Karagöz, İsmail2025-10-112025-10-1120252587-0882https://doi.org/10.31121/tader.1584170https://search.trdizin.gov.tr/tr/yayin/detay/1312550https://hdl.handle.net/20.500.12684/20783Yüce Allah, hayır ve şerri işleyebilecek yetenekte yarattığı insana akıl vermek, peygam-ber göndermek ve kitap indirmek suretiyle rehberlik etmiş, iman edip etmemeyi, iyi ve kötü işleri yapıp yapmayı iradesine bırakmıştır. Bununla birlikte ahirette cehennem olduğunu bildi-rerek insanları inkâr ve isyandan sakındırmıştır. Cennet vaat etmek suretiyle iman, itaat ve iba-detlere teşvik etmiş, insanın dünyada küçük veya büyük, az veya çok yaptığı iyi veya kötü işlerinin kaybolmayacağını ve ahirette bunun hesabının verileceğini bildirmiştir. Bu âyetlerden biri de Zilzâl sûresinin yedi ve sekizinci âyetleridir: “Kim zerre ağırlığınca bir hayır ve salih amel işlerse onu görür. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük ve günah işlerse onu da görür.” Âyette geçen “kimse”, mümin mi kâfir mi? Her ikisi mi? “Zerre” kadar iyi işin mükâfatı, “zerre” kadar kötü işin cezası dünyada mı ahirette mi olacak? Ahirette ise kâfir zerre kadar iyi işin mükâfatını, mümin zerre kadar kötü işin cezasını görecek mi? Bütün bunlar âyette açık değildir. Bu sebeple sahabe döneminden itibaren müfessirler âyeti anlamada ittifak edememiş-lerdir. Makalemizde âyetteki “amel, hayır ve şer” kavramları, “kimse” ismi ve “onu görür” cümlesi ile ne kast edildiği, bunun dünyada mı ahirette mi olduğu hususları ele alınmıştır.tr10.31121/tader.1584170info:eu-repo/semantics/openAccessAmelKur’ânCezaMükâfatHayırŞerZilzâl Sûresinin Yedi ve Sekizinci Âyetlerinin Anlamı Üzerinde Bir DeğerlendirmeArticle912742921312550