Yazar "Çakar, Merve" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Kapsamında Gezegen Sağlığı ve Gezegen Hemşireliğinin Önemi(2021) İlaslan, Nagihan; Çakar, MerveDünya biyosferindeki canlılardan biri olan insan, doğal kaynakları yenilenebilme düzeylerinin üstünde tüketmektedir. Bu durum, çevre üzerinde tahribat oluşturmakta ve insan yaşamının çevre ile olan etkileşimi dolayısıyla iklim değişikliği, kuraklık, biyolojik çeşitlilikte azalma gibi sorunları beraberinde getirmektedir. Bu noktada, üzerinde en çok vurgu yapılan yaklaşım “sürdürülebilir kalkınma” olup, 2015 yılında gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’nde 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kabul edilmiştir. Hedefler incelendiğinde, insanın yaşadığı çevre ile birlikte değerlendiren ve finansal, tarımsal, enerji ve iş sektörleri ile multidisipliner ortaklıklar oluşturan anlayışlara ihtiyaç duyulmaktadır. Çevresel ve koruyucu sağlık akımları sonucu bir gereklilik olarak ortaya konulmuş olan, gezegen sağlığı kavramı ise uluslararası iş birliklerinin gerekliliğini vurgulamaktadır. Uluslararası hemşirelik kuruluşları, gezegen sağlığının geliştirilmesinde hemşirelik profesyonellerini temel paydaşlar arasında görmektedir. Gezegen hemşireliği yaklaşımının benimsenmesi ise modern hemşireliğin kurucusu olan Nightingale’in mesleğin temelleri olarak nitelendirdiği; iyileştirme, liderlik ve küresel eylem ilkelerinin somutlaştırılmasına katkı sağlamaktadır. Buradan hareketle derlemenin amacı, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kapsamında gezegen sağlığı ve gezegen hemşireliğinin önemini vurgulamak ve farkındalık oluşturmaktır.Öğe Active Ageing and Game(2021) Çakar, Merve; Kadıoğlu, HasibeActive aging is a concept about maintaining and sustaining cognitive and functional abilities during the process of aging and in old age. To ensure that human beings are not detached from life, continue their societal roles, and have an effective and productive life as they age, it is important that human beings keep performing the activities that they enjoy and take pleasure in. However, it was found that no study adequately addressed the importance of the game, which is one of these activities, to active aging. Therefore, the article aims to examine the concepts of active aging and game, the contributions of the game to active aging, and the use of digital games in active aging. Hence, raising awareness about the importance of the game in the process of active aging and spreading the use of the game in this process are targeted.Öğe Ağrı Yönetiminde Alternatif Bir Yaklaşım: Kahkaha Terapisi(2021) Çakar, Merve; Ataoğlu, SarfinazAğrı, Uluslararası Ağrı Araştırmaları Birliği tarafından “vücudun belli bir bölgesinden kaynaklanan, doku harabiyetinebağlı olan veya olmayan bireyin geçmişteki deneyimleriyle ilgili istenmedik bir duysal, emosyonel ve hoş olmayan birduyum ya da davranış şekli” olarak tanımlanmıştır. Ağrı için farmakolojik ve nonfarmakolojik tedavi yöntemleribulunmaktadır. Nonfarmakolojik ağrı tedavi yöntemleri; ağrı eğitim programları, egzersiz tedavileri, transkutanözelektrik stimülasyonu, kognitif-davranışsal terapiler, akupunktur, masaj teknikleri, sıcak-soğuk uygulamalar verelaksasyon egzersizlerini içermektedir. Ağrı yönetiminde kullanılan bilişsel-davranışsal stratejiler; hipnozu,relaksasyon tekniklerini ve distraksiyonu içermektedir. Kahkaha yaklaşımı ise ağrı yönetiminde kullanılan distraksiyontekniklerinden biridir. Çalışmalarda kahkahanın, romatizmal hastalıklar, diabetes mellitus, alerjik yanıtlar, bağışıklıksistemi, kardiyopulmoner rahatsızlıklar, kanserler, yaşlılıkla gelişen problemler ve ağrı üzerine iyileştirici etkileriincelenmiştir. Ağrı yönetiminde kullanılan non-farmakolojik tedavi yöntemlerinden biri de kahkaha terapisidir. Ancakülkemizde literatüre göre kahkaha terapisinin ağrı yönetimindeki yeri ve önemini açıklayan yeterli çalışmayarastlanmamıştır. Bu nedenle derlemenin amacı; ağrı ve kahkaha terapisi kavramları ile kahkaha terapisinin ağrıyönetiminde kullanımını ve ağrı üzerindeki etkilerini incelemektir.