Görgülü, Faruk2024-08-232024-08-2320231300-84982822-2261https://search.trdizin.gov.tr/tr/yayin/detay/1161291https://hdl.handle.net/20.500.12684/15147Kur’ân-ı Kerîm, anlaşılmak ve tüm insanlığa doğru yolu göstermek üzere indirilmiş son ilâhî kitaptır. O, öğüt alınması ve insanlara hidâyet rehberi olması için anlaşılması kolaylaştırılmış bir kitaptır. Kur’ân’ın rehberliğinden istifade edilebilmesi, ortaya koyduğu evrensel değerlerin benimsenebilmesi ve getirdiği ilkelerin uygulanabilmesi anlayarak, düşünerek, manasına vakıf olarak okunmasına bağlıdır. Bu çerçevede pek çok âyet Kur’ân mesajının akledilmesi ve üzerinde düşünülmesi gerektiğine vurgu yapar. Allah’a ve peygambere iman eden, Kur’ân’ı anlamaya ve onun ilkelerini hem iç âleminde hem de gündelik hayatında uygulamaya çalışır. Ancak insanlardan bir kısmının gerek itikâdî gerekse ahlâkî açıdan taşıdıkları birtakım özellikler, onların Kur’ân’ı anlamalarının önünde ciddi bir engel oluşturmuştur. Bu bağlamda itikadî açıdan küfür, şirk, nifak gibi tutumlar, Kur’ân’ın anlaşılmasındaki engellerden bir kısmını meydana getirmektedir. Kibir, inat, haset, önyargı gibi duygular ise ahlâkî yönden Kur’ân’ın anlaşılmasının önündeki engeller arasında zikredilebilir. Bu çalışmada âyetlerden hareketle, Kur’ân’ın anlaşılmasına mâni teşkil eden kişisel zaaflardan ön plana çıkanlar üzerinde durulmakta ve bunların bireylerin dünyasında nasıl bir sonuç meydana getirdiği irdelenmektedir.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessKur’ân’ın anlaşılmasında inanç ve ahlâk kaynaklı engellerArticle59113561161291