans, Brevundimonas diminuta); 13’ü (%18) Corynebacterium spp.;2’si (%3) Rhizobium radiobacter; 1’i (%1) Bacillus spp.; 1’i (%1) Neisseria spp.; 1’i (%1) Staphylococcusepidermidis; 1’i ise (%1) Mycobacterium gordonae idi. Mantarların ise 21’i (%91) küf mantarı (Fusariumspp., Aspergillus spp., Penicillium spp., Exophiala spp., Cladosporium spp., Acremonium spp., Cladophialophora spp., Alternaria spp.); 2’si (%9) maya mantarı (Candida krusei, Candida albicans) idi.Tartışma ve Sonuç: Servislerde bulunan oksijen tedavisi nemlendiricilerinin kullanımı ve dezenfeksiyonuile ilgili kurallara yeterince uyulmadığı görülmüştür. Sağlık çalışanlarının bu kurallara riayet konusundaeğitilmesi ve denetlenmesi gerektiği düşünülmüştür.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    A Case of Tracheobronchitis Caused by Chryseobacterium indologenes in an Immunosuppressed Patient
    (2016) Çalışkan, Emel; Kılıç, Nida; Alaşan, Fatih; Kılınçel, Özge; Şahin, İdris; Öztürk, C. Elif; Öksüz, Şükrü
    Chryseobacterium indologenes, önceki adıyla Flavobacterium indologenes, toprak, su, bitki ve yiyeceklerde doğal olarak bulunan, hastane ortamında ise su sistemleri ve ıslak yüzeylerde saptanabilen bir bakteridir. İnsan florasında yer almayan bakteri, enfeksiyon etkeni olarak nadiren izole edilmekle birlikte, son yıllarda Chryseobacterium indologenes kaynaklı enfeksiyonların sıklığında artış görülmektedir. Bu raporda, karaciğer transplantasyonundan ardından immünosüpresif tedavi gören bir hastada gelişen Chryseobacterium indologenes kaynaklı trakeobronşitin sunulması amaçlanmıştır
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    COVID-19 Olası/Kesin Tanılı Hastalarda Serbest Radikal Ve Antioksidan Enzim Düzeylerinin Değerlendirilmesi
    (2023) Davran, Fatih; Hacıoğlu, Ceyhan; Alpay, Merve; Yıldız Gülhan, Pınar; Öztürk, C. Elif; Ince, Nevin; Unlu, Elif Nisa
    Amaç: Koronavirüs hastalığı 2019 (COVID-19), küresel halk sağlığını tehdit eden ve bir pandemiye yol açan karmaşık bir hastalık olmasına rağmen, hastalığın patogenezinde yer alan pro-oksidan/oksidan dengesizliğinin katkıları yeterince araştırılmamıştır. Bu nedenle, bu çalışmanın amacı, COVID-19 hastalarında sigara kullanımının oksidatif stres ve antioksidan savunma sistemi biyobelirteçleri üzerindeki etkilerini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya katılan kişiler 4 gruba ayrıldı: (Kontrol grubu) COVID-19 tanısı olmayan ve sigara kullanmayan 45 sağlıklı birey, (Grup 2) COVID-19 tanısı olmayan ve sigara kullanan 45 birey, (Grup 3) COVID-19 tanılı ve sigara kullanmayan 45 hasta, (Grup 4) COVID-19 tanılı ve sigara kullanan 45 hasta. Katılımcıların serumlarındaki D-dimer, nitrik oksit (NO), glutatyon redüktaz (GR), süperoksit dismutaz (SOD), katalaz (CAT), malondialdehid (MDA), total antioksidan seviyeleri (TAS) ve total oksidan seviyeleri (TOS) seviyelerini ticari kitler kullanarak ELİSA yöntemine göre analiz edildi. Bulgular: COVID-19 tanısı alan kişilerdeki D-dimer seviyelerinde anlamlı bir artış söz konusudur (p
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    İnfluenza Enfeksiyonu Saptanan Çocukların Değerlendirilmesi
    (2019) Temizkan, Ramazan Cahit; Öztürk, C. Elif; Büyük, Nursel; Çalışkan, Emel; Kılınçel, Özge; Kılıçaslan, Önder; Kocabay, Kenan
    Amaç: Bu çalışmada, çocuk acil polikliniğimize solunum yolu şikayetleriyle başvuran hastalarda influenza virüs sıklığının araştırılması, ayrıca influenza-pozitif ve -negatif bulunançocukların fizik muayene ve laboratuvar bulgularının karşılaştırılması amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya 26 Ocak 2017—28 Şubat 2017 döneminde solunum yoluşikayetleriyle başvuran 114 çocuk dahil edildi. Alınan nazofarenks örneklerinde mevsimselİnfluenza A (H1N1), İnfluenza B ve pandemik İnfluenza A (H1N1) varlığı real-time polimerazzincir reaksiyonu yöntemiyle araştırıldı. İnfluenza-pozitif ve -negatif çocukların fizik muayene bulgularının ve hemogram, formül lökosit ve CRP değerlerinin istatistiksel karşılaştırmasıMann–Whitney U testi ve korelasyon analizi ile gerçekleştirildi.Bulgular: Çocukların 59’unda (%51,7) mevsimsel İnfluenza A (H1N1) saptanırken hiçbirindeİnfluenza B veya pandemik İnfluenza A (H1N1) tespit edilmedi. Solunum yolu şikayetleri olançocuklarda yüksek ateşin influenza enfeksiyonunun önemli bir bulgusu olduğu görüldü.İnfluenza-pozitif çocuklarda genel olarak monosit ve nötrofil oranları daha yüksek, lenfositoranı daha düşük bulundu. İnfluenza-pozitif çocuklardan ateşi yüksek olanlar incelendiğindeise nötrofil oranının düşük ve lenfosit oranının yüksek olduğu görüldü.Tartışma ve Sonuç: Ateş ve solunum yolu şikayetleriyle başvuran hasta sayısının arttığıdönemlerde influenza enfeksiyonu olası bir neden olarak göz önünde bulundurulmalıdır.Nazofarenks örneklerinde influenza virüsü tespiti gereksiz antibiyotik kullanımını önleyecektir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Investigation of the Effect of Leaky Gut on COVID-19 Clinic
