Canbazoğlu, MustafaAkkaya, CengizCangür, ŞengülKırlı, Selçuk2020-04-302020-04-3020131302-6631https://doi.org/10.5455/apd.40630https://hdl.handle.net/20.500.12684/4903WOS: 000325901500007Amaç: Bu çalışmada düzelme döneminde olan bipolar bozukluk (BB) hastalarının kalıntı belirtilerinin, hastanın sosyodemografik, klinik ve tedavi özellikleriyle ilişkisi ve işlevselliğe etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışma grubunu düzelme döneminde olan ve çalışmaya alınma ölçütlerini karşılayan BB hastaları oluşturmuştur. Hastalar kesitsel olarak tek bir görüşme ile değerlendirilmiştir. Sonuçlar: Çalışmaya toplam 120 hasta (%54.2 kadın) alınmıştır. Hiç evlenmemiş olanlarda manik kalıntı belirtilerin, evli ve boşanmış/dul olanlara göre anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu saptandı. Evli olan grubun ise İşlevselliğin Genel Değerlendirilmesi Ölçeği (İGD) puanının, hiç evlenmemiş ve boşanmış/dul olanlara göre anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu saptandı. Çalışanların İGD puanı işsiz, ev kadını ve emekli olanlara göre anlamlı düzeyde daha yüksek çıktı. Depresif kalıntı belirtilerin ve bozukluğun erken yaşta başlamasının işlevsellik üzerine olumsuz etkisinin daha belirgin olduğu, geçirilen son atağın kalıntı depresif ve buna eşlik eden anksiyete belirtileri üzerine etkisinin bulunduğu, hastaların düzenli hekim izlemesine gelmesini sağlayan nedenlerin daha çok depresif belirtiler ve genel işlevsellik düzeyinin düşüklüğünün olduğu saptanmıştır. Hastaların sadece %23.4’ünün tek bir duygudurum dengeleyici ile izlendiği, %75’Inin ise en az iki ilaç kullandığı saptandı, ancak hastaların kullandıkları tedavi ile kalıntı belirtiler ve işlevsellik durumu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunamadı. Tartışma: BB’nin, psikososyal işlevselliği önemli derecede etkilemesi nedeniyle hastalığın özelliklerini belirlemek, düzenli ve sürekli olarak izlemek ve tedavisini planlamak günümüzde önem kazanmaktadır. Kalıntı belirtilerin içeriğini belirleyen ve kalıntı belirtilerle birlikte işlevselliğe katkıda bulunan birçok değişken, BB hastalarının homojen bir grup oluşturmalarını ve benzer bir prognoz göstermesini engelleyen etkenlerdendir. Bu bağlamda her BB hastasına özgü farklı bir tedavi stratejisi geliştirilmesinin önemi ortaya çıkmaktadır. (Anadolu Psikiyatri Derg 2013;14:228-36)Objective: The objective of this study was to investigate the relationship between the residual symptoms of patients with bipolar disorder (BD) in remission and their sociodemographic, clinical and treatment-related characteristics and their effect on functioning. Methods: The study group consisted of BD patients who were in remission and met the inclusion criteria of the study. The patients were assessed in a single cross-sectional interview. Results: A total of 120 patients (54.2% women) were included in the study. Those who never got married had significantly more manic residual symptoms than those who were married and divorced/widowed. The Global Assessment of Functioning (GAF) scores of the married group were significantly higher than those of the patients who never got married and were divorced/widowed. The GAF scores of those employed came out to be signifi-significantly higher than those of the unemployed, housewives and retired. Depressive residual symptoms and having the disease at a younger age had more prominent negative effects on functioning, the last attack experienced had an impact on the residual depressive symptoms and the accompanying anxiety symptoms, and the reasons that made the patients to come to regular doctor monitoring were mostly depressive symptoms and the decline in general functioning. Only 23.4% of the patients were monitored with a single Mood Stabilizer and 75% of them used at least 2 medications, but no statistically significant relationship was found between the treatment received by the patients and their residual symptoms and functioning. Conclusion: Since BD affects psychosocial functioning to a large extent, it is becoming increasingly important today to identify the characteristics of the disease, to monitor patients regularly and continuously, and to plan their treatment. Many variables that determine the nature of residual symptoms and contribute to functioning alongside residual symptoms are factors that prevent BD patients from forming a homogeneous group and demonstrating a similar prognosis. This makes it important to develop a different treatment strategy specific to each BD patient. (Anatolian Journal of Psychiatry 2013;14:228-36)tr10.5455/apd.40630info:eu-repo/semantics/closedAccessbipolar disorderresidual symptomspsychosocial functioningDüzelme dönemindeki bipolar bozukluk hastalarının kalıntı belirtilerinin klinik özellikler ve iĢlevselliğe etkisiThe effect of residual symptoms on clinical characteristics and functioning of patients with bipolar disorder in remissionArticle143228236WOS:000325901500007Q4Q4