Öğe Evaluation of The Burden of Care and Self Efficacy of The Caregiver Family Members of Patients with Cerebrovascular Disease(Atatürk Üniversitesi, 2018) Çakar, Merve; Tezel, AyferABSTRACTAim: The present study aimed to evaluate the burden of care and self-efficacy of the caregiver family members of the patients with cerebrovascular disease.Methods: The study sample included 250 caregiver family members of the patients treated due to the diagnosis of cerebrovascular disease between January 2011 and December 2012 at the Izmit Seka State Hospital. Data were collected using the forms describing the characteristics of the caregivers and the patients, "Caregiver Burden Scale", "Self Efficacy Sufficiency Scale" and " Barthel Activities of Daily Living Index".Results: The mean score of the caregivers included in the study from the caregiver burden scale was 48.41±8.88. The caregivers' mean total score for self-efficacy sufficiency was 82.21±10.33. There was a positive and poorly significant correlation between the mean total score for caregiver burden and the sub-dimension of starting the behavior (p=0.038, r=0.131) and negative and poorly significant correlation between the sub-dimension of struggling with obstacles (p=0.007, r=-0.170).Conclusion: As a result of the research, it was determined that there is a relationship between care burden and self efficacy of the caregivers who give care to patients with cerebrovascular disease. It is recommended that caregivers should be supported because of the care burden and self efficacy.Keywords: Caregivers; Cerebrovascular Disorders; Nursing; Self Efficacy ÖZET Serebrovasküler Hastalığı Olan Hastalara Bakım Veren Aile Üyelerinin Bakım Yükü ve Öz Etkililiklerinin DeğerlendirilmesiAmaç: Çalışmada, serebrovasküler hastalığı olan hastalara bakım veren aile üyelerinin bakım yükü ve öz etkililiklerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.Yöntem: Çalışmanın örneklemini, İzmit Seka Devlet Hastanesi’nde Ocak 2011-Aralık 2012 tarihleri arasında serebrovasküler hastalık tanısı nedeniyle tedavi almış hastalara bakım veren 250 aile üyesi oluşturmuştur. Veri toplama, hastaların evlerine gidilip bakım verenler ile yüz yüze görüşülerek yapılmıştır. Veriler, bakım veren ve hasta bireyi tanımlayıcı özellikler formları, ‘‘Bakım Verme Yükü Ölçeği’’, ‘‘Öz Etkililik Yeterlik Ölçeği’’ ve ‘‘Barthel Günlük Yaşam Aktiviteleri İndeksi’’ kullanılarak toplanmıştır.Bulgular: Araştırmaya katılan bakım verenlerin bakım verme yükü ölçeğinden aldıkları puan ortalaması 48.41±8.88 bulunmuştur. Bakım verenlerin öz-etkililik yeterlik ölçeği toplam puan ortalaması ise 82.21±10.33 olarak saptanmıştır. Bakım verme yükü ölçeği toplam puan ortalaması ile davranışa başlama alt boyutu arasında pozitif yönde zayıf düzeyde anlamlı (p=0,038, r=0,131) ve engellerle mücadele alt boyutu ile de negatif yönde zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir (p=0,007, r= -0,170). Sonuç: Araştırma sonucunda, serebrovasküler hastalığı olan hastalara bakım verenlerin bakım yükü ile öz yeterlik arasında ilişki olduğu saptanmıştır. Bakım yükü ve öz etkililik açısından bakım verenlerin desteklenmesi önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: Bakıcılar; Serebrovasküler Bozukluklar; Hemşirelik; Öz YeterlikÖğe Hemşirelerin Hayatında Sosyal Medyanın Yeri(Düzce Üniversitesi, 2019) Demiray, Ayşe; Çakar, Merve; Açıl, Ayşegül; İlaslan, Nagihan; Savaş Yücel, TuğbaAmaç: Çalışmanınamacı hemşirelerin sosyal medya kullanımı ve sosyal medya paylaşımlarınıbelirleyerek bu konuda farkındalık oluşturmaktır. Gereç veYöntemler:Araştırma; bir üniversite hastanesinde çalışmaya katılmayı gönüllü olarak kabuleden 101 hemşire ile Aralık 2017- Şubat 2018 tarihleri arasındagerçekleştirilmiştir. Araştırma verileri hemşirelerin yaş, cinsiyet, eğitimdüzeyi ve medeni durum gibi sosyodemografik özelliklerinin yanı sıra çalışmasüreleri, çalıştıkları birim, sosyal medya kullanım sıklığı, amacı, yapılanpaylaşımların içeriğine yönelik 13 sorudan oluşan Kişisel Bilgi Formukullanılarak toplanmıştır. Bulgular: Çalışmayakatılan hemşirelerin %26,5’inin Whatsapp, %23,1’inin Facebook, %21’inin iseInstagram kullandığı bulunmuştur. Hemşirelerin %46,5’inin sosyal medyaplatformlarında günde bir saatten az, %30,7’sinin günde 1-2 saat zamangeçirdiği belirlenmiştir. Sosyal medya kullanım amaçları incelendiğinde ise;hemşirelerin %28,8’inin gündemi takip etmek, %19,4’ünün video, fotoğraf ve yazıpaylaşmak, %16,4’ünün uzman paylaşımlarını takip etmek için kullandıklarıtespit edilmiştir. Hemşirelerin %37,7’sinin paylaşım içeriğinin kişisel ilgialanlarından, %27,7’sinin kişisel bilgilerden, %17,6’sının yorumlardan oluştuğubelirlenmiştir. Sonuç: Araştırmadahemşirelerin en fazla Whatsapp kullandıkları, sosyal medya platformlarındaçoğunlukla günde 1 saatten daha az zaman geçirdikleri, kişisel hobileri ve ilgialanları ile ilgili paylaşımda bulundukları ve sosyal medyayı gündemi takipetmek amaçlı kullandıkları tespit edilmiştir. Sonuçlar doğrultusunda hemşirelikeğitimi sürecine sosyal medyanın uygun kullanımının dahil edilmesi vestandartlaştırılmış sosyal medya kullanım rehberleri oluşturulmasıönerilmektedir.Öğe Hemşirelik Öğrencilerinin Klinik Uygulamalarında Karşılaştıkları Sağlık Riskleri(2019) Çakar, Merve; Şişman, Nuriye Yıldırım; Oruç, DenizGiriş: Klinik uygulama, hemşirelik eğitiminin önemli ve ayrılmaz bir parçasıdır. Klinik uygulamaların öğrencilerin gelişimi için avantajlarıolmasına rağmen birçok sağlık riski de taşımaktadır. Amaç: Çalışma hemşirelik öğrencilerinin klinik uygulamalarda karşılaştıkları sağlıkrisklerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı-kesitsel tipte planlanan çalışma, Batı Karadeniz Bölgesi’nde bir devletüniversitesinin 3. ve 4. sınıfında öğrenim gören 338 hemşirelik öğrencisi ile yapılmıştır. Veriler bilgi toplama formu ve Hemşirelik EğitimiStres Ölçeği ile toplanmıştır. Bulgular: Hemşirelik öğrencilerinin %27.8’i kesici-delici alet yaralanması yaşamış, bu yaralanmalar genelliklebir kez, tedavi hazırlarken ve enjektör kapağını kapatırken meydana gelmiştir. Öğrencilerin %93.5’i yaralanma bildirimi yapmamıştır.Enfeksiyon etkenine maruz kalan %3.0 öğrencinin, %70.0’ının enfeksiyon komitesine bildirimde bulunmadığı, uygulamalar sırasındaöğrencilerin %63.0’ının havalandırma yetersizliğine maruz kaldığı, uygulamalardaki hareketlere bağlı olarak öğrencilerin %69.5’inin altekstremitelerde ağrı yaşadığı, uygulamaları sırasında öğrencilerin %13.3’ünün şiddet tehdidi yaşadığı saptanmıştır. Hemşirelik öğrencilerininhemşirelik eğitimi stres ölçeği puan ortalaması 64.02 15.07’dır. Kadın öğrencilerin erkek öğrencilere göre daha fazla stres yaşadıklarıbulunmuştur (p .05). Sonuç: Hemşirelik öğrencilerinin klinik uygulama sürecinde pek çok sağlık riskleri ile karşılaştıkları, kesici-delicialet yaralanması, ağrı, şiddet ve stres yaşadıkları saptanmıştır.Öğe Hemşirelik Öğrencilerinin Tek Sağlık ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin Ulaşılabilirliği Hakkındaki Görüşlerinin Belirlenmesi(Türk Hemşireler Derneği, 2022) İlaslan, Nagihan; Çakar, Merve; Şişman, Nuriye YıldırımAmaç: Araştırma, hemşirelik öğrencilerinin Tek Sağlık yaklaşımının benimsediği insan, hayvan ve çevre sağlığı etkileşimi ve sağlığın gelişimi için 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin ulaşılabilirliği hakkındaki görüşlerini belirlemeyi amaçlamaktadır.Gereç ve Yöntem: Bir devlet üniversitesinin sağlık bilimleri fakültesinde üçüncü ve dördüncü sınıf düzeyinde öğrenim gören 239 hemşirelik öğrencisi ile gerçekleştirilen tanımlayıcı tipteki araştırmada, veriler Tanımlayıcı Özellikler Formu, İnsan, Hayvan ve Çevre Sağlığı Etkileşimine Yönelik Anket Formu ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin Ulaşılabilirliği Hakkında Görüş Formu kullanılarak toplanmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiklerden (sayı, yüzde, ortalama, standart sapma, minimum-maximum) yararlanılmıştır. Bulgular: Araştırmada, öğrencilerin %85.4’ünün daha önce Tek Sağlık yaklaşımını duymadığı belirlenmiştir. Ancak öğrencilerin Tek Sağlık yaklaşımının benimsediği sağlık anlayışını ortaya koyan ifadelere en düşük %71.1 ve en yüksek %95.8 düzeyinde tamamen katıldıkları saptanmıştır. Ayrıca öğrencilerin, insan, hayvan ve çevre sağlığının gelişimi için 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin ulaşılabilirliğini en düşük %38.1 ve en yüksek %68.6 düzeyinde uzun vadeli olarak değerlendirdikleri tespit edilmiştir. Sonuç: Hemşirelik öğrencilerinin insan, hayvan ve çevre sağlığının karşılıklı etkileşiminin önemini anlamalarına fırsat sağlayacak Tek Sağlık yaklaşımı ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin hemşirelik eğitimi içerisine dahil edilmesi, multidisipliner uygulama alanları oluşturulması ve yapılacak çalışmalarla literatürün zenginleştirilmesi önerilmektedir.Öğe Pandemi Sürecinde Tek Sağlık Yaklaşımı ve Hemşirelik(2021) İlaslan, Nagihan; Çakar, Merve; Şişman, Nuriye Yıldırımİnsan sağlığının korunması ve iyileştirilmesi için birçok meslek grubunun birlikte çalıştığı tek sağlık yaklaşımı, insanı yaşadığı ekosistem ile bir bütün olarak değerlendirme olanağı tanıyan bir kavramdır. Zoonotik enfeksiyonların yol açtığı pandemilerin görülme sıklığının artışı, sağlığın bütüncül olarak ele alınması gerektiğini göstermektedir. Ancak ülkemizde tek sağlık yaklaşımını ve hemşireliği konu alan yeterli çalışmaya rastlanmamıştır. Bu doğrultuda makalenin amacı; pandemi sürecinde tek sağlık yaklaşımını ve bu yaklaşım içerisinde hemşireliğin önemini incelemektirÖğe Social media use and ethics violations: Nurses' responses to hypothetical cases(Wiley, 2020) Demiray, Ayşe; Çakar, Merve; Açıl, Ayşegül; İlaslan, Nagihan; Yücel, T. SavaşAim This study aimed to evaluate nurses' ability to evaluate ethical violations to hypothetical case studies involving social media use. Background Inappropriate use of social media necessitates health institutes, academic institutes, nurses and educators to consider occupational ethical principles while creating a policy and guide on the usage of social media. Method The data were collected confidentially from the nurses working at a university hospital in Turkey, using the Personal Information Form and the Ethic Case Form. The study was carried out using descriptive and inferential analysis. Findings Analysis of the data showed that the majority of the nurses had received training in ethics, used WhatsApp social media application most often, spent less than an hour a day on social media platforms and used social media to follow daily posts. Analyses of the ethical case evaluations showed that nurses' level of education and ethics training status was influential on their Case 1 evaluations and the length of time they had worked was effective in Case 2 evaluations. When Case 3 evaluations of nurses were analysed according to ethics training, statistically significant differences were found. The analyses of the Case 4 and Case 5 evaluations showed that no statistically significant differences were found according to nurses' descriptive characteristics. Conclusion The study determined that education level, ethical training status, the source of ethics training and the duration of their work in the profession were effective regarding the case evaluation of the nurses. Implications for nursing and health policy Nursing policymakers, educators, administrators and clinicians need to cooperate in the development of ethical awareness and creation of solutions to violations, the preparation of guidelines for social media use.