    (2022) İnce, Nevin; Kayabaşı, Eda; Demir, Mehmet Cihat; Cangür, Şengül; Keskin, Banu Hümeyra; Öztürk, C. Elif; Kaya, Sare
    Aim: In the course of the COVID-19 pandemic, in millions of cases were observed those of some patients do not exhibit any symptoms whereas some others are hospitalized with having fatal outcomes. One of the most significant findings is that patients with existing comorbidities are extremely exposed to severe clinical conditions developed due to excessive inflammatory response. That is to say, the indicative cause of chronic inflammation may be bacterial translocation derived from the impaired intestinal mucosal barriers. This study is aimed to investigate the probable relations between the impaired intestinal barrier integrity and which would be associated with severity of COVID-19 clinical conditions. Material and Methods: According to the clinical and laboratory findings, the patients were classified into three groups as mild, moderate, and severe clinical conditions. All patients’ blood samples were collected on the first admission to the hospital. Serum concentrations of lipopolysaccharide-binding protein (LBP), were analyzed to evaluate the intestinal barrier function and bacterial translocation. Results: The proportions of those with high LBP levels among all the groups were significantly different (p<0.001). The proportion of the patients with high LBP levels in the mild patient group (65.4%) was significantly lower than those with moderate (100%) and with severe clinical conditions (95.2%) (p<0.05 for each). Conclusion: In recent years, it has been clearly demonstrated that the functions of the intestines are much more than the digestive function, and that the intestinal microbiota and mucosal barrier integrity have a great impact on the immune system. These results would indicate that the impaired intestinal barrier integrity and bacterial translocation might be effective in severe COVID-19 development.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Metisiline Dirençli Stafilokoklarda Azalmış Vankomisin Duyarlılığının Araştırılması
    (2020) Avcıoğlu, Fatma; Öztürk, C. Elif; Şahin, İdris; Öksüz, Şükrü; Kızılırmak, Arif; Akar, Nida
    Amaç: Son yıllarda metisilin dirençli stafilokoklarda glikopeptid grubu antibiyotiklere karşı azalmış duyarlılıktan sözedilmektedir. Hastanemiz mikrobiyoloji laboratuvarına gönderilen çeşitli klinik örneklerde vankomisine dirençli (VRS),azalmış duyarlı (VIS) ve heterojen dirençli (hVIS) stafilokok suşlarını araştırmayı amaçladık.Gereç ve Yöntemler: Toplam 341 stafilokok suşu incelemeye alındı. S. aureus izolatlarında metisilin direncinisaptamada, oksasilin agar tarama testi kullanıldı. Koagülaz negatif stafilokok izolatlarında metisilin direncininsaptanmasında oksasilin disk difüzyon testine göre duyarlılığı ve özgüllüğü daha yüksek olan sefoksitin disk difüzyon(30 µg) yöntemi kullanıldı. Metisiline karşı dirençli bulunan stafilokoklarda vankomisin direncini saptamada;vankomisin agar tarama, standart E-test, Makro E-test ve popülasyon analiz profili yöntemleri kullanıldı.Bulgular: S. aureus izolatlarının 115’i (%54,2) metisilin dirençli S. aureus (MRSA), koagülaz negatif stafilokokizolatlarının 66’sı (%51,2) metisilin dirençli koagülaz negatif stafilokok (MRKNS) olarak bulundu. 181 metisilindirençli stafilokok suşunun vankomisin agar tarama yöntemine göre ilk 24 saatte sadece ikisinde kuşkulu vankomisineduyarlılığı azalmış stafilokok suşu (VIS) üremesi saptandı. Üreme saptanan suşların her ikisi de S. aureus idi. Metisilindirençli S. aureus suşları standart E Test ve Makro E Test incelemelerinde vankomisine duyarlı olarak bulundu. PAPyöntemi ile hiçbir suşta vankomisin direnci saptanmadı.Sonuç: Çalışmamıza göre laboratuvarımızda izole edilen metisilin dirençli stafilokoklarda vankomisine karşı direnç(VRS), azalmış duyarlılık (VIS) ve heterojen direnç (hVIS) saptanmamıştır. Bu seçkin antibiyotiğin özenlikullanılmasının, gerek tedavi öncesi, gerekse tedavi sırasında hastaların mikrobiyolojik yönden yakın izleminin önemlive gerekli olduğu düşünüldü.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Prevalence of Helicobacter pylori in symptomatic patients and detection of clarithromycin resistance using melting curve analysis
