Ulu, Ayşe2023-07-262023-07-2620212458-8636http://doi.org/10.28981/hikmet.898371https://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/1139269https://hdl.handle.net/20.500.12684/12307Uzun bir hikâye şeklinde manzum olarak kaleme alınan mesnevi, her ne kadar literatürde bir nazım şekli olarak yer alsa da hem teknik hem de içerik özellikleri açısından hikâye vasfına sahip bulunmaktadır. Bu yüzden mesneviyi modern öyküleme yöntemleriyle incelemek mümkündür. Nitekim roman ve mesnevi, farklı medeniyet ürünleri olmakla birlikte hikâye anlatma özellikleri ve işlevleri yönüyle birbirine benzemektedir. Klasik edebiyata ait eserler içerisinde içerdiği konuların zenginliği yanında kullanım olarak da geniş bir alana sahip olan mesneviler, yüzyıllar boyunca birçok şair tarafından kaleme alınmış ve geniş kitleler tarafından okunmuştur. Bu mesneviler içerisinde özellikle Leylâ ve Mecnûn gibi aşk mesnevileri okuyucular tarafından daha fazla rağbet görmüştür. Geniş kitlelere ulaşabilme potansiyeline sahip böyle eserlerin bugünün dil ve edebiyat yöntemleriyle yeniden okunup değerlendirilmesi gereklilik arz etmektedir. Bu çalışma ile 16. yy.da yazılmış olan bir Leylâ ve Mecnûn mesnevisinin, öyküleyici bir metin olarak değerlendirilerek bugüne taşınması ve bugünün okur dünyasına tanıtılması amaçlanmıştır.tr10.28981/hikmet.898371info:eu-repo/semantics/openAccessMesneviromanöyküleme yöntemleriAhmed-i RıdvânLeylâ vü Mecnûn Mesnevinovelstorytelling methodsAhmed-i RıdvânLeylâ vü MecnûnÖYKÜLEYİCİ BİR METİN OLARAK AHMED-İ RIDVÂN'IN LEYLÂ VÜ MECNÛN MESNEVİSİArticle0141151471139269