Yazar "Özcan, Yunus" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Atypically Located Basal Cell Carcinoma: Three Case Reports(2020) Karagün, Ebru; Gamsızkan, Mehmet; Eyup, Yavuz; Bahcivan, Atike; Özcan, Yunus; Buyucek, SeymaBasal cell carcinoma (BCC) is the most common malignant tumor in humans. It can be seen anywhere in the skin,although more than 80% occurs in areas exposed to the sun, such as the head and neck. Chronic exposure to sunlight is thought to bethe main etiological factor. Although the risk of metastasis in BCC is very low, the tumor may be locally aggressive and cause tissuedestruction. We present three cases of BCC in atypical locations, the waist region, the lateral femoral region, and the perinealregion. No predisposing factor in terms of etiology of BCC was encountered in these patients’ histories. We are presenting ourcases, together with a discussion of the current literature, to emphasize that BCC should be considered even in atypically locatedlesions.Öğe Dermatopathological Correlation of Clinically Challenging Cutaneous Lesions: a Single Center Experience of 2184 Cases(Mattioli 1885, 2022) Özcan, Yunus; Özlü, Emin; Karagün, Ebru; Uyar, Belkız; Gamsızkan, MehmetIntroduction: Although a trained eye can easily identify typical skin lesions, histopathological exam-ABSTRACT ination and clinicopathological correlation are critical in challenging cases. Objectives: The primary objective is to organize the final diagnoses reached following clinicopathological consensus in clinically challenging cutaneous lesions, identifying the most common diagnostic scenarios encountered by dermatopathologists and discussing their diverse differentials submitted by clinicians. The secondary objective is to investigate how the case profile and clinician decision-making processes evolved during the COVID-19 pandemic. Methods: Skin and mucosa samples collected by the dermatology department between 2016 and 2020 were classified based on pathology reports. For frequent diagnoses, preliminary diagnoses stated by clinicians on pathology requisition forms were reviewed. The years preceding and following the first nationally reported COVID-19 case were compared to investigate the pandemic’s impact on the distribution of dermatology and dermatopathology cases. Results: One thousand nine hundred and eighty-nine reports were classified into 4 major categories: inflammatory (49.8%), neoplastic (30.1%), other diseases (7.1%), and non-diagnostic (12.8%). We further classified inflammatory diseases based on major tissue reaction patterns and neoplasms based on cell origin. We analyzed the leading diagnoses in each category, discussed their differential diagnoses, and provided clinicians with clues to reduce errors in practice. Following the pandemic, the overall number of pathology reports and patient admissions dropped dramatically, with significant changes in case profiles. Conclusions: We presented and discussed the frequently encountered confounding cases to sketch the diagnostic landscape. In the authors’ experience, clinicopathological correlation can increase the rate of reaching the diagnosis by up to 75.3%. © 2022 Ozcan et al.Öğe Erken Evre Lyme Hastalığı Tanısı Konulan İki Olgu Sunumu(2019) Karagün, Ebru; Özcan, YunusLyme hastalığı, ixodes türü keneler tarafından taşınan bir spiroket olan Borrelia burgdorferi’ninneden olduğu multisistemik enfeksiyöz bir hastalıktır. Yaz aylarında sık görülmektedir. Kırsalve ormanlık alanlarda yaşayanlarda risk daha fazladır. Klinik bulgular enfeksiyonun seyriboyunca evrelere göre değişmektedir. Lyme hastalığının erken tanısı deri bulgularının tanınmasınabağlıdır ki tüm hastaların yaklaşık %60-80’i deri bulguları göstermektedir. Başlıca kutanöz işaretide eritema migranstır. Serolojik testler klinik tanının desteklenmesi için kullanılabilmektedir.Erken dönemde teşhis edilebilirse tamamıyla tedavi edilebilen bir hastalıktır, tedavi edilmemiş hastalardakronik artrit ve ciddi nörolojik bulgular ortaya çıkabilmektedir. Tedavide ilk seçenek, doksisiklinve amoksisilindir. Bu çalışmada, eritema migrans tanısı konularak serolojik olarakdoğrulanmış iki erken lokalize Lyme olgumuz, Batı Karadeniz Bölgesi’nin endemik olduğunu belirtmekve sık görülmeyen hastalığı tekrar hatırlatmak amacıyla sunulmuştur.Öğe Koronavirüs hastalığı-2019 mRNA aşısı sonrası gelişen atipik prezentasyonlu lineer immünoglobulin A dermatozu(2022) Eris, Elif; Özcan, Yunus; Uyar, Belkız; Gamsızkan, MehmetLineer immünoglobulin A büllöz dermatoz (LABD) çocuklarda ve erişkinlerde görülebilen nadir bir subepidermal vezikülobüllöz hastalıktır. Çoğu olgu idiyopatik olmakla birlikte; ilaçlar, enfeksiyonlar ve malignitelerin de LABD’yi indüklediği bildirilmiştir. Bu olgu sunumda, koronavirüs hastalığı-2019 mRNA aşısı ile bağışıklandıktan kısa bir süre sonra LABD gelişen 43 yaşında bir kadın hastayı sunuyoruz.Öğe Kronik fasiyal dermatozların (akne vulgaris, rozase ve seboreik dermatit) psikososyal sonuçlarının karşılaştırılması(Düzce Üniversitesi, 2021) Özcan, Yunus; Özlü, EminGiriş ve Amaç: Kronik fasiyal dermatozlar (akne, rozase, seboreik dermatit) nedeniyle oluşan psikososyal stres, altta yatan patolojik sürece katkıda bulunur. Hastayı her ikisi için de değerlendirmek en uygun yaklaşımdır. Bu çalışmanın amacı akne, rozase ve seboreik dermatitli hastalardaki psikososyal etkilenmeyi değerlendirmektir. Materyal ve Metod: Akne, rozase, seboreik dermatit tanılı hastalar ve kontrol grubu; Dermatoloji Yaşam Kalitesi İndeksi (DYKİ), Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği (HADÖ) ve Sosyal Görünüş Kaygısı Ölçeği (SGKÖ) ile değerlendirildi. Kronik fasiyal dermatozlu hastalar kontrol grubuyla ve ayrıca tüm gruplar kendi içerisinde ikili olarak karşılaştırıldı. Hastalık şiddeti, süresi, eğitim düzeyi ile psikososyal etkilenme arasında korelasyon analizleri yapıldı. Bulgular: Kronik fasiyal dermatozu olan 420 hasta (164 akne, 134 rozase, 120 seboreik dermatit) ve 124 kontrolden alınan veriler analiz edildi. Tüm hasta gruplarında kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha yüksek DYKİ, HADÖ ve SGKÖ skorları saptandı. Rozase hastaları en yüksek DYKİ ve SGKÖ skorlarına ve en yüksek anksiyete prevalansına (%37,3) sahipti. Depresyon ise en sık seboreik dermatitli hastalarda (%41,5) görüldü. HADÖ, SGKÖ skorları her iki cinsiyette benzer olmasına rağmen, yaşam kalitesindeki bozulma kadınlarda anlamlı olarak daha fazlaydı. Hasta gruplarında hastalığın şiddeti, süresi, eğitim düzeyi ile ölçek sonuçlarında zayıf düzeyde anlamlı korelasyonlar saptandı. Tartışma ve Sonuç: Yüz bölgesindeki kronik dermatozlar hayatı tehdit etmemekle birlikte, duygudurum ve yaşam kalitesi üzerinde negatif etkilere yol açabilmektedir. Çalışmamız, kronik fasiyal dermatozu olan hastaların psikososyal olarak etkilendiğini ortaya koymaktadır. Kronik fasiyal dermatozların psikososyal sonuçlarının tanınması ve tedavisi hasta stresinin azaltılmasında, hasta uyumunun güçlendirilmesinde ve tedavi başarısının artırılmasında önemli rol oynayacaktır.Öğe The Psychosocial Impact of Chronic Facial Dermatoses in Adults(Mattioli 1885, 2023) Özcan, Yunus; Sungur, Mehmet Ali; Ozcan, Begum Yaman; Eyup, Yavuz; Ozlu, EminIntroduction: Skin diseases have negative psychological and social consequences, especially when they are chronic and affect a visible area of the body, such as the face. Objectives: The purpose of this study is to investigate and compare the psychosocial impact of three common chronic dermatoses of the face: acne, rosacea, and seborrheic dermatitis. Methods: The Dermatology Life Quality Index (DLQI), Hospital Anxiety and Depression Scale (HADS), and Social Appearance Anxiety Scale (SAAS) were used to compare acne, rosacea, and seborrheic dermatitis patients and healthy controls. The relationships between DLQI, HADS, and SAAS results were investigated, as well as their associations with disease duration and severity. Results: The study included 166 acne patients, 134 rosacea patients, 120 seborrheic dermatitis patients, and 124 controls. The patient groups had significantly higher DLQI, HADS, and SAAS scores than the control group. Rosacea patients had the highest DLQI and SAAS scores, as well as the highest anxiety prevalence. Patients with seborrheic dermatitis had the highest rate of depression. The DLQI, HADS, and SAAS results were moderately correlated with each other, but their relationship with disease duration and severity was insignificant or weak at best. Conclusions: Chronic facial dermatoses have a detrimental impact on mood and quality of life. Although patients with acne, rosacea, and seborrheic dermatitis have distinct lesions, the outcomes in terms of quality of life, anxiety, and depression are largely similar. Furthermore, these patients report similar levels of social anxiety as a result of their overall appearance.Öğe An unusual presentation of linear immunoglobulin A dermatosis after coronavirus disease-2019 mRNA vaccine(Galenos Publ House, 2022) Eriş, Elif; Özcan, Yunus; Uyar, Belkız; Gamsızkan, MehmetLinear immunoglobulin A bullous dermatosis (LABD) is a rare subepidermal vesiculobullous disease that can develop in children and adults. Although most cases are idiopathic, drugs, infections, and malignancies have also been reported to induce LABD. In this report, we present the case of a 43-year-old female patient who developed LABD with an unusual clinical appearance shortly after immunization with the coronavirus disease-2019 mRNA vaccine.