    (Elsevier Science Inc, 2007) Kaya, Ayşe Demet; Öztürk, C. Elif; Akcan, Yusuf; Behçet, Mustafa; Karakoç, A. Esra; Yücel, Mihriban; Tuncer, Serdar
    Background: Clarithromycin is often a component of combination therapies for Helicobacter pylori eradication; however, increases in resistance rates have decreased the success of the treatment. Objective: This study was designed to determine the prevalence of H pylori infection in symptomatic patients and to detect clarithromycin resistance rates using melting curve analysis. Methods: Patients scheduled for upper endoscopy at the Endoscopy Unit of the Department of Gastroenterology, Duzce University, Medical Faculty Hospital, Konuralp/Duzce, Turkey, were assessed for enrollment in the study. Two pairs of gastric biopsy specimens (antrum and corpus) were obtained from each study patient. Histopathologic examination, rapid urease test, culture, and polymerase chain reaction (PCR) of the specimens were used to identify H pylori infection. Clarithromycin resistance was detected using melting curve analysis. Results: Seventy-five patients (41 women, 34 men; mean [SD] age, 42.6 [14.5] years [range, 17-70 years]) were included in the study. Using histopathology and rapid urease test, H pylori was detected in 40 (53.3%) of the 75 specimens. H pylori was detected using PCR in 40 (53.3%) specimens and by culture in 10 (13.3%) specimens. The specificity and sensitivity of PCR and culture were interpreted by comparing them with the results of histopathologic examination and urease tests. The specificity and sensitivity of PCR were 68.6% and 72.5%, respectively, and the specificity and sensitivity of culture were 97.1% and 22.5%, respectively. Of the 40 isolates, 21 (52.5%) were susceptible to clarithromycin, 12 (30.0%) were resistant, and a mixed susceptibility pattern was detected in 7 (17.5%) specimens. H pylori isolates from 19 (79.2%) of the 24 patients who had formerly used clarithromycin showed clarithromycin resistance. Conclusions: The prevalence of H pylori infection was 53.3% for the symptomatic patients in this study, and 47.5% of the isolates showed clarithromycin resistance using melting curve analysis. The PCR-based system used in this study was accurate for the detection of H pylori infection as well as clarithromycin susceptibility testing directly in biopsy specimens.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    The Role of Meteorological Parameters in COVID-19 Infection
    (2020) Gülhan, Nevin, Pınar Yıldız; Balbay, Eda Güleç; Öztürk, C. Elif; Önmez, Attila
    Objective: The SARS-CoV-2 infection outbreak was given the name CoronavirusDisease 2019 (COVID-19) by the World Health Organization. Meteorologicalparameters are one of the most important factors affecting infectious diseases. Theaim of this study is to analyze the correlation between meteorological parameters andthe COVID-19 pandemic.Methods: One hundred ninety-seven COVID-19 patients diagnosed and treated in theTurkish province of Duzce between 29.03.2020 and 04.05.2020 were included in thisstudy.Results: We found the relationship between air quality parameters and COVID-19case numbers revealed significant negative correlation between positive patientnumber and air temperature, relative humidity, and NO2, and significant positivecorrelation with air pressure, but no correlation with PM10, PM2.5, SO2, NO, or CO.Conclusions: Our findings are important as a preliminary study, since interactionsbetween air pollutants and meteorological factors may be involved in the transmissionand pathogenesis of COVID-19, and large-scale studies should now be designed for abetter understanding of these interactions.

| Düzce Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Düzce Üniversitesi, Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Düzce, